1538
* TAED
57
Birol İPEK
ortaya çıkan ünlü bazen önceki, bazen de sonraki gibi olur” der ve şu örnekleri verir.
Ne+asıl>nasıl; Gele+umadım>gelemedim Özkan, 001, s. 168 . Günay Karaağaç da, Büzüşme
ile ilgili olarak ;
“Bir sözde yan yana bulunan iki veya daha çok hecedeki seslerin yahut da yan yana
bulunan iki sözden birincisinin son sesi ile ikincisinin ön sesinin birleşip kaynaşması
ve dolayısıyla hece sayısının azalması olayıdır. Ayrı hecelerdeki iki ünlünün bir tek
ünlüde veya birden çok hecedeki seslerin tek hecede toplanması olayıdır; bu yüzden,
hece kaynaşması olarak da bilinir” der
Karaağaç, 01 b, s. 69 .
Ne+asıl>nasıl sözcüğünü enkliz örnekleri içinde yer vermedik. Bu örnek ünlü
kaynaşması birleşmesi , olayına bir örnek olabilir. Fakat bu sözcük iki ayrı sözcüğün
birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu sözcük biri ince diğeri kalın ünlülerden oluşması
bakımından enkliz tanımına da uymaktadır . U-mak=yeterli omak, yardımcı fiili Eski Türkçede
olumsuzu “u-ma-mak” şeklindedir; kök ünlünün düşmesiyle -ma-mak eki kalmıştır. Eski
Anadolu Türkçesinden itibaren ünlü uyumuna uyarak gelmiştir Banguoğlu, 1986, s. 489 .
Fakat, Osman Yıldız, Gele+umadım>gelemedim örneğiyle ilgili olarak;
“Her ne kadar müştereken görülen bir fonetik hadise olsa da birleşik kelime
örneklerini konuya dair basit ve türemiş gid-e u-madım>gidemedim yapılı
örneklerinden ayırmak gerekir. Ayrıca birleşiklerdeki ses hadiseleri ile eklerde
görülen ses hadiseleri aynı kapsamda düşünülmemelidir. Bu bağlamda u-ma->-
(y)AmA-, gibi örnekler, birleşik kelimelerle bir arada verilmemelidir” der
Yıldız,
2015, s. 249).
Bu örnekle ilgili olarak Zeynep Korkmaz da,
“tut-a-ma-, ver-e-me-, anla-y-a-ma-” gibi olumsuz ifadeler şeklen bil-, yardımcı
fiilin kaldırılması ile yapılan zarf-fiiller üzerine doğrudan doğruya –ma-/-me-
olumsuzluk ekinin getirilmesi suretiyle yapılmış görünse de gerçekte ise, -a-/-e zarf-
fiil ekleri eski bir u- iktidar fiilinin izini taşımaktadır. Aksi hâlde –a/-e- zarf-fiil eki
üzerine –ma/-me olumsuzluk ekinin gelmesi mümkün olmaz”
şeklinde fikir beyan eder Korkmaz, 1995, s. 608 . Bu örnek bir fiil ve bir yardımcı fiilden
meydana gelen bir birleşik sözcüktür. Türkiye Türkçesinde olumsuzlarda u- yardımcı fiil düşer.
gid-e u-madım>gidemedim. Bu örnek de enkliz tanımına uyduğu hâlde enkliz kuralına örnek
olarak vermedik.
Türkiye Türkçesinde Enkliz Eğilti
TAED
57* 1539
Türkçede yeni kavramlara, yeni oluş ve kılışlara karşılık gelmek üzere yeni sözcükler
oluşturma imkânı çok geniştir. Bu daha çok 1. Türetme: Yaz+lık, sev-da+lı. . Birleştirme
Kaynaşma , . Kalıplaşma: Göz+de, yaz+ın, kara+ca şeklinde olmaktadır. Çalışmamızın
konusunu oluşturan birleşik sözcüklerde ise birleştirme, yeni kavramlara karşılık olacak yeni
sözcüklerin yapılışında, bir sözcük ile başka bir sözcüğün tek bir kavrama karşılık olacak
şekilde yan yana getirilmesiyle oluşur Korkmaz, 1995, s. 6 . Birleşik sözcüğü oluşturan
sözcüklerden biri veya tamamı ya ses yapısı ya da anlam bakımından birer değişme ve dönüşme
aşamasından geçerek yeni bir kavrama karşılık olurlar. Bunlarda şekil ve anlam bakımından
dönüşmeye dayalı bir kaynaşma söz konusu olduğu için daima bitişik yazılırlar Korkmaz,
00 , s. 0 . Birleşik sözcükler gramer yapıları bakımından, tıpkı kök ve türetme sözlerde
olduğu gibi Türkçenin sekiz sözcük sınıfından birinde yer alırlar Korkmaz, 00 , s. 0 .
Çalışmamızda tespit ettiğimiz yirmi sözcüğün türleri şöyledir: İsim, altı tanedir Amca,
teyze, uçkur, gömeç, seksen, subaşı ; Sıfat beş tanedir kılıbık, yalnız, böyle, öyle, öbür ; Zarf
altı tanedir birez, şöyle, bıldır, nere, negül, yarındası ; Bağlaç iki tane (oysa, yoksa). Fiil bir
tane haydamak . Birleşme sırasında genellikle kaynaşma ünlü çatışması , ünlü düşmesi, ünlü
değişmesi, yuvarlaklaşma, kalınlaşma, incelme gibi ses olaylarının değişik şekil unsurlarının
kaynaşıp bir tek sözcük hâline gelmesi biçiminde olmaktadır Özkan, 001, s. 4 . Ses
değişmeleri terimi bir dilde sözcüklerin seslerinde meydana gelen genel veya özel, kalıcı veya
geçici ses değişmeleri olarak anlaşılması gerekir Gemalmaz, 010, s. 145 .
Enkliz sonucu meydana gelen sözcüklerde bütün ses olayları açık bir şekilde
görülmektedir. Enkliz olayında görülen en belirgin özelliklerden biri “en az çaba yasasıdır”. En
az çaba yasasının temel özellikleri göz önüne alındığında en az çaba yasasının dillere etkisi daha
çok telaffuz zorluğunu giderme şeklinde olmaktadır. En az çaba yasası dillerin iç kanunları
temelinde rol oynar, bu kanunların dışına çıkmadan, o dilleri geliştirmeye, güzelleştirmeye ve
zenginleştirmeye hizmet eder. En az çaba yasası temelinde meydana gelen, benzeşme olayının
ayrı bir türü olan ünlü uyumu kuralı vardır. Bu kural uyarınca sözcükler ya kalın sesli ya da ince
sesli şeklini almaktadır Kudaşev, 011, s. 8 . Enkliz sonucunda birleşen sözcükler ya kalın
ya da ince şekline girerek Türkçe’nin büyük ses uyumuna uymaktadır. Büyük ses uyumu
dediğimiz kalınlık-incelik uyumu yazılı belgelerle takip edebildiğimiz başlangıçtan bugune
kadar Türkçenin her döneminde çok kuvvetli olarak görülen bir ünlü kuralıdır.