EvrimTeorisi indd


Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı



Yüklə 3,27 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə26/171
tarix06.05.2018
ölçüsü3,27 Mb.
#41533
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   171

Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı

82

yol açmıştı. Ama Usher Anglikandı ve Papa’nın takvimiyle 

hiçbir ilişkisi olamazdı.

171


Usher’in saptadığı tarihler o kadar önemsendi ki Kitabı 

Mukaddes’in Kral James tarafından onaylanmış baskılarının 

sayfa kenarlarında bile bu tarihler basılmaya başlandı. Böy-

lece 17. yüzyılda ortaya çıkan bu fikir, adeta Hıristiyanlığın 

temel bir öğretisiymiş gibi algılanmaya başlandı. Bilim ile di-

nin çeliştiğini savunanlar Hıristiyanlıkla Usher’in vardığı so-

nuçları özdeşleştirerek -bu arada din de genelde Hıristiyanlıkla 

özdeşleştirilmektedir- ve bilimin dünyanın uzun dönemler so-

nucunda oluştuğunu gösteren deneysel ve gözlemsel bulgula-

rıyla bunu karşı karşıya getirerek haklılıklarını ispat etmeye 

çalışmışlardır. Aslında Usher’in amacı bilimle dini uzlaştır-

maktı, fakat giriştiği çaba istediğinin tam aksine bir sonuca 

sebep oldu.

Evrim Teorisi ortaya konduğunda Protestan İngiltere’deki 

dini çevrelerin çoğu Usher’in tarihlendirmesini kabul ediyor-

lardı. Evrim Teorisi’ni ortaya koyanlar, bütün canlıların tek 

bir atadan ve birbirlerinden değişerek oluştuğu iddiasını, an-

cak canlıların yeryüzünde çok uzun bir süre önce ortaya çık-

maya başlamasıyla ve Dünya’nın çok uzun süre önce var ol-

masıyla savunabilecekleri kanaatindeydiler. Evrim Teorisi’ne 

din adına karşı çıkışların daha baştan gözükmesinde ve daha 

baştan Evrim Teorisi ile din (Hıristiyanlık) arası bir gerilimin 

oluşmasında; Evrim Teorisi’nin, Usher’in tarihlendirmesi ile 

çelişmesi oldukça önemli bir yere sahiptir.

Yerküre katmanları üzerine tüm çalışmalar ve gittikçe iler-

leyen fosilbilim, Usher’in, dünyayı 6000 yıllık bir yer olarak 

gören yaklaşımının hatalı olduğunu gösterdi. Martin Lister 

171  Stephen Jay Gould, Eight Little Piggies: Reflections in Natural History, Pengu-

in Books, London, (1993).; Aktaran: David Oldroyd, İnsan Düşüncesinde Yer-

küre, çev: Ülkün Tansel, Tübitak, Ankara (2004), s. 75-76.



Evrim Teorisi Ortaya Konmadan Önceki Felsefe, Bilim ve Biyoloji Tarihi

83

(1639-1712), 18. yüzyılın başında, fosillerin eşi benzeri olma-

yan garip taşlardan ibaret olduğunu ve kayalarda oluşmaları-

nın canlılarla hiçbir ilişkisi olmadığını savunmuştu.

172

 Ber-


nard Palissy (1510-1589), fosillerin, soyları tükenmiş hayvan 

kalıntıları olduğunu savunan ilk kişi olarak gösterilir.

173

 Fakat 


Lister’in fosillerin canlılarla bir ilişkisi olmadığı fikrinin 18. 

yüzyılda taraftar bulduğunu düşünürsek, fosilbilimin ne ka-

dar yeni (geç gelişmiş) bir bilim dalı olduğunu kavrayabiliriz. 

Her ne kadar çok daha önceden Herodotus, Strabo, Plutarch 

ve de özellikle Xenophanes, fosillerden bahsetmiş olsalar da 

ancak 17. yüzyılda başlayan ve 18. ile 19. yüzyılda artan bir 

gayretle fosillerle olan uğraş bilimsel bir nitelik kazanabildi.

174


Usher 17. yüzyılda dünyanın yaşını tarihlendirdiğinde fo-

silbilimin ciddi, sistematik bir yapısı ve otoritesi yoktu. Fakat 

18. yüzyılda ve özellikle 19. yüzyılda fosilbilimde kaydedilen 

ilerlemeler, dünyanın yaşı ile ilgili konularda Usher’in fikir-

lerini benimseyen dini çevrelerle birçok bilim insanını karşı 

karşıya getirdi. Yapılan tartışmalarda Nuh Tufanı ve canlıla-

rın ortaya çıkış tarihi ile dünyanın yaşı ve geçirdiği evreler 

merkezdeydi. Dünyanın durağan bir durum içinde, ancak çev-

rimsel değişimler geçirdiğini, doğal süreçlerin bir denge duru-

munda olduğunu söyleyen yaklaşım ile doğanın doğrusal, tek 

yönlü (evrimci) bir süreç içinde olduğunu söyleyen yaklaşım 

yerbilimi alanında tartışma içindeydi. Bu ikinci yaklaşımın 

içinde ise yeryüzünün büyük değişimler (catastrophism) mi, 

yoksa sürekli küçük boyutlu değişimler mi geçirdiği (unifor-



mitarianism

) şeklinde farklı yaklaşımların tartışılması yapıldı. 

(Dinlerle ilgili bölümde yerbilimsel konuların dinsel inançlar 

bağlamında değerlendirmesi yapılacaktır.) Yerbilimi ile fosil-

bilimi bu iki alanın açık ilgisinden dolayı bir arada ele alındı. 

172  David Oldroyd, İnsan Düşüncesinde Yerküre, s. 80.

173  Jean Theodorides, Biyoloji Tarihi, s. 40.

174  Ernst Mayr, The Growth of Biological Thought, s. 139.




Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı

84

Tüm tartışmalarda, Usher’in yaklaşımının Hıristiyanlık ile öz-

deşleşmesinin getirdiği sorunlar kendini gösterdi.

LINNAEUS, TÜRLER VE TAKSONOMİ

Taksonomi, Yunancada düzenleme anlamına gelen ‘taksis’ 

ile yasa anlamındaki ‘nomos’ kelimelerinin birleşiminden tü-

remiştir ve biyolojide bu kavram canlıların sınıflandırılması 

için kullanılmaktadır.

Carl von Linnaeus (1707-1778) günümüzde kullanılan tak-

sonominin babası sayılır. Her canlı varlığı iki adla sınıflan-

dırma yöntemini ilk olarak uygulayan odur. Örneğin insan için 

Homo sapiens, köpek için Canis familiaris tanımlamalarının 

kullanılması Linnaeus’un yöntemi sebebiyledir. O, kendisin-

den önce kaos olan bir alanı toparlamış, bir canlının birkaç 

satırla tarif edilmesine son vermiştir. En çok onun sayesinde, 

18. yüzyılın ve 19. yüzyılın ilk yarısında biyolojiye taksono-

mik yaklaşım hâkim olmuştur.

Linnaeus’un doğa felsefesinin kalbini Tanrı’nın tasarımı 

oluşturur. O, Tanrı’nın, evreni insan zihninin kavrayacağı şe-

kilde yarattığını söyledi. Linnaeus, kendisini, Tanrı’nın planını 

açığa çıkaran, Tanrı’nın düşüncelerinin anlaşılmasını sağlayan 

kişi olarak görüyordu.

175


 Bu yaklaşımı, özellikle son yüzyılda, 

en önemli hedefin “Tanrı’nın düşüncelerini okumak” olduğunu 

söyleyen ünlü fizikçilerinkine

176


 benzemektedir. Fakat şu farkla 

ki Linnaeus bunu başardığı kanaatindeydi. O, Aristoteles’in 

mantığını takip ederek, varlıkla (ontic) mantığın (logic) özdeş-

liğini yaklaşımında temel aldı. Bu arada Aristoteles’in biyoloji 

alanına geçtiğinde gözlemi merkeze aldığını ve taksomonisini 

175  Peter J. Bowler, Evolution the History of an Idea, University of California Press

Los Angeles (1984), s. 60.

176  Stephen W. Hawking, Zamanın Kısa Tarihi, çev: Sabit Say-Murat Uraz, Doğan 

Kitapçılık, İstanbul (1998), s. 183.



Yüklə 3,27 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   171




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə