200 Mark R. Cohen
Ortadoğu'daki Yahudi kent sakinlerinin, Hıristiyan kuzey
Avrupa Yahudilerinkinden daha az sorunlu bir hukuksal statü
leri vardı. Hıristiyan kentlerinden farklı olarak İslam kentleri, İs
lam' ın evrensel hukukundan kopan beledi özerklik geliştirmedi.
İslam kentlerinin Avrupa çizgisinde öz-yönetimlere ulaşıp
ulaşmadığı tartışması sonuçlanmış görünüyor -olumsuz yönde.
İslami fetih sırasında Greco-Roman antikitesinin beledi kurum
l
arının
, Araplara taklit edebilecekleri bir şey bırakmayacak ölçü
de zaten gerilemiş olduğunu ve daha sonra bazı yerleşim yerle
rindeki kentsel özerkliğe yönelik gruplaşmaların bah tarzında
özerklikten çok uzak kaldığını ve uzun sürmediğini ileri süren S.
M.
Stem, İslam' da beledi özerklik yokluğunun belki de en açık
örneğini sunmuştur.32 Stem, İslam' da beledi kurumların olmayı
şının daha geniş bir görüngünün parçası olduğu sonucuna var
dı: Genel olarak korporasyonların yokluğu görüngüsünün. Böy
lesi bağlayıcı bir gücün yokluğunda İslami kent toplumunun iş
leyişini niteleyen Stem, "yapısının gevşekliğinden söz eder. Son
yıllarda, şimdilerde İslami toplumsal düzenin özel doğası olarak
kabul edilen şeyi tarif etmek için bilimsel dile
gayri-resmilik
(İn
formality) ve
akışkanlık
sözcükleri girdi.
Yahudiler gibi etnik ve dinsel bir azınlık grup, ancak böyle
bir durumdan yararlanabilirdi. Kuzey Avrupa'daki Yahudi kent
li, Hıristiyan kentlileri tüzel bir bütünlük biçiminde birbirine
bağlayan kent hukuku sistemine göre tam vatandaşlıktan yok
sundu. Bu nedenle, kendini marjinal bir durumda buldu. Ayrıca,
hak ve yükümlülüklerini tanımlayarak kendisini koruyan berat
lar aracılığıyla kralla ya da baronla kurduğu özel bağ, onu, Hıris
tiyan komünün toplumsal düzenine uygun olmayan anormal bir
kategoriye soktu. Latin Hıristiyanlığındaki birçok Yahudi cema
ati için bu marjinallik, sonunda dışlamaya dönüştü. Buna karşın
İslami kentte Yahudilerin dışında kalabileceği ne kent hukuku
ne de tüzel özerklik vardı. Yahudilerin yaşadığı yerden bağımsız
olarak bir tek birleşik hukuk -kendisi evrensel şeriahn bir parçası
Haç ve H i lal Altı nda Ortaçağda Yah u d i l er 2 0 1
olan
dzımmet'in
hak ve yükümlülükleri- onların statüsünü belir
ledi. İslam toplumunun hiyerarşisi içinde matjinaldi; dışlanma
dı, dolayısıyla sürülmedi; dışl
anmı
ş ve sürülmüş de olmadı.
8-
SOSYALLİK
Ayn yerleşim yerlerine karşın, ortaçağ Yahudileri, ile Yahudi
olmayanları, hem Hıristiyan dünyasında hem İslam dünyasında
sosyal ilişkilere girdiler. Her iki çoğunluk toplumda sosyalliğin
işleyişini ve Yahudilerle gerçek ya da potansiyel arkadaşlığa Hı
ristiyanların ve Müslümanların tepkilerini karşılaştırmak aydın
lahcı olur.
Hıristiyan Dünyasında
Erken ortaçağda Yahudiler ile Hıristiyanlar Avrupa'da ol- .
dukça özgür bir şekilde birbirlerine karışıyorlardı. Daha on bi
rinci yüzyılda kilise konseyleri Yahudilerle yeme içmeyi ya da
onlarla aynı evde kalmayı şiddetle eleştiriyordu -bu
tür
sosyal
liklerin düzenli bir şekilde gerçekleştiğinin kesin işaretleri.ı Kral
Dindar Louis'nin hükümdarlığı döneminde yazılan mektuplar
da Lyons'lu Piskopoz Agobard, Yahudi-Hıristiyan arkadaşlığın
daki aşırılıklardan yakınır. Hıristiyan yortularda Hıristiyanların
Yahudilerle birlikte yemek yemesine üzülen Piskopos, kraldan
cesaret alan Yahudilerin Museviliğin üstünlüğü konusunda Hı
ristiyanlara vaaz verdiklerini, hatta Hıristiyanların huzurunda
İsa'ya hakaret ettiklerini söylemiş. Birçok Hıristiyan'ın, ataların
dan ötürü Yahudileri saygıya değer bulduğunu da eklemiş. Ne
var ki, hiç kimsenin Yahudilerin Hıristiyanlara üstün olduğunu
düşünmemesi gerekir. Yahudilere böyle bir saygı göstermek ye
rine, aşağıl
anma
ları gerekir.2
Bölüm 3'te gördüğümüz-gibi, Dördüncü Lateran Konsey,
Papa Innocent III'ün yönetiminde, Hıristiyanlarla Yahudiler ara
sındaki sosyallikle ilgili kaygılarını ifade etti .. Yahudilerle Hıris
tiyanlar arasındaki cinsel ilişki, Yahudilerin (ve Müslümanların)
ayrı giysi giymelerini istemenin nedeni olarak aktarılıyor. 11Bazen
2 04 Mark R. Cohen
yanlışlıkla Hıristiyanlar Yahudi ya da Saracen* kadınlarla, Ya
hudilerin ve Saracenlerin Hıristiyan kadınlarla ilişkiye girdiği
oluyor."3 "Yahudiler ve Saracenler'in bir araya konulmasından,
papazın Hıristiyan İspanya'yı (ve daha az olasılıkla Norman Si
cilya'yı) kafasında geçirdiği anlaşılıyor. Gerçekten de İspanya'da,
Hıristiyan yeniden fetihten önceki Müslüman yönetiminde yüz
yıllarca süren inançlar arası sosyalliğin devamı olarak Müslü
manlar ve Yahudiler, özgürce Hıristiyanlarla içice geçiyorlardı.
Lateran Konsey, din dışı evliliği kesin olarak yasakladı. Bu
sınırlama, uzun süreden beri Hıristiyan-Roma Yahudiler huku
kunda ifade edilmekteydi.4 "Suç", cezası ölüm olan oğlancılıkla
eşit sayıldı. Cinsel karışma tabusu sürekli göz ardı edildiği için,
hukuksal metinler yasağı sürekli tekrarladılar.s James A. Brun
dage, ortaçağ Hıristiyanlığında Yahudilerle cinsellik ve evlilik
konusundaki kaygının yoğunluğunu açıklar:
Yahudi-Hıristiyan ilişkileriyle ilgili ortaçağ hukukunun kap
rislerinin merkezinde, Hıristiyanlarla Yahudiler arasında cinsel
ilişkiyle ilgili ısrarlı bir kaygı gizlidir. Evlilikle ilgili düstur yasa
l
arının
çoğuna musallat olan bir cinsellik dehşeti ve düsturcula
nn
nefreti, evlilik dışı cinsel ilişkiyi ele aldıklarında özellikle kes
kindi... Tabu ... ritüel arılığı sağlama gereksinimiyle de ilişkili ol
duğu görünüyor ... Yahudilerle, ilişki sadece dini itikadı tehlikeye
düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda ruhu da bozup Tanrı'yı
ciddi bir şekilde rahatsız ediyordu.6 Şaşırtıcı değil, Yahudilerle
sosyalleşmeye duyulan Hıristiyan nefret, on üçüncü yüzyıl Cas
tile Kralı Alfonso X'un yedi bölümlük yasası
Siete
Partidas'ın Ya
hudiler üzerine bölümünde belirgindir. Yasa hemen yürürlüğe
konulmadı ve on dördüncü yüzyıl ortalarına kadar bütünüyle
uygulanmadı. Büyük ölçüde Roma ve düstur hukukuna daya
nan Yahudiler üzerine on iki kural, "Hıristiyanlarla Yahudiler
· Haçlı seferleri sırasında Araplara ve Müslümanlara verilen ad -çv.
Dostları ilə paylaş: |