Evrim Teorisi'nin Değerlendirilmesi
235
ders kitaplarının hâlâ bu alıntı-
ları kullanıyor olmasının hay-
ret verici ve utanılması gerekli
bir durum olduğunu söylemek-
tedir.
473
Aslında yinelemeli oluş ku-
ramı farklı bir şekilde Charles
Bonnet (1720-1793) tarafından
gündeme getirilmiştir. Başta
daha çok idealist filozoflar ve
biyologlar, insan embriyosunun
varlık skalasındaki hiyerarşiyi
yinelediğini ve en mükemmel
insan formuyla gelişimin so-
nuçlandığını savundular.
474
Bu,
doğadaki planın evrenselliği-
nin ve insanın onun nihai ga-
yesi olmasının bir delili diye
kabul ediliyordu. Oken’den
etkilenen Louis Agassiz bu
görüşün en önemli temsilci-
lerindendi.
475
Darwin, ‘Türlerin Kökeni’ kitabında, embriyo-
loji konusunu işlerken Agassiz’e atıfla konuya giriş yapmış-
tır.
476
Başta Tanrı’nın zihnindeki planın bir göstergesi olarak
embriyolardaki aşamalar ile ‘varlık skalası’ arasında para-
lellik olduğu savunulurken; daha sonra değişik bir yorumla,
473 Stephen Jay Gould, Abscheulich, Atrocious, ‘Natural History Dergisi’, Mart,
(2000), s. 46-48.
474 Arthur O. Lovejoy, The Great Chain of Being, Harper and Brothers, New York
(1936), s. 285.
475 Louis Agassiz, On The Succession and Development of Organized Beings at
The Surface of The Terrestial Globe, ‘Edinburg New Philosophy Journal’, Sayı:
33, (1842). ; Aktaran: Peter J. Bowler, The Evolution History of an Idea, s. 119-
121.
476 Charles Darwin, The Origin of Species, s. 419.
Haeckel’in embriyo çizimleri
ile gerçek embriyo resimlerinin
karşılaştırılması.
Evrim Teorisi, Felsefe ve Tanrı
236
embriyonun, evrimsel tarihi özetlediği fikri için yinelemeli
oluş kuramı kullanıldı.
Yinelemeli oluş kuramıyla ilgili Stephen Jay Gould, bu ku-
ramın, 19. yüzyılın sonlarında, ırkçılığın elindeki iki-üç sözde
bilimsel savdan biri olduğunu söyler. Haeckel ve arkadaşları,
Kuzey Avrupalı beyazların ırksal üstünlüğünü göstermek için
bu kuramı kullandılar. ‘Aşağı ırklar’ın erişkinlerinin, beyazla-
rın çocuklarının zihinsel yapısında olduğunu söylediler. Go-
uld, devrin ırkçı fikirlerinin bilimle ilişkisini anlatırken, yine-
lemeli oluş kuramının, Mendel genetiği açısından da açmazda
olduğunu belirtmektedir.
477
Gelişen biyoloji, yinelemeli oluş
kuramının açmazlarını gösterdi. Böylece üzerinden hem ide-
alist, hem materyalist çıkarımlar yapılan, hem de ırkçı siyasi
emeller için kullanılan bir kuramın yanlışlığı anlaşıldı. Emb-
riyo incelemesiyle, ‘insan’ın, bütün canlıların nihai gayesi ol-
duğunu söylemek de, insanların ortak atadan evrimleştiğini
delillendirmek de, Haeckel gibi ırkçı siyasi fikirlere destek
bulmak da mümkün değildir.
FOSİLLER VE EVRİM TEORİSİ
Darwin’in yaklaşımındaki en temel özelliklerden biri, kü-
çük değişimlerin (mikro mutasyonların) birikmesi sonucunda
büyük değişimlerin gerçekleştiğini savunmasıdır. Bu yaklaşıma
göre bir türden diğer bir türe geçiş çok uzun zaman dilimle-
rine yayılır; türler arasındaki geçiş formlarını gözlemleyeme-
yişimizin sebebi ise doğal seleksiyonun bunları elemiş olması-
dır. DNA’nın keşfedilmesi, bu molekülün çok hassas yapısının
büyük değişimleri kaldıramayacağını göstermiştir. Canlıla-
rın, Darwin’in yaşadığı zaman diliminde zannedilenden çok
daha kompleks olduğunun anlaşılması, Yeni-Darwinciliğin ana
477 Stephen Jay Gould, Darwin ve Sonrası, s. 227-235.
Evrim Teorisi'nin Değerlendirilmesi
237
doğrultusunun da, küçük değişimlerin birikmesiyle evrimin
oluştuğunu savunmasına sebep oldu. Bu yaklaşım benimse-
nirse, bir türden diğer türe geçişi gösteren birçok ara formun
varlığını kabul etmek gerekir. Bunun da doğal sonucu, fosil
kayıtlarından bunlarla ilgili sonuçların elde edilmesini bekle-
mektir. Darwin döneminde, bilinmeyen orman alanlarından
ve okyanus altlarından bulunamamış geçiş formlarının tespit
edilebileceğinin ümidi vardı, ama asıl beklenti fosil kayıtla-
rından gelecek verilerdeydi.
Darwin bu konudaki sorunun farkındaydı ve ‘Türlerin Kö-
keni
’ adlı eserinin 9. bölümünü bu konuya ayırdı. Kendi te-
orisine göre, yeryüzünün her katmanında birçok ara formun
bulunması gerektiğini, bunların mevcut olmayışının teorisine
karşı getirilecek en büyük itiraz olduğunu söyledi.
478
Teori-
sinin en temel mekanizması olan doğal seleksiyonun, bu ara
formları yok ettiğini, fakat bu formların bir zamanlar yeryü-
zünde yaşadığını ileri sürdü.
479
Darwin, kendi dönemindeki
fosil bulguların yetersiz olduğunu; bunun, gerek yeryüzünde
araştırılan alanların kısıtlı olması, gerek yapılan çalışmaların
yetersiz kalması gibi sebeplerden kaynaklandığını belirtti.
480
O, yapılacak yeni kazıların neticesinde elde edilecek bulgula-
rın, kendi teorisini destekleyeceğine inanıyordu.
481
Darwin’in küçük aşamalı evrim anlayışına ilk tepki ve-
renlerden biri Huxley idi. O, Darwin’in, kendini gereksiz yere
sıkıntının içine soktuğuna inanıyordu. Çünkü ara formların
ve bunların fosillerinin eksikliğindeki sorun, Darwin’in Ev-
rim Teorisi’ni yanlışlayan bir delil olarak ileri sürülebilirdi.
Darwin, ‘Türlerin Kökeni’nde eğer küçük değişimlerin birik-
mesiyle oluşmasının mümkün olmadığı herhangi bir organ
478 Charles Darwin, The Origin of Species, s. 291-292.
479 Charles Darwin, The Origin of Species, s. 293.
480 Charles Darwin, The Origin of Species, s. 297-300.
481 Charles Darwin, The Origin of Species, s. 310-316.
Dostları ilə paylaş: |