299
Arş. Gör. Hasan BAKTIR
çıkarılabilecek özen isteyen bir iştir. Geertz detaylı tasvir ile neyi kastetti-
ğini Ryle’ın La Penseur adlı çalışmasına dayanarak açıklamıştır:
İki çocuğun sağ göz kapaklarını hızlıca açıp kapadıklarını düşünün.
Bu iki çocuktan biri göz kapağını arkadaşına kasıtlı olarak açıp kaparken,
diğeri refl eks ile açıp kapamaktadır. Her iki göz açma hareketi de aynıdır
ancak bir kamera açısı ile bakılacak olursa bu iki hareketten hangisinin
seğirme, hangisinin göz kırpma olduğunu anlamak imkânsızdır. Ancak bir-
çoğumuz birbirinden çok farklı bu iki göz hareketinden hangisinin seğirme
veya göz kırpma olduğunu bakarak göremeyiz, anlayamayız ve ayırt ede-
meyiz. Gözünü bilinçli olarak açıp kapayan çocuk çok farklı şekilde (1) bir
arkadaşı ile, (2) kasıtlı olarak, (3) bir mesaj iletmek amacı ile, (4) toplum
tarafından kabul görmüş bir yöntemle ve (5) başkalarının anlamasını is-
temediği bir şekilde iletişim kurmaktadır. Ryle’ın da söylediği gibi gözünü
açıp kapayan kişi yalnızca bir hareket yapmış, gözünü açıp kapamıştır.
Toplumsal olarak göz açıp kapamanın gizli bir iletişim olarak kabul edil-
diği durumlarda göz açma hareketi göz kırpma anlamına gelir. (göz seğir-
mesi ise hiçbir anlam ifade etmez) işte her şey burada düğümlenmiştir; bir
hareketin inceliği, bir kültürün örgüsü ve bir jest
6
.
Göz kırpma ve seğirme hareketlerinin basit tasviri göz açıp kapayan
veya gözü seğiren kimsenin hareketini tekrar etmek olacaktır. Olayı ba-
sit tasvir eden kişi, hareketi ve anlamını karşılaştırır. Ancak detaylı tas-
vir karşılaştırmalara başvurmaz. Bu davranışı yapan kişinin bakış açısını
öğrenir. Anlam yapısını çözmek ve anlamı ait olduğu sosyal yapı içinde
değerlendirmek isteyen bir kültür araştırmacısı ilk bakışta anlamı birbiri
içine geçmiş, oldukça karmaşık bir yapıda, tuhaf, anlamsız ve çok dağınık
görür, ama anlamı ait olduğu bağlama yerleştirdiğinde bütün bu karmaşık
yapı ona oldukça doğal gözükür. Anlamın, insan davranışlarının keyfi liği-
ni ortadan kaldıran ve bu davranışların yaşamın yapısına göre öneminin
belirlendiği detaylı tasvir edilebilen toplumsal bir yapısı vardır. Detaylı
tasvir insanların kültürünü anlamak demektir ve
insanları normal olarak,
ayrıntıları atlamadan, incelemektir
7
.
Geertz’in teorisi idealist ya da metafi ziksel bir yaklaşım değildir.
Geertz insan düşüncesinin ve bilincinin fonksiyonunu, uygulamasını ve
kaynağını toplumdan aldığını savunur. Düşünmek toplumsal bir eylemdir
ve düşüncenin ait olduğu dünya evimiz, alış veriş yaptığımız pazar ve ya-
6 Geertz, a.g.e., s.6.
7 Geertz, a.g.e., s.9-14.
300
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
şadığımız mekândır. Sosyal eylemlerin organizasyonu, kurumsal yapısı
ve fi kirler sistemi insanın doğal yaşam alanında ortaya çıkan kültür mo-
delleridir. Bu yüzden
birbirine sıkıca geçmiş şekillerden oluşan kültürün
incelenmesi bireyin kendisini topluma ancak kültür ile uyum sağladığı ger-
çeğini kabul etmekle başlar. Aynı topluma ait olan insanlar bu semboller
sistemini paylaşırlar, birlikte yaşlanırlar ve bir diğeri ile vatandaş ve birey
olarak doğrudan ya da dolaylı olarak iletişim kurarlar
8
.
Bir kültürün incelenmesi, yorumsal bir çalışmadır; kültür yorumu an-
lamı tahmin etmek, tahminleri değerlendirmek ve doğru olan tahminlerden
çıkarımlar yaparak başlayabilir. Ancak bu bilinmeyen bir kıtanın keşfi ya
da görünmeyen manzaranın haritasını çizmek değildir
9
. Tahmin etmek ve
bu tahminlerden çıkarımlar yapmak insanların yaşadığı ve iletişim kurdu-
ğu dünyaya bir adım atmaktır. Geertz bunu şu şekilde açıklar:
Bu tuhaf görünen sembolik eylemler dünyasının içine girme arzusu
ile kültür teorisinin teknik anlamda ilerleyebilmesini amaçlayan kavrama
ve analiz etme gereksinimi arasındaki gerginlik, sonuçta, zorunlu ve kaçı-
nılmazdır... (aynı şekilde) tasvir ile açıklama, yazma ve belirtme, eylemi
gerçekleştiren kişi için eylemin anlamını ortaya koyma ve bu ortaya konan
eylemin ortaya çıktığı toplum ve toplumsal hayatı olabildiğince anlatabil-
me arasındaki ayırımlar (da bu sürecin ayrılmaz parçasıdır)
10
.
Kültür yorumculuğunun görevi insanların düşüncelerini ve davranış-
larını oluşturan kavramsal yapıyı sembolik eylemlerin toplumsal boyutu-
nu içine alacak bir inceleme sistemi kurarak ortaya çıkarmaktır. Fakat bu
inceleme anlaşılması zor olan sorulara cevap bulmaktan çok, insanların
söylediklerini anlaşılır kılmayı amaçlar
11
. Aslında, bir şişe içine konulan
not metaforu kültür incelemesinin amacının ne olduğuna iyi bir örnektir
12
.
Kültür analizi, toplumsal zemini belirleyen anlam yapısını ortaya koyma
tasarısıdır. Bu açıdan bakıldığında metafor yabancı bir kültüre ait olanı
ve bireyin ait olduğu kültürün ötesindeki ufku göstermektedir. Araştırmacı
için öteki kültür işlenmemiş bir cevher gibidir. Kültür tercümanı detaylı
tasvir yöntemini kullanarak bütün sosyal kodları ve eylemleri ifade eden
sembolleri bulur ve bulduğu bu sembolleri eylemi belli bir amaç için ger-
çekleştiren bireyin ait olduğu sosyal dokuya yeniden yerleştirir.
8 Geertz, a.g.e., s.360-364.
9 Geertz, a.g.e., s.20.
10 Geertz, a.g.e., s.20-27.
11 Geertz, a.g.e., s.30.
12 J. S. Greenblatt, Learning to Curse: Essays in Modern Culture, London 1990, s.1-2.