105
mahallelerde de olduğu gibi, ikinci ismin ön plâna geçmesi ve diğerinin düşmesiyle
sâdece
Kurabaş şeklinde
kaydedilmiş olup, aynı isimle varlığını ancak, XVII. asrın
yarısına kadar muhafaza etmiş bir mahalle olarak tesbît edilmektedir.
556
Yayacı (Yayalar) Mahallesi:
557
Sâdece XVI. yüzyıl tahrir defterlerinde
kayıtlı olan bu mahallenin sonraki tarihlerde ismine rastlanamamaktadır.
558
Kuramaz Mahallesi: Bu mahallenin ismine ilk defa 1675-76 tarihli avarız
defterinde rastlanmaktadır. XVIII. asrın sonlarına kadar aynı isimle varlığını devam
ettirmekle beraber, sonraki dönemlerde adına rastlanmayan bu mahalle tahminen
bugünkü Karaman Mahallesi’nin bulunduğu yerde olmalıdır.
559
Saray Mahallesi: Diğerlerinin, şehre merkez teşkil eden, iç- kalenin
güneyinde gelişmiş olmalarına rağmen, mezkûr merkezin güney-doğusunda vâki
İnançoğullarının sarayının burada bulunmasından dolayı
Saraytepe nâmıyla meşhur
olan mahalde teşekkül etmiş olması hasebiyle bu ismi almış
ve zamanla küçük bir
değişiklikle Saraylar'a dönüşerek zamanımıza kadar varlığını devam ettirebilmiş,
XVIII. asrın sonlarına doğru giderek, şehir platformundaki ağırlığını artırmış
olduğuna hükmetmek mükündür.
560
Tatar Mahallesi: Bu mahalleye ise XVII. yüzyıl kayıtlarında tesadüf
edilmektedir.
561
Buraya kadar verdiğimiz bilgilerde, Evliya Çelebi’nin sadece sayı olarak bize
verdiği mahalleleri farklı kaynaklardan tespit ederek Denizli yerleşimi hakkında daha
somut ve anlaşılır bir sonuca ulaşmaya çalıştık.
556
Gökçe,
a.g.e. s.85
557
BOA-TD-438, s.47; TKGM-KKA-TD-48, v.104b
558
Gökçe,
a.g.e. s.85
559
Gökçe,
a.g.e. s.86
560
Gökçe,
a.g.e. s.86
561
Gökçe ,
a.g.e. s.87
106
c- Dini ve Sivil Yapılar
Seyyahımız Denizli’de bulunan sosyal hayatın geçtiği dini ve sivil yapılar
hakkında da bilgiler vermektedir. Evliya Çelebi Denizli şehri’nin tamamının
elli yedi
mihraptan oluştuğu bilgisini bize ulaştırmaktadır.
562
Bu ibadethaneler hakkında ise
verdiği bilgiler şu şekildedir.
Kale Camii: Evliya Çelebi Kala Camii’nden bahsederken “Ama bunlar
içinde cemaati en fazla olan Kala Camii’dir” diye belirtmektedir
563
.
Yeni Camii: Kale Camii’nden taşra çıkıldığında, Yeni Camii bulunur. Kıble
kapısı üzerinde tarih şöyle yazılmıştır:
“Fi eyyami Sultanü’l-azam Giyasü’d-dünya ve’d-din Keyhüsrev Bin Kılıçarslan
haledellahu mülkehu, sene seb’in ve seb’i mie (770)”
564
Kurşunlu Camii: Evliya Çelebi buradan,
“Kurşunlu Camii latif bir
binadır”
565
şeklinde bahseder. Diğer kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre,
şehrin
en eski mabedlerinden olan camii, Saltak Caddesi üzerinde, Hastane Caddesi’nin
dört yol kavşağı üzerinde bugünde aynı adla anılan camiinin yerinde bulunuyordu.
566
Ulu Camii: Ulu camii kurşunla örtülü, eski bir camiidir aynı zamanda
makam-ı sıddıktır.
567
Şeklinde bu camiden bahseder. Burasıda şehrin en eski
mabedlerindendir, muhtemelen Cami-i Kebir mahallesi ismini buradan almış, zaman
içerisinde birçok zelzele sonucu zarar görmüşse de her defasında hemen hemen
yeniden inşa edilmiştir. Günümüzde ismen de olsa varlığını İstasyon-Atatürk
Caddesi’ndeki yerinde muhafaza etmektedir.
568
Uzunçarşılı bu camiye ait olduğu
kanaatiyle yayınladığı kitabede dış tesirler neticesinde bazı bölümleri yıpranmış beş
satırlık kitabede: “Es-Sultânü'l-â'zâm Gıyâseddünyâ ve'd-dîn 'alâi'l-İslâm ve'I-
müslim [ın]... Ebû'I-feth Keyhüsrev bin Key [Kûbâd].
569
Bu bilgiden anladığımıza
562
Seyahatname, s.102
563
Seyahatname, s.102
564
Seyahatname, s.102
565
Seyahatname, s.102
566
Gökçe,
a.g.e. s.119
567
Seyahatname, s.102
568
Gökçe. S.116
569
Uzunçarşılı,
Kitâbeler, II, s.192
107
göre Alâaddin Keykûbâd’ın oğlu II. Gıyaseddin Keyhüsrev (M.1237-1246)
zamanında inşa edilmiş olmalıdır. Keza, câmînin
tecdîden inşâsı esnasında temlelde
bulunmuş
olan bir çeşme kitâbeside, inşâ târihi hakkında önemli bir fikir
vermektedir. Buna göre, çeşme, İzzeddin Keykâvus bin Keykûbâd tarafından, H.645
(M. 1247) târihînde,
Karasungur bin
c
Abdullaha yaptırılmıştır. Bu da gayet açık
sûretde, Câmi'nin Seyfeddin Karasungur tarafından, II. Gıyâseddin Keyhüsrev
zamanında, şehrin ilk geniş çaplı îmâr ve inşâ faaliyetleri
çerçevesinde, en geç 1247
târihine kadar inşâ edilmiş olduğunu göstermektedir.
570
Diğer camilerden ise Evliya Çelebi şu şekilde bahseder. “
Saray Camii eski bir
camiidir. Tabaklar Camii yakın zamanda bina olunmuştur. Çömlekçi Camii ‘de bu
tarzda yapılmış oldukça mamur bir camiidir. Kaleden taşraya meşhur camilerin
bunlardan ibaret” olduğunu belirten Seyyahımız bunlardan geri kalanların ise otuz
yedi mescit olduğunu belirtmektedir.
571
Evliya’nın Denizli’yi ziyaret ettiği XVII. yüzyılın son çeyreğinde Denizli’de
yedi medrese bulunduğunu, bunlardan en önemlisinin ise Saray Cuması Medresesi
olduğunu söyler, medresenin (…) adet ulemasının
bulunduğunu belirtmesinin
ardından, burada görev yapacak ulemaların “paye-i âli” olması şart koşulduğunu
yazmaktadır. Ayrıca Seyyahımız Denizli’de Darü’l-hadis ve yedi sıbyan mektebi
olduğunu söyler.
572
Evliya’nın haber verdiği medrese dışında şehirde ki önemli bir
eğitim kurumları ise İshak Bey Medresesi ve Nureddin Cedid Muallimhanesi’dir.
573
Evliya Çelebi ilk olarak Ahi Evrân hakkında şu bilgileri verir. “
Hacı Bektaş-ı
Veli, Monla Hünkar, Şems-i Tebrizi, Sadrettin Konevi hazretleri ile dost ve arkadaş
olmuş ulu sultandır. Birçok kerameti görülmüştür. Bu kerametlerinden biride şudur.
Kayseri’de debbağlık ederken “Miriye öşür vermez” diye biri hakime şikayet eder.
Derhal hacibler gelerek Ahi Evrânı bağlamaya kalkınca dükkân içinde bir evrân
belirir ve haciblerin üzerine hücum eder. Hacibler hakime gelerek durumu
570
Gökçe,
a.g.e. s.116-117
571
Seyahatname, s.102
572
Seyahatname, s.102
573
Gökçe, s.130-131