Hazirlayanlar



Yüklə 3,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə95/189
tarix10.12.2017
ölçüsü3,37 Mb.
#15029
1   ...   91   92   93   94   95   96   97   98   ...   189

290

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

Bu genelgenin ardından bütün vilâyetlerde Müslüman ahali himaye-

sinde bulunan Ermeni kız ve erkek yetimlerin toplanması çalışmaları baş-

latıldı. Evvela bu gibi çocuklar kendi cemaatlerinin din adamlarına teslim 

edilecek, onlar kabul etmez veya aynı milletten olanlar da kabul etmezler-

se resmî makamlar himayelerine alarak iaşe ve barınmaları sağlanacaktı. 

Bunun gibi, yanlarında Ermeni kız ve erkek çocuğu bulunanlar devlet gö-

revlilerine veya cemaat ruhanî liderlerine teslim etmezlerse kanunî cezaya 

çarptırılacakları polis müdürlüğü tarafından belirtiliyordu. Hatta bu gibi 

çocukların toplanması kayıtlarının tutulması için komisyonlar da teşkil 

edilmişti

48

.

1919 yılı başlarından itibaren birçok suiistimallerle dönemin iç ve dış 



basınında gündeme gelen bu çocukların toplanması olayı trajik görüntü-

lere de sahne oluyordu. Yıllardır kendilerini ölümden, açlık, yoksulluktan 

kurtaran Müslüman ailelerden ayrılmak çoğu zaman bu yetimlere zor ge-

liyor, bunlar cemaat ruhanî liderleri tarafından zorla götürülüyordu. Aile, 

akraba veya cemaatlerine teslim edilen çocukların en büyük sorunu dinî 

ve millî yönden aldıkları Türk terbiyesi idi. Savaş döneminde evlerde ba-

rınan ve yaşları küçük olan çocuklar, görerek, etkilenerek, isteyerek veya 

istemeyerek Türk aile yapısından etkilenip din değiştirmişlerdi. Şimdi bu 

çocuklar Müslüman babalarının yanından alınarak, gerçek aileleri olsun 

veya olmasın Hıristiyan yabancılar ile kalmaya zorlanıyordu. Döndükleri 

ortamda aldıkları Müslüman terbiyesi yüzünden sık sık cezalandırılıyor, 

genellikle onlara şüpheyle ve düşmanca davranılıyordu. Kendilerini farklı 

hisseden bu gibi çocukların zamanla Müslüman ailelerin yanlarına kaçtık-

ları da görülüyordu. 

İstanbul’un işgali üzerine, yönetimde bulunan Damat Ferit Paşa hü-

kümeti döneminde İttihatçıların Ermeni tehciri sebebiyle yargılandıkları 

mahkemeler oluşturulmuştu. Bu mahkemelerde birçok Osmanlı yöneticisi 

gıyabında, bir kısmı da tutuklu olarak yargılandılar. Yargılamalar sırasında 

bazı Ermeni vatandaşları, ruhanî liderlerinin baskısı veya bazı menfaatler 

umarak yalancı şahitlik, mahkemeye fesat karıştırma eğilimine girerken, 

bazıları da hayatta kalmalarını Osmanlı yöneticilerinin kendilerine yar-

dımlarına borçlu olduklarını açık yüreklilikle söyleyecek kadar cesaretli 

davranıyorlardı. Örneğin Trabzon tehciri yargılamalarında, sanıklardan 

Trabzon Sıhhiye müdürü Ali Saib Bey’in yargılanması esnasında, kendisi 

aleyhine, Ermeni yetimlerini hastanelerde zehirleyerek öldürdüğü iddiaları 

48 BOA, DH.ŞFR., Belge No: 96/76.




291

Yrd. Doç. Dr. Hasan BABACAN

yöneltilmişti. Ali Saib Bey bu iddiaları reddetmiş, ardından  şahit olarak 

dinlenen Ermeni Tahtacıyan Efendi, yapılan isnatların asılsız olduğu hatta 

kendisini ve birçok arkadaşını Ali Saip Bey’in ölümden kurtardığı yönün-

de ifade vermiştir. Bu ifadeler Ali Saib Bey’in mahkemede beraat etmesine 

yardımcı olduğu görülmüştü

49

. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Şöyle 



ki, esnaftan Acenta Mustafa Bey isminde birinin yargılanması esnasında 

da birçok Ermeninin kendisine minnettar oldukları, hayatlarını borçlu ol-

dukları yönünde ifadeler vermişlerdir

50

.



Bu arada, Amerikalı ve diğer bazı misyonerlerin Ermeni yetimleri top-

lamak bahanesiyle Türk çocuklarını da topladığı görülmüştü. 1920 yılına 

gelindiğinde, başlangıçta imkânsızlıklarını bahane ederek Ermeni çocuk-

ları almayan Ermeni ve Amerikan kurumları, bir müddet sonra binlerce 

çocuğu hatta Müslüman çocukları bile toplamaya başlamışlardı

51



1919’dan sonra da Kâzım Karabekir Paşa’nın bütün yetimler için yap-

tığı faaliyetler, açılan yetimhaneler, uygulanan müfredat göz ardı edilme-

melidir

52

.



Sonuç

Her sosyal olayda olduğu gibi, savaş öncesinde ve Birinci Dünya Sa-

vaşı sırasında siyasî, ekonomik ve askerî gelişmelerden en çok etkilenen, 

masum çocuklar olmuştur. XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren siyasî 

ve ticarî emellerini gerçekleştirmek maksadıyla Osmanlı Devleti’nde bir 

nüfuz alanı oluşturma gayesi güden Avrupa devletleri ve onların temsilci-

si durumundaki misyonerler, dindaşları olan Ermeniler ve onların masum 

yetimlerini kullanmışlar, hatta onları kendi mezheplerine döndürme gayret 

ve yarışına da girmişlerdi. 

Görünüşte onlara sahip çıkıyor, ihtiyaçlarını gideriyorlardı. Ancak 

kendi emelleri için daha sonra kullanılmak üzere devlet düşmanı militan-

lar yetiştiriyorlardı. Bu iş için o kadar ileri gitmişlerdi ki Anadolu’da so-

kaklarda Ermeni çocuğu toplayıp, başlangıçta evlerinde daha sonra da izin 

aldıkları ölçüde açtıkları okul ve yetimhanelere topluyorlardı. Gerçekten 

49  Alemdar, 1 Mayıs 1335 (1919), Numara: 129-1429; İkdam, 27 Mart 1335 (1919), Numara: 

7948; Memleket,  Nisan 1335 (27 Mart 1919). 

50  Alemdar, 4 Nisan 1335, Numara 104–1314; Memeleket, 15 Nisan 1335.

51 Ayrıntılı bilgi için bkz. Atnur, a.g.e., s.133-160 vd.

52  Bu konuda ayrıntılı bilgi için bakınız; Kâzım Karabekir, Çocuk Davamız I-II, İstanbul 

1995; Nuri Köstüklü, Kâzım Karabekir ve Eğitim, Konya 2001.




292

HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER

onlara yardım konusunda iyi niyetli olmadıkları, her misyonerin topladığı 

çocukları kendi mezheplerine kazandırmak girişimlerinden anlaşılıyordu. 

Böylece her misyoner kendi cemaatini oluşturarak nüfuz alanlarını ve is-

teklerini gerçekleştirecek zümreler oluşturuyordu. Savaş öncesi dönemde 

Osmanlı Devleti, vatandaşı olan Ermeni yetimlerini misyoner ve kötü ni-

yetli insanların etkisinden kurtarma gayretiyle faaliyet gösteriyor, onlara 

sahip çıkıyordu.

Osmanlı Devleti ikinci aşamada savaş şartları ve özellikle de sevk ka-

rarının uygulanması döneminde, sorunun daha da büyüdüğünü görmüştü. 

Bir taraftan askerin iaşesi, ihtiyaçları karşılanmaya çalışılırken diğer yan-

dan da savaş ve göç ortamında sayıları artan yetim ve dullarla uğraşmak 

zorunda kalmıştı. Bu defa da en önemli mesele, yetimlerin en azından ha-

yatta kalabilmeleri, karınlarının doyurulabilmesi, barındırılması ve müm-

kün olan en iyi eğitimin verilebilmesi olmuştur. 

Tabiidir ki, propagandanın en yoğun yaşandığı savaşlardan biri olan 

Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Osmanlı Devleti de Ermeni yetimleri ko-

nusunda, onların dinlerini zorla değiştirdiği, ölüme terk ettiği yönünde pek 

çok uydurma haber ve baskılara maruz kalmıştır. Ancak elimizdeki bel-

geler ve yerli yabancı görgü tanıklarının hatıratına baktığımızda gerçeğin 

böyle olmadığı, devletin bu çocuklar için her türlü fedakârlığı, şefkat ve 

merhameti gösterdiği görülür. 

Savaşın sonunda da zaten masum olan çocuklar üzerinden galip dev-

letlerin Osmanlı Devleti aleyhine siyasî baskı ve propaganda malzemesi 

çıkardığı, onları ve masumiyetlerini kullanarak daha fazla söz sahibi olma 

yarışı içerisine girdikleri görülmekteydi. 

Kısacası Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Ermeni 

dul ve yetimlerinin yabancıların siyasî emellerine alet olmamaları, devlet 

aleyhtarı düşünce ve eylemlerden uzak tutulmaları için gayret sarf etmişti. 

Savaş döneminde ise, öncelikli olarak çocukların hayatta kalmaları esası-

na göre hareket ederek onların doyurulması, barındırılması, daha sonra da 

eğitimleri için zamanın şartlarına göre elden gelenin en iyisini yapmaya 

çalışmıştır. 




Yüklə 3,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   91   92   93   94   95   96   97   98   ...   189




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə