19
duyuldu. Firma, 1990’lı yıllarda da İtalya’nın
dışına açılarak pazarlama faaliyetlerini ge-
nişletti. Bu çerçevede de espresso ile cap-
puccino makineleri segmentine yöneldi.
2000’li yılların sonuna doğru ise Kenwood ve
Ariete markalarını bünyesine kattı. 2010 yılı
sonrasında Procter&Gamble’dan Braun’un
küçük ev aletleri kısmını satın aldı.
De'longhi, Türkiye pazarına ne zaman ve
nasıl giriş yaptı?
Firmamız Türkiye pazarına 2006 yılında
distribütörlükle giriş yaptı. 2009-2010 yıl-
ları arasında da ülke ofisini kurdu. Ülke
ofisinin kurulmasından hemen sonra da
önce De’Longhi ardından Kenweood ve
sonrasında Braun ile pazardaki çalışma-
larına hız verdi. 2013 yılından bu yana da
söz konusu üç ana markayla De’Longhi
Group olarak Türkiye’deki operasyonları-
na devam ediyor.
başladı. Firmamızın şimdiki CEO’su Fabio
De’Longhi’nin babası Guiseppe De’Longhi,
1974 yılında markalaşmak üzere bir dizi
girişim başlattı. De’Longhi Türkiye ve dün-
yada en fazla kahve makineleriyle tanınıyor.
Firmamız 1973 yılında yaşanan petrol kri-
zinden sonra güçlü bir şekilde yağlı radya-
tör ve küçük ev aletleri sektöründe “konfor
segmenti” olarak adlandırılan ürünlerin
imalatına başladı. Sonrasında üretim alanı-
nı genişleterek bebek odalarında kullanılan
nemlendiriciler, hava temizleme cihazları,
mobil klimalar gibi konfor yani “homecare”
alanında yer alan ürün kalemlerinde güçlü
bir üretici haline geldi.
Bugün ısıtma, nemlendirme, hava temiz-
leme konularında dünya ölçeğinde pazar
lideri konumundayız. 1980’li yıllarda fri-
töz üretimine başlandı. Aynı yıl, Formula
1’de yarışan takımlara sponsor olmasıyla
De’Longhi adı dünya çapında daha fazla
DE'LONgHI BOSpHORUS
"DÜnYaDa 100’Den
FaZla ÜlkeDe FaaliYet
gösteriYoruZ. çok
saYıDa ÜlkeDe kenDi
oFisimiZ, çin Ve
aVruPa giBi Belli
BaZı YerlerDe Üretim
merkeZlerimiZ Var."
20
“DE’LONGHI 100’DEN FAZLA ÜLKEDE”
Türkiye genelinde kaç noktaya satış
gerçekleştiriyorsunuz? Yıllık ortalama
üretim ve satış kapasiteniz nedir?
Dünyada 100’den fazla ülkede faaliyet
gösteriyoruz. Çok sayıda ülkede kendi
ofisimiz, Çin ve Avrupa gibi bazı pazarlar-
da üretim merkezlerimiz var. De’Longhi
markamızla full otomatik kahve maki-
nelerinde Türkiye ve dünya pazarında li-
der firmayız. Yine Kenwood markamızla
“kitchen machine” alanında, dünyada
her üç saniyede bir ürün satışıyla lideriz.
Türkiye’de ise 100’ün üzerinde noktaya
direkt satış gerçekleştiriyoruz ve 100 mil-
yon TL’nin üzerinde de bir ciroya sahibiz.
De’Longhi’nin yeniliği takip ederken
izlediği strateji nedir?
De’Longhi Group’da öncelikle her şey tü-
keticiyle başlıyor. Tüketiciyi çok yakından
takip edip, ne istediğini anlayıp ürünü
ona göre yaratıyor ve hatta bunun da bir
adım ötesine geçmeye çalışıyoruz. Tüke-
ticinin gelecekteki ihtiyacını belirleyerek,
çok daha önceden söz konusu ürünü or-
taya koymak gibi bir mottomuz var. Bu
bağlamda renklerden tutun da teknoloji
kullanımı gibi çok sayıda trendi takip edi-
yoruz. En son dünya çapında lansmanını
gerçekleştirdiğimiz full otomatik kahve
makinemiz, akıllı telefonlar üzerinden
kontrol edilebiliyor.
Dijital ekonomiyi ticaret anlayışınızda
nasıl bir noktaya yerleştiriyorsunuz?
Dijital mecraya girmek nispeten zor ol-
mayan bir durum. Önemli olan sürdü-
rülebilirliği doğru şekilde yönetebilmek.
Süreci düzgün planlamazsanız, çok bü-
yük sorunlar yaşarsınız. İyi bir şey ol-
duğunda büyük bir hızla yayılırken, aynı
şekilde kötü bir durum yaşandığında da
süreç benzer tepkiler verir. Tüketiciyle
doğrudan etkileşime geçmek, iki tarafı
keskin bir bıçak gibidir. Çalışmalarımızı
bu durumu göz önüne alarak sürdürü-
yoruz. Öncelikli adım olarak Türkiye’nin
önde gelen yemek, gıda, içecek sektörü
bloggerlarıyla çalışmalara başladık. Sü-
reç içinde de sosyal medyadaki varlığımı-
zı güçlendirecek ve kendi e-ticaret site-
mizi yapılandıracağız.
Horoz Lojistik ile iş ortaklığından söz
edersek, bu buluşma ne zaman ve nasıl
gerçekleşti?
2015 yılında bazı stratejik beklentileri ne-
ticesinde depolama ve lojistik tarafında
bir takım aksiyon planları geliştirdik. Bu-
nun ilk adımlarından biri doğru bir servis
sağlayıcıyla çalışmaktı. Firmalar bağla-
mında seçici davranarak ihaleler düzen-
ledik. Kendi eleme aşamalarımız sonu-
cunda uygun olanlardan oluşturduğumuz
kısa liste içinde Horoz Lojistik en fazla ön
plana çıkan firmaydı. Horoz Lojistik bek-
lentilerimizi her açıdan karşılamakla bir-
likte, beklentilerimizin üzerine de çıktı.
“HOrOZ LOjİSTİK EĞİTİmLİ VE DENEYİmLİ
Bİr KADrOYA SAHİP”
Sizce Horoz Lojistiği sektördeki
benzerlerinden ayıran farklı yönleri neler?
Horoz Lojistik’in “dar koridor uygula-
ması” bana oldukça ilginç gelmişti. Her
firmanın kolay kolay yapamayacağı bu
depolama sisteminde; raflar arasında sa-
dece özel bir tip forklift aracının girebile-
ceği kadar bir koridor genişliği bırakılır.
ORTAK SİNERJİ
“Avrupa pazarında
espresso,
cappuccino, filtre
kahve gibi içeceklere
olan talep yüzde
90 oranındayken,
Türkiye’de bu oran
henüz yüzde 3
seviyesinde. Fakat
talebin katlanarak
büyüdüğünü ve
özellikle gençlerin,
bu noktadaki
tercihlerinin yoğun
olduğunu görüyoruz.
Gelir seviyesinin
yükselmesiyle daha
gurme tatlara
ilgide de artış
oluyor. Özellikle Y
ve Z kuşağında olan
gençler bu tatlara
çok meraklı. Tüm
bu parametreler
doğrultusunda full
otomatik kahve
makinelerimizdeki
satışlar her yıl
katlanarak büyüyor.”
GENçLERİN TERCİHİ
BELİRLEYİCİ