8
I BEYNƏLXALQ HƏMZƏ NİGARİ SİMPOZİUMU | Amasiya
seslendirmekle gelecekte Hamza Nigârî Sempozyumlarından birisinin Karabağ’da
teşkil olunması temennisini dile getirdiler. Aynı zamanda Karabağ edebi mirasının
Amasya’da Hamza Nigârî ile temsil edilmesinin Türk dünyası tarihi için önemli bir
hadise olduğu ve bu mirasın araştırılmasına ihtiyaç olduğu vurgulandı.
Sempozyuma konusunu ve amacını özetleyen çok etkili ve samimi bir ko-
nuşma yapan Azerbaycan milletvekili Ganire Paşayeva, Amasya’nın 19. yüzyılda
Azerbaycan’ın çeşitli bölgelerinden göç eden insanlara kucak açtığını ifade ede-
rek; “Amasya bizim için gurur ve iftihar bölgesidir. Bu gün Hamza Nigârî’yi yalnızca
anmak değil, gençlere gerektiği şekilde anlatmak, onun zengin edebi-ilmi irsine
sahiplenme duygularını aşılamak önem arz etmektedir” dedi. Nigârî’nin tam mana-
sıyla hem bir alim, hem bir gönül insanı, hem bir mücahid, hem de bir şair olduğu-
nu vurgulayarak tüm organizatörlere teşekkür etmiş, katılımcılara başarılar diledi.
Azerbaycan’dan ve Türkiye’nin muhtelif illerinden gelen Hamza Nigârî hayran-
larının doldurduğu konferans salonunda yapılan ve bir saat süren açılış töreni TRT
AVAZ kanalından canlı olarak yayınlanmışdır.
Verilen kısa aradan sonra sempozyumun açılış oturumuna geçilmiş ilk olarak
Qafqaz Üniversitesi Qafqaz Araştırmaları Enstitüsü müdürü Doç. Dr. Mehmet Rıh-
tım söz alarak Azerbaycan tasavvuf tarihi, Anadolu’ya intikal yolları, temsilcileri ve
Amasya-Azerbaycan tasavvuf alakalarının tarihi hakkında geniş bir sunum yapmış,
Türk tarihinde tasavvuf kültürünün Azerbaycan bölgesinden nasıl beslendiğini gö-
rüntülerle anlatmıştır. Büyük ilgi uyandıran bu tebliğin ardından İstanbul Üniver-
sitesi emekli profösörü İbrahim Yıldırım “Benim Gözümle Nigari” adlı tebliğinde
Azerbaycanlıların Amasya’ya geliş yollarını ve Amasya’ya taşıdıkları Azerbaycan
kültürünü kendi hayatından hatıralarla örnekler vererek görüntülerle birlikte an-
latmıştır.
Ikinci gün, yani 1 Haziran’da sempozyum iki bölüm halinde ayrı salonlarda de-
vam etmiştir. Toplam sekiz oturum olarak gerçekleşen sempozyumda Azerbaycan
ve Türkiye’den katılan elliye yakın edebiyat, dil, tarih, folklor, sanat tarihi, felsefe,
ilahiyat ve diğer alanlarda uzman ilim adamları tarafından bildiriler sunuldu. Bildi-
riler; Hamza Nigârî’nin, edebi ve tasavvufi hayatı, Karabağ ve Amasya’daki hayatı,
fikirleri, şiiri, etkilendiği ve etkilediği şahsiyetler, şiirlerinde Karabağ, divan ve halk
edebiyatındaki yeri, yaşadığı devrin siyasi ve kültürel vaziyeti, eserlerindeki dil ve
edebi özellikleri, mana ve uslup hususiyetleri, 19. Asır Türk-İslam bölgesindeki etki-
leri, tasavvuf tarihindeki yeri ve özellikleri, Azerbaycan ve Amasya’da Nigari kültürü-
nün izleri ve devam eden tesirleri gibi konular etrafında tebliğler dinlenildi. Hamza
Nigârî’nin geçtiği ömür yolu, edebi tasavvufi faaliyetleri ile ilgili yeni araştırmalar ve
bu sahada yapılması gereken görevlere dair bilgiler sunuldu.
Sempozyuma katılan değerli bilim adamları Hamza Nigârî’yi Fuzuli, Nesimi ve
Şeyh Galib gibi şairlerle karşılaştırarak benzer ve farklı yönlerini sanatlar açısından
kıyaslamışlar, ilginç sonuçlar ortaya koymuşlardır. İsimlerinden görüldüğü üzere
Bildiriler, Mir Hamza Nigâri’nin edebi kişiliği ve Karabağ muhiti üzerinde yoğunlaş-
mıştır. Şahsi hayatı, eserleri, edebi tesirleri, şiirlerinin mana boyutu, felsefi derinliği,
edebi ve fikri mektebi, Azerbaycan ve Amasya’da Nigarilik, halifeleri, Çarlık Rusyası
ve Sovyetler devrinde aleyhinde yapılan faaliyetler, tarikatı ve şeyhi, Ehl-i Beyte kar-
şı münasebeti, çevresinde oluşan tartışmalar gibi konular ile tasavvufi yönü hakkın-
da ise çok az bilgi verilmiştir. Bu gibi konularda daha tafsilatlı ve geniş araştırmalara
ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla Hamza Nigari sempozyumlarının periyo-
9
I BEYNƏLXALQ HƏMZƏ NİGARİ SİMPOZİUMU | Amasiya
dik olarak devam ettirilerek Nigari’nin bir edebi-tasavvufi şahsiyet olarak incelen-
mesinin ve keşfedilmesinin lüzumu anlaşılmıştır. Aynı zamanda Hamza Nigari’nin
Azerbaycan ve Türkiye arasında birleştirici bir fonksiyona sahip olduğu, ülkelerimiz
arasında gönül birliğinin tesisinde ve bir millet olgusunun tahakkukunda önemli bir
fiğür olabileceği anlaşılmıştır. Hamza Nigârî’nin hayatı, fikirleri ve faaliyeti sadece
sempozyumlarla sınırlı kalmamalı, yeni ilmi tezlere de konu olmalıdır.
Sempozyum sonrası katılımcılar Amasya şehrinin tarihi ve görülecek yerlerini, o
cümleden, Hamza Nigârî ve İsmayıl Şirvani’nin türbelerini ziyaret etmişler. Amasya
valisi Abdil Celil Öz ve Amasya Üniversitesinin rektörü Metin Orbay Azerbaycan
nümayende heyetini kabul etmişdir.
Sempozyumun kapanış toplantısı doçent Mehmet Rıhtım’ın başkanlığında ya-
pıldı, AMEA Elyazmalar Enstitüsünün doçenti Nezaket Memmedli, Yıldırım Beyazıt
Üniversitesinin doçenti Mete Taşlıova konuşmuş, sempozyumu değerlendirmişler.
Kapanış konuşmasında katılımcılara ve teşkilatçılara teşekkür eden Mehmet Rıhtım;
sempozyumun en büyük neticesinin Hamza Nigârî irsinin öğrenilmesi için daha
çok işler yapılması ve bu sempozyumun devamının getirilmesi gerekliliğinin ortaya
çıkması olduğunu demiş, yine Hamza Nigârî irsinin korunması ve tebliği kasdıyla
hem Amasya üniversitesinde, hem de Azerbaycan’da araştırma merkezlerinin yara-
dılmasının önemini vurgulamanın yanısıra Amasya’da bir Hamza Nigârî müzesinin
kurulmasının gerekliliğini dile getirmiş, Sempozyumun ikincisinin Azerbaycan’da
gerçekleştirilmesi teklifini ileri sürmüşdür.
Sempozyum Düzenleme Kurulu tarafından yayımlanan Sempozyum Kapanış
Bildirisinde şu görüşlere yer verildi;
İki Devlet Bir Millet parolası ile kardeşliğimizi pekiştirdiğimiz Azerbaycan ile yeni
bir gönül köprüsü kurmak ve iki ülkenin ortak bir değeri olan büyük şair, mutasav-
vıf ve gönül eri Seyyid Mir Hamza Nigârî’yi çeşitli cepheler ile tanıtmayı, anlamayı
ve anlatmayı amaçlayan sempozyumumuzun kapanış oturumunda varılan kararlar,
öneriler ve temenniler şunlardır:
1. Seyyid Mir Hamza Nigârî’nin gönül köprüsünden geçmeye vesile olacak sem-
pozyumun gelecek senelerde de -gönlün arzusu- doğduğu, büyüdüğü mem-
leketinde Karabağ’da ya da Bakü’de gerçekleştirerek O’nun sanatı, edebî kişiliği
ve hayat yolculuğunda gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen noktaları aydınlatmaya
devam etmek,
2. Seyyid Mir Hamza Nigârî’yi ve sanatını çeşitli cepheleriyle tanıtmak, Amasya ve
Karabağ’la özdeşleşmiş bu mutasavvıf şairimizin adına Amasya Üniversitesi’nde
bir kültür ve araştırma merkezi kurularak bu ismi ölümsüzleştirmek,
3. Yer altındaki madenlerimiz gibi çıkarmamızı bekleyen bu altın değerindeki
şahsiyetleri gençliğimize tanıtmak amacıyla hayatının uzun yıllarını geçirdiği
Amasya’da Mir Hamza Nigârî adına bir müze kurulması;
Sonuç olarak; Mir Hamza Nigârî bir Mevlana’dır, bir Hacı Bektaş’tır, bir Yunus
Emre’dir. Onu anmak kendimizi anlamaktır. Onu anlamak Azerbaycan ile gönül köp-
rüsü kurmaktır. Onu sevmek şiiri, sanatı, ahlakı, kısaca insanı sevmek demektir. Ana-
dolu ile Azerbaycan ve tüm Türk yurtları arasında kopmaz bağlar kurmak demektir.
Sempozyumun Kapanışında söz alan Azerbaycan Türkleri Kültür, Sanat ve Daya-
nışma Derneği başkanı Muttalib Ulutanrıverdi, teşkilatçılar adına sempozyuma katı-
lanlara teşekkür etmiştir. Ulutanrıverdi, sempozyum fikrinin ve isim babasının, Bakü
seyahati esnasında Qafqaz Üniversitesinde görüştüğü Mehmet Rıhtım olduğunu