Beş Katlı Evin Altıncı Katı’nda Sevgiliye Özlem
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: GEÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
yalnızlaşır. Tek dostu birlikte şarap içtiği ve altıncı kattan söz ettiği 82
yaşındaki ihtiyardır.
Tahmine ile Zaur’un aşklarını istemeyenlerin başında anne ve babası
gelir. Onlar çocuklarının kaçamaklarını normal görür, ancak Tahmine gibi
kötü gördükleri bir kadınla birlikte olmasına şiddetle karşı çıkarlar. Son
dönemlere ait bir Türk kanaatina bağlıdırlar. Eğlenilecek kadın başka
evlenilecek kadın başka. Evlenilecek kadın önce iffetli olmalıdır. Bu yüzden
konuşurken bile yüzü kızaran, iffet timsali komşu kızı Frengiz’i gelin almak
ister ve bunu başarırlar. Anne sürekli dedikodular üreterek, iftiralar atarak
oğlunu Tahmine’den soğutmaya ve ayırmaya çalışır. Zaur, Tahmine’nin
çağrısı üzerine Moskova’ya gidecektir. Annesi bunu anlar ve babasında
sormadan gitmesine sert tepki gösterir, tehditlerde bulunur..
“Dur şimdi babana telefon ederim. Ne, ona söylemeden nasıl
gidersin? Demek bizi hiç kaale almıyorsun. Demek o hayasız köpek kızı
senin için anadan babandan daha sevgilidir. (…)
Demek ananın gözyaşı da senin için bir şey ifade etmiyor. Bak o
fahişeye, bunun başını nasıl döndürmüş. Allahını seversen fahişe değil de
nedir? Fahişe de derim ona, ahlaksız da derim. Ondan daha beterini de
derim. Hele sen beni iyi tanımıyorsun. Telefon ederim onun kocası olacak o
namussuza. Bana acımıyorsan, bari o hasta babana acı. Senin hiç insafın
yokmuş meğer. Ne biçim adamsın sen? Haydi git çulsuz oğlu çulsuz. Git
bakayım nasıl gideceksin? Sanıyorsun ki eskisi gibi anan baban cebine
harçlık koyacak, ufak at da civcivler de yesin.” 78-9
Annesi oğlunu durdurmak için her şeyi söyler. Duygu sömürüsünden
çok taraflı tehdide, hakaret kadar her şey vardır.
Başka konuşmalarında annesi Tahmine’nin çevresindeki herkesle
ilişki içerinde olduğunu, onlardan çıkar sağladığını söyler:
“K ocası evlidir, kocadadır desinler diye, Spartak giyindirmek
kuşandırmak için, Muhtar işte yükseltmek için lazımdır ona.” 27
“Ne olacak? Bu hayasızın kızı bütün temiz aileleri bozacak vallahi.
Alya diyor ki yine Spartak’a dadandı. Zavallıya aman vermiyor.” 135
Annesi Tahmine’nin kocasından boşanıp kendi mallarına konmak
için Zaur’la evleneceğini iddia etmişti. Tahmine boşandıktan sonra bu
iddiaları güçlenmiş olur ve üstüne giderler.
“ Eğer o kadın bizim çok servetimizin, paramızın olduğunu ve bütün
bunlara sahip olacağını düşünüyorsa çok yanılıyor” 149 demesi annesine
katıldığını gösterir. Tahmine’yle evlenmeleri durumunda iyi giyinmeyi
Sayfa 69 / 847
Yrd. Doç. Dr. Bedri AYDOĞAN
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: GEÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
yaşamayı seven bu kadının masraflarını karşılayamaması noktasında
düşündükleri de bir profesöre yakışmayacak kadar ahlaksızdır.
“T utalım ki aldın o kadını. Peki ne ile, nasıl geçineceksiniz. Hem
annen bana anlattı, o kadın giyinip kuşanmayı, o şehri bu şehri gezip
dolanmayı seviyor, alışmış bu türlü hayata, sen onun masraflarını nasıl
karşılayacaksın? Karşılayamayacaksın, o da alıştığı hayat tarzından
vazgeçmeyecek ve o zaman –babası yüzünü gözünü buruşturdu- bu konuda
konuşmak midemi bulandırıyor, o zaman karın onun bunun damıyla düşüp
kalkacak, onlardan giyinip kuşanacak, onlarla gezip tozacak anlıyor musun?
Sen bunu nasıl kabul edeceksin ve sen başka insanların gözünün içine nasıl
bakacaksın?” 150
Anne ve baba Zaur’u üzerinde baskı kurup Tahmine’den soğutup
ayırmaya çalışırken, Tahmine’yi de baskı altına alırlar. Annesi Zaur’un
Tahmine’nin yanında kaldığı sürece evine, işyerine telefon edip çok ağır
sözler söyler ve hakaretler eder. Tahmine çok üzülüp bunalmasına rağmen
bunları Zaur’a yansıtmaz. Soğukkanlılığını koruyarak çok nazik cevaplar
verir. Bir defasında kim aradı dediğinde onun sessiz kalması Zaur’u başka
düşüncelere ve kıskançlığa iter. Oysa gerçek farklıdır. Bu telefonlardan
birinde Tahmine’nin yüzünün bembeyaz kesilmesi üzerine Zaur telefonu
kapar ve annesinin ağır hakaretler içeren şu sözlerini dinler:
“Ahiz eden hiddetli kadın sesi ve sanki zehirle yoğrulmuş bir nefes
geliyordu.
-kahpe, üç kuruşluk namussuz, sen evladımızı elimizden alacağını
mı zannediyorsun? Senin cenazeni görürüm inşallah, geberirsin inşallah.
Zaur derhal telefonu kapattı, bu sesi dünyada nerde olsa tanırdı, annesinin
sesiydi bu.” 159
Zaur’un ailseinin ve toplumun tüm sıkıştırmalarına rağmen
Tahmine aşkı için direnir, özveride bulunur. Bu ağır telefon konuşmasından
sonra bile Zaur’a yalan söylemeyeceğini, onu sevdiğini, ağır faturalar
pahasına rağmen kendisiyle kalmasını istediğini söyler. Kendisi hakkında
üretilen dedikodular karşısında niçin haklı olduğun halde dedikodulara son
verecek bit tavır takınmıyorsun diyen Zaur’a toplumun bozuk ahlak anlayışı
karşısına kendi ahlak anlayışını açıklayarak yanıt verir.
“Ne diyeyim Zaur’cuk. Sana kaç defa dedim ki, benim hakkımda ne
söylüyorlarsa bırak söylesinler, umurumda değil. Ben insanın içsel bir ahlaka
sahip olması taraftarıyım ve eğer bu ahlak varsa, insan içsel bir ahlaka
sahipse, bütün zahiri şeylerin hiç önemi yoktur. Gerisi hikâyedir, kim ne
derse desin.” 94
Sayfa 70 / 847