İÇİMİZDEN BİRİ
röPortaJ: HÜsne Pamuk
FotoğraF: YÜcel kurŞun
ğı yaşadım. Sonunda ticaret lisesinde karar
kıldım. Yaptığım işin eğitimini lise yıllarında
almaya başladım.
Geçen yıllar içinde bu karar değişikliğinizin
pişmanlığını yaşadınız mı?
Hayır, bir kez bile “Neden polis olmadım!”
diye pişmanlık hissetmedim. Çünkü mes-
leğimi çok severek yaptım, hala da böyle
devam ediyor. Mesleğime olan bağlılı-
ğım, ilgi alanıma giren işlerde sorumlu-
luk alma istediğimi tetikliyor. Bir konu,
ucundan da olsa beni ilgilendiriyorsa, o
işle ilgilenmeyi seviyorum. Muhasebe bü-
rolarında çalışıp, çekirdekten yetiştiğim
için mesleğin tamamına hakim olduğumu
düşünüyorum. Geçen yıllar içinde bunun
avantajını da yaşadım. Mali anlamda her-
hangi bir konuda neler yapılması, nasıl
yapılması gerektiğini iyi bildiğimi söyle-
yebilirim. Bu da bana mesleki anlamda
avantaj sağlıyor.
“TÜrKİYE TEKNOLOjİ AçISINDAN
DEVrİm YAŞADI”
Geçen yıllar içinde mesleğinizle ilgili iş
yapma biçiminde yaşanan değişimleri
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mesleğimizin en zor yanı kanunların sü-
rekli değişiyor olması. Ama söz konusu
durum internetin hayatımıza girmesi ile
avantaja dönüştü. Eskiden bir sürü kanun
ve tebliglerle ilgili fasiküllerimiz vardı.
Fasikülün içinde bir tebliğ değişirdi, yeni
tebliğ gelirdi, eski tebliği çıkartır yenisini
koyardık ve her tebliğ değiştiğinde bu işle-
mi yapardık. Kısacası geçen yıllar içinde iş
yapma şekilleri ve iş yükünde bir hayli de-
ğişiklik oldu. Elle tahakkuk kesen SSK ve
vergi dairelerinden, bugün beyannamemizi
elektronik ortamda kendimiz gönderebi-
lir hale geldik. Türkiye teknoloji açısından
müthiş bir devrim yaşadı.
olis akademisinde eğitim al-
maktan son anda karar de-
ğiştiren ve ticaret lisesine ka-
yıt yaptıran Cemil Gül, sahip
olduğu başarılı iş kariyerinin
ilk tohumlarını daha o günlerde atıyor. Çey-
rek asırlık mesleki hayatına önemli işler
sığdıran Gül, bugün SDV Horoz Muhase-
be, Finans ve Bütçe Direktörlüğü görevini
sürdürüyor. Direktörü olduğu departmanın
sorumluluklarını anlatmak için de, tiyatro
sahnesinde oyuncuların repliklerini unut-
tuğunda doğaçlama yetenekleriyle gösteriyi
kurtardıklarını hatırlatıyor. Küçük bir hata-
nın büyük sonuçlar doğurabileceğini vurgu-
layan Gül ile SDV Horoz’da bir araya geldik,
muhasebe finans ve bütçe departmanı ola-
rak nasıl bir çalışma prensibi ile yollarına
devam ettiklerini konuştuk.
Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1972 yılında Tokat’ın Reşadiye ilçesinde
dünyaya geldim. İlkokul eğitimimi doğdu-
ğum topraklarda bitirdim. Liseyi Üsküdar
Ticaret Lisesi’nde tamamladıktan sonra
İstanbul Teknik Üniversitesi Sakarya Meslek
Yüksek Okulu’nun Muhasebe Bölümü’nde
iki yıl okudum. Anadolu Üniversitesi İşlet-
me Fakültesi’nden de 2002 yılında mezun
oldum. Üniversitedeki eğimimin ardından
mali müşavirlik sınavlarına girdim ve son-
rasında mali müşavir oldum. Bunun önce-
sinde zaten bir çalışma hayatım olmuştu.
Staj dönemim de dâhil olmak üzere yaklaşık
25 yıllık bir mesleki deneyimim var.
Muhasebe alanında kariyer edinme fikri
nasıl ortaya çıktı?
Amcam vergi memuruydu. Bu nedenle
ondan da esinlenerek muhasebeci oldum.
Şöyle ki; ortaokul bittikten sonra “Ticaret
lisesine mi, meslek lisesine mi, askeri ya
da polis kolejlerine mi gideyim!” kararsızlı-
P
26
“stresli ortamlarDa
çalıŞmaYı çok
seViYorum.
o ortamlarDa kenDimi
saHneDeYmiŞ giBi
HisseDiYorum. Bu iŞ
tiYatro giBiDir, canlı
oYnanır, Hata aFFetmeZ.
tekrarı Yoktur Yani.
Bu neDenle De, ‘en
iYisini oYnamalıYım’
DiYe kenDimi motiVe
eDiYorum.”
SDV Horoz mUHASebe, finAnS Ve
bÜtÇe DirektörÜ cemil GÜl:
“İŞİMİZ TİYATRO GİBİDİR,
HATA AFFETMEZ”
28
İÇİMİZDEN BİRİ
Bir taraftan da hataya açık bir model söz
konusuydu sanırım.
Evet, kesinlikle öyleydi. Her şey el yordamıy-
la yapıldığından bu durum hata oranını da
artırıyordu. Şimdi hata oranları minimuma
inerken, işlemler şifre ile elektronik ortam-
larda yapılır hale geldi. Böylece zamandan
avantaj sağlarken, iş yükünden de kurtul-
duk. Para sanal bir kimliğe büründü. Kısa-
cası gelişen teknoloji mesleğin dokunulabi-
lirlik özelliğini de ortadan kaldırdı.
SDV Horoz ile yollarınız nasıl kesişti?
Aslında bir önceki çalıştığım şirket inşaat
ve turizm ile ilgiliydi. 1998 yılına kadar o şir-
kette çalıştım ve aynı yıl askere gittim. As-
kerlik dönüşünde bir buçuk yıl kadar Halk
Ekmek’in Taşören firmasının yöneticiliğini
yaptım. Daha sonra bir tanıdığım aracılı-
ğıyla Horoz Grubu’nda personele ihtiyaç
duyulduğunu öğrendim ve bunun üzerine
iş başvurusunda bulundum. O zamanlar,
tıpkı şu an olduğu gibi Horoz Grubu benim
için dev bir firmaydı. Kendi kendime “Bu-
rada olmalıyım” dedim. Bir kaç hafta son-
rada da başvuruma olumlu dönüş aldım ve
2001 yılının Ocak ayında Genel Muhasebe
Şefi olarak göreve başladım. 2006 yılın-
da Horoz Lojistik Muhasebe Müdürü ol-
dum. 2013 yılının Mayıs ayına kadar Horoz
Lojistik’te bu görevi sürdürdüm. Sonrasın-
da da SDV Horoz’da görevime başladım.
2014 itibariyle de direktörlük unvanını al-
dım. 16 yıldır bu ailenin bir parçasıyım.
16 yıldan bu yana Horoz ailesi içinde yer
alıyorsunuz. Bu gerçekten uzun bir süre...
Uzun soluklu çalışma, zaten Horoz ailesin-
de bir gelenek. Horoz Lojistik çalışanlarının
profilini düşündüğünüzde 16 yıl çok da uzun
bir süre değil. Uzun yıllar bir şirkette ça-
lışmak şirketler ve kişiler için faydalı, ama
diğer yandan yeni soluklara da ihtiyaç du-
yulduğuna inanıyorum. Çünkü yeni bir kişi,
şirket için her zaman yeni fikirler anlamına
geliyor. Dışarıdan gelen bir kişi beraberin-
de yeni şeyler de getirir. Özellikle yönetim
kadrolarındaki değişim, şirketlere avantaj
sağlar diye düşünüyorum. Tabi ki geçmiş
deneyimler de çok önemli ama bunu iyi
ayarlamak gerekiyor. Orada çok hassas bir
denge söz konusu. Ben de buraya yenilikçi
bir çalışan olarak geldim.
“HOrOZ GrUBU Bİr OKUL GİBİ”
SDV Horoz size neler kazandırdı?
Horoz Lojistik’te göreve başlamadan önce
lojistik muhasebesinden uzak bir kariye-
rim vardı. Burada göreve başlamamla bir-
likte lojistik konusundaki muhasebeye de
hakim oldum. Horoz Grubu bir okul gibi.
Sadece lojistik konusunda değil, çeşitli
alanlarda da bir okul… Burada şirket ku-
ruluşları ve şirket birleşmelerindeki mali
“e-fatura, e-defter
ve hatta e-arşiv gibi
uygulamalar Türkiye
için muhasebe
anlamında yeni bir
çağın başlangıcı
oldu. Bu kapsamda
düşündüğümüzde
yıllık en az 40
ağaç kurtarmış
oluyoruz. Bunun
yanı sıra bilgiye
hızlı ulaşım ve fiziki
arşivleme alanlarının
azalması bu projenin
kazanımlarıdır.”
“TAŞIRKEN
çEVREYİ DE
DÜŞÜNÜYORUz”