İlk Türkçe Kur’an Tercümelerinde Geçen Bazı Özel Adlar Üzerine
174
Türkçe ilk Kur’an çevirilerinde; TİEM 73’de könikä tutuġlı;Rylands KT’de çınġarıġlı; Hekimoğlu
KT’de rāstlaġan; Manisa KT’de taśdįķ eyleyici; TİEM 40 KT’de girçek dutıcı-y-iken sözcükleriyle
karşılanmıştır. Türkçe ilk Kur’an çevirlerinde Ar. “ ِّﺪَﺼُﻡ
ﺎًﻗ
“ karşılığı kullanılan sözcüklerden könikä tutuġlı
(T.); çınġarıġlı (T.); rāstlaġan (F+T.); taśdįķ eyleyici (Ar.+T.); girçek dutıcı-y-iken (T.) sözcük ya da
sözcük gruplarından meydana gelmiştir.
5.1 Tarihi Olaylarla İlgili Özel Adlar
5.1 1 Ashâbu’l-Fîl (ِﻞﻴِﻔْﻝا بﺎَﺤْﺻَأ)
Yemen’deki Habeş valisi Ebrehe, San’ada bir kilise yaptırıp burayı Kabe
yerine koymak ve
hacıları buraya çekmek istedi. Kinâne kabilesinden bir adam, geceleyin gidip kilisenin içini kirletti. Buna
kızan Ebrehe, Kabe’yi yıkmağa and içerek ordusuyla yola çıktı. Kendisisinin Mahmud adlı bir fili olduğu
için bunlara Ashâbu’l-Fîl (Fil sahipleri) denmiştir. Ebrehe ordusu, Kabe yakınına varınca,
Ebabil denilen
kuşların attığı taşlarla helak edilmişlerdir. (Ateş 1052b)
1. Ar. “ ِﻞﻴِﻔْﻝا بﺎَﺤْﺻَأ “ “ Fil Ashabı, Ebrehe ve Ordusu”
1.1. Tü. yängän iđiläri; fįl iđileri; fįl eyeleri; Fįl ķavmi; pįl islerine yaǾnį Ebrehe Yemen meliki.
Ar. “ ِﻞﻴِﻔْﻝا بﺎَﺤْﺻَأ “ “ Tü. Fil Ashabı, Ebrehe ve Ordusu”, Türkçe erken Kur’an çevirilerinde; TİEM 73’de
yängän iđiläri; Anonim KT’de fįl iđilerine; Hekimoğlu KT’de fįl eyeleri; Manisa KT’de Fįl ķavmine;
TİEM 40 KT’de pįl islerine yaǾnį Ebrehe Yemen meliki sözcükleriyle karşılanmıştır.
TİEM 73:
(7) körmäz mü sen nätäg ķıldı iđiŋ
yängän iđiläri
birlä.448r/7=105/001)
Anonim KT:
(8) Ey körmez mü-sen niteg ķıldı seniñ Teñriniñ
fįl iđilerine?
Sekiz fįl erdi biri
Maĥmūd. (142b/8=105/001)
Hekimoğlu KT: (581a/1) Körmeding mü, neteg ķıldı İđing
fįl eyeleri
birle? (581a/1=105/001)
Manisa KT:
(9) Görmez misin yā Muĥammed senüñ tañruñ neçük işledi
Fįl ķavmine
ki sulŧānları
ebrehe-y-idi, Mekke’yi yıķmaġa ķaśd eyledi. (448b/9=105/001)
TİEM 40:
(3) Ay bilmedün mi, nite işledi Çalabun
pįl islerine
yaǾnį Ebrehe Yemen
meliki
.
(289a/3=105/001)
Kur’an:
Rabbinin Fil sahiplerine ne yaptığını görmedinmi (105/001)
Türkçe ilk Kur’an çevirilerinde; TİEM 73’de yängän iđiläri; Anonim KT’de fįl iđilerine;
Hekimoğlu KT’de fįl eyeleri; Manisa KT’de Fįl ķavmine; TİEM 40 KT’de pįl islerine yaǾnį Ebrehe
Yemen meliki sözcükleriyle karşılanmıştır. Türkçe ilk Kur’an çevirlerinde Ar. “ِﻞﻴِﻔْﻝا بﺎَﺤْﺻَأ “ karşılığı
kullanılan sözcüklerden yängän iđiläri (T.); fįl iđilerine; (Ar.+T.); fįl eyeleri (Ar.+T.); Fįl ķavmine
(Ar.+T.); pįl islerine yaǾnį Ebrehe Yemen meliki (Ar.+T.); sözcüklerinden meydana gelmiştir.
5.1.2 Ashâbü’l-Eyke (
ِﺔَﻜْﻳﻻا ُبﺎَﺤْﺻَا )
Kur’an’da ashab kelimesi ile ifâde edilen topluluklardan birisi de Eyke topluluğudur. Bu
topluluğa gönderilen peygamberin Şuayb (a.s.) olduğu Kur’an’da açık bir şekilde ifade edilmiştir.
“Eyke” sözcüğü başka bir kıraate göre “Leyke” şeklinde telaffuz edilmiştir. Eyk: sık ağaçlık,
meşelik, orman anlamındadır. “Leyke” şeklinde okunursa bundan beldenin
isminin kasdedildiği
Suat Ünlü
175
belirtilmiştir. Eyke’nin bie ağaç olup ona tapındıkları, belirtilirken, Medyen’e doğru deniz sahilinde
ağaçlık, ormanlık bir bölge olduğuda belirtilmiştir. Hangi anlam da kullanılılırsa kullanılsın “eyke” lafzı
orada yaşayanlara nisbet edilmiş ve bu nisbetle bilinmektedirler (Honamlıoğlu 1992: 73)
Ar “ِﺔَﻜْیﻻا ُبﺎَﺤْﺻَا “ “Eyke halkı, Orman Milleti, Şuayib Milleti”
Tü. orman bođunı; bük eyeleri; Eyke ehli; bįşe
isleri
Ar “ِﺔَﻜْیﻻا ُبﺎَﺤْﺻَا “Tü. “Eyke halkı , Şuayib Milleti”, Türkçe erken Kur’an çevirilerinde; TİEM 73’de
orman bođunı;
Hekimoğlu KT’de
bük eyeleri, Manisa KT’de Eyke ehli; TİEM 40 KT’de bįşe isleri
sözcükleriyle karşılanmıştır.
TİEM 73:
yalġanķa tut(t)ı
orman bođunı
(2) ıđılmışlarnı. (272r/1=026/176)
Hekimoğlu KT: yalġanġa nisbet ķıldı
bük eyeleri
, ıđılmışlarnı (358b/2=026/176)
Manisa KT:
Yalanladı
Eyke ehli
ki bostānları çoġ-ıdı mürsel nebįleri. (263b/1=026/176)
TİEM 40:
Yalan duttı (3)
bįşe isleri
, mürsel peygambarları yaǾnį vahy gelinmiş peygambarları.
(178a/2=026/176)
Kur’an:
Eyke Halkı da gönderilen elçileri yalanladı. (026/176)
Türkçe ilk Kur’an çevirilerinde; TİEM 73’de orman bođunı; Hekimoğlu KT’de bük eyeleri,
Manisa KT’de Eyke ehli; TİEM 40 KT’de bįşe isleri sözcükleriyle karşılanmıştır. Türkçe ilk Kur’an
çevirlerinde Ar. “ِﺔَﻜْیﻻا ُبﺎَﺤْﺻَا “ karşılığı kullanılan sözcüklerden orman bođunı (Ar.+T); bük eyeleri (T.);
Eyke ehli (Ar.); bįşe isleri (F.+T.) sözcüklerinden meydana gelmiştir.
5.1.3 Ashâbü’r Ress (
ﱢسَﺮﻟا ُبﺎَﺤْﺻَا )
Ress kuyu demektir. Şuayb Aleyhisselam’ın kavmi, kendisini yalanlayınca, çok sığ olan bir
kuyunun başında toplandıkları sırada
kuyu birden çöküvermiş, hepsi batmışlar. Başka bir tefsire göre
Ress, Doğu Anadolu da bulunan Aras Nehri’dir. İşte bu nehrin kıyısında bulunan bir kent halkı
(Semûd’un torunları) isyanları yüzünden helak edilmişlerdir. Semûd kavminden artakalanlar burada
otururlarmış. Kendilerine gelen peygamberi öldürdüklerinden dolayı helak olmuşlar. (Ateş 615a)
Ar.
َا
ﱢسَﺮﻝا ُبﺎَﺤْﺻ
“Ashâbü’r –Ress, Kuyuya atılanlar”
Tü. ķuđuġ iđiläri; ķuđuġ eyelerini; Re’s ķavmini; Ress kuyusı islerini
Ar.
َا
ﱢسَﺮﻝا ُبﺎَﺤْﺻ Tü. “Ashâbü’r -Ress, Kuyu Ahabı; Kuyuya atılanlar” Türkçe erken Kur’an çevirilerinde;
TİEM 73’de
ķuđuġ iđiläri;
Hekimoğlu KT’de
ķuđuġ eyeleri;
Manisa KT’de
Re’s ķavmini;
TİEM 40
KT’de
Ress kuyusı islerini
sözcükleriyle karşılanmıştır.
TİEM 73:
Ǿādlıġlar ŝämūdluġlar
ķuđuġ iđiläri
käçmiş ķayular (9) anıŋ ara üküş. 264v/8=025/038
Hekimoğlu KT: Taķı ǾĀdnı taķı Ŝemūdnı, taķı (3) örülmedük
ķuđuġ eyelerini
taķı zamāne kişilerni anıng
arasında üküş. (348a/2=025/038)
Manisa KT:
Daħı ǾĀd ķavmini daħı Ŝemūd ķavmini daħı
Re’s ķavmini
(8) daħı özge ümmetler her
ķarnda çoķ Ǿaśır
ehli geldi, helāk oldılar. Anları Tañrı taǾālādan özge kimse bilmez.
(254b/7=025/038)