Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Anabilim Dalı



Yüklə 1,65 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə10/37
tarix28.11.2023
ölçüsü1,65 Mb.
#134390
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   37
Oikeiōsis
kavramını genişleterek insanın doğasına uygun olan toplumsal 
durumları içiçe geçmiş halkalar halinde, insanın kendisine daha yakın olandan daha uzak 
olana doğru sıralarlar. 
İnsanın doğasına uygun olarak en yakın olması gereken kendi varlığından başlayarak, tür 
olarak insanlığa kadar uzanan bu yapı hakkında bilgileri, Geç Dönem Stoacılarından biri 
olan Hierocles’in fragmanlarından ve bu fragmanların çoğunlukla eksik ve zarar görmüş 
olmasından dolayı Stobaeus’un ondan aktardıklarından edinebiliriz. Buna göre, ilk ve en 
yakın halka, merkezde olan ve herkesin kendi zihninin etrafındaki halkadır. Bu halka 
bedeni çevreler ve onun güvenliği için vardır. İlkinin etrafında olan ikinci halka ise 
ebeveynlerimiz, kardeşlerimiz, eşimiz ve çocuklarımızın etrafındadır. Bundan sonra 
gelen üçüncü halka ise amca ve halalarımız, büyükanne ve büyükbabalarımız, kardeş 
çocuklarımız ve kuzenlerimiz etrafındadır. Bu halkadan sonra gelen halka ise diğer tüm 
akrabalarımızı çevreler. Bundan sonra bir insanın aynı köyde yaşadığı kişiler, sonrasında 
aynı kabileye üye olanlar, sonrasında aynı ülkenin vatandaşları, aynı ırka mensup olanlar 
ve en son olarak tüm insan ırkının mensuplarını çevreleyen halka gelir (Ramelli, 2009, s. 
91). Akla uygun yaşayan Stoacı bilgenin amacı, sürekli olarak dış halkalardaki insanları 
iç halkalara nakletmeye çalışmak olmalıdır. Erdem öğretilebilir bir şey olduğundan, 
Stoacı bilge, sürekli olarak dış halkalardan iç halkalara doğru ilerleme amacı güden, akla 
ve doğaya uygun bir yaşama yönlendirici, yol gösterici bir tutum sergilemelidir. Neticede 
tüm halkalar, akıl sahibi olmak bakımından aynı ve tek bir yasaya, doğa yasasına bağlıdır.


13 
Tek ve ortak bir yasa olarak doğa yasası ve bu yasaya tabi olan tüm insanlık düşüncesi 
sayesinde, mevcut hiçbir devlet biçimine onay vermeyen Stoacılar, yeni bir toplumsal 
ideal ortaya koyabilirler. “İnsan toplulukları tek tek kişilerde aklın eşitliğine 
dayandığından bu topluluğu bir ulusla sınırlamak için neden kalmaz ortada.” “Bu aynı 
yasaya bağlı olma yüzünden erdemli kişiler yalnızlıktan kurtulmuş, bir beraberlik içinde 
toplanmış, buluşmuş olurlar. Böylece erdemli kişilerin bir topluluğunu, bir devletini 
isteyen Stoalıların toplumsal ideali de bir dünya yurttaşlığı olur” (Akarsu, 1982, s. 73). 
Tüm insanlarda ortak olan akıl ve bu akla uygun eylemenin yani erdeme uygun davranışın 
erişeceği son nokta olarak kozmopolitizm, Stoa felsefesinin varmayı hedeflediği bir nevi 
ütopyasıdır. Bu son noktaya varana kadar ise var olan devlete, Kinikler gibi sırtını dönmez 
Stoacı bilge. Onu bir nevi alın yazısı olarak kabul eder (Akarsu, 1982, s. 73) ve Stoa 
ahlakının gerektirdiği şekilde, en yakınından başlayarak en uzaktaki halkaya kadar, 
erdemi öğretmeye, Stoa felsefesinin dinginliğine davete devam eder. 
Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi erken dönem Stoa düşüncesi, Kinik okulun 
görüşlerine daha yakındır. Kozmopolitizm kavramının yazılı metinlerde ilk kullanımı 
Sinoplu Diogenes’ten aktarılanlarla olsa da, kavramın asıl mucidinin Stoa Okulunun 
kurucusu olan Kıbrıslı Zenon olduğu da iddia edilir (Douzinas, 2017, s. 161). Stoacı 
siyaset felsefesinden geriye kalan tek eser olan Zenon’un 
Politeia
’sı, içerdiği keskin 
görüşler nedeniyle oldukça fazla miktarda sansüre uğrayarak alıntılanan fragmanlar 
sayesinde bilinmektedir. Stoa felsefesinin erken dönem devlet anlayışını ortaya koyarak
klasik polis yurttaşlığına yani resmi eğitime, mülkiyete, evliliğe, okullara ve diğer tüm 
geleneksel kurumlara karşı çıkan Zenon, 
Politeia
’da, bunların yerine “eros” ve “erdem” 
uygulamalarını geçirmeyi önermiştir. İdeal kent anlayışının anlatıldığı, kozmopolis 
bağlamında ilk kapsamlı polis değerlendirmesi olarak görülen bu eseriyle Zenon, açık bir 
şekilde kozmopolit olarak değerlendirilemese de, kavramın felsefi temellerini yazılı 
olarak ortaya koyan ilk filozoflardandır (Douzinas, 2017, s. 162). Zenon’un 
Politeia
’sında ki bu haliyle erken dönem Stoacı kozmopolitizm, Kinik kozmopolitizm 
anlayışının bir devamı niteliğinde, toplumsal kuralların ve devletin karşısında bir 
kozmopolitizm olarak yorumlanabilir.
Erken dönem Stoacı kozmopolitizmin bu keskin hatlarının aksine geç dönem Stoacı 
düşünürlerinin benimsedikleri kozmopolitizm anlayışı, çok daha ılımlı, devlet ve 


14 
toplumla uyumlu bir bakış açısı benimsemiştir. Bu yeni bakış açısı, dönemin yeni yeni 
kabul edilen Hıristiyan ahlakı ve Roma İmparatorluğunun yönetim stratejileri ile uyum 
içerisindedir. İnsanları, aralarındaki özgür-köle gibi ayrımları yok sayarak, sadece İsa’nın 
takipçileri, bir bütünün eş parçaları olarak ele alan Hristiyan Ahlakı, Kiniklerden gelen 
kozmopolitizm kavramını memnuniyetle benimsemiştir (Appiah, 2017, s. 12).
“Stoacı etki en çok, yetki, makam ve iş güç sahibi kişiler üzerinde hissedildi. Cicero, 
popülist bir hatip, pragmatik bir hukukçu ve siyasetçiydi; Seneca Neron’un en yakın 
sırdaşı, Marcus Aurelius ise bir imparator ve komutandı. Böylece kozmopolitanizm 
Kinik bir felsefe ve Stoacı ontolojiden bir yönetim aracına dönüştü. Artık ideal bir 
dünya felsefesi değil, dünya çapında bir güç stratejisi idi” (Douzinas, 2017, s. 165). 
“Kariyerine ideal kent olarak başlayan 
cosmopolis
, sonunda gayet dünyevi ve 
emperyal kentin hizmetkarı ve eklentisi olmuştur” (Douzinas, 2017, s. 166). 
Bu yeni haliyle kozmopolitizm kavramının savunucuları arasında Cicero, Seneca, Marcus 
Aurelius ve Epiktetos sayılabilir. 

Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə