GREGORİAN KIPÇAKLARIN DİL YADİGÂRLARI
Yrd. Doç. Dr. Erdoğan ALTINKAYNAK
Giresun Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Halk Bilimi
E-mail: erdelel@yahoo.com, altinkaynak@mynet.com: Tel (GSM): 0 532 396 88 83
Özet
Gregorian Kıpçak metinleri, bazılarının iddia ettiği gibi
İkinci Dünya Savaşı esnasında yok olmamıştır. Metinler
değişik ülkelerin müze ve arşivlerini zenginleştirmektedir.
Gregorian Kıpçaklar konuştukları dili Hıpçak Tili, Kıpçak Tili,
Kıpçakların Tili, Bizim til, Tatarça olarak adlandırıyorlar.
Tebliğimizde Gregorian Kıpçaklara ait metinlerin bulun-
duğu ülkeleri ve bu ülkelerdeki metinlerden kısa alıntıları
takdim edeceğiz.
65
Yrd. Doç. Dr. Erdoğan ALTINKAYNAK
Giriş
Bizanslıların özel gayretleri ve baskıları neticesinde Ermeni Devleti
XI. yüzyıl ortalarında yıkıldıktan sonra Ermenilerin önemli bölümü Gür-
cistan, Anadolu’nun güneyleri ve Kırım’a göçmüşlerdir. XIII ve XIV. yüz-
yılda Kırım’da Kefe, Solhat ve Sudak belli başlı Ermeni yerleşim merkez-
leriydi.
Sudak Kıpçak Devleti’nin de en önemli ticaret merkezidir. Kırım’da
yaşayan Bu Ermenilerin bir kısmı Kral I. Leos’un davetiyle Batı Ukrayna’ya
ve Galiçya’ya yerleşmişlerdir. Daha sonra Polonya Ermenileri olarak anı-
lan Ermeniler bunların torunlarıdır. Ukrayna Ermenilerinin merkezi 1496
tarihinden itibaren Kamenets-Podolsk şehri idi. 1883 yılında Kamenets’e
giden Kuşneryan isimli bir Ermeni, dönüşünde yazdığı yazıda; Bu Ermeni-
ler kendi ince ve nazik dillerini bırakmış, ülkelerini talan edenlerin dilleri-
ni benimsemiştir demektedir
1
. Tabiiki biz bu görüşe katılmıyoruz.
Gregorian Kıpçaklarına mahsus, Ukrayna’da karşılaştığımız ilk metin
bilgilerini Çernovtsi’de bulduk. İkinci merkezimiz ise Luvov oldu. Luvov
Devlet Arşivi’nde bu metinlerin varlığını biliyorduk. İkinci olarak bu me-
tinlerden Kuvov Müzesi’nde de olduğu ortaya çıktı. Gerekli izinleri dost-
lar sayesinde alarak işe başladık. Bize kolaylığı gösteren ise Raksolana’nın
soyundan geldiğini iddia eden Anna Semenuk idi. Kendisi tıp dalında dok-
tor iken bu işi bırakmış ve 1932-1933 yılları arasında açlıktan ölen Ukra-
1 Talat Tekin, Ermeni Alfabesi ile Türkçe, Tarih ve Toplum Dergisi, 4 Nisan 1984, s.246.
66
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
inler ile ilgili çalışmalara adamış. O da bir Ukrain aktivisti… Yani Ukrain
milliyetçisi.
Çernovtsi’de Gregorian Kilisesi kırmızı tuğladan inşa edilmiş. Şim-
dilerde konser salonu olarak kullanılıyor. Bu Kilise binası tarihte ilk defa
bir Gregorian papazın intiharını görmüş. XVIII. yüzyılda bina ahşap imiş.
Papazın intiharından sonra Burada ibadet edilemez gerekçesiyle kilise ya-
kılmış. Yakanlar belli değil. Bir rivayete göre Ermeni Papaz, Rus Çarı’nın
baskısına dayanamadığı için intihar etmiş. Çar da yanan binayı yeniden ve
tuğladan inşa ettirmiş. Ancak o gün bu gündür içinde ibadet edilmiyormuş.
Yanan kilise ile birlikte Gregorian Kıpçak Türkçesi metinlerin de yandı-
ğı söylenmektedir. Yine bu yanan kilisenin yanında bulunduğu söylenen,
Türklerin yaptığı ahşap caminin de yandığı ayrıca kayıtlarımız arasında
yer almaktadır.
Gregorianlık, bir mezhebe verilen addır. Bu mezhep İznik Konsülü’nden
sonra oluşturulmuştu. Ermenilerin millî mezhebidir. 1850’lere kadar Gre-
gorianlık bir cemaatken Türk, Fars, Arap ile Hayk kavminden insanlar da
bu cemaatin içinde yer almıştı. Ermeni kelimesi yukarılarda, yükseklerde
yaşayan, dağlı anlamında kullanılmaktadır. 1850’li yıllardan sonra bu ce-
maat siyasî bir kimliğe büründürülüp Gregorianlık ve Hayklık birleştiri-
lir
2
. Son çalışmalara göre de Anadolu’daki isyancı grupların içinde Türk
soylular da vardır. Örnek olarak Karabağ ve Ermenistan Ermenilerinin
antropolojilerinin birbirinden farklılığı gösterilebilir. Bugünkü manada Er-
meni kültürü içinde yoğun bir Türk kültür birikimine rastlamamız da gö-
rüşlerimizi doğrular. Ermeniler, doğrudan doğruya Gregorianlık mezhebi-
ne giren Türkler tarafından Türk kültürü ile tanışmışlardır. Taş işçiliğinde
kullanılan motifl er ve mimarî üslûp ile Âşuh/Âşıklık geleneği de bunların
içinde sayılabilir
3
. Bir başka mesele ise, kültürel ve ticarî ilişkiler ne kadar
yoğun olursa olsun, din önemli bir faktördür ve Deşt-i Kıpçak’taki toplum,
dinsizlikle suçladığı bir toplumun dilini benimseyemez. Hele hele Polonya
ve civarı ülkelerde, bu kültürel yoğunluktan uzaklaşmış olmalarına rağmen
Kıpçak Türkçesi devam ettiriliyor ise bunu başka bir şekilde izah etmemiz
gerekecektir ki o da bu insanların Kıpçak olmalarıdır.
Kırım’da Gregorian nüfusun en yoğun olduğu bölge Kefe idi. XV.
yüzyılın ikinci yarısında buradaki Gregorianların nüfusu 35-40 bin civa-
rındaydı. İkinci büyük yerleşim merkezi ise Sudak idi. Karasubazar, Kez-
2 Abdurrahman Küçük, Ermeni Kilisesi ve Türkler, Ankara 1997.
3 Yaşar Kalafat, Farklı Dinî İnançlara Mensubiyet İtibariyle Türk Halk İnançları Çalışmala-
rında Metod ve Teori, Türksoy, S.X, Eylül 2003, s.29-30.
67
Yrd. Doç. Dr. Erdoğan ALTINKAYNAK
lev, Akmescit, İnkerman, Surhat gibi vilâyetlerde de Gregorianlar yaşa-
maktaydı.
II. Katerina döneminde Kırım’dan çeşitli vaatlerle çıkarılan Hıristi-
yanlar arasında Ermeniler de vardı
4
ve bunlar da Hayk dilini pek bilmiyor-
lardı. İbadet dilleri de Türkçe idi. Kırım’dan 12 492 Gregorian kadın ve
erkek ayrılmıştı. Büyük göçe katılmayanların da büyük çoğunluğu, Grego-
rian mezhebinden olanlardı ve bunlar tüccar, esnaf ve sanatkâr sınıfından
toplam 228 kişi idi
5
.
Lübnan Ermenilerinin anadillerinin Türkçe olması da bizi aynı nok-
taya götürür. Bunlara Müslüman Türklerin Galagavurları (Kale Kafi rleri)
adını vermeleri de Anadolu Müslüman Türklerinin, kendi ırkından gelse
de Müslüman olmayanların topunu birden yabancı sayması, dışlaması ne-
tice itibariyle onların hatası olarak ortada durmaktadır.
Dr. Aleksandr Nikolayeviç Garkavets’e göre Ukrayna’da bulunan
Ermenilerin Türkçe konuşanları XI. asrın ortalarında Hıristiyanlığı kabul
eden ve yabancı isimler alan putperest Kıpçak halkıdır. Gregorian Hıris-
tiyanlığı kabul ettiler ve Ermenilerle karıştılar. Ona göre Urumlar da put-
perest Kıpçaklardandır. Bunlar XI. asrın ortalarında Hıristiyanlığ’ı kabul
etmişler ve Grekçe isimler alıp, Bizans İmparatorluğu’nun vatandaşlığını
ve himayesini de kabul etmişlerdi. Diğer bir grup ise Hazarlarla birleşerek
Musevîliğ’i kabul ettiler. Kalan Kıpçaklar ise Müslümanlığ’ı kabul ederek
Kırım Tatarlarıyla karıştılar
6
. Kalafat’a göre Gregorian Türklerin büyük
çoğunluğu Oğuz soylu idiler
7
.
Gregorian
Kıpçakların Batı Ukrayna veya Luvov’a gelişlerinin
nasıl olduğu hakkında değişik kaynaklar farklı görüşler ileri sürmektedir.
Anadolu Selçukluları döneminde Anadolu’dan Kırım’a ve oradan da XIII.
asırda Luvov bölgesine gelinip yerleşildiği
8
, XIV. asırda ilk Gregorian
Kilisesi’nin (1361) kurulduğu bilinmektedir. Bulundukları bölgede halen
bir kısmının yaşadığı ve o dönemlere ait belgeleri muhafaza eden mer-
kezlerin olduğu da bilgilerimiz arasındadır. XVIII. yüzyılın sonlarında bu
bölgede cebren Hıristiyanlaştırılmış Tatarlar da vardı.
4 İvan Cuha, Odissea Mariupolskih Grekov, Vologda 1993, s.155-157.
5 Cuha, a.g.e., s.158.
6 Aleksandır Garkavets, Turkskiye Yazıki na Ukraine, Almaata 1988, s.18-19.
7 Kalafat, a.g.m., s.29.
8 Tuncer Gülensoy, Türkçe El Kitabı, Ankara 2000, s.299.
Dostları ilə paylaş: |