Değerler eğitiminDe Sabır
35
Kur’an-ı Kerim’in birçok yerinde bahsedilen sabır
her güzel ahlakın başıdır. Mesnevilerde sabrın önemi
üzerinde durulmuş; insanların ulaşmak istedikleri güzel
neticelere yalnızca sabrederek varabileceklerinden
bahsedilmiştir. Dinî kavram ve sembollerin toplumsal
bilinç ile ilişkisinin varlığı bilinmektedir. Din, her bir
kavram ve sembole yüklenen anlam ile bir bireyi, bir
toplumu, bir kültürü ve bir medeniyeti farklılaştırdığı
gibi benzer özellikleri de oluşturabilir. Bu kavramların
en önemlilerinden birisi sabırdır. Çünkü sabır bireyin
ve toplumun yaşamında kendi kendisi olmasının bir
ifadesidir. Diğer bir ifadeyle bireyin veya toplumların
iyi yönde elde ettikleri başarının temelini oluşturur
(Azamat, 2004).
PSİKOLOJİDE SABIR KAVRAMI
Sabır, psikolojide oldukça yeni bir kavramdır. Bilinen
en temel anlamı hayal kırıklığı, sıkıntı ve acı karşısında
bireyin sakince bekleme eğilimidir (Schnitker, 2012).
Blount & Janicik’e (2000) göre sabır gecikmeye verilen
bir tepkidir; sakinlik, sempati ve empati gibi duyguları
yansıtır. McClough, Tsang & Emmons (2004)’a göre
ise sabır tipik bir eğilim olarak tanımlanır “sabırlı
bir kişi gibi”; ama aynı zamanda bir durum olarak da
görülmektedir. Sabır kişilik özelliği ve durum arasındaki
etkileşimde ortaya çıkan bir ürün olarak ifade edilir.
Değer ve Sabır İle İlgili Kavramsal Bilgiler
36
Schnitker (2012) sabrın duyuşsal ve davranışsal özelliği
olduğunu ifade eder. Sabır davranışsal olarak beklemeyi,
duyuşsal olarak sakin olmayı içerir. Sabır; herhangi
bir nesne ya da kişiyi bekleme esnasında sıkılma ve
zorlayıcı bir durum karşısında sınırlanma gibi olumsuz
uyarılmanın etkisinin birleşimidir. Kavramsallaştırma
farklılıkları olmasına rağmen tanımlar birbirini tamamlar
niteliktedir.
Sabır çeşitli zaman ve koşullar karşısında oluşan
bir durum olarak kabul edilir. Örneğin uzun süren
rahatsızlıklar karşısında ya da trafik sıkışıklığı gibi
sıradan zamansal gecikmelerde sabır gösteririz.
Sabır, genellikle zamansal bir bileşeni olduğu kabul
edilmesine rağmen sadece zamana odaklanarak
açıklanamaz (bir hastalıktan sonra kişinin iyi olmasını
beklemek gibi). Zorlayıcı kişiler ve koşullarda uğraşma
durumu olarak da kabul edilir. Ayrıca sabrın bilişsel ve
duyuşsal özellikleri vardır. Bu da sabrın doğuştan değil
sonradan kazanılan bir durum olduğunun göstergesidir
(Blount & Janicik, 2000). Bir gecikme ya da zorlayıcı
bir yaşantı karşısındaki tutum, bireysel farklılıklar
gösterir. Bu bağlamda herhangi bir kişinin sabrının
değerlendirilebilmesi için bireyin kendi tutum ve
değerleriyle yorumlanması yerinde olacaktır. Sabır
bilişsel tepkilerin yanı sıra duyuşsal tepkilerle birlikte
değerlendirilir. Bireyin bekleme ve zorlayıcı şartlar
karşısında geçmiş yaşantısındaki olumlu ve olumsuz
Değerler eğitiminDe Sabır
37
duygularının, sabrın duyuşsal değerlendirilmesinde
önemli bir yeri vardır (Dudley, 2003).
Mehriban’a (1999) göre sabır, sınırlı kararlı ve
planlanmış bir eğilimdir örneğin sabır eğilimine sahip
olan kişiler zorluklarla başa çıkabilirler ve hedefe
ulaşana dek çalışırlar. Mehriban sabrı bir kişilik özelliği
olarak da tanımlar. Ayrıca sabrı zamansal olarak da
değerlendirir. Üç tip sabırdan bahseder.
1.Kısa süreli sabır: Gündelik yaşamda sıkça
karşılaşılan bekleme durumları olarak nitelendirilir.
Örneğin; trafik sıkışıklığı, otobüs ya da uçak saatini
veya restoranda sırada beklemek gibi.
2.Uzun süreli sabır: Bireylerin herhangi bir
zorlayıcı yaşantı karşısında baş edebilme yeteneği olarak
tanımlanır. Örneğin; uzun süren rahatsızlıklar, maddi
problemler, yeni doğan bebeklere karşı annelerin tutumu
gibi 3.Kişiler arası sabır: Bireyin sosyal ilişkilerinde
diğer bireylere gösterdiği tahammül olarak tanımlanır.
Örneğin; zorlu patronlar, ebeveynler, ergenler ya da
öğrencilere karşı gösterilen sabır gibi.
Dudley (2003) araştırmasında sabrı beş faktörde in-
celemiştir. Bunlar erteleme, soğukkanlılık, merhamet,
zaman çokluğu ve toleranstan oluşmaktadır. Dudley’in
çalışmasında sabırlı kişilerin özelliklerinin ne olduğunu
belirtmiş ve diğer kavramlarla özellik olarak sabrın ni-
teliklerini karşılaştırmıştır. Örneğin maddeler arasında
Değer ve Sabır İle İlgili Kavramsal Bilgiler
38
“hızlı çalışırım”, “saçımı kestirmek için vakit bulabi-
lirim”, “eğer istersem bazı şeyleri alırım” “bazı şeyleri
yapmak için fazla zamanım vardır” bu maddelere sabrın
ötesinde yoğunluk, meşguliyet gibi genel kavramlara
yüklemeler yapılmıştır.
Sabrın yapısına bakıldığında, ahlaki ve politik
perspektifte kendine özgü bir niteliği olduğu
söylenebilir. Sabır; bekleten, hızı yavaşlatan ve doğru
şeyler yaptırmayı hedefleyen bir yapıdadır (Uday &
Mehta, 2011). Kısa süreli sabrın düşük ya da yüksek
olması bireyin durumsal özelliklerine bağlıdır. Eğer
bireyin acelesi yoksa ve vakti varsa daha fazla hizmet
beklentisi içerisine girecektir. Örneğin; bireyler alışveriş
esnasında ya da trafik sıkışıklığında hizmetin kalitesi ya
da niteliğinden ziyade hızlı olmasına özen gösterirler.
Sabır genellikle bir kişilik eğilimi olarak yorumlanır
“O sabırlı bir kişidir”, ancak bir durum olarak da
görülebilir kavram aslında her ikisinin de birleşimidir
hem bir kişilik özelliği hem de durum arasındaki
etkileşimin ortaya çıkmış ürünüdür. Sabrın bu iki
kavramsallaştırması birbirine bağlanmıştır, bu nedenle
ikisini de sabrın anlamlı bileşenlerinden biri olarak
görmek önemlidir (Schnitker, 2007). Örneğin, başka bir
erdem olan şükretmek, minnettar bir tavır ya da minnettar
hissetme özel durumu olarak kavramsallaştırılabilir
(McCullough, Tsang, & Emmons, 2004). Her ne kadar
kavramsallaştırmalar birbirinden bağımsız olsalar da
Değerler eğitiminDe Sabır
39
bağımsız değildirler çünkü sabrın hem bir durum hem
de özellik olarak yorumlanabileceğini ve çok sabırlı
insanların sabrı daha sık hissettiğini söylenebilir. Ayrıca
sabır davranışsal (diğer bir deyişle bekleme) ve duygusal
(yani sakin hissetme) bileşenleri içerir. Bir duygu olarak
sabır olumsuz durum karşısında hayal kırıklığı veya
öfkenin yokluğu ya da bireylerin bu durumlara daha az
tepki vermesidir.
Sabır, sabırlı hissetme, sakin kalabilme, davranış
olarak bekleme gibi hem davranışsal hem de duyuşsal
tepkileri içerir. Bu noktada sabrın yapısıyla ilgili
olarak bazı kavramlardan söz edilebilir. Bunlar; bilinçli
farkındalık, hazzın ertelenmesi, öznel iyi oluş, olumlu
başa çıkma, değerler, zaman aciliyeti ve gecikme
kavramlarıdır (Schnitker & Emmons, 2007). Blount
& Janicik’e (2000) göre sabır duygusu ve davranışı
arasındaki ayrımı ise birinin duygusal sabırsızlığa sahip
olabileceği, ancak sabır davranışı sergileyebileceği
ortaya koymuşlardır. Sabır davranışını anlamak için
hayal kırıklığı, öz-düzenleme ve zamansal-özgecilik
anlaşılması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Kişinin
sabırsız hissettiğinde hayal kırıklığı ve kaçınma
teknikleri kullanılır. Sabırsızlık sonucunda olan hayal
kırıklığını azaltmak için bekleme hazırlığı gibi teknikler
kullanılabilir. Bilişsel hazır oluş içinse “bazen beklemek
zorundasınız” gibi cümlelerle bireyin sabırsızlıkla baş
etmesi sağlanabilir. Kitap okuma, örgü dikkatini farklı
yerlere odaklayarak hayal kırıklığını azaltabilir.
Değer ve Sabır İle İlgili Kavramsal Bilgiler
40
Sabır gerektiren herhangi bir durumda verilen bir
diğer tepki ise hoşgörüdür. Hoşgörüde, öz düzenleme
mekanizmaları (sosyal algılama) ve zamansal-özgecilik
(empati, sempati) tepkileri verilmesi daha olasıdır.
Blount ve Janicik (2000) bireyin sabırlı bir tepki
vermesi için gerekli bilişsel duyuşsal ve davranışsal bazı
düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtmişlerdir.
Bireyin sabırlı bir tavır sergileyebilmesi için bireyin
empati yada sempati içeren tepkiler vermesi gerektiği
üzerinde vurgu yapmışlardır. Ayrıca bireylerin sabırlı
tepkiler vermesinde zamansal gecikmenin üzerine
özellikle vurgu yapmaktadırlar. Ayrıca gecikmeye verilen
tepkilerde bireyin sabırlı tepkiler vermesinde gecikmenin
mutlak süresi, gecikme koşullarının değerlendirilmesi,
gecikmenin beklendiği veya beklenmediği, gecikme
süresince oyalanma ihtimalleri dâhil olmak üzere
değerlendirilmesidir.
Blount ve Janicik’in (1999) ayrıca gecikmeye
sabırlı tepkiler verilmesinin fırsat maliyetleri üzerinde
durulur. Fırsat maliyeti gecikmenin getirdiği maliyet ve
cezaya karşılık gelir. Örneğin biri parkta geciktiğinde
park cezası alması, arkadaşıyla telefonda konuşması
nedeniyle kaçırılan bir randevu ya da trafik problemleri
nedeniyle bir sonraki trene bilet alınması gibi durumlar
fırsat maliyeti olarak adlandırılır.
Değerler eğitiminDe Sabır
41
Sabır ve Bilinçli Farkındalık:
Sabır her şeyin bir vakti olduğunu kabul etmek ve
anlamaktır. Bir çocuk kelebeğe kozasını açarak yardımcı
olmaya çalışabilir. Genellikle bunun kelebeğe bir faydası
olmaz; her yetişkin bilir ki kelebek sadece vakti gelince
ortaya çıkar, dolayısıyla bu süreçte aceleci davranmamak
gerekir. Kendimize de kelebeğe davrandığımız gibi
davranmalıyız. Bazen daha iyi zamanlar tercih etmemiz
gerekir. Bu zamanların her biri şu andaki yaşamımızdır.
Çoğu zaman düşüncelerimiz şu anı algılamamızı etkiler
ve şimdi ile bağlantımızın kesilmesine yol açar. Sabırlı
olmak; her bir ana açık olmak, onu olduğu gibi kabul
etmek ve tıpkı kelebek örneğinde olduğu gibi her şeyin bir
zamanı olduğunu bilmek gibidir (Kabat & Zinn, 2005).
Sabrı geliştirmek bilinçli farkındalığın artırılmasıyla
mümkün olabilir (Collard & Walsh, 2008). Farkındalık
terapisinde, biçimsel pratiklerde, meditasyonda sabır
ve tevazuya ihtiyaç duyulur. Bilinçli bir şekilde yıkıcı
alışkanlıkların farkına varmak yerine basitçe yeni
alışkanlıklarla değiştirmek ve bilinci artırmak amaçlanır;
ama bu durum zaman alır.
Sabır ve Hazzın Ertelenmesi:
Hazzın ertelenmesi, daha büyük bir ödüle karşın
daha küçük bir ödül arasında açık bir seçim yapmak
olarak tanımlanmıştır. Beklemekle ilgili olsun ya da
Değer ve Sabır İle İlgili Kavramsal Bilgiler
42
olmasın herhangi bir seçimin bulunduğu yerde sabır
faktöründen söz edilir (Schnitker, 2012). Rachlin’in
(2000) yaptığı çalışmada örneklem grubuna iki teklif
sunulmuş ve aralarında seçim yapmalarını istenmiştir: “
30 gün içerisinde 10 dolar mı almak istersiniz yoksa 31.
Gün 11 dolar mı almak istersiniz? “sorusuna örneklem
grubu yüksek oranda büyük ödülü tercih etmiştir. Farklı
örneklem grubuna yapılan ikinci çalışmada: “Bugün 10
dolar mı almak istersiniz yoksa yarın 11 dolar mı almak
istersiniz?” sorusunda 10 doları bugün almak istemişler
yarına 11 doları beklememeyi tercih ederek dürtüsel
davranmışlardır. Bu çalışmalarda da gördüğümüz gibi
bekleme değerlidir. Zamansal karar vermede gelecek için
beklenen ödülün değerine ve öznelliğe göre çeşitlenir.
Sabır ve Gecikme:
Gecikmeye verilen tepkiler iki kategoride incelene-
bilir. Erteleme (başlamak için bir şey beklemek) ve hoş-
görü (bir şeylerin sona erilmesini beklemek). Erteleme
durumlarında, Blount ve Janicik, bireylerin beklerken
zamanı doldurmaları gerektiğini bildirdiklerini, hoşgörü
durumlarının birisini acele etme veya uykuya dalma is-
teği gibi dürtüleri yönetmesi gerektiğini bildirdiler. Do-
layısıyla, bu gecikme durumları, gecikmenin yapısında
ve gecikmeyi yönetmek için gereken tepki türünüz bakı-
mından farklılık gösterir.
Değerler eğitiminDe Sabır
43
Blount ve Janicik (1999, 2000) sabır konusunda te-
orik ve deneysel bir dizi çalışma yapmışlardır. Bu çalış-
maların sonunda sabrı üç bölümde oluşan bir modelle
açıklamışlardır bunlar: 1-gecikmenin açıklanması ve
anlaşılması, 2-gecikmenin sorumluluğunun değerlen-
dirilmesi ve 3-gecikmeye cevap verilmesidir. Sırasıyla
bu bileşenler incelendiğinde Gecikmeyi açıklama ve
anlama bileşeni, gecikmenin ve bekletmenin değerlen-
dirilmesini içerir. İkinci faktör gecikme sorumluluğu-
nun değerlendirilmesidir. Üçüncü faktör ise, erteleme
ve gecikme tolere edilmesi durumlarına ve diğer çe-
şitli faktörlere ilişkin bilişsel, davranışsal ve duygusal
yanıtların tartışılmasını içerir. Yani gecikmeye cevap
verme sürecinde, gecikmeye uyum sağlama veya tepki
verme sorumluluğunun değerlendirilmesidir. Blount ve
Janicik (1999, 2000) yaptıkları çalışmalarda toplumsal
gecikmelere karşı bireylerin sabırlı ya da sabırsız nasıl
yanıtlar verdiklerini ortaya koymuşlardır. İkinci makale,
sabrı ve sabırsızlığın duygunun üzerindeki rolü üzerine
odaklanmaktadır. Blount ve Janicik, (1999, 2000) sabrın
bireyin gecikmeye ilişkin bilişsel, davranışsal ve duygu-
sal bir yanıt olarak tanımlamışlardır. Onlar araştırmala-
rında insanların neden sabırsız davrandıkları sorusuna
yanıt aramışlardır. Onlara göre önemli olan gecikmenin
mutlak miktarı değildir. Bir kişinin gecikme karşısında
nasıl tepki vereceğini belirleyecek olan zaman miktarına
verilen değerdir.
Değer ve Sabır İle İlgili Kavramsal Bilgiler
44
Sabır açısından değerlendirilebilecek bir diğer
önemli unsur gecikmenin sorumluluğunun yüklenme-
sidir. Hem sabırlı hem de sabırsız bireyler gecikmenin
sorumluluğunu diğer bireylere yükleme eğilimindedir-
ler. Sabırsız olan bireylerin suçu belirlediği, diğer kişi-
nin özelliklerinden “beceriksizlik” sorumlu olduğu veya
davranışının “yavaş hareket ediyor” sabırlı bireylerde
ise verilen tepki empati veya sempatiye dönüşmüştür.
Diğer bir değişken ise gecikmeye uyum sağlama so-
rumluluğunun değerlendirilmesidir. Sabırlı bireyler, sos-
yal normları veya değerleri referans alarak gecikmeye
verilen tepkide daha fazla kendileri sorumluluk almış-
lardır. Sosyal normlar çocukların sabırlı olması ve yetiş-
kinlerin bunu öğretmesi gerektiği üzerinde durmaktadır.
Sabırsız bireyler de ise daha az öz sorumluluk ve sos-
yal normlara bağlılık söz konusudur. Sabırlı bireylerin
gecikmenin sorumluluğunu daha fazla kendileri almış-
lardır. Sabırsız bireyler ise gecikmenin sorumluluğunu
harici faktörlere yüklemişlerdir. Sabrın yapısı incelen-
diğinde kendini düzenleme, hazzın ertelenmesi, zaman
aciliyeti ve Tip A davranış kalıbı gibi bir takım kavram-
larla ilgilidir. Sabrın bileşenleri bu kavramlarla ilişkisini
açıklayarak daha kolay olacaktır.
Blount & Janicik’in (2000) modelinin temel özelli-
ği gecikmenin zamansal yönüdür. Gecikmede zamanın
miktarıyla ilgili bir değerlendirme ve kişilerin gecikme-
ye nasıl tepki verdiğine yönelik bir çalışma yapılmıştır.
Değerler eğitiminDe Sabır
45
Yapılan çalışmanın sonuçlarına göre gecikme iki kate-
goride tanımlanmıştır: Erteleme (bir şeye başlamak için
bekleme) ve tolerans (bazı şeylerin sonlanması için bek-
leme). Erteleme durumunda, bireylerin ihtiyaç duyduğu
zamanları beklemek, tolerans da ise zamansal gecikme
gerektiren durumlarda dürtülerin kontrol edilmesini sağ-
lamak amaçlanır (Çok acıkmak ya da uykuya acilen ihti-
yaç duymak gibi). Bundan dolayı gecikme durumlarında
gecikmenin yapısı ve gecikmenin yönetilmesinde fark-
lılıklar gösterir. Schnitker & Emmos (2007) sabırlı ki-
şiler günlük yaşamda daha dikkatli ve yoğun bir şekilde
görevlerini yerine getirdiklerini belirtirler. Sabırlı kişi-
ler gecikme olan durumlarda zamansal kaynak bulmaya
çalışırlar ve yaşanılan anın tadını çıkarabilirler. Sabırsız
bireylerin düşünceleri bekleten nesne ya da kişinin ya-
vaşlığıyla ilgilidir dolayısıyla anın tadını çıkaramazlar
ve dikkatleri gecikmeye odaklıdır.
Sabır ve Zaman:
Batı kültürlerinde zaman çok sınırlı bir kaynaktır.
Zaman aciliyeti durumlarının bireyler hızlı karar verip
bekleme süresine farklı yüklemeler yapabilirler. Eğer za-
man sınırlıysa ve aciliyet varsa daha hızlı ve daha hara-
retli yüklemeler olabilir (Kruglanski & Webster, 1996).
Sabırsız kişiler gecikme sorumluluğunun yargılanmasın-
da daha acelecidirler. Sabırlı kişiler ise gecikme sorumlu-
luğunun yargılanmasında inançları daha yoğun kullanır-
Değer ve Sabır İle İlgili Kavramsal Bilgiler
46
lar ve yüklemeleri inançları yönündedir. Sabırsız kişiler
genellikle gecikmenin sorumluluğunu dış etkenlerde bu-
lurlar (Blount & Janicik, 2000; Taylor, 1994). Zaman tah-
mini kişilerin gelecekle ilgili planlarının ne kadarını ger-
çekleştirebildiğini anlamaya yöneliktir. Kişiler geçmişle
ilgili zaman tahminleri gelecekteki tahminlerinden daha
başarılı olduğu görülmüştür. Gelecekle ilgili tahminler
normalin çok daha üzerinde olmuştur (Francis & Smy-
the, 1999). Bu noktada sabır, zamanın nasıl algılanacağı
konusunda önemlidir.
Sabırlı bireylerin yaklaşık gecikme süresini bildik-
lerinde zaman aciliyetini daha az tepki verdikleri tespit
etmişlerdir. Sabırsız bireylerde ise bu durum zıt yönde
gelişim göstermiştir. Gecikme beklenmedik şekilde ger-
çekleştiğinde veya beklenenden uzun sürdüğü zaman katı-
lımcılar daha sabırsız davranmışlardır. Gecikme sürecinde
dikkat dağıtıcı bir unsur (kitap okuma gibi) varsa bekle-
mek o ölçüde daha katlanılır duruma gelmektedir. Yapacak
hiçbir şey bulunmaması durumunda ya da bilerek kendine
dikkat dağıtıcı bir unsura yönlendirilmediğinde sabırsız
tepkiler verilmektedir (Blount & Janicik, 2000).
SABRIN BİREYSEL VE TOPLUMSAL
AÇIDAN ÖNEMİ
Son yıllarda bilim ve teknolojinin hızla ilerlemesine
paralel olarak insanoğlunun çeşitli yaşamsal etkinlikle-
Dostları ilə paylaş: |