Türk diLİ tariHİ Başlangıcından Yirminci Yüzyıla



Yüklə 4,22 Mb.
səhifə40/181
tarix13.10.2023
ölçüsü4,22 Mb.
#127472
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   181
0260-Turk Dili Tarihi-Bashlangicinda Yirminci Yuzyila(Ahmet B. Ercilasun)

İlteriş Kagan kazganmasar yok erti er ser,
İlteriş Kağan kazanmasa, var olmasaydı,
Bilge Tonyukuk kazganmasar ben yok ertim erser,
Bilge Tonyukuk kazanmasa, ben olmasaydım,
Kapgan Kagan Türk sir bodun yirinte
Kapgan Kağan'ın muzaffer Türk milleti'nin yerinde
Bod yeme bodun yeme kişi yeme idi yok erteçi erti.
Boy da, millet de, insan da hiç olmayacaktı.
İlteriş Kagan Bilge Tonyukuk kazgantuk üçün
İlteriş Kağan, Bilge Tonyukuk kazandığı için
Kapgan Kagan Türk sir bodun yorıdukı bu.
Kapgan Kağan'ın muzaffer Türk milletinin yürümesi (yaşa­ması) bundandır. (T II Kl-3)
698'deki Bolçu savaşında Tonyukuk, Kapgan Kağan'ın, Altay dağla­rında beklenilmesi buyruğuna karşı gelerek Köktürk ordusunu Batı Türkis­tan'a yürütmüş ve birçok zaferler kazanmıştı. Ancak Kapgan'a karşı geldiği için 701 yılında görevden alınmıştı (Giraud 1999: 74, 95). Tonyukuk'un
TÜRK DİLİ TARİHİ 133
sitemi, hatta öfkesi bunadır. "İlteriş Kağan ve ben olmasaydım ne Türk mil­leti olurdu ne de Kapgan Kağan" demesi bundandır. Anıtlarda Bilge ve Köl Tigin'in adı zikredilerek yapılmış tek bir sitem yoktur. 1925'te Çin heyetine verilen ziyafette Tonyukuk'un da bulunması onun, Kapgan zamanında göz­den düşmüş olmasına karşılık Bilge Kağan zamanında gözde olduğunu gösterir. Nitekim Bilge Kağan, hükümdarlığının ilk dönemindeki karışıklık­lar üzerine, kayınpederi Tonyukuk'u yeniden göreve çağırır ve ona plânla­macılık görevini verir (Taşağıl 2002: 686). 722 yılı civarında Çin sarayında yapılan bir müzakerede, Köktürklerin başındaki üç devlet adamı değerlendi­rilir ve Tonyukuk'un "çok cesur, yaşlı, bilgili, tecrübeli biri olarak Çin için tehlikeli" olduğu ifade edilir (Taşağıl 2002: 687-688). Demek ki Tonyukuk 716-725 yılları arasında aktif olarak görev başındadır. Bir hatıra ve tarih niteliği taşıyan anıtını bu tarihten sonra dikmiş olmalıdır.
Bengü taşı diktiren ve üzerindeki yazıları yazdıran doğrudan doğruya Bilge Tonyukuktur. Bengü taşta Türk milletinin Çin tutsaklığından kurtuluşu ve İlteriş Kağan zamanı ile Kapgan Kağan'ın ilk yıllarında Köktürklerin Oğuzlarla, Kırgızlarla, Türgişlerle ve Çinlilerle yaptığı savaşlar anlatılmakta; bütün bu olaylarda Tonyukuk'un rolü bilhassa belirtilmektedir.
Bilge Tonyukuk tahminen 645-650 yıllarında Çin'de doğmuş (Sertkaya 1995: 115); Köktürklerin 679'da başlayan ve 682'de İlteriş'le başarıya ula­şan istiklâl hareketlerinin liderlerinden biri olmuş; İlteriş'in kağanlığı ile Kapgan'ın kağanlığının ilk yıllarında başvezirlik ve başkomutanlık yapmış; Bilge Kağan döneminde, 716-725 yılları arasında başmüşavir ve stratejist olarak görevde bulunmuş; tahminen 725-726 yıllarında uçup gitmiş (vefat etmiş) büyük bir devlet ve siyaset adamıdır. Türk istiklâlini sağlamak ve Türk devletini büyütmek için kağanlarla omuz omuza çarpışmış kahraman bir asker (alp), Türk devletinin politikasına uzun zaman yön vermiş akıllı ve hikmet sahibi (bilge) bir devlet adamıdır.
Bilge Tonyukuk, Türk hatıra edebiyatının ilk temsilcisi ve ilk Türk ta­rihçisidir. İki parça hâlindeki 62 satırlık bengü taşında, içinde bulunduğu olayları sade ve sanatsız bir şekilde, halk diliyle anlatır. Zaman zaman ay­rıntılar üzerinde durmakla beraber genellikle vak'aları sözü uzatmadan, ana çizgileriyle verir; yeri geldikçe milletin ders alması için öğütlerde bulunur; bazen de atasözlerine ve deyimlere başvurur.
Köl Tigin bengü taşı 21 Ağustos 732 tarihinde Bilge Kağan tarafından diktirilmiştir (Sertkaya 1995: 323; Tekin 1995: 12). Köktürklerin birinci dönemdeki şevket devrini, daha sonra nasıl zayıflayıp Çin'e tutsak oldukla­rını, Çin esaretinden nasıl kurtulduklarını ve nihayet Köl Tigin'in kahra­manlıklarla dolu hayatını anlatır. Köl Tigin, İlteriş Kağan'ın oğlu ve Bilge Kağan'ın kardeşidir. Amcaları Kapgan Kağan'ın ölümünden sonra Köl Tigin tertiplediği bir ihtilâlle Kapgan'ın oğullarını mağlûp ederek 716'da ağabeyi
134 Ahmet B. ERCİLASUN
Bilge'yi Türk tahtına oturtmuştur. Bilge Kağan çağında Türk orduları baş­komutanı olan ve Büyük Okyanus'tan Afganistan'daki Demir Kapı'ya, Ti­bet'ten Sibirye bozkırlarına kadar uzanan geniş alandaki pek çok kavim üze­rine yapılan 20'yi aşkın seferi idare eden; düşman orduları içine dalıp daima ön safta vuruşan Köl Tigin Türk tarihinin en büyük kahramanlarından biri­dir. Dokuz Oğuzlarla yapılan bir savaşta, 27 Şubat 731 tarihinde 47 yaşında iken kuş olup uçmuştur (vefat etmiştir).
71 satırdan oluşan Köl Tigin bengü taşının yazarı Bilge Kağandır. O-laylar Bilge Kağan tarafından anlatılmaktadır. Bengü taş ve barkın duvarları üzerine yazıyı bizzat yazan veya yazılmasına nezaret eden, Köl Tigin'le Bilge'nin yeğeni Yollug Tigindir. Muhtemelen Bilge Kağan metni daha önce hazırlayıp Yollug Tigin'e vermiş (Tekin 1995: 13-14), hatta belki de Bilge Kağan tarafından nutuk olarak irat edilen metin Yollug Tigin tarafından not edilmiş; sonra da taşlar üzerine kazınmıştır.
Köl Tigin bengü taşı, Türk edebiyatının san'atkârane üslûpla yazılmış ilk eseridir. Muharrem Ergin'in belirttiği "yalın ve keskin üslûp, hükümdarâne eda ve ihtişamlı hitap tarzı" anıtta hemen kendini hissettir­mektedir. "Teŋri teg teŋride bolmış Türk Bilge Kagan " diye başlayan ilk satırdan itibaren âdeta göklerden gelen muhteşem bir sesleniş asırları delip geçerek ruhumuzu titretir. "Üze kök teŋri asra yagız yir kılındukda ikin ara kişi oglı kılınmış " cümlesiyle başlayan satırları okuyunca semavî bir yücelik benliğimizi sarar. Köl Tigin'in ölümü üzerine Bilge Kağan'ın söyledikleri ise trajik bir çığlıktır. "Görür gözüm görmez gibi, bilir aklım bilmez gibi oldu... Gözden yaş gelse önleyerek, gönülden feryat gelse bastırarak düşün­ceye daldım... İki şad ve kardeşlerimin, oğullarım, beylerim ve milletimin gözü kaşı perişan olacak diye düşündüm" ifadeleri, lirik ve trajik unsurların iç içe girdiği şaheser bir üslûbu yansıtmaktadır. Bilge Kağan, Türk milleti için olduğu kadar kendisi için de çok büyük bir mana ve değer ifade eden kahraman kardeşi Köl Tigin'in ölümü üzerine gözünden yaşlar dökmek, haykırıp feryat etmek istemekte; fakat işgal ettiği kağanlık mevkii, bütün yakınlarının, beylerinin ve milletinin üzerindeki sorumluluğu buna mani olmaktadır. Böyle bir trajik hâlin birkaç kelime içinde bu kadar veciz şekilde anlatılması, edebiyatımızın ilk yazılı örnekleri için çok yüksek bir edebî değer ifade eder.
Fuat Köprülü 1926'da yayımlanan "Türk Edebiyatı Tarihi"nde Köl Tigin ve Bilge Kağan anıtlarını şu şekilde değerlendirmektedir:

Yüklə 4,22 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   36   37   38   39   40   41   42   43   ...   181




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə