Yrd. Doç. Dr. Bedri AYDOĞAN
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: GEÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
karısı ve çocuklarının mutluluğu için yaşamaktadır. Bunu kendisi için bir
kurtuluş olarak görür. Bu kararı Dakar’da almıştır. Otelde şunları düşünür:
“Öyle bir hayat kurmalıydı ki, bu hayat zahiren herkese, o cümleden
Frengiz’e ve gelecekteki evlatlarına bahtiyar gibi görünmeliydi. Zaur o
zaman Frengiz’in, gelecekteki evlatlarının gözlerinde bu mutluluğu,
rahatlığı, kaygısızlığı görünce saadetin kendisine sirayet eden etkisini
hissedecek, ruhunda aile sevincinin, mutluluğunun yankısını duyacaktı.” 14
Zaur, alıntıdaki yaşamı aşağı yukarı sürdürür. Ta ki oğlu Murtuz’un
doğum gününde Saprtak’la tavla oynarken Nimet’in Tahmine’yi
hatırlamasına kadar. Nimet rüyasında Tahmine’yi görmüştür.Tahmine kendi
gençlik yıllarındaki modaya göre giyinmiştir. Bu konuşmadan birkaç ay
sonra sade, tekdüze yaşamını sürdüren Zaur da Tahmine’yi görür. Üzerinde
otuz yıl önce giydiği beyaz düğmeli elbise vardır. Tahmine Zaur’a gülümser
ve ortalıktan kaybolur. Zaur, Tahmine’yi metronun önünde bir kez daha
görür ve peşinden koşar. Tahmine bir otele direr ve asansörün altıncı kat
düğmesine basar. Zaur da biraz sonra asansöre biner ve altıncı kat
düğmesine basmak ister. Aman böyle bir düğme yoktur, çünkü bina beş
katlıdır. Beşinci kata, ardından dama çıkan Zaur, Tahmine’yi
bulamayacaktır. Bundan sonra Zaur demriyolu büfesinin önünde Mehmet
Nesir adlı seksenini geçmiş bir ihtiyarla zaman zaman şarap içip sohbet
ederle, adamın” kaçıncı kata çıktı” sorusuna” altıncı kata çıktı” diye yanıt
verir. Arkasından “ ama bina beş katlıydı” der. Beş katlı binanın altıncı katı
olacağına sadece bu iki arkadaş inanırlar. Zaur bu adamla buluşur ve özlemle
hep bunu konuşurlar. Şimdi Zaur altıncı katta Tahmine’yle birliktedir.
Yaşam devam etmektedir. Görünüşte mutlu bir yaşam süren Zaur’un içinde
her zaman Tahmine’ye duyduğu özlem vardır. Keşke altıncı katın
olabileceği gibi aşkın da olabileceğine inansa, özlemle içten içe yanmasaydı.
Notlar, kaynaklar:
1-Azerbaycan’ın dünyaca tanınmış öykü, roman, oyun ve senaryo yazarı
Anar 14 Mart 1938’de Bakü’de doğdu. Tam adı Anar Resul oğlu
Rızayev’dir. O yalnızca Anar’ı kullanmıştır. Babası Azerbaycan’ın tanınmış
yazar ve şairi Resul Rıza, annesi de kadın şair Nigar Refibeyli’dir. Anne ve
baba tarafından köklü ve Azerbaycan’ın tanınmış ailelerine mensuptur. Sanat
ortamına doğan Anar da sanatçılığı seçmiştir. Babası fen alanında eğitim
Sayfa 76 / 847
Beş Katlı Evin Altıncı Katı’nda Sevgiliye Özlem
U L U S L A R A R A S I S E M P O Z Y U M
“AZERBAYCANŞINASLIK: GEÇMIŞI, BUGÜNÜ VE GELECEĞI”
(Dil, Folklor, Edebiyat, Sanat, Tarih)
amasını istemişse de o sanat ve edebiyata yönelmiştir. Önce on yıllık bir
müzik okulunu (1945-1955) sonra Azerbaycan Devlet Üniversitesi
Flolojisini bitirir(1960). 1962-1964 yıllar arasında Moskova’da yüksek
senaryo kurslarına katılıp eğitim alır. 1970-1972 yıllarında rejisörlük
kursundan diploma alır. 1962 yılında müzik okulundan arkadaşı Zemfira
Seferova’yla evlenen Anar’ın Tural ve Günel adlı iki çoçuğu vardır.
Azerbaycan İlimler Akademisi Nizami Edebiyat Müzesinde bilim
emekçisi, Azerbaycan SSCB Devlet Televizyon ve Radyo programları
Birliğinde redaktör (1961-1967) olarak çalıştı. 1967-1987 yılları arasında
Gobustan güzel sanatlar topluluğunda baş redaktörlük yaptı. 1993 yılında
Azerbaycan Edebiyatı ve Güzelsanatlar Ansiklopedisinde baş redaktördü.
Azerbaycan Yazarlar Birliğinin genel sekreteri (1987-1991) ve genel başkanı
oldu (1991). Dünyanın pek çok sosyalist ülkesinde ve ABD’de bulunan
Anar, Mimar Sinan Üniversitesinde Azerbaycan Edebiyatı Tarihi alanında
konferanslar verdi. 1989 yılında Sovyet Yüksek Meclisine seçilen Anar,
1995 ve 2000 yıllarında Azerbaycan Cumhuriyeti meclisine girer. Anar,
Azerbaycan Türkiye Dostluk Birliği başkanlığında da bulunmuştur (1993).
Yapıtları pek çok dünya diline çevrilen Anar, ödül ve nişanları olan bir
sanatçıdır.
Diğer Azeri sanatçılara kıyasla daha çok tanındığını söylediğimiz
Anar’la ilgili Türkiye’de toplantılar yapılmıştır. Bulardan biri 2003 yılında
65. Doğum yılı münasebetiyle olmuştur. Bu çerçevede Anar’la ilgili bir
sempozyum da yapılmıştır. Beş Katlı Evin Altıncı Katı tiyatro olarak
sahnelenmiş, filmleri gösterilmiştir.
Anar’a 2012 yılında Fırat Üniversitesince, 2014 yılı Haziran ayında
ise Kars Kafkas Üniversitesince Fahri Doktora payesi verilmiştir.
Anar’ın yaşamı için bk.: Türk Dünyası Edebiyatçılar Ansiklopedisi, C.7,
Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2007.
Kardeş Kalemler Dergisi, S.61, Ocak 2012.
2- Anar’ın roman öyküleri Türkçeye çevrilmiştir. Anar’ın yapıtları Ötüken,
da, Everest yayınlararasında çıkmıştır. İdleniz Kurtulan Anar’ın Bir Fırsat
Bulsam adlı kitabında “An ar ve eserleri üzerine” başlıklı ön sözünde “Ana r
Rızayev’in bilinen bütün öykü ve romanlarını Türkçeleştirmiş olmanın
kıvancını taşıyorum” demesi Anar’ın öykü ve romanlarının tamamını
çevirdiğini ortaya koymaktadır. İldeniz Kurtulan’ın Anar Çevirileri
şunlardır:
Sayfa 77 / 847