67
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
cu, metalarýn genel eþdeðeri ortaya çýkmýþtý. Önceleri, genel eþdeðer
rolünü, hayvan, kürk, deri, fildiþi vb. gibi en önemli ürünler oynuyor-
du. Köleci toplumda, genel eþdeðer rolü, madenlere, önce demir
ve bakýra, sonra altýna ve özellikle gümüþe geçiyor. Para, genel
eþdeðer ve dolaþým aracý olarak ortaya çýktý. Baþlangýçta para, ma-
denler gibi külçe halinde, sonra da özel olarak basýlmýþ para biçi-
minde
[sayfa 75]
kullanýldý.
Ticaretin geliþmesi, üretime katýlmayan, yalnýz deðerinin bir
parçasýný kendilerine malettikleri metalarýn deðiþimi ile uðraþan ta-
cirlerin doðuþunun nedeni oluyor. Tacirler, ülke ülke dolaþýyorlar,
bazan çok uzaklara gidiyorlardý.
Böylece üçüncü toplumsal iþbölümü gerçekleþti.
Batý Asyanýn köleci devletlerinde, Yunanistanda ve Çinde,
para, sikke biçiminde, MÖ 7-6. yüzyýllarda ortaya çýktý. Çinde, para
sikkeleri, kare, býçak, kýlýç ya da kürek biçimindeydi; bazan da
yuvarlak ve ortalarý kare biçiminde delinmiþ oluyordu.
Üretim, ticarî bir nitelik kazanýyor, yani doðrudan tüketim-
den çok, deðiþime yönelmiþ bulunuyor.
Kentlerin Doðuþu
Zanaatçýlýðýn ve ticaretin geliþmesi ile zanaatçýlarýn toplandý-
klarý ve alýþveriþin yapýldýðý yerlerde, kentler beliriyordu. Bu kentler,
zanaat ürünlerinin üretim merkezi ve ticarî çekirdekleri haline geld-
iler. Birçok durumda, kentler, eski konaklama yerlerindeki berkitil-
miþ yerler yanýnda, kültür merkezlerinde, kalelerin, su kaynaklarýnýn
(þifalý su kaynaklarý da dahil) yakýnlarýnda, büyük yollarýn
kavþaklarýnda büyüyordu. Bu arada, MÖ 2. binyýllarýnda, Mekke kenti,
ondurucu özellikleri olan bir su kaynaðýnýn yakýnýnda doðdu; ha-
cýlar (ziyaretçiler) Kutsal Kara Taþý ululamak için durmadan oraya
akýyorlardý. MÖ 1. binyýlýn sonlarýna doðru, coðrafî ortamýn elveriþliliði
ve bol su kaynaklan sayesinde, Suriye çölünün vahalarýndan birin-
de, büyük Palmir site-devleti doðdu.
Ticarî Ýliþkilerin Artmasý
Ticari iliþkiler, her þeyden önce, deniz kýyýlarýnda ya da ne-
hirlerin kenarlarýnda yerleþmiþ olan ülkeler arasýnda kuruldu.
[sayfa
68
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
76]
MÖ 3. binyýla doðru Akdenizin doðu kýyýlarýnýn kuzey bölü-
münde yerleþmiþ olan Fenike köleci site-devletleri, hemen hemen
yalnýz ticaretle uðraþýyorlardý. Fenikelilerin, Küçük Asya, Kýbrýs, Gi-
rit, Yunanistan ve ayný zamanda Batý Akdeniz ile ticarî iliþkileri var-
dý. Küçük Asyadan gümüþ ve kurþun, daha sonra, demir; Kýbrýstan
bakýr vb. ithal ediyorlardý.
Eski dünya, Asya ve Afrikanýn en uzak ülkelerini birbirine
baðlayan ticaret yollarý ile kaplanmýþtý.
Baharat Yolu, Kýzýl Denizi, kuzeye doðru, uzunluðuna geçi-
yordu; bu, Güney Arabistandan ve Akdenizin doðu kýyýlarýndaki
kentlerden gelen bir kervan yoluydu; bu yoldan, Hindistan ve
Afrikadan saðlanan buhur, mürrisafi denilen zamk, baharat, altýn
ve daha sonra, köle ticareti yapýlýyordu.
Baþka bir kervan yolu, Güney Arabistaný Mezopotamyaya
baðlýyordu. Tacirler, Doðu Afrikanýn ticaret eþyasýný, Arabistaný
Afrikadan ayýran Babülmendep boðazýndan geçirerek, kuzeye gön-
deriyorlardý.
Eski bir kervan yolu, Çini, Orta Asya üzerinden Ýrana ve
Akdeniz ülkelerine baðlýyordu. Çeþitli Çin metalarý madenler, ma-
roken eþya, en çok da ipek-, Büyük ipek Yolu denilen bu yolla
gönderiliyordu.
Kuþanlar Krallýðý çaðýnda, Orta Asya da bir ticaret merkezi
idi. Bu ülkenin tacirleri Çinden özellikle cam eþya ve mücevherat
taþýyorlardý. Orta Asya, Hindistanla, batýda, Akdenizin doðu kýyýla-
rýndaki ülkelerde, Doðu Avrupa ve Roma imparatorluðu ile ticaret
iliþkilerinde bulunuyordu. Meta-para iliþkilerinin ilerlemesi, servet
eþitsizliðini hýzlandýrýyordu. Yaþamlarýný sürdürebilmek için yoksul-
lar, zenginlerden ödünç olarak iþ aletleri, para vb. almak zorunday-
dýlar. Çok kez, borçlu, alacaklýnýn kölesi haline geliyordu. Böylece
köleler ordusu büyüyordu. Borç verenler gittikçe zenginleþerek,
mesleði para biriktirmek ve bu parayý tefeci faizleriyle ödünç ver-
mek olan tefeci haline geliyorlardý.
[sayfa 77]
5. SINIF SAVAÞIMI VE ROLÜ
Sýnýflý toplumun ortaya çýkýþý ile insanlýk tarihi, bazý sýnýflarýn
yükseliþi, ötekilerinin yokoluþu tarihi haline, acýmasýz bir sýnýf
69
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
savaþýmýnýn tarihi haline geldi.
Köleci toplumun bütün tarihi, sýnýflar arasý kavgalarla, her
þeyden önce kölelerle efendileri arasýndaki çatýþmalarla doludur.
Sýnýf savaþýmý, sýnýflarýn ekonomik durumlarýnýn ve çýkar çeliþkilerinin
kutuplaþmasýnýn sonucudur. Sýnýflarýn çýkarlarýna gelince, bunlar,
belirli bir sýnýfýn, belirli bir toplumsal üretim sistemindeki durumu
ile belirlenir. Efendilerinin mülkü olan, kendileri mülkten yoksun
bulunan, görülmemiþ bir sömürüye boyuneðen kölelerin, kendiler-
ini bu duruma sürükleyen üretim tarzýný ve siyasal rejimi ortadan
kaldýrmakta çýkarlarý vardý; oysa efendiler, tersine, bu üretim tarzýný
ve siyasal rejimi koruyorlardý.
Böylece, her ne kadar devrimci anlayýþlarý sýnýrlý idiyse de,
köleler, devrimci bir sýnýf oluþturuyorlardý.
Silahlý isyanlar, antikçaðýn, Asya ve Afrika imparatorluklarýnda-
ki kölelerin sýnýf savaþýmlarýnýn en göze görünür biçimiydi. Bunun
gibi, Mýsýrda, Orta Ýmparatorluðun sonuna doðru, büyük bir halk
ayaklanmasý, kölelerden baþka pek çok zanaatçý ve mülksüz yok-
sul köylünün de katýldýðý bir ayaklanma patlak verdi.
Eski Çinde binlerce isyan çýktý. En önemli baþkaldýrma, MÖ
18. yüzyýlda oldu. Ýsyana katýlanlar, birbirlerini tanýmak için, kaþlarýný
kýrmýzýya boyuyorlardý; onun için, ayaklanmaya, kýrmýzý kaþlar adý
verilmiþti. Ýsyancýlar arasýnda köleler, ilkel topluluk üyeleri, zan-
aatçýlar, balýkçýlar ve küçük esnaf vardý. Düzenli birliklere karþý bir
zafer kazandýktan sonra, isyancýlar, baþkente yürüdüler ve baþkenti
ele geçirdiler. Yönetici sýnýf, ancak tüm güçlerini seferber ederek
ayaklanmayý bastýrabildi.
Eðer baþkaldýrmalar baþarýsýzlýkla sonuçlanýyorsa, bu,
[sayfa 78]
isyana katýlanlarýn örgütten ve gerekli disiplinden yoksun bulunma-
larýndan ileri geliyordu; onlarýn güçleri daðýnýktý ve egemen sýnýfýn
iyi silahlanmýþ güçlerine karþý duramazdý. Bu çaðda, insanýn insan
tarafýndan sömürüsünün ortadan kaldýrýlmasýnýn gerçek koþulu yok-
tu ve olamazdý.
Ama yenilgilere karþýn, ilkel topluluklardan kalma varlýklarýný
hâlâ sürdürmekte olan üyelerin, zanaatçýlarýn ve kölelerin ayaklan-
malarý, büyük bir rol oynuyordu; çünkü bu ayaklanmalar, sömürü-
nün kaba biçimlerine indirilen darbelerdi.
Bu ayaklanmalar, halkýn özgürlük savaþýmýnýn ilk deneyim-
leri oldular; bu savaþýmýn temellerini atýyorlar ve onun geleneklerini
Dostları ilə paylaş: |