Microsoft Word turkcess ozet kitap docx



Yüklə 2,88 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə81/115
tarix19.10.2018
ölçüsü2,88 Mb.
#74851
1   ...   77   78   79   80   81   82   83   84   ...   115

 
 
 156
 
IV. Uluslararası Türk Kültür Coğrafyasında Eğitim ve 
Sosyal Bilimler Sempozyumu  
27-30 Haziran 2018/Bakü-Azerbaycan
 
IV. International Symposium on Educational and 
Social Sciences in Turkish Cultural Geography  
27-30 June 2018/Baku-Azerbaijan
 
Öğretim Elemanlarının Ekolojik Ayak İzi 
 
Yakup DOĞAN 
Kilis 7 Aralık Üniversitesi,  Muallim Rıfat Eğitim Fakültesi, yakupdogan@kilis.edu.tr 
 
Murat PEKTAŞ 
Kastamonu Üniversitesi,  Eğitim Fakültesi, pektasenator@gmail.com 
 
ÖZET 
 
 
İnsanoğlu yaşamını sürdürürken hayatının sonuna kadar doğal kaynakları tüketmekte ve atıklar 
üretmektedir. İnsanoğlu tarafından tüketilen her bir madde ve üretilen her bir atık belli miktarda verimli toprak 
ve su gerektirmektedir. Tükettiğimiz kaynakların üretimini sağlamak ve yarattığımız atıkların absorbe edilmesi 
için biyolojik olarak verimli toprak ve su alanına ihtiyaç duyulur. Başka bir ifadeyle, belirli bir yaşam standardı 
ve tüketim alışkanlıklarına sahip olan insanın veya topluluğun ihtiyaç duyduğu kaynakların üretildiği ve tüketim 
sonrası ortaya çıkan atıkların da zararsız hâle dönüştürüldüğü, sınırları belli olan ekolojik yönden üretken bir 
alan ekolojik ayak izi şeklinde tanımlanmaktadır (Marin, 2004; Schaller, 1999; Wackernagel ve Rees, 1996).  
 
Ekonomik  ve  teknolojik  gelişmeler,  sanayileşme,  kentleşme,  ve  artan  dünya  nüfusunun 
ihtiyaçlarını karşılamak için gereken doğal kaynak tüketiminin gezegene yüklediği baskı, duyarlı bireylerin ve 
toplumların  gelecek  için  endişe  duymasına  ve  ekolojik  sorunlara  daha  ciddi  eğilmelerine  yol  açmıştır. 
Gezegenimizdeki  doğal  kaynakların  rezerv  sınırlılığının  anlaşılması  bilim  insanlarının  çevre  konusundaki 
duyarlılıklarının artmasına  neden olmuştur.  Ekolojik  ayak  izi çalışmaları  da  bu  duyarlılığın  bir  sonucudur ve 
gezegenimizin  gelecekteki  ekolojik  yıkımı  konusundaki  duyarlılığın  artmasında  önemli  bir  parametre  haline 
gelmiştir. Bu bağlamdan hareketle bu çalışmanın amacı, ekolojik farkındalığın ve ekolojik bilincin geliştirilmesi 
açısından  önemli  bir  role  sahip  olduğu  düşünülen  ekolojik  ayak  izi  hesaplaması  ile  üniversite  öğretim 
elemanlarının ayak izlerini hesaplayarak bir duyarlılık ve farkındalık geliştirmektir. 
Bu araştırma, Türkiye’nin güneydoğusundaki bir devlet üniversitesinde yürütülmüştür. Araştırmada, bu 
üniversitenin  öğretim  elemanları  evren  (330  öğretim  elemanı)  olarak  belirlenmiştir.  Örneklemdeki  öğretim 
elemanlarının  (206  öğretim  elemanı)  ülkenin  değişik  bölgelerinden  gelmiş,  farklı  sosyo-kültürel  özelliklere, 
değişik  tüketim  biçimlerine,  yaşam  tarzlarına,  farklı  gelir  düzeylerine  sahip  oldukları  kabul  edildiği  için  bu 
örneklem  seçilmiştir.  Araştırmada  öğretim  elemanlarının  ekolojik  ayak  izlerini  hesaplamak  amacıyla 
http://ekolojikayakizim.org/ sitesinde bulunan web tabanlı “Ekolojik Ayak İzi Hesaplama Aracı” kullanılmıştır. 
Öğretim elemanlarının cinsiyet, yaş, üniversitedeki birimleri, unvan, gelir düzeyi, çevre ile ilgili STK üyeliği gibi 
demografik  özellikleri  göz  önüne  alınarak  ekolojik  ayak  izleri  hesaplanmış  ve  farklılıklar  incelenmiştir. 
Araştırmada öğretim elemanlarına ait ekolojik ayak izi hesaplama aracının alt boyutları olan gıda, ev, seyahat, 
ve diğer (mallar/hizmetler) puanlarına ait ortalamalar hesaplanmıştır. Öğretim elemanlarının toplam ayak izi 
ortalaması 3.4 gha (global hektar) olarak bulunmuştur. Bu değer Türkiye ortalamasının (2.7 gha) üzerinde bir 
değerdir. Cinsiyet, gelir durumu, ekolojik ayak izi kavramı hakkında bilgi sahibi olup olmama durumu ve çevre 
ile  ilgili  herhangi  bir  sivil  toplum  örgütüne  üye  olup  olmama  durumu  değişkenlerinin  analizlerinde  t  testi 
kullanılmıştır. Yaş, çalıştığı birim ve unvan değişkenlerinin analizlerinde tek yönlü varryans analizi kullanılmıştır.  
Yapılan  analizler  sonucunda,  cinsiyete,  gelir  durumuna,  ekolojik  ayak  izi  kavramı  hakkında  bilgi  sahibi  olup 
olmama durumu ve çevre ile ilgili herhangi bir sivil toplum örgütüne üye olup olmama durumuna göre anlamlı 
bir  fark  olmadığı  sonucuna  ulaşılmıştır.  Yaş,  çalıştığı  birim  ve  unvana  göre  anlamlı  bir  fark  olmadığı  tespit 
edilmiştir. Öğretim elemanlarının genel olarak ekolojik ayak izi ortalamaları sürdürülebilir bir yaşam için yüksek 
düzeydedir.  Bu  açıdan  akademisyenlerin  tüketim  alışkanlıklarını  sürdürülebilirlik  ilkeleri  doğrultusunda 
değiştirmeleri önerilebilir. 
Anahtar Kelimeler: Çevre, ekolojik ayak izi, sürdürülebilirlik, öğretim elemanları 
 
 


 
 
 157
 
IV. Uluslararası Türk Kültür Coğrafyasında Eğitim ve 
Sosyal Bilimler Sempozyumu  
27-30 Haziran 2018/Bakü-Azerbaycan
 
IV. International Symposium on Educational and 
Social Sciences in Turkish Cultural Geography  
27-30 June 2018/Baku-Azerbaijan
 
Temel Eğitim Bölümü Öğrencilerinin Girişimcilik Düzeyleri İle Meslek Kaygıları 
Arasındaki İlişkinin İncelenmesi 
 
Serkan Say
1
, Volkan Lütfi Pan

& Anıl Kale
1
 

Mersin Üniversitesi 
 
Özet 
21. yüzyıl becerileri içerisinde yer alana “girişimcilik” becerisi güncellenen eğitim programları ile daha 
da önem kazanmıştır. İlkokul eğitim programlarından başlanarak bireylerin girişimcilik özellikleri geliştirilmeye 
çalışılmaktadır.  Bu  aşamada  rol  model  olan  öğretmenlerin  dolayısıyla  da  öğretmen  adaylarının  girişimcilik 
özellikleri  önem  kazanmaktadır.  Bu  sebeple  bu  çalışmada,  temel  eğitim  bölümü  öğrencilerinin  girişimcilik 
düzeyleri belirlenmeye çalışılmış ve öğretmen adaylarının girişimcilik düzeyleri ile meslek kaygıları arasında bir 
ilişkinin olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel 
Eğitim Bölümü Sınıf Öğretmenliği ve Okul Öncesi Öğretmenliği Anabilim Dallarında ikinci, üçüncü ve dördüncü 
sınıflarda okuyan toplam 336 öğrenci oluşturmaktadır. Bu araştırma 
genel tarama modelinin bir alt türü olan 
ilişkisel  tarama  modelidir. Araştırmada  veri  toplama  araçları  olarak,  Yılmaz  ve  Sünbül  (2009)  tarafından 
geliştirilen  Üniversite  Öğrencileri  İçin  Girişimcilik  Ölçeği ve  Cabı ve  Yalçınalp  (2013)  tarafından  geliştirilen 
Öğretmen Adaylarına Yönelik Mesleki Kaygı Ölçeği kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, sınıf öğretmeni 
adaylarının girişimcilik seviyelerinin (x̄=90) okul öncesi öğretmeni adaylarının seviyelerine (x̄=119) göre daha 
düşük olduğu görülmüştür.  Öğretmen adaylarının girişimcilik seviyeleri sınıf düzeylerine göre incelendiğinde ise; 
her  anabilim  dalında  da  sınıf  seviyesi  yükseldikçe  öğretmen  adaylarının  girişimcilik  seviyelerinin  yükseldiği 
görülmüştür.  Öğretmen  adaylarının  mesleki  kaygı  ölçeğinden  aldıkları  puanlar  incelendiğinde  sınıf öğretmeni 
adaylarının  (x̄=181)  okul  öncesi  öğretmeni  adaylarına  (x̄=143)  göre  daha  kaygılı  olduğu  tespit  edilmiştir. 
Girişimcilik ve mesleki kaygı düzeyleri arasındaki ilişkiye bakıldığında ise, öğretmen adaylarının girişimcilik ve 
mesleki kaygı seviyeleri arasında orta düzeyde, negatif ve anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuştur. Kaygının çoğu 
gerekli beceriye olumsuz etkisi olduğu gibi girişimciliğe de olumsuz etkisi olmuştur denebilir. 
 
 
Anahtar Kelimeler: öğetmen adayı, girişimcilik, kaygı 
 
 
 
 
 
 


Yüklə 2,88 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   77   78   79   80   81   82   83   84   ...   115




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə