68
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
II. Katerina döneminde Kırım’dan çıkarılan Gregorianlar
9
ilk köylerini
Rostov yakınlarında, Nahçivan-Don adıyla ve daha birkaç köyün temelini
attığı pek çoğunun esnaf ve sanatkâr olduğu ve bunların da 1885’ten sonra
bugünkü Ermenistan’ın kuruluşunda rol aldığı unutulmamalıdır.
Bölge tamamen bir ticaret ve sanat merkezi idi. Nihayetinde Sultan
İbrahim’e ait olduğu söylenen ve şu anda Luvov Devlet Arşivi’nde sakla-
nan bir Hatt-ı Hümayun’da da bu durumu açık seçik görmekteyiz. Luvov,
o tarihlerde serbest bölgedir. Hiçbir mal bu şehre girmeden Ukrayna ve
çevresine dağıtılamıyordu. Buradaki tüccarların büyük çoğunluğunu da
Gregorian tüccarlar oluşturuyordu. 1685 senesinde Luvov’daki 14 büyük
mağazanın 10’u ve 17 orta halli mağazanın da 13’ü Gregorianlara aitti.
Bunun sebebi ise Gregorianlara tanınan imtiyazlardı.
Luvov’daki Gregorianların tamamı ticaretle uğraşmıyordu. Büyük
çoğunluğu zenaat işleriyle uğraşıyordu. XVII. yüzyılın başlarındaki vergi
kayıtlarına göre Gregorianların % 80’i zenaatkârdı. Kasaplık, yün ve deri
işleri, nakışçılık, eğercilik, terzilik, okçuluk, kılıççılık, kürkçülük, kâğıtçı-
lık, petrol ürünleri pazarlaması, ressamlık, ayakkabıcılık, sarrafl ık, meşru-
batçılık işleri Gregorianların tekelinde idi. Kâğıt fabrikalarına hammadde
temini ve darphane işlerine de bakıyorlardı.
Gregorianlar, Kıpçak Türkçesi’ne yakın olan Kırım Tatar Türkçesi
ve diğer Türkçeler’i bildikleri için tercümanlık, müsteşarlık, danışmanlık,
konsolosluk vazifelerinde de bulunmaktaydılar. Casusluk da bilinen işleri
arasında idi
10
.
Luvov şehrinde bulunan Gregorian Kilisesi yoğun turist akımına uğra-
maktadır. Bu turistlere rehberler açıklamalarda bulunurken, bilinen Ermeni
soykırımı ile ilgili tevatürleri de aralara sıkıştırıyorlar. Luvov’daki Grego-
rian Kilisesi’nin girişinde ve bahçesinde taştan mezar kitabeleri var. Bun-
lardan büyük kısmı yer döşemesi olarak kullanılmış. Mezar sahiplerinin
kendi isteği ile bu eylem yapılmış. Amaç nefsin terbiyesi imiş. Bu taşların
üzerinde Ermeni alfabesi ile Kıpçak Türkçesi yazılar mevcuttur. Bunları
video kamera ile kaydettik. Bahçede bulunan yekpare ağaçtan oyma ikon
görülmeye değer güzelliktedir.
Gregorian Kıpçakçası metinlerinin Lüvov’da sadece bir kısmı kal-
mış. Diğerleri çeşitli şekillerde dünyaya dağılmış. Dağılım alanları ise
Ukrayna’nın Luvov şehri dâhil olmak üzere şöyledir: Ukrayna’da Luvov
9 Cuha, a.g.e., s.158.
10 Garkavets, Kıpçakskoye Pismennoye Naslediye I, Almatı 2002, s.10.
69
Yrd. Doç. Dr. Erdoğan ALTINKAYNAK
ve Kiev şehirleri, Avusturya, Ermenistan, Hollanda, Polonya, İtalya, Rus-
ya, Romanya ve Fransa.
Luvov Devlet Arşivi’nden XV-XVIII. asırlar arası, o zamanlar serbest
bölge olarak ün yapan Luvov’da, Gregorian Kıpçaklara ait belgeler husu-
sunda Dr. Garkavets de bize bilgi aktarmıştı. Bu metinlerin korunduğu ar-
şive ve müzeye müracaatla, bazı kaynaklarda İkinci Dünya Savaşı sırasın-
da yanarak yok olduğu söylenen Gregorian Kıpçak Türkçesi metinlerinin
mikrofi limlerini, özel arşivimizde bulundurmak üzere aldık.
Kiev’de bir Ermeni kolonisi veya Ermeni hicreti olduğu yolunda XVI.
ve XVII. yüzyıl öncesine ait bir bilgi yoktur. Özerkliği olmayan Gregori-
anlar ve onlara ait bir kilisenin XVI-XVII. asırlarda varlığını, sonradan bu-
raya gelerek yerleştiklerini biliyoruz. Yine buradaki Ermenilerin dillerinin
Kıpçak Türkçesi olduğu da bilinmektedir. Burada kurulan Gregorian mah-
kemesinde yeminler ya da and içmeler Kıpçak Türkçesi ile yapılıyordu
11
.
Kiev ve Kamenetse merkezlerinden başka Lutsk, Vladimir, Suçava,
Serete, Balta, Baga, Belza, Bereyar, Baroka, Broda, Buçaç, Vara, Goro-
denko, Kutav, Çernovtsi, Stanislav gibi yerleşim merkezlerine dağılmışlar-
dı. Gregorianlar Ukrayna’nın 70 yerleşim merkezinde bulunuyorlardı.
Gregorian Kıpçak Türkçesi metinlerini ilk defa ilim alemine tanıtan,
Ukraynalı, edebiyata ve sanata meraklı bir aileden gelen 1871 doğumlu
Ağatangel Efi m Krımskiy olmuştur. Krımskiy’e göre bu insanlar Ermeni-
dir. Krımskiy’in verdiği bilgilere göre bugünkü Ukrayna’nın Batı kesim-
lerinde bulunan Ermeniler XIV. asırda Litvanya Tatarları, Karay kolonileri
ve bir kısım Kumuklar ile birlikte yaşıyorlardı. XV. asrın sonlarına doğru
bu Ermeni kolonisine, Osmanlıların Kefe’yi ele geçirmelerinden sonra ye-
nileri ekleniyor. Daha sonra bu Ermeniler, Litvanya Tatarları, Karaylar ve
Kumuklar gibi Türk dilini terk ederek Polonca, Rusça ve Ukraince konuş-
maya başlıyorlar.
Gregorian Kıpçaklar konuştukları dili Hıpçak Tili, Kıpçak Tili, Kıp-
çakların Tili, Bizim til, Tatarça olarak adlandırıyorlar. Metinlerde bir iki
yerde geçen Türkçe ve Türkmen kelimeleri aşağılayıcı bir anlam içermek-
teir. Bu adlandırmada dinin etkisi olduğu gibi, o dönemlere ait adlandırma
da geçerli olabilir. Eğer bu yüzyılda Osmanlı sahasına bakar isek Türkmen
ve Türk kelimelerinin de aynı anlamda kullanıldığını görürüz.
11 Garkavets, a.g.e., s.7.
70
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
Oluşumuna göre Gregorian Kıpçakların dili, yine kendi ifadelerine
göre Kıpçak Türkçesi’dir. Bu dil Kırım topraklarında gelişimini devam
ettirmiştir. Yapı özelliklerine göre Karay Türkçesi’nin Trakay ağzına, Ku-
man Türkçesi’ne, Urum Türkçesi’ne ve Kırım Tatar Türkçesi’nin Yalıboy
ağzına yakındır
12
.
Krımskiy’den sonra onun öğrencisi Timofey İvanoviç Grunin, Grego-
rian Kıpçak yadigarları üzerinde çalışmış ve Kıpçak, Urum, Kırım-Tatar,
Kırımçak ve Karaim Türkçeleri ile Gregorian Kıpçak dilinin benzerlikle-
rini tez olarak takdim etmiştir. Grunin, Gregorian Kıpçak Numuneleri’nin,
1559-1567 yılları arasında tutulan 298 adet el yazmasını da neşretmiştir.
Bu neşirler içinde İkinci Dünya Savaşı esnasında yandığı söylenen ve işin
tuhafı kendisi tarafınan da ifade edilen kitaplardan da vardı. Yanan kitap-
lardan birinci kitabı da kendisi neşretmişti. Grunin’e göre Anadolu’nun
doğu ve kuzeydoğusundan ayrılan Ermeniler, Kırım ve Besarabya’da Kıp-
çaklarla birlikte yaşamışlardı ve Gregorian mezhebine giren Kıpçaklar
da vardı. Ermanistan’ın Şirak vilâyetinde, şimdiki Arıç köyünün eski adı
Kıpçak’tır ve XII. asırda bu köyde Hıpçakvank Manastırı inşa edilmiş ki o
manastır bugün dahi durmaktadır
13
.
Tuncer Gülensoy’un Türkçe El Kitabı’ndaki, Türklerin Kullandığı Al-
fabeler bahsindeki görüşlerine son dönemde konu hakkında yapılan ça-
lışmalar ışığı doğrultusunda katılamayacagız. Onlar Kıpçak Türkçesi’ni
sonradan öğrenmiş Hayklılar değil, sonradan Hayklaşmış Kıpçak ve Oğuz
gruplarıydı
14
. Ayrıca, bu eserler Almanların geri çekilmeleri sırasında da
yanıp kül olmamıştı. Bu eksik bilgiye Grunin de sahipti
15
. İlerde vereceği-
miz listede de görülebileceği gibi dünyanın çeşitli yerlerinde mevcudiyet-
lerini devam ettiriyorlardı. Bir diğer husus da el yazması Gregorian Kıpçak
dil yadigarları 307 adet değildi. Sadece Grunin’in neşrettiklerinin sayısı
298’dir. Ulaşılamayanlar da esasa alınırsa metinlerin bundan çok daha faz-
la miktarda olduğu ortaya çıkar .
Gregorianlar arasında 12 hayvanlı Türk takviminin kullanılması ve
Karay-Kırımçaklarda olduğu gibi İslâm öncesi gün adlarından bazıları-
nın kullanılması bize ilginç gelmektedir. Kırım’da bulunduğumuz yıllarda
diğer Türk halklarından Aksakallarla bu konu üzerinde yaptığımız tartış-
malarda farklı yaklaşımlar çıkmıştır. Karay Bilim Kurulu başkanı ve Han
12 Garkavets, a.g.e., s.12.
13 Garkavets, a.g.e., s.7.
14 Gülensoy, a.g.e., s.299.
15 Garkavets, a.g.e., s.6.
Dostları ilə paylaş: |