45
Engelsiz çocuklarla karşılaştırıldığında, 18 aylığa kadarki
çocuklarda motor ve zihinsel sonuçlar aşağı doğru ilerleme
eğilimindeydi. 12 aylığa kadar motor ve zihinsel skorlar aşağı
yukarı birbirlerine eşit durumdaydı. Daha sonra zihinsel skor bir
şekilde motor skordan daha yüksek çıktı. Ancak 18 ay sonra,
aşağı doğru seyreden bu eğilim değişti; Carr (1970) ve
Dicks-Mireaux’nun (1972) bilgileriyle karşılaştırıldığında, 3 yaşa
kadar yükselen bir eğilime geçtiği gözlendi. Yazarlar, gruplarının
küçük olmasını ve etik açıdan doğru olmadığı için bir kontrol
grubuyla çalışmamayı dezavantaj olarak gördüler. Grubun sabit
sayıda olması, birbirini izleyen boylamsal veriler, standardize
edilmiş test metodu, sistematik erken müdahale programı ve
tedavinin parçası olarak ebeveyn katılımı ise avantajlar
arasındaydı. Tanımlanan programın ve gelişim testlerinde üretilen
kanıtlanmış sonuçların referans verilerle karşılaştırılmasının, DS’lu
çocuklardaki gelişimsel gerilemeyi azaltabilecek özellikte olduğu
konusunda hemfikir oldular.
Cunningham (1987); Manchester (Birleşik Krallık) ve çevresinde,
DS’lu çocuğa sahip 181 aileden oluşan bir temsilci grupla bir
araştırma yaptı. Bu çocuklar 1973 Ağustos’u ile 1980 Ağustos’u
arasında doğmuştu. Cunningham DS’lu çocukların motor
problemlerini (hipotoni, koordinasyon eksikliği) göreceli olarak
küçük olan serebelluma, küçük olan beyin sapına ve merkezi sinir
sisteminin geri kalmış gelişimine bağladı.
Müdahale ile ilgili olarak; her aile için kullanılmış “standart
yaklaşım” ve araştırma grubunun içinden seçilmiş birkaç alt grupta
kullanılmış daha yoğun ve detaylı yaklaşım arasında bir ayrım
yapıldı. Burada yapılmak istenen şey; spesifik değişkenlerin
etkilerini, bir alt gruptaki çocuklarla geri kalan kontrol gruplarını
karşılaştırarak araştırmaktı. Standart yaklaşım, teşhis
konulduktan hemen sonra başlayan ev ziyaretlerinden oluşuyordu.
Buna, çocuklar 18 aylık olana kadar 6 haftada bir devam edildi.
Bunu takiben, bu ziyaretlere 2 yaşına kadar 12 haftada bir
devam edildi. Bundan sonra uzun dönem etkilerine bakılarak
aileler; çocuklar 5 yaşına gelene kadar yılda 2 kez ziyaret edildi.
Bu ziyaretler sırasında, ailelere DS ile ilgili genel bilgiler ve destek
organlarıyla ilgili bilgiler verildi. Gerekli oldukça, pratik ve duygusal
destek sağlandı. Ayrıca çocuğun gelişimsel seviyesi (Bayley
Bebek Gelişimi Ölçeği) test edildi ve ebeveynlerin görüşleriyle
birlikte çocuğun o andaki durumuna uygun olarak hangi oyunların,
aktivite ve fiziksel egzersizlerin oluşturulması gerektiğine karar
46
3.3 Spesifik motor programlar
verildi. Daha yoğun araştırılan alt gruplar ise haftada 2 ila 3 kez
ziyaret edildi. Ebeveynlerden, çocuklarıyla birlikte günde 4-5 kez
belli egzersizler yapmaları istendi. 2 alt grup içinde vurgulama,
motor gelişim üzerine yapıldı. Bir grupta çalışma, çocukların
hayatlarının ilk yılındaki motor becerilerinin stimüle
edilmesinden oluşuyordu (kas güçlendirmesi ve tonu egzersizleri,
oturmada denge). Bu yaklaşım; bu çocukların o yıl içinde, kontrol
grubuyla kıyaslandığında, motor beceri aşamalarına daha çabuk
ulaşmalarıyla sonuçlandı. Ancak, bir uzun dönem etkisi yoktu:
Terapi grubundaki çocuklar, kontrol grubundaki çocuklardan daha
erken oturabildiler ama daha erken yürüyemediler. Diğer grupta,
başlangıç yürüme refleksleri 8 aylıktan başlayarak teşvik edildi.
Sonucunda bu gruptaki çocukların hepsi kontrol grubundaki
çocuklardan daha erken yürüdüler.
Cunningham analizde, motor gelişim ile birlikte tıbbi
problemlerin (özellikle kalp defektleri) belirgin değişkenler
olduklarını ve yoğun motor eğitiminin etkisinin bu eğitim sırasında
özellikle belirginleştiğini belirtmiştir. Ayrıca Cunningham, spesifik
yoğun stimülasyonun test edilen çocukların gelişimi üzerinde
belirgin bir etkisi olmadığına işaret etmiş ve spor aktiviteleri
kanalıyla genel motor stimülasyon uygulanmasını tavsiye etmiştir.
Connolly ve Russell (1976; 1980; 1984; 1993) çeşitli
meslektaşlarının (Connolly&Russell, 1976; Connolly, Morgan,
Russell & Richardson, 1980; Connolly, Morgan & Russell, 1984;
Connolly, Morgan, Russell&Fulliton, 1993) işbirliği ile, birkaç bilim
dalıyla ilgili motor stimülasyonun, evde yaşayan DS’lu çocukların
gelişimi üzerindeki etkilerini araştırdılar. Orijinal müdahale
araştırmasına (Connolly&Russell, 1976) 40 çocuk katıldı (İki yaş
grubunda: 0-18 aylık ve 18-36 aylık). Hipotez, erken motor ve
sensori stimülasyonunun, potansiyel olarak gerilemiş gelişimi olan
çocuklar üzerinde pozitif etkileri olduğu üzerineydi.
Varsayılan aynı fiziksel problemlerden (hipotoni) ve şimdiye kadar
elde edilen istatistiksel verilerden dolayı seçim DS’lu çocuklardan
yana yapıldı. Sonuçlar; Fishler, Share ve Koch’un formüle ettiği
(1964) Motor Gelişimin Gesell Tarifesi bazında, DS’lu çocukların
gelişimsel normlarıyla karşılaştırıldı. Çocukların seçimi,
ebeveynlerin merkeze gönüllü olarak gelip aktif olarak programa
katılma taleplerine dayanıyordu. Diğer sağlık problemleri, örneğin
47
bir konjenital kalp defekti, çocukların bu grupta yer almasına engel
olmuyordu. Ebeveynler ve çocuklar, bir grup halinde, yılda 2 kez
10 haftalık periyotlarla, haftada yarım gün olmak üzere; bireysel
olarak odaklanılmış geniş yönelimli bilgilerle (örneğin sensori
ve motor gelişim alanında) hazırlanmış bir eğitim aldılar. Bunu
takiben, yılın geri kalanında rehberlik evde devam etti. Bir
fizyoterapist kas güçlendirmesi, mobilite, sensori, kaba
motor stimülasyon ve oyun aktiviteleri alanında hizmet sağladı.
Ev programında vibratörler, büyük plaj topları ve rulo havlular
kullanıldı; bu şekilde boyun, sırt, dirsek ve diz ekstansör ve kalça
abdüktörlerindeki zayıf kas gruplarının nasıl stimüle edileceği
gösterilerek doğrulma tepkilerinin kolaylaştırılması sağlandı.
Connolly ve Russell’ın (1976) araştırmasındaki çocuklar; baş
kontrolü, oturma ve yürüme gibi kaba motorlarda, Fishler ve
diğerlerinin (1964) raporundaki çocuklardan daha hızlı başarı
sağladılar. İnce motor becerileri, sosyal beceriler ve beslenme
alanındaki sonuçlar da pozitifti. Araştırma, çocuklara 6 aylıktan
daha önce müdahaleye başlandığında, çıkan sonuçların daha iyi
olduğuna işaret etti. Bunu takiben birbirini izleyen üç makalede,
Connolly ve Russell birkaç yazarın işbirliği ile, çalışmanın uzun
dönem sonuçlarını rapor ettiler. Orijinal araştırma grubunun
kademeli olarak düşen verileri ile değişen kriteleri baz alarak DS’lu
çocuk gruplarından toplanan verileri karşılaştırdılar (1980 - sayı:
20, yaş: 3.2 ile 6.3 arası; 1984 - sayı: 15, yaş: 7.3 ile 10.3 arası;
1993 - sayı: 10, yaş: 13.9 ile 17.9 arası). Kontrol grupları ebat
olarak değişikti ve kontrol grubundaki çocuklar erken
müdahale programlarında yer almamıştı. Karşılaştırma, çeşitli
ölçüm araçlarıyla toplanmış veriler baz alınarak yapıldı
(Stanford-Binet Zeka Ölçeği, Cattell Bebek Zekası Ölçeği,
Vineland Sosyal Olgunluk Ölçeği, Bruininks Oseretsky Motor
Yeterlilik Testi, Gesell Motor Gelişim Ölçekleri).
Erken müdahale gruplarında erken yaşlarda yer alıp, çeşitli test
öğelerinde kontrol gruplarındaki erken müdahale görmemiş
çocuklardan daha iyi skorlar elde eden çocukların takip
çalışmalarından alınan sonuçlar gelişim kotası olarak gösterildi.
Yazarlar aynı zamanda, bunun, program tasarımındaki
bazı kısıtlamalardan dolayı sadece programda yer almaya
yorulamayacağına işaret etmişlerdir. Her ne kadar başlangıçta
motor sonuçlar iyi olsa da, (1976) bir miktar gelişime rağmen, kaba
ve ince motor alanlarda halen spesifik problemler bulunuyordu.
Dostları ilə paylaş: |