Beş Katlı Evin Altıncı Katı’nda Sevgiliye Özlem
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: GEÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
Zaur’la Tahmine’nin aşkı Ak Liman romanında başlamış, Beş Katlı
Evin Altıncı Katı’nda ana tema olarak devam etmiştir. Zaur, üniversite
bitirmiş, yerbilimi uzmanı olmuş, daha üst düzeyde eğitimini
sürdürmektedir. Babası ünlü ve varlıklı sayılacak bir profesördür. Zaur,
babasının desteğiyle rahat, kaygısız ve kayıtsız bir yaşam sürmektedir.
Doğrudan mesleğiyle ilgili bir işe girmez, Devlet basımevinde düzeltmenlik
yapar. Aldığı maaş Moskova’da dört gün yaşamaya yetmez. Babası ona,
harçlık verir, kooperatif evi, araba alır. Anne ve babası onun geçici
ilişkilerine ses çıkarmazlar, ancak evleneceği kızın namuslu ve iffetli olması
ilk koşullarıdır. Zaur, ailesinin ve toplumun çizdiği, yarattığı bir erkek
olmanın avantajlarını yaşar. Aşka ve sevgiye kayıtsız, haz veren ilişkilere
açıktır. Aynı işyerinde çalışan evli Tahmine’ye de bu düşüncelerle yaklaşır.
Deniz kenarında bir kaçamak yaşarlar.
Tahmine annesi ve babasını kaybetmiş, sevmeden evlendiği
kocasında aradıklarını bulamamış, aldatılan bir kadındır. Dürüst, açık,
koşulsuz seven, sevdiğine gönlünü ve bedenini açmaktan çekinmeyen
biridir. Yalnızlığını ve kimsesizliğini gidermek için herkesle dost olur,
ahlaksız toplumun dedikodularından çekinip kendini korumaz. İkiyüzlü
olmayı kabul etmez, sevdiğinin kendisine inanmasını yeterli bulur. Zaur’un
içindeki iyiliği, sevgiyi, çocuğu keşfetmiştir. Aşkları bu koşullard,a bu
duygu ve düşüncelerle başlar. İlk başlarda Zaur cephesinde bir aşk yoktur,
ancak Tahmine onda bir aşk yaratmıştır. İlk buluşmalarında Zaur değişmiş
ve Tahmine’ye duygularını, aşkını açan bir mektup yazmış, ancak yukarda
söz ettiğimiz nedenlerle mektubu yollamamıştır. Aşkı bir tuzak, olarak
görür, sınırsız bağlılığı istemez. Toplum, ailesi ona bu hakkı ve imkanı verir.
Beş Katlı Evin Altıncı Katı’nda da Tahminey’le 3 ay süren güzel ve mutlu
bir deniz sezonu geçirmişlerdir. Tahmine buraya il kez Haziran’da
geldiklerini söyler. Zaur değişmiş, hazdan aşka geçmiş, aşka inanmış olarak
daha kesin bir tarih verir:
Zaur:
‘Haziranın beşiydi.’ Dedi. ‘Benim iyice hatırımdadır.’
‘ - 5 Haziran 1965. Bu tarihi kayalara bir yere kazısaydın keşke. Gelecek
nesiller yadigar kalırdı.’
Zaur:
:
Altına da Zaur + Tahmine yazardım ve okla delinmiş kalp resmi
yapardım.’ 22
Sayfa 65 / 847
Yrd. Doç. Dr. Bedri AYDOĞAN
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: GEÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
Alıntı gözümüzde bir de klasik aşk resmi çizmektedir. Bir yere kazınan
adlar. Aşkın
en somut simgesi, izi.
Tahmine katıksız âşıkken Zaur, kuşku ve kıskançlıklarla yaralanan
bir âşıktır. Ama onda da aşk duyguları ağır basar. Toplumun evlilik, iffet,
çocuk beklentileri, Tahmine’yi umutsuzluğa iter ve o da birlikte bir
gelecekleri olmayacağına inanır. Çünkü Tahmine, Manaf’la evlenmeden
önce birine âşık olmuş, hamile kalmış, adamın evli olduğunu öğrenince
kürtaj olmuştur. Bunun sonucunda çocuk doğurma yeteneğini yitirmiştir. Bu
onu çok üzen bir eksiklik olmuştur. Çok sevmesine rağmen sürekli
ayrılıktan, aşklarının imkansızlığından söz eder. Yukardaki sohbet ve aşk
resminden hemen sonra Tahmine, Zaur’a işten ayrılacağını söyler. Tahmine
işten ayrılıp Moskova’da spiker olacaktır. Nedeni ise Zaur’dan, imkansız
aşklarından uzaklaşmaktır. Her gün onu görmek ve “ kendisinin olmadığını”
anlamak onun dayanacağı bir şey değildir. Tahmine “Her gün seni
görecektim. Düşünecektim ki artık benim değilsin” deyince Zaur’un
aklından geçenler aşka bakışını ortaya koyar:
Zaur az kalsın ağzından kaçıracaktı. ‘Yani ben ne zamandan beri
seninim ki, şimdi senin değilim?’ (24)
Ama böyle söylemez ve “Ne değişti aramızda?” der ve nedenini
bulmaya çalışır. Fakat ayrılık kararı onu sarsmaz. Çünkü Zaur, kişilik olarak
lakayıtdır. Heyecan göstermez, adım atmaz ve her zaman beklemeyi tercih
eder. Bunu doygunluğa bağlar.
“ Biraz önceki ihtiraslı ve çılgın aşktan sonra Zaur kendisinde bir
lakaytlık, boşluk, tokluk hissediyordu. Son zamanlarda sık sık
görüşüyorlardı. Belki bir de bundan idi bu doygunluk. Tahmine bu haberi
bundan birkaç saat evvel, plaja giderken deseydi; öpüşmelerden,
kucaklaşmalardan, fısıltılardan, okşamalardan önce deseydi, Zaur herhalde
daha çok şaşırır, daha çok rahatsız olurdu. Ne var ki Tahmine’yi yeniden
kucağına almak isteği çılgın, dayanılmaz bir ihtirasa çevrilinceye kadar,
ayrılmaları, bir daha görüşmeyecekleri hadisesine birkaç gün için nispeten
sakin ve lakayt yaklaşabilirdi.” 24-5
Bunları düşünen Zaur, Ak Liman romanında yazdığı aşk mektubunu
hatırlar, yırttığı için sevinir. Sarhoşken yazdıklarına bile pişman olur ve
göndermediğine sevinir. Oradaki satırlar Zaur’un aşka bakışını gösterir:
“İlk sevişmenin tesiri altında, hem de sarhoşken kaleme aldığım o
mektupta neler yazmamıştım, Allah’ım. Şimdi o fikirler ne kadar gülünç
geliyor bana, yok aşığım maşığım, yok sensiz yaşayamam, getme gözümden,
Sayfa 66 / 847