406
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
rın, halka neyi telkin ettiği zamanla ortaya çıkmıştır. Bir yeri kendileri için
kutsal hale getirmek için bizim azizlerden Sen Pol’ün arasıra indiğine ina-
nırız
109
demeleri yeterliydi. Manastır kurma ve okul açma yanında burada
yetişenlerin gittikleri yerde halka telkin ettikleri düşünceler önemlidir.
Mektep ve medresedeki dersler, burada hocaların işlediği konular
bilgimiz dışındadır. Müslümanlarda ise bu hususlar tüm açıklığı ile orta-
dadır. Patriklerin yaptığı telkinler, kehanetler, idealler zamanla meyvesini
vermiştir. Haliyle mensubu bulunduğu Hıristiyanlığ’ın Ortadoksluk mez-
hebinin yararına çalışmalar yürütmüştür. Burada sorun Osmanlı hakimi-
yetine son vermek için din kullanılarak tahriklerin yapılması ile ilgilidir.
Gayrimüslimler Osmanlı döneminde öncekinden çok daha rahat ve mutlu
yaşamışlardır. Buna rağmen onlar içinden bir kesit Osmanlıyı zayıfl atma
ve çökertmeyi hedefl emiştir.
Ülkeyi içten yıkma çalışması yapılmış, dıştan gelen düşmana destek
verilmiş, bunlar da mezhep birliği adına yapılmıştır. Bunlar Müslümanla-
rın tüm değerleri aleyhine olan faaliyetlerdi. Kimsenin şuur altını okuma
durumunda değiliz. Fakat Rusya güneye inme fi krinde kendine müttefi k ve
ileri düzeyde yardımcı olarak gayrimüslimlerle olan inanç bağından azami
derecede yararlanmıştır. Karşılıklı yardım vaatleri zaman için de gerçek
olmuştur. Aralarındaki iş birliği sürekli Müslümanların aleyhine gelişmiş-
tir
110
.
Bu arada şu tespitler de söz konusudur. XIX. yüzyılın ikinci yarısına
kadar Ermeniler Osmanlı idaresi altında kayda değer ölçüde uyumlu dav-
ranmışlardır
111
. Fransızlar Ermeni müttefi kleriyle kötü deneyimler edindi-
ler. Antep’in alınmasından (9 Şubat 1921) sonra açıktan açığa Türk dost-
luğunu aradılar
112
.
Osmanlıların son döneminde başa gelenlerde Ermenilerle Rusların
birlik halinde Doğu Anadolu’yu işgali planlarının rolü vardır. Aynı oyun
tekrarlanmış Ruslarla Ermeniler birlik halinde Azerbeycan’ın bir bölümü-
nü işgal etmiştir. Değişen şey sadece tarihtir. Seneryo ise aynıdır. Siyasî
109 Süleyman Kocabaş, Tarihte ve Günümüzde Türk Yunan Mücadelesi, Bayrak Yayını, İstan-
bul 1984, s.31.
110 Bkz. Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, C. VII, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara 1977,
s.21.
111 Matthew Smith Anderson, Doğu Sorunu 1774-1923, Çeviren İdil Eser, YKY Yayınları,
İstanbul 2001, s.264.
112 İngiliz Devlet Arşivi Gizli Belgeler, Türkiye’nin Parçalanması ve İngiliz Politikası 1900-
1920, Özgün Yayını, İstanbul 2005, s.367.
407
Doç. Dr. İsa YÜCEER
entrikalar ve sömürü planları yürüse de dinin saf makamında durması ge-
rekir. Aksi takdirde güven duyulan din kurumunun güven yitirmesi insan-
lığın büyük kaybı olacaktır. O özel konumda Osmanlı döneminde saklı
tutulmuş, değerli bir kurum olarak muhafaza edilmiştir. Onun bu özelliği
sürekli korunmalıdır.
Sonuç
Dileğimiz iki taraf arasındaki konuların ön yargısız olarak ele alınma-
sıdır. Bize göre düşmanlıklar sonradan ortaya çıkmış, daha doğrusu çıka-
rılmıştır. Geçmişte bu kesimler hasımlıktan arınmış dönemler yaşamıştır.
Bu uygulamalar ilişkilerin iyi yönde gelişmesi yönünde örnek alınabilir.
Bu iki millet ve iki dinin mensupları geçmişte yeterince birbirlerini ta-
nımışlardır. Problemlere kulak kapatmak veya görmezden gelmek çözüm
değildir. İki kesim kendilerinin iyiliği ve güzel gelecekleri uğrunda müsait
ortamı oluşturabilirler. İnançlarındaki farklılık ve ayrı dine mensup olma-
ları geçmişte onların güzel münasebet kurmalarına engel olmamıştır.
Tarihî olay içinde, herkesin üzerinde ittifak etmediği hadiseler olabi-
lir. Aynı coğrafyayı paylaşan insanlar bazı konuları mütehassıslarına bı-
rakmak durumundadırlar. Yararsız olduğu ve zararlılığı bilinen bir takım
anlayışların yerini gelecek nesillere faydalı olacak işler alabilir. Aşırılıklar
hiçbir zaman yarar sağlamamıştır. Menfaatlerin ortak olduğu pek çok hu-
sus bulunmaktadır. Bunlar üzerinde durulabilir. Kalpten ve içten olmak,
samimiyet ve iyi niyet pek çok soruna çözüm bulma imkânı oluşturur. Ar-
tık kimsenin bir başkasını kabus olarak görmeye hakkı, zamanı ve yetkisi
bulunmamaktadır.
Müslümanı algılayan Hıristiyanın doğru algılaması ve tanıması, sağ-
lam bilgilerden hareket etmesi gerekmektedir. İyi gelecek için neler yapıla-
bileceğinin planları sağlıklı olarak ortaya konurken, ayrılıkları sürekli göz
önünde bulundurmak gerekmemektedir. Ermenilerle temel sorun tarihte
de günümüzde de onların Müslümanlara güven vermeyişleridir. Güven or-
tamının sağlanması temel beklentidir. Şahıslar ve devletler muhataplarına
güvenmek isterler. Güven telkin etmeyen, sürekli güvensizlik görünümü
veren muhataplarla sağlıklı bir gelecek kurulamayacaktır. Dost olmayı
sağlayacak ortam bulunabilir. Fakat insanlar hasmane düşüncelerden kur-
tulmadıkları müddetçe güvensizlik ortamı devam edecektir. Din ve inanç
ise insanlara güven telkininde bulunmaktadır.
ŞERİYE SİCİLLERİNE GÖRE
BALIKESİR ERMENİLERİNİN SOSYAL YAŞANTISI
VE İHTİDA EDEN ERMENİLER
Yrd. Doç. Dr. İsmail Hakkı MERCAN
Balıkesir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü
E-mail: ihmercan@balikesir.edu.tr; Tel: 0 266 612 10 00-1315