Beriki asık suratla evetliyor. "İşte bunlarla uğraşıyoruz."
Susup kaka tesislerinden mahrum edilmiş çocuklarına
bakıyorlar. Çocuklardan biri uyuyor, diğeriyse uyanık ama
kendisini bırakmış, belli belirsiz, aldırışsız gülümsüyor.
Gökyüzü fazla dikkat çekmeden kararıyor. Ama sokağın
karşısındaki reklam panosunda yakışıklı bir spor yıldızı
parlak güneş ışığı altında tembelce oturuyor; tik ağacından
oyulmuşu andıran bedeni yağlanmış, ışıldıyor. Altın rengi
bacaklarını, dar beyaz şortunda kendini iyice belli eden
hayvansı şişliği göze sokarcasına açmış.
Kasım göğü karardıkça korkunç gerçek netleşiyor. Burada
hiçbir şey olmuyor ve olmayacak. Yaşam, tüm ihtişamlı
parıltısıyla başka bir yerde...
Herkesin böyle günleri vardır ve çoğu insan için bütün yıl
Kasım akşamüzeri gibi geçer. Yaşanan duygular cisimsizlik,
acizlik ve değersizliktir. Dünya grileşip sasılaşmakta, afili
yürek kurşuna dönmektedir.
Bu tür duyguların kaynaklarından biri alışkanlıktır. Tekrar
ve aşinalık algıyı öldürür ve deneyimi azaltır. Sorunsa
alışkanlıkların gerekliliğidir. Bazıları, mesela çalışma ritüelleri,
kaçınılmazdır.
Diğerleriyse,
kimse
sürekli
yenisini
yaratamayacağından,
edinilmek
durumundadırlar.
Alışkanlıklardan
tümüyle
arınık
yaşamak,
tümüyle
alışkanlıklar içinde yaşamak kadar fecidir.
Ama potansiyelin günümüzdeki abartılışı aşina deneyimlerin
değerlerinin düşürülmesini şiddetlendiriyor. Biteviye hüsranla
karşılaşan ve biteviye yenilenen sürekli bir beklenti halinde,
farkında olmadan yaşama eğilimini ilk kavrayan ve bu tür
tavrın yaşanan şimdinin takdir edilmesini nasıl zorlaştırdığını
ilk kavrayan Schopenhauer'di.
Çağın denizkızı şarkıları, kovaladıkları tavşanı asla
yakalayamayacaklarını ya da tavşanın sahteliğini asla
anlayamayacaklarını bilmeyen yarış köpekleri misali farkına
varışın her daim arkasından koşan bu beklenti içinde yaşama
eğilimini azdırıyor. Sürekli beklentilerle dikkat dağılmasından
kaçınmak gittikçe daha da zorlaşıyor. Arzular tarihte hiçbir
zaman bugünkü kadar çabuk unutulmamış, doyum veya
alışkanlıkla sıfırlanmamış ve üzerlerine acil yeni istekler bu
denli çabuk yazılmamıştı. Herhangi bir şeye neden feci arzu
duyulduğunu hatırlamak müthiş çaba gerektiriyor artık.
Üçüncü seviyeye, daha rahat programa, daha uzun tatillere
ve üniversite öğretmenliğinin daha yüksek entelektüel
tatminlerine ulaşmak için yıllarca ikinci eğitim seviyesinde
didindim. Tabii işin içinde züppelik de vardı. Öğretim
görevlisi statüsüne hasret çektim ve basit bir öğretmen
olmanın kepazeliğine içerleyip durdum. Ama başvurudan çok
şansa üniversite seviyesine yükseldiğimde, bir-iki yıl içinde
uygar dünya çekiciliğini yitirmeye başladı ve kendimi diğer
herkesle birlikte öğrencilerin tembelliğinden, yönetimin
çıkarcılığından ve acımadan artan idari yüklerden yakınır
buldum. Eskiden öylesine biteviye ve şiddetli duyduğum
arzuyu hatırlamam ve arzunun nedenlerinin geçerliliklerini
koruduklarını fark etmem epey zaman ve çabamı aldı.
Cennetteydim yahu!
Doğrudan deneyim aynı zamanda bir meta seviyede
yaşamanın getirdiği fırsat çokluğunun eliyle de değer yitiriyor.
Teknoloji sayesinde bugün insanlarla karşılaşmaya, göz göze
gelmeye bile gerek kalmadan tanışmak, arkadaşlık kurmak,
sevişmek, çalışmak hatta insanları öldürmek mümkün. Bu
durum gerçekliği azaltmakta ve yanılsamayı teşvik ediyor.
Potansiyel ve beklentiye yapılan çağdaş vurgu da
düşünülürse, günümüzde yaşanan fanteziye yöneliş hiç
şaşırtıcı değil.
Hollywood elbette yüz yıla yakın süredir fantezi satıyor.
Ama geçmişte filmler gerçek dünyaya yakın ortamlarda
gerçek insanlara yakın şeyler sunarken yakın dönemde Yıldız
Savaşları, Yüzüklerin Efendisi
ve Narnia serilerinde
olduğu gibi çizgi roman karakterlerine ve hayali dünyalara
eğilim arttıkça arttı. Bundan çıkan sonuç, sinema
hayranlarının süper kahraman olsalar bugünün gerçek
dünyasında mutlu olacakları, olamıyorlarsa bambaşka bir
dünyaya geçmek için dolaba dalmayı yeğleyecekleridir.
Bir diğer önemli gelişmeyse, kişiyi gaddar ordular kurmaya
teşvik eden bilgisayar oyunları ve tasarlanabilen beden ve
cinsel organlarla seks yapılabilen web siteleri üzerinden
kullanıcı-yönelimli fantezi alanındaki muazzam ve devam eden
büyümedir. 1970'lerdeki özgürleşme hareketinin hedefi
kişinin kendisi olabilmesiydi ama bunun feci zorluğu ortaya
çıktı. Yeni özgürleşme, bir başkası olmak artık.
Kazanılan muazzam gelir, üniversitelerin oyun programcılığı
diplomaları sunması ve ciddi gazetelerde oyunların ciddi
Avrupa sanat filmlerine eşdeğer incelenişleriyle birlikte
(görünüşe göre en önemli nitelik "içine alabilme" yani oyunun
kişiyi gerçek yaşamdan uzaklaştırabilme becerisi) oyun
sanayisinin saygınlığını garantiledi. Spor, çocuk oyunları ve
film bağlantılı olanlar dışında bu oyunların çoğunun temelinde,
genellikle kılıç veya makineli tüfek seçeneklerinin sunulduğu
güç, şiddet ve yıkım fantezileri var (gerçi "katliamda
yaratıcılık" da hayranlık topluyor. Guardian'dan bir oyun
inceleyicisi, sağ kolunun yerine elektrikli testere takılmış
kahramanı öve öve bitirememişti).
Dostları ilə paylaş: |