34 Ali Şeriati
saç düzeni) "küfür" olarak adlandırmak yanlıştır. Çoğu
zaman tutuculuk, irtica/gericilik dinle yanlış anlaşılır.
Bu yaklaşım kadına karşı daha bariz görünüyor.
Kadından isteniyor ki, o eskiden nasılsa, öyle de
kalmalıdır.
İddia, kadın için bu kalıbı İslam beğenmiştir
ve dünyanın sonuna kadar kadın böyle kalmalıdır.
Dünya
değişiyor, her şey değişiyor, baba, koca, oğul değişiyor,
ama kadın sabit kalmalıdır ?!
Güya Peygamber sallallâhü
aleyhi ve sellem bu kalıbı seçmiş ve bu böylece de
kalmalıdır. Ne büyük cehalet!
Bu insanlar anlamıyorlar ki, değişikliklerin önlenmesi
imkansızdır. Zaten bu yersiz taleplere önem veren yok.
Evet, dönem değişiyor, toplum yenilenir, örf an’aneler,
kurallarının yeni bir şekil alır. Gerçek ise sabittir.
Dönemin hapsi tüm engelleri ayakları altında ezesidir.
Bazen eskiliği korunması için dini kullanırlar. Hangi
ölmüş, çürümüş eskiliği dinin yardımıyla yaşatmak
mümkündür.
Eski adetlerle cahilane yüklenmiş din kendisi halden
düşüyor. Hatta öyle olur ki, din gericiliğin ağırlığına takat
getiremiyor.
Dinin örf an’ane ile bir tutulması sonucu, kalbi yenilik
aşkı ile dolu olan hareketler dini de gericiliğe katıp
sahneden çıkarmak istiyorlar.
Dikkatli olun! Dini, İslam'ı gericiliklere karıştırmayın!
Fâtıma, Fâtıma’dır/Kadın 35
Örneğin, kayınpederi ile ani rastlaşan gelin, sözde saygı
için kucağındaki bebeği taş döşemeye atıyorsa, bu din
değil, gericilikdir!
İSLAM PEYGAMBERİNİN KURALLARI
"Peygamber sünneti", yeni peygamber kuralları İslam
dininde önemli bir bölümdür. Bu kurallara Efendimizin
buyurduğu (hadisler), kabul ettiği, itiraz göstermediği
gibi kimseye demeden yerine getirdiği işleri içerir.
Demek, sünnet denilince Peygamber sallallâhü aleyhi ve
sellem buyurduğu ve ameli öngörülüyor. Neticede, İslam
ahkamı iki bölüme ayrılır:
1. İslam'dan önce olmuş ve Hz Peygamber sallallâhü
aleyhi ve sellemin kabul ettiği kurallar ("ahkami -
imzai");
2. İslam'dan önce hiçbir dayanağı olmayan te’sisi ahkam
("ehkami - te’sisi").
Ama, sanırım, Hz Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellem
yöntemleri, taktik ve strateji önceki bölümlerden az
önem taşımıyor.
PEYGAMBER sallallâhü aleyhi ve sellemin ÖZEL
TAVIRLARI
Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellem bir sosyal olayla
karşılaştığı zaman öyle yöntem ve metotlarla hareket
36 Ali Şeriati
etmiştir ki, bu yöntemler bizim için bir okuldur. Uygun
bir dönemden uzun bir zaman aşımı geçmesine rağmen,
Peygamberin sallallâhü aleyhi ve sellem yaklaşımları
günceldir.
ÜÇ TANINMIŞ YÖNTEM
Reform toplumsal mücadelenin çeşitli yolları vardır:
1. Tutuculuk (tradisionalizm, konservatizm)
Bu yönteme göre muhafazakar başkan tam hurafe
olmasına rağmen, örf an’aneni korur;
2. devrimcilik (revolyusionizm)
Bu devrim rehberi eskimiş, çürük adet-an’aneleri ani
darbe ile ortadan kaldırır.
3. Reform ve değişim (evolyusionizm, reformizm).
Reformcu rehber çalışır, en azından, bir an’aneni
zamanla ortadan kaldırıp, reform götürebilir bilsin.
Ama Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellem dördüncü
tedbire el atıyor. O, nesillerden nesillere verilmiş gelenek
an’anenin
formunu
saklayıp,
onun
mahiyetini
değiştiriyor.
Muhafazakarlar bile mantıksal delille böyle bir çıkış
yapıyorlar ki, eğer gelenek an’aneler değişirse, sosyal
bağlar kırılır ve toplum parçalanarak tehlikeye düşer.
Onlar her devrimden sonra oluşan anarşiyi bununla
Fâtıma, Fâtıma’dır/Kadın 37
koordine eder.
Devrimciler ise şöyle düşünürler ki, eski örf an’aneler,
usul-kontroller toplumu yıkıma götürüyor. Devrim
istidatların, düşüncelerin düşürüldüğü kalıpları kırarak,
güya daha ilerici sosyal durum elde ediyor.
Yenilikçi, yeni reformistler tüm planlarını adım adım
hayata geçirmeye çalışıyor, ne muhafazakarları, ne de
devrimcileri desteklemişler. Onlar her atılan adıma
toplumun uyumunu bekliyorlar. Ama bu yöntem uzun
vadeli olduğu için düşmanlar, genellikle, onu asıl
istikametinden
uzaklaştırırlar.
Örneğin,
gençlerin
ahlakını kademeli ıslah etmek istersek, bizi çok kolay
meydandan çıkarırlar. Yenilikçiler kendi kuvvetlerini net
hesapladıkları halde, düşmanın gücünü gereğince
değerlendirmeyi unutuyorlar.
Ama İslam Peygamberinin sallallâhü aleyhi ve sellem
mücadele yöntemi bambaşkadır. O, en uygun seçeneği
seçer: an’aneleri formaca saklayıp, onların mahiyetini
değiştirmek! Bu mahiyet değişikliği devrimci şekilde
gerçekleştirilir.
Örneğin, cahil Araplarda "gusül" adlı hurafe, güneş için
yapılan bir ayindi. Araplar inanıyorlardı ki, cünüp olmuş,
yeni örneğin, cinsel yakınlıkta olmuş kişiye cin-şeytan
girer, bu kişinin ruhu çirkinleşiyor. Demek, Arap ona
göre suya dahil oluyordu ki, şeytanı kendisinden
uzaklaştırsın ve bu iş an’ane şeklini almıştı.
Devrimci bu an’aneye karşı çıkıp, onu yok etmeye
Dostları ilə paylaş: |