Öğrenilen bilgi ve becerilerin başka bağlamlara transferi kendiliğinden gerçekleşmez.
Fizik eğitimin temel hedeflerinden biri de kazanılan bilgi ve becerilerin farklı bağlamlarda kul-
lanılabilmesidir. Öğrenciler sınıf ortamında kazandıkları bilgi ve becerileri belirli bir bağlamda ka-
zanırlar. Bu bağlamlar soyut veya somut olabilir. Öğrenme esnasında kullanılan laboratuvar araç
gereçleri, simülasyonlar, gösterimler, verilen örnekler, kullanılan benzetmeler veya tanımlanan
problem durumları öğrencilerin kazandıkları bilgi ve beceriler için çeşitli bağlamlar oluşturur. Çoğu
zaman öğrencilerin belirli bir bağlamda kazandıkları bilgi ve becerileri benzer bağlamlarda çok iyi
kullandıkları gözlemlenirken, farklı bağlamlarda kullanamadıkları gözlemlenir. Bu durum birçok öğ-
renme kuramı açısından beklendik bir sonuçtur. Öğrencilerin farklı bağlamlarda bu bilgi ve becerileri
kullanabilmesi için gerek sınıf içerisinde, gerek sınıf dışı aktivitelerde kazandıkları bilgi ve becerileri
değişik bağlamlarda kullanma fırsatları sunulması gerekir.
Duyuşsal İlkeler
Fizik eğitiminde anlamlı bir öğrenmenin gerçekleşebilmesi için bir ihtiyaç veya gerekçe oluş-
turulmalıdır.
Öğrenme aslında doğal bir süreçtir. Doğumdan itibaren bireyler ihtiyaçları doğrultusunda ya-
şadıkları dünyaya uyum sağlayabilmek için, sürekli yeni şeyler öğrenirler ve çoğu zaman öğrendik-
leri şeyleri başkaları öğretmez, aksine kendileri keşfederler. Okul ortamıyla birlikte doğal öğrenme
sürecinin yanında ihtiyaç duyulan temel bilgiler de bireye aktarılır. Bu şekilde birey doğal öğrenme
sürecini pekiştiren bilgilerin temelini de edinmiş olur. Fiziğin gerek doğal hayatın gerekse teknoloji-
nin neredeyse her alanının içerisinde olduğu gerçeğinden yola çıkarak, öğrencilerin ilgi ve merakları
doğrultusunda fiziğin belirli bağlamlar içerisine yerleştirilerek (spor, sağlık, çevre, teknolojik araçlar
vb.) sunulması öğrenme için bir ihtiyaç veya gerekçe oluşturma fırsatı sunacaktır.
Öğrencilerin bir konuyu öğrenebilecekleri veya öğrenemeyeceklerine yönelik inançları fiziğin
öğrenilmesinde büyük etkiye sahiptir.
Öğrencinin başaramayacağına yönelik inancı başarısız olmasında önemli bir etkiye sahiptir.
Çünkü bu inanç onun çaba göstermesinde ve öğrenmek için başka yollar aramasında büyük bir en-
geldir. Bu inancın temelinde daha önceki başarısızlıklar veya çevrenin açık veya gizli telkinleri gibi
birçok kaynak olabilir. Özellikle başarısız olacağı yönünde inancı kuvvetli olan öğrencilere başarabi-
lecekleri seviyede görevler verilerek başarı hissini tatmaları sağlanmalıdır.
V
Ortaöğretim Fizik Dersi Öğretim Programı
Öğrencilerin gerek bilimin doğası gerekse öğrenmenin doğası ile ilgili inançları fiziği öğrenme
süreçlerini etkileyebilir.
Öğrenciler çoğu zaman açık bir şekilde ifade edemeseler de gerek bilimin doğası gerekse kendi
öğrenme süreçlerinin doğası ile ilgili değişik inançlar geliştirirler. Bu inançlar, özellikle öğrenmenin
ne olduğu ve nasıl olması gerektiği yönündeki inançlar öğrenme ve öğretme sürecinin başarısını
olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir. Örneğin öğrenmeyi, sahip olduğu bilgilerle ilişkilendirme-
si gerektiğine inanmayan ve her bir bilgi yapısını bir bütünün parçası olarak değil, kendi başına ele
alarak ezberlemeye çalışan bir öğrencinin anlamlı bir öğrenme gerçekleştirmesi mümkün değildir.
Benzer şekilde problem çözmeyi, belirli formülleri yerine koyarak bir sonuç elde etmek olarak gören
ve buna inanan bir öğrencinin ortaya anlamlı problemler koyamayacağı veya anlamlı problemlere
çözüm üretmekte ciddi zorluklar çekeceği açıktır. Bu nedenle öğretme ve öğrenme süreci, anlamlı
öğrenmeyi pekiştirecek inançların geliştirilmesini de amaçlamalıdır.
VI
Ortaöğretim Fizik Dersi Öğretim Programı
VII
Ortaöğretim Fizik Dersi Öğretim Programı
Bilimsel bilgilerin öğreniminin, nelere bağlı olduğu ve öğrenmenin nasıl gerçekleştiği ile ilgili
teoriler geliştikçe, ölçme ve değerlendirme yaklaşımı da değişmiştir. Öğrenme, tecrübelerin yapı-
landırılmasıyla sürekli gelişen bir süreçtir. Buna göre, ölçme de öğrenmenin bir parçasıdır ve içinde
dönüt vermeyi barındırır. Ölçme ve değerlendirmenin amaçlarından bir tanesi, öğrencinin öğrenme
sürecinin neresinde olduğunu belirlemek ve ne bildiği ya da ne kadar anladığı hakkında geçerli çı-
karımlar yapmaktır. Dolayısıyla öğrenci yalnızca “öğrendi” ya da “öğrenmedi” diye sınıflandırılmaz.
Ölçme ve değerlendirme, öğrencinin gelişimini etkilediği gibi öğretim üzerinde de etkilidir. Ölç-
me ve değerlendirmenin bir diğer amacı da öğretmene dersini ne kadar etkili işlediği, kullandığı
yaklaşım ve öğretim yöntemlerinde ne derece başarılı olduğu ve öğretimin güçlü ve zayıf yönleri
hakkında geri bildirimler vermektir.
Öğrenci için belirlenen öğrenim hedefleri veya kazanımlar da zaman içerisinde değişmiştir. Ar-
tık öğrencinin yalnızca bilgiyi hatırlaması ve uygulayabilmesi değil, üst düzey becerilerini de kulla-
narak bilgiyi analiz edebilmesi, sentezleyebilmesi ve değerlendirebilmesi, pek çok beceriyi aynı anda
kullanabilmesi ve günlük hayatta karşısına çıkabilecek problemleri çözebilmesi beklenmektedir. Öğ-
rencinin bu kazanımların ne kadarına, ne düzeyde sahip olduğunu belirleyebilmek için, ölçme ve
değerlendirme yaparken aşağıda verilen ilkelerin benimsenmesi öngörülmektedir.
Öğretim ve ölçme değerlendirmeyi birbiri ile ilişkilendirmek
Öğretim ve ölçme-değerlendirme birbirinden ayrı iki süreç gibi düşünülse de aslında birbirini
besleyen ve tamamlayan iki süreçtir. Öğretim ve ölçme-değerlendirme birbirinin aynasıdır ve öğ-
retim ölçme-değerlendirmeyi, ölçme-değerlendirme de öğretimi yönlendirir. Öğrenciler ölçülürken
kullanılan yöntem ve içeriği ile öğrenci başarısı arasında bir ilişki vardır ve öğrenci nasıl ölçülüyorsa
o yönde öğrenmeye meyillidir. Eğer öğretmen öğrenciye bilginin hatırlanmasını gerektiren sorular
soruyorsa, öğrenci ezbere yönelebilir. Öğretimdeki hedef, öğrencinin bilgiyi anlamlandırması ve kul-
lanması olduğuna göre, yapılan ölçmenin içeriği bu yönde hazırlanmalıdır. İyi hazırlanmış ölçümler,
öğrencileri akademik alanda motive ederler.
Ölçüm yapabilmek için plan yapmak
Ölçülmek istenen kazanım veya kazanımlar, bu kazanımlara ne kadar ulaşıldığını gösterecek
olan uygun bir ölçme yöntemi, yöntem içinde yer alacak görevler, maddeler veya sorular, soru türü-
nün veya türlerinin ne olacağı, maddelerin veya soruların sıralaması, uygulama süresi ve puanlama
kriterleri planlanmalıdır.
ÖLÇME DEĞERLENDİRME YAKLAŞIMI