Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Anabilim Dalı


 BÖLÜM: KOZMOPOLİTİZMİN KÖKENLERİ



Yüklə 1,65 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/37
tarix28.11.2023
ölçüsü1,65 Mb.
#134390
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   37
1. BÖLÜM: KOZMOPOLİTİZMİN KÖKENLERİ 
1.1 KİNİZM VE KOZMOPOLİTİZM
Eski Yunanca’da evren anlamına gelen 
kosmos
ve yurttaş anlamına gelen 
polites
kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiş olan kozmopolitizm kavramının, felsefe 
tarihinde ilk olarak ortaya çıkışı, çoğunlukla Kinik Okulu ile ilişkilendirilir. Belirli bir 
polis
’e bağlı oluşu işaret eden 
polites
kavramının, evrene ait olma, evrene bağlı oluşla 
ilişkilendirilerek, anlamıyla çelişkili bir biçimde 
kosmopolites
olarak kullanımının, 
kavramın ortaya çıktığı kabul edilen Kinik düşüncenin adet ve geleneklere karşı genel 
tavrını yansıttığı düşünülür (Appiah, 2017, s. 11). Bu haliyle kavram, her şeyden önce, 
her insanın bir topluma ait olduğu genel kanısına bir karşı çıkışı işaret etmektedir. 
Kavramın tam olarak anlaşılabilmesi için öncelikle, Kinizm’in temel noktaları 
anlaşılmalıdır. Sokrates’in de öğrencisi olan Antisthenes’in (M.Ö. 444-368) kurucusu 
olduğu Kinik düşüncenin, adını, derslerin verildiği, safkan Atinalı olmayanlara tahsis 
edilen Kynosargues Gimnazyumu’ndan ya da Yunanca köpek anlamına gelen “kynos” 
kelimesinden aldığı düşünülür. Köpek gibi olan, köpeksi anlamlarına gelen “kynik” 
kelimesinin seçilmesinin nedeni ise Antisthenes ve takipçilerinin yaşayış tarzı olarak, 
uygarlık değerlerini reddeden, hayvanların doğal yaşamına öykünen bir tarz 
benimsemeleridir.
Sokrates’in en sadık öğrencilerinden biri olduğu söylenen Antisthenes (Akarsu, 1982, s. 
39), hocasının düşüncelerinde başat öneme sahip olan erdem kavramını temele koysa da 
erdemin, Sokrates’ten farklı olarak bilimsel ve ahlaksal çabanın birleştirilerek 
serimlenmesine karşı çıkar. Ona göre, ahlaklı, erdemli bir hayata hizmet etmeyen her türlü 
bilgi boş, gereksiz ve hatta gurura neden olacak bir şekilde zararlıdır. Diogenes Laertios, 
Kiniklerin bu konuya ait düşüncelerini şu şekilde aktarır: “Erdem bir eylem işidir, çok 
söze ve bilgiye gereksinim duymaz. Bilge kendine yeter: çünkü başkalarının olan her şey 
onundur. Bilge kişi yürürlükteki yasalara göre değil, erdemin yasasına göre yaşar” 
(Laertios, 2007, s. 259). Bu nedenle Antisthenes başta olmak üzere Kinikler, mantık ve 
fizik çalışmalarına önem vermez, ahlaksal amaçlarla gerekli olmadıkça bu bilgilere 
erişmek için çaba sarfetmezlerdi. 



Kinikler, Sokrates’ten farklı olarak, hazdan çok daha fazla kaçınırlar ve erdemli bir 
hayatla erişilebilecek olunan mutluluğa, yaşamı sadeleştirerek erişmeye çalışırlardı. 
Onlara göre erdem, doğaya uygun bir yaşamla elde edilen pratik bilgidir ve bu yönüyle 
erdem, disiplinle ve sıkı çalışmayla kazanılabilir. Bedeni zorlayan, çileci yaşam, zihni de 
aydınlatır. En yüce erdem ise akıldır. Böylesi bir erdemli yaşam için insan, toplumun ona 
dayattığı tüm gerekliliklerden, tüm tutkulardan sıyrılmalı ve bu şekilde kendini 
özgürleştirmelidir. Gerçek özgürlük budur. Çünkü gerçek köle, sahip olduklarını 
kaybetmekten korkan ve bu nedenle sahip olduklarının kölesi olan kişidir. Bilge kişi ise, 
bu korkulardan sıyrılmış, böylece kendini özgürleştirmiş olan ve bu yönüyle tanrılara 
benzeyen kişidir. Onun artık ne aileye, ne dosta, ne bir devlete ya da topluma ve hatta bir 
tanrıya ihtiyacı vardır. 
“İnsanın gerçek doğası olan aklı doğru kullanarak bireyin kendini gerçekleştirmesine 
izin veriyorlardı sadece. Yaşamın sözümona hazları gereksizdir ve bir engeldir, 
çünkü aklı asıl amaçlarından saptırır. Zenginlik, itibar, iktidar aklın otoritesini tehdit 
eder, yoksulluk, yalnızlık, iktidar sahibi olmamak bağımsız düşünmeyi kayırır ve 
ruhu arındırır. İyi kişi, bilge kişi, yani Kinik tamamen bağımsızdır, kendiyle yetinir 
ve bu yüzden tanrılara benzer. O hiçbir devlete, ulusa, zümreye ait değildir; bir 
“kosmopolites”tir” (Luck, 2011, s. 23-24).
Bir topluma ait olma ya da bir devletin vatandaşı olma ihtiyacı hissetmeyen Kinikler 
içinde kendini ilk defa, “dünya yurttaşı” yani bir “kozmopolit” olarak tanımlayan Sinoplu 
Diogenes (Laertios, 2007, s. 278), Antisthenes’in öğrencisi ve Kinizm’in en bilindik 
isimlerinden biridir. Sinop’tan sürgün edilerek Atina’ya gelen Diogenes, burada 
Antisthenes’in öğrencisi olarak, onun görüşlerini benimser. Antisthenes’in onu 
özgürlüğüne kavuşturduğunu, kölelikten kurtardığını söyleyen Diogenes, bunu nasıl 
yaptığını ise şöyle açıklar:
“O bana, benim olanla benim olmayan arasındaki farkı, aile bireylerinin, akrabaların, 
dostların, saygınlığın, samimi arkadaşların, belirli bir yerde kalmanın, evet bütün 
bunların benimle bir ilgisinin olmadığını öğretti. Benim olan nedir? Düşüncelerimi 
uygulamak. Onları uygularken kimsenin bana karışamayacağını, onu etki altına 
alamayacağını, engelleyemeyeceğini, düşüncelerimi istediğimden başka türlü 
uygulamak için beni kimsenin zorlayamayacağını o kanıtladı bana”. (Luck, 2011, s. 
106) 
Bir deniz yolculuğu sırasında korsanlar tarafından tutsak alınıp, köle olarak satılan 
Diogenes, kendisini satın almaya çalışan birinin sorduğu “Yurdun neresi?” sorusuna ise 



“Önünde bir dünya yurttaşı duruyor” cevabını vermiş ve kendini kozmopolit olarak 
tanıtmıştır (Luck, 2011, s. 96).
Toplumsal tüm kuralları yadsıyan Diogenes örneğinde de açıkça görüldüğü gibi, Kinikler 
için esas olan toplum ya da devlet değil bireydir. “İnsan gerçekten mutlu olmak istiyorsa, 
yalnız başına kalabilmeyi, başka insanlara bağlı olmaktan kendini kurtarabilmeyi 
bilmelidir. Dünya yurttaşı olmak istemelerinin de nedeni budur: Hiçbir şeye 
bağlanmamak” (Akarsu, 1982, s. 44). Buradan da anlaşılacağı üzere Kinik 
kozmopolitizmin temelinde yatan, insanların bir arada yaşayarak birbirlerine 
bağlanmaları değil, bireyin devlet yaşamından ve bunun getirdiği sınırlamalardan 
kurtulması ve bu yolla özgür kılınmasıdır. Bu nedenle Kinik kozmopolitizmi, apolitik ve 
yıkıcı bir kozmopolitizmdir. Toplumun ve devletin dayattığı kısıtlamaları yok sayarken, 
yerine başka bir yapı ya da değerler sistemi üretmeden, sadece doğaya yani akla uygun 
bir yaşamla erişilebilecek bir özgürlüğün, bilgeliğin gereğidir. 

Yüklə 1,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə