Türk diLİ tariHİ Başlangıcından Yirminci Yüzyıla



Yüklə 4,22 Mb.
səhifə41/181
tarix13.10.2023
ölçüsü4,22 Mb.
#127472
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   181
0260-Turk Dili Tarihi-Bashlangicinda Yirminci Yuzyila(Ahmet B. Ercilasun)

"Üslûp bazı yerlerde biraz kuru, muttarit, hatta ekseriyetle 'tahkiye'de dürüst bir mantık tertibinden mahrumdur. Lâkin buna rağmen, bazı parça­larda eda o kadar canlı ve ahenkli, o kadar samimî ve derin tahassüslere mâkestir ki (duygulanmaları yansıtır ki), işte buralarda çok kuvvetli 'maşerî
TÜRK DİLİ TARİHİ 135
bir lirizm,, 'destanı bir ruh' kendini kuvvetle hissettiriyor; burada, hatta alelâde nakil ve hikâyenin fevkinde (üstünde) 'bediî bir gaye' de takip edil­mektedir: Kısa lâkin kat 'î ve vâzıh cümleler, tasvirlerinde sahtelikten tama­men uzak sade ve kuvvetli bir ifade, birbiriyle ahenktar bir surette telif edil­miş fiiller, arada ifadeyi yeknesaklıktan kurtarmak için fiillerin değiştirilme­si, tekrarlar, hülâsa bütün bu gibi beyan incelikleri, bu kitabeleri alelâde bir lisan ve tarih vesikası şeklinden kurtarıyor...Göktürkçenin bu kadar munta­zam ve güzel, imlâsı mazbut bir nesir lisanı olabilmesi için, herhâlde uzun tekâmül devirleri geçirdiği muhakkaktır. "(Köprülü 1926: 43).
Nihal Atsız "Türk Edebiyatı Tarihi"nde Köl Tigin bengü taşını şöyle değerlendirmektedir:
"Cümlelerin bazan kısa, bazan uzun oluşu; mânâya kuvvet vermek için bazan aynı kelimenin birbirine yakın yerlerde tekrarlanması, yani bir nevi 'tekrir' sanatı yapılması; bazan ise aksine olarak, mânâsı birbirine yakın kelimelerin aynı cümlede veya birbiri ardınca gelen cümlelerde kullanılması bu yazıta oldukça yüksek bir edebî değer verdirmektedir. Yuluğ Tigin bu yazıtta Bilge Kağan ağzından Türk milletine hitap ederken ne kadar lirik ve romantik ise tarihî vak'aları anlatmakta da o kadar realisttir. Bu yazılarda yalan, mübalega, boşuna öğünme yoktur. Türk milletinin bütün ahlâkî safi­yeti, bütün değerleri ve kusurları apaçık göze çarpmaktadır. " (Atsız 1992: 121).
Bilge Kağan bengü taşı 24 Eylül 735 tarihinde, oğlu Teŋri Kağan tara­
fından diktirilmiştir (Tekin 1995: 12-13). Bilge Kağan anıtının büyük bölü­
mü Köl Tigin anıtındaki metinle aynıdır. Sadece Köl Tigin'in bulunmadığı
olaylar Bilge Kağan anıtında farklıdır; bunlar da çok azdır. Talât Tekin'e
göre "anıtın güney yüzündeki yazıtın 10.-15. satırları ile batı yüzündeki altı
satırı okunabilen küçük yazıt anıtı diktiren Tengri Kağana aittir." (Tekin
1995: 13). " '
Bilge Kağan bengü taşında da Bumın ve İstemi Kağan zamanlarındaki şevket devri, Çin'e nasıl tutsak olunduğu, Çin esaretinden nasıl kurtulunduğu, Bilge Kağan'ın savaşları ve Türk milleti için yaptıkları anlatı­lır.
İlteriş Kağan'ın oğlu, Kapgan Kağan'ın yeğeni, Tonyukuk'un damadı ve Köl Tigin'in ağabeyi olan Bilge Kağan 698-716 yılları arasında 19 yıl şadlık, 716-734 yılları arasında 19 yıl kağanlık yapmış olan bir devlet ada­mıdır. Türk tarihinin en büyük hükümdarlarından biri ve Türk hitabet edebi­yatının ilk büyük ismidir. Türk edebiyatının ilk isimleri olan Tonyukuk hatı­ra türünün, Bilge Kağan ise hitabet türünün ilk örneklerini vermişlerdir.
136 Ahmet B. ERCİLASUN
Tonyukuk, Köl Tigin ve Bilge Kağan bengü taşlarındaki ilk edebî me­tinlerimizi Muharrem Ergin, "Orhun Abideleri" adlı eserinde mükemmel bir şekilde değerlendirmektedir:
"Türk adının, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metin.. İlk Türk tarihi.. Taşlar üzerine yazılmış tarih.. Türk devlet adamlarının millete hesap vermesi, milletle hesaplaşması.. Devlet ve milletin karşılıklı vazifeleri.. Türk nizamının, Türk töresinin, Türk medeniyetinin, yüksek Türk kültürünün bü­yük vesikası.. Türk askerî dehasının, Türk askerlik san'atının esasları.. Türk gururunun ilâhî yüksekliği.. Türk feragat ve faziletinin büyük örneği.. Türk içtimaî hayatının ulvî tablosu.. Türk edebiyatının ilk şaheseri.. Türk hitabet san'atının erişilmez şaheseri.. Hükümdarâne eda ve ihtişamlı hitap tarzı.. Yalın ve keskin üslûbun şaşırtıcı numunesi.. Türk milliyetçiliğinin temel kita­bı.. Bir kavmi bir millet yapabilecek eser.. Asırlar içinden millî istikameti aydınlatan ışık.. Türk dilinin mübarek kaynağı.. Türk yazı dilinin ilk, fakat harikulâde işlek örneği.. Türk yazı dilinin başlangıcını milâdın ilk asırlarına çıkartan delil.. Türk ordusunun kuruluşunu en az 1250 sene öteye götüren vesika.. Türklüğün en büyük iftihar vesilesi olan eser.. İnsanlık âleminin sosyal muhteva bakımından en mânalı mezar taşları.. Dünyanın bugün belki de en büyük meselesi olan Çin hakkında 1250 sene evvelki Türk ikazı.. " (Er­gin 1970: Ön Söz).
Kök Türk bengü taşlan üzerinde en çok çalışanlardan biri olan Talat Tekin'in değerlendirmesi de şöyledir:
"Orhon yazıtları yalnızca siyasî ve askerî olayların oluş sırasıyla hikâ­ye edildiği kuru bir harp tarihi değildir. Tam tersine, bu yazıtların özellikle Bilge Kağanın beylerine ve halkına seslendiği ve onları Çinlilerin entrikala­rına ve anayurdu bırakıp uzak diyarlara gitmelerinin doğuracağı felâketlere karşı uyardığı bölümleri son derece etkili bir anlatım gücüne ve güzelliğine sahiptir. Bu bakımdan Orhon yazıtlarının Türkçenin en eski ve en güzel hi­tabet örnekleri olduğu söylenebilir." (Tekin 1995: 15).
Îhe-Nûr yazıtı 6 satırlık küçük bir yazıttır. 730 civarında dikildiği tah­min edilmektedir (Sertkaya 1995: 324).
Hangiday yazıtı, Hangiday dağında kaya üzerine yazılmıştır ve 4 satır­dır.
"Köktürk alfabesi, Köktürk yazısı" gibi kullanımlar bazen yanlış anla­malara yol açmakta ve bu alfabeyle yazılmış bütün metinler sadece Köktürklerden kalmış sayılmaktadır. Oysa Köktürk harfli metinler sadece Köktürklerden kalmış değildir. Bulgar Türklerinden, Avarlardan, Uygurlar-
TÜRK DİLİ TARİHİ . 137
dan, Kırgızlardan, Türgişlerden, Oğuzlardan, Peçeneklerden ve Kıpçak-Kumanlardan da Köktürk harfli yazıtlar kalmıştır. Köktürk harfli anıt ve yazıtların bulunduğu alan Moğolistan ve Sibirya içlerinden Romanya, Maca­ristan ve Bulgaristan'a dek uzanmaktadır. Yazıtların Moğolistan'dan sonra en yaygın olarak bulundukları alan Güney Sibirya'da Yenisey ve kollarının suladığı alandır. Bu bölgedeki Köktürk harfli metinler bilim dünyasında ilk tanınan metinlerdir ve Yenisey Yazıtları olarak anılırlar. Moğolistan'da bulunan antlardan bir kısmı ise Uygurlardan kalmıştır. Uygurlan bu anıtlara belgü ve bitig dedikleri için onları da Uygur Bitigleri olarak adlandırmak doğru olur. Bu çalışmada Köktürk bengü taş ve yazıtları dışındaki metinler Uygur Bitigleri, Yenisey Yazıtları, Diğer Yazıtlar başlıkları altında ele alınacaktır.

Yüklə 4,22 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   181




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə