T. C. Kara harp okulu savunma bġLĠmlerġ enstġTÜSÜ GÜvenlġk bġLĠmlerġ anabġLĠm dali



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə37/104
tarix21.06.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#50123
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   104

 
 
99 
Üçüncü  bölümde,  Irak‟ın  biyolojik  ve  kimyasal  silah  kullanımını 
önlemek  amaçlı  tedbirlere  yer  verilmiĢtir.  Buna  göre,  uluslararası  bir  
komisyonun  denetiminde,  bu  silahların  yok  edilmesi,  kaldırılması  ya  da 
etkisinin azaltılması sağlanmalıydı. Bu kapsamda, 150 km üstü menzile sahip 
füzeler ve bunların üretim ve bakım merkezleri de aynı madde kapsamında 
değerlendirilecekti.    Irak  bu  silahlar  ve  üretim  merkezleri  ile  ilgili  yaptığı 
değiĢiklikleri  komisyona  ivedilikle  bildirmeliydi.    Aynı  Ģekilde  bu  silahların 
üretilmesi ve geliĢtirilmesi ile ilgili çalıĢmalar da yasaklanıyordu.  
 
Üçüncü bölümde yer alan bir diğer hüküm de Irak‟ın nükleer faaliyetleri 
ile  ilgili  idi.  Buna  göre,  nükleer  silah  üretimi,  geliĢtirilmesi  ve  nükleer  silah 
yapımında  kullanılan  materyalin  üretimi  yasaklanıyordu.  Ayrıca,  Irak‟ın 
nükleer,  biyolojik  ve  kimyasal  araĢtırma  merkezlerinin  yerlerini  belirten  bir 
listenin  15  gün  içerisinde  BM  Genel  Sekreteri  ve  Uluslararası  Atom  en
erjisi 
Kurumu (IAEA) Genel Direktörüne sunulması isteniyordu.
 
Bu Ģekilde  Irak‟ın 1925 Cenevre SözleĢmesi, 1968 Nükleer Silahların 
Yayılmasının Önlenmesi AntlaĢmaları hükümlerine uyması isteniyordu. 
 
Dördüncü  bölüm,  Irak‟ın  Kuveyt‟i  iĢgali  sırasında  ele  geçirdiği  bütün 
binaların  ve  menkullerin  iade  edilmesi  ve  bu  konuda  da  Genel  Sekreterin, 
Güvenlik Konseyine geliĢmelerle ilgili rapor sunması istenmekteydi. 
 
BeĢinci bölümde Irak, iĢgal sebebiyle ortaya çıkan uluslararası hukuk 
ihlali,  üçüncü  devletlere  yönelik  zararlar,  çevresel  ve  doğal  kaynaklara 
yönelik  zararlar  ile  uluslararası  Ģirketlere  verilen  zararlardan  sorumlu 
tutulmakta  ve  Irak‟ın  tazminat  ödemesi  gerektiği  belirtilmektedir.  Bu  konuda 
da bir tazminat komisyonu kurulması, bu komisyonun belirleyeceği tazminatın 
ödenmesi için de bir tazminat fonu kurulması öngörülmüĢtür. Fon ise, Irak‟ın 
dıĢ  ticaret  gelirlerinden  özellikle  de  petrol  gelirlerinin  belirli  bir  yüzdesinin 
kesilmesi  ile  oluĢacaktı.  Fonun  idaresi  BM  Genel  Sekreterine  verilmekte  ve 
bu  fon,  t
azminat  ödemeleri  ile  birlikte,  BM‟nin  silahsızlanma  ve  sınır  tespit 


 
 
100 
masraflarının karĢılanması ve insani amaçlarla izin verilen Irak‟ın gıda ve ilaç 
ihtiyaçlarının karĢılanmasında da kullanılabilecekti. 
 
Altıncı  bölümde,  Irak‟a  uygulanacak  iktisadi  ambargo  hükümleri 
belirlenmekteydi.  Bu  doğrultuda,  Güvenlik  Konseyinin  661  sayılı  kararı 
doğrultusunda  uygulanan  ambargonun  temel  gıda  maddeleri  konusunda 
hafifletilmesi  söz  konusu  olmuĢ,  diğer  hükümlerde  bir  değiĢiklik  olmamıĢtır. 
Bu hususlar, Irak‟ta ciddi ölçüde gıda, ilaç vb. gibi temel ihtiyaç maddelerinin 
karĢılanmasında sorunlara yol açmıĢtır. 
 
Yedinci  bölümde,  Kuveyt  ve  diğer  üçüncü  ülke  vatandaĢlarının 
ülkelerine  dönmesi  konusunda,  liste  yapılması  ve  bu  konuda  yapılacak 
araĢtırmalarda Uluslararası Kızılhaç Komitesi personeli ile iĢbirliği yapılması 
gerektiği belirtilmektedir. 
 
Sekizinci  bölümde,  Irak‟ın  uluslararası  terörist  faaliyetler  içinde  yer 
almayacağı  ve  bu  faaliyetler  içinde  olan  grupları,  kendi  ülkesinde 
barındırmayacağı  ve  bu  faaliyetlere  destek
 
vermeyeceğine  dair  güvence 
vermesi istenmiĢtir. 
 
Dokuzuncu  ve  son  bölümde  ise,  karar  hükümlerinin  onaylandığının 
Irak tarafından Genel Sekreterliğe tebliği ile birlikte Irak
-
Kuveyt ve 678 sayılı 
karar  doğrultusunda  Kuveyt‟le  iĢbirliği  yapan  BM  üyesi  devletler  arasında 
resmi  ateĢkesin  yürürlüğe  gireceği  ve  bölgede  kalıcı  barıĢ  ve  güvenliğin 
sağlanabilmesi için daha baĢka adımların atılabileceği belirtilmiĢtir. 
 
Körfez  SavaĢı,  sonuçları  itibariyle  incelendiğinde,  savaĢ  öncesinde 
büyük  ve  güçlü  bir  ordusu  bulunan  Irak‟ın  askeri  anlamda  önemli  oranda 
zayıfladığı,  nükleer  tesisleri  ve  diğer  kimyasal  ve  biyolojik  silah  üretim 
tesislerinin  çoğunluğunun  yok  edildiği  görülmektedir.  Resmi  kayıtlara  göre 
Irak  ordusu  100.000  kayıp  ve  300.000  yaralı  vermiĢ;  buna  karĢın 
koalisyon 
güçlerinin  kayıp  miktarı  148  ölü  ve  467  yaralı  olarak  ifade  edilmiĢti  (United 
States History Ġnternet Sitesi [web], 2010). Bu rakamlardan da görüldüğü gibi 


 
 
101 
Irak,  Körfez  SavaĢında  ordusunun  neredeyse  tamamını  yitirmiĢti.  Ağır 
ekonomik  ambargolar  v
e  borçlar  sebebiyle,  petrol  gelirleri  de  adeta  ipotek 
altına alınmıĢ; Irak, ekonomik olarak da oldukça zayıflamıĢtı. 
 
Bundan  sonraki  süreçte  Irak‟ta  ayaklanmalar  ve  iç  karıĢıklıklar 
yaĢandı.  ABD  BaĢkanı  Bush,  ġubat  1991‟deki  konuĢmasında  Irak  halkını 
ayakl
anmaya  çağırmıĢtı.  Burada  asıl  hedef,  Sünnilerin  Saddam‟a  karĢı 
ayaklanması  iken,  bu  açıklamadan    cesaret  alan  Kürtler  ve  ġiiler  oldu. 
Kuzeyde  Kürtler,  güneyde  ise  ġiiler  ayaklandı.  Saddam  Yönetimi, 
ayaklanmalara  sert  Ģekilde  müdahale  etti.  Kısa  zamanda  kuzeyde  Kürtlerin 
denetiminde  bulunan  Ģehirler  (Erbil,  Süleymaniye,  Zaho)  ele  geçirildi  ve 
bölgede yaĢayan çok sayıda Kürt, Ġran ve Türkiye‟ye sığındı (Yılmaz, 2009: 
306-
307).  Bölge  ülkeleri;  özellikle  de  Türkiye  açısından  büyük  risk  olarak 
ifade edilen bu d
urum, Türkiye‟nin de çabaları ile BM‟ye taĢındı ve 688 sayılı 
kararın alınması söz konusu oldu. 688 sayılı karar ile Irak‟ın sivil halka karĢı 
yaptığı  baskılar  kınanarak,  bu  baskıların  sonlandırılması  isteniyor  ayrıca, 
insani  yardım  örgütlerinin  ülkenin  her  tarafında  ihtiyaç  duyanlara  yardım 
etmesine,  Irak  yönetiminin  izin  vermesi  gerektiği  ifade  ediliyordu  (FAS 
Ġnternet Sitesi [web], 1991). Bu karar, sadece insani yadımla ilgili hükümleri 
içermekteydi.  Asıl  sorun  olan  Irak‟lı  mültecilerin  durumu  ve  özellikle  Irak‟ın 
kuzeyinde  bulunan  Kürtlere  karĢı  Saddam  Yönetimi‟nin  operasyonlarını 
durdurabilmek amacıyla Irak‟ta oluĢturulabilecek bir güvenli bölge konusuna 
değinmiyordu.  Bu  sebeple,  Irak‟da  bir  güvenli  bölge  oluĢturulması  için  farklı 
çabalara girilmesi ger
ekiyordu.  
688 sayılı karar, Kürtler açısından önemli bir karar olarak tarihe geçti. 
Zira  bu  kararda,  Milletler  Cemiyeti‟nin  1925 tarihli  Musul  Kararı  sonrasında, 
ilk defa bir uluslararası metinde “Kürt” sözcüğü geçiyor ve böylece de Kürtler, 
uluslararası  toplum  tarafından  ayrı  bir  etnik  grup  ve  bölge  aktörü  olarak 
tanınıyordu.  Ayrıca bu karara dayanarak ABD öncülüğünde gerçekleĢtirilen 
“Huzur  Operasyonu”  ile  36.  Paralelin  Kuzeyi,  uçuĢa  yasak  bölge  ilan  edildi. 
Ardından  ABD‟nin  “Kürtlerin  güvenlikleri  garanti  edilene  kadar,  bölgeden 
çekilmeyeceğini“  açıklaması  ve  Temmuz  1991‟de  2.  Huzur  Operasyonu 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   104




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə