Muhammet ARSLAN
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞİNASLIK: GEÇMİŞİ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
koç heykelleri de Türklerin koç’a verdiği değerin bir göstergesi olarak
karşımıza çıkar. Buna Moğolistan Arkhangai şehri sınırlarındaki Uygur
dönemine ait koç heykellerini de eklemek gerekir.
Göktürklerin sahip oldukları Gök Tanrı inanç sisteminde Tanrı’yı
sembolize eden “ at”ı “k oç” ile birlikte Tanrı’ya kurban etmeleri (İnan: 1976,
49-50.; Aksoy: 1998, 41) ise “k oç” sembolizmi” açısından önemli bir
veridir. Eski Türklerin gökyüzü için at, toprak için koç kurban ettikleri de
bilinen bir gerçektir (Aksoy: 2008, 93). Koçun kurban edilmesi ile başının
parçalanması o anda orada bulunanlardan en yaşlısına düşer. Topluluğun en
yaşlısı koçun başını parçalar ve kulağını “ç ok dinle, az konuş” vecizesinin
bir gereği olarak orada bulunanlardan en küçüğüne verir (Aktemur-Arslan:
2009: 289.; Aksoy: 2012, 18). Koçun kurban edilmesi Kazaklar için de
önemli bir ritüeli oluşturur. Şayet bir koç kurban edilmişse başının
parçalanması sadece evin reisine aittir. Evin reisi yani baba evde yoksa
koçbaşı parçalanmaz ve haşlanmış olarak bekletilir (Aktemur-Arslan: 2009:
289.; Aksoy: 2012, 18). Kazakistan’daki birçok mezar taşında koçbaşı
motiflerine yer verilmesi ve koç heykeli formundaki birçok mezar taşının
bulunması bu köklü gelenekten gelen asırlık alışkanlıktandır. Hazar
Denizi’nin Kazakistan’a olan kıyısındaki Tupkurgan (Tup Karagan) antik
bölgesindeki Türk mezarlığında oldukça estetik koç heykeli formunda bir
mezar taşı vardır (Foto.: 12). Ayrıca Dede Korkut’un Kazakistan’da Seyhun
Nehri (Sir-i Derya) kıyısında bulunan anıt mezarının girişindeki koç heykeli
de aynı düşünce ve geleneğin devamı olarak görülmelidir
3
(Foto.: 13). Dede
Korkut destanlarında geçen bir ifadeyi de burada ayrıca zikretmek gerekir:
“Oğuzlar attan aygır, deveden buğra ve koyundan ise koç keserler” (Ergin:
1969, 8.; Özkartal: 2012, 68). Kazakistan’ın Janakorgan şehrindeki Horasan
Ata’ya ve müritlerine ait mezarların başında yer alan koçboynuzları aynı
geleneğin ürünleridir (Foto.: 14-15). Yine Türkistan bölgesindeki Kentav
şehrinde bir evin balkonuna ve bir mezara asılan koçboynuzu (Foto.: 16-17)
ile Türkistan Merkez Mezarlığındaki koçboynuzlu mezarlar önemlidir
(Foto.: 18).
Burada Moğolistan’ın kuzeyinde yaşayan Tuva Türkleriyle ilgili bir
geleneği de ayrıca hatırlatmak gerekir. Tuvalarda kurban edilen koçun
boynuzu atılmaz ve zenginleşmek için askı yapılarak kullanılması gerekir
(Arıkoğlu: 1998, 293).
Yoğun olarak Kazakistan’daki mezarlıklarda görülen koç heykeli
formundaki mezar taşları dünyanın diğer Türk yerleşimlerinde de karşımıza
çıkar. Orta Asya’daki be mezar geleneği Türkler tarafından Ön Asya’ya ve
Kafkasya coğrafyasına taşınmış olmalıdır (Kalafat: 2013-2014). Azerbaycan
3
Dede Korkut’un Seyhun Nehri kıyısındaki anıt mezarı suların yükselmesi ile sular
altında kalmış; sembolik olarak yeni anıt mezar Kazakistan’ın Kızılorda ile Baykonur
şehirleri arasındaki bir noktaya inşâ edilmiştir. Burada da sembolik koç heykelini
görmek mümkündür.
Sayfa 802 / 847
KARS’IN SELİM İLÇESİNDE BULUNAN KOÇ HEYKELİ FORMLU BİR
MEZAR TAŞININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞİNASLIK: GEÇMİŞİ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
bunların başında gelir. Özellikle Nahcivan’daki Mümine Hatun Türbesi’nin
adeta açık hava müzesi niteliğindeki bahçesinde (Foto.: 19-20-21-22-23-24)
ve Nahcivan’ın Culfa kentindeki Ermeni mezarlığındaki koç heykeli
formundaki mezar taşları görülmeye değerdir (Foto.: 25-26-27). Nahcivan’ın
Ordubad şehrinin Bilev, Aşağı Aza ve Düylün Köylerinde; Culfa’nın
Hanağa ve Gülistan Köyü’nde; Şahbuz’un Tırkeş ve Mezra Köyü’nde;
Babek’in Cehri Köyü’nde çok sayıda koç heykeli formlu mezar taşı bulunur
(Seferli: 2002, 368-369) . 1926-27 yıllarında Azerbaycan’ı ziyaret eden Rus
araştırmacı Sisoyev ve 1834 yılında yöreye gelen Fransız seyyah Monpere,
buradaki koç heykellerine halk tarafından büyük bir saygıyla
yaklaşıldığından bahseder (Berkli: 2007, 67-68).
Hıristiyan Kıpçak Türkleri ve Ahıska Türklerinin anavatanı olan
Gürcistan barındırdığı çok sayıda koç heykeli formundaki mezar taşları ile
Anadolu’dan sonra ikinci sırada gelmektedir. Özellikle Ahıska Kalesi’nde
sergilenen mezar taşları oldukça önemlidir. Bunun haricinde küçük yerleşim
yerlerinde çok sayıda koç, koyun ve at formunda mezar taşına sahiptir.
Ahılkelek’teki Prtena Köyü’ndeki mezarlığında koç heykeli formunda mezar
taşlarına rastlanır (Foto.: 28). Gürcistan’ın çeşitli bölgelerindeki Lipi Köyü
(Foto.: 29), Navtiani Köyü (Foto.: 30), Poka Köyü’nde (Foto.: 31) de aynı
formda mezar taşları bulunur. Kvemo Kartli Kilisesi bahçesinde at ve koç
heykeli formunda mezar taşları vardır (Foto.: 32-33). Samshvilde Antik
Kenti’nde yapılan arkeolojik kazılar sonucu gün yüzüne çıkartılan koç
heykelli mezar taşları (Foto.: 34-35) da yine Gürcistan’daki geleneğin
devamcısıdırlar.
Koç veya koçbaşı figürü Gürcistan’da sadece mezar taşlarında değil
ilginç bir şekilde birçok kilise mimarisinde de karşımıza çıkar. “Güç” veya
“k oruyucu” sembolizmi ile karşımıza çıkan bu figürleri 7. yüzyıldan kalma
Ateni Sioni Kilisesi’nde kubbenin âlemi olarak görmekteyiz (Foto.: 36).
Yine 7. yüzyılda inşâ edilmiş Rkoni Kilisesi’nin saçaklarında gördüğümüz
koç heykelini (Foto.: 37), Kutaisi kentindeki 11. yüzyıldan kalma Bagrati
Katedrali’ndeki sütun başlığında görmekteyiz (Foto.: 38). Ayrıca 13. yüzyıl
tarihli Kintsvisi Kilisesi’nin cephesindeki alınlığın üzerinde de koç heykeli
görülebilir (Foto.: 39). Hıristiyan mimarisindeki bu uygulama bizlere hem
yörede yaşayan Kıpçak Türkleri tarafından taşınan geleneği hem de yöredeki
kültürel etkileşimi hatırlatmaktadır. Gürcistan Tiflis’teki bir Hıristiyan
mezarındaki koçboynuzları (Foto.: 40) ile Draneti Kilisesi narteksine
toplanan koçboynuzları (Foto.: 41) da aynı etkileşimin ürünü olmalıdır.
Oldukça ilginç bir örnek ise mezarı ve dolayısıyla ölümü koç ile
ilişkilendirmek açısından oldukça önemlidir. Gürcistan’ın neresinde olduğu
bilinmeyen, mezar taşı üstüne konan kurban edilmiş bir koçun başı (Foto.:
42); bu uygulamanın günümüzde dâhi en canlı şekilde devam ettiğinin
kanıtıdır. Koç, Gürcistan’da aynı zamanda “n azarlık” sembolü olarak da
uygulama alanı bulmuştur. Bir evin duvarına asılan koçbaşı bunun güzel bir
Sayfa 803 / 847