70
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
güçlendiriyorlardý. Geçici baþarýlar bile, doðrudan doðruya üretici-
lerin durumunda azçok bir iyileþme ile sonuçlanýyordu, bu da, en
sonunda, üretici güçlerin açýlýp geliþmesine yardým ediyordu.
6. ESKÝ KÖLECÝ TOPLUMLARDA
ÝDEOLOJÝ VE KÜLTÜR
Dinin Rolü
En eski antikçað köleci devletlerin ideolojilerinin ayýrdedici
özelliði, dinsel niteliklerdir. Bu, Babil, Mýsýr, Hindistan, Urartu, Ýran
ve Eski Amerika devletleri için ayný ölçüde doðrudur. Dinlerin biçim-
leri, ayinleri, efsanelerin konusu deðiþik olmakla birlikte, dinsel öð-
retilerin temeli ayný kalýyordu; çalýþanlar söz dinlemeli,
boyuneðmeliydiler, yoksa, bu dünyada ya da öbür dünyada tanrýlar
kendilerini cezalandýrýrdý. Binlerce dinsel öðreti, daha o zamandan,
otoritelere boyuneðmemiþ olanlarýn tanrýsal cezasý olan cehennem
kavramýný; yeryüzündeki acýlarýn, üzüntü ve güçlüklerin ödülü ola-
rak cennet kavramýný özünde taþýyordu. Rahipler, kendilerini, halk
yýðýnlarýný çeþitli araçlarla, zenginlerin iktidarýnýn tanrýdan geldiðine
inandýrmaya adýyorlardý.
[sayfa 79]
Despotik devletlerde, krallýk yetkisi-
nin ve kralýn kendisinin tanrýsallaþtýrýlmasý, bu rahiplerin çabalarýnýn
en belirgin sonucu oldu. Ölümlü dünyamýzda bir tek efendinin
kutsallaþtýrýlmasý, dinsel betimlemelerde, tanrýlar arasýnda da bir
kral imgesini yaratmalýydý. Çoktanrýcýlýktan tektanrýcýlýða bu aþamalý
geçiþi, eski köleci devletlerin çoðunda deðiþen bir ölçüde ve çeþitli
biçimlerde gözleyebiliriz.
Emekçiler, doða karþýsýnda ve sömürücüler karþýsýnda güç-
süzdüler. Bu, halk yýðýnlarýnýn bilincinde, egemen sýnýf ideolojisinin
yerleþmesi için uygun bir ortam yaratýyordu. Bununla birlikte, daha
o zaman bile, bu idealist dünya anlayýþý, artýk çok güçlü deðildi.
Materyalizmin ve Diyalektiðin Öðelerinin Geliþmesi
Dinsel anlayýþlarý, baþlýca iki etken baltalýyordu. Birincisi, po-
zitif bilgilerin birikmesidir. Üretici güçlerin ilerlemesi, doða yasala-
rýnýn birbiri ardýndan keþfedilmesine olanak saðlýyordu. Fýrat ve Dicle
havzalarýnda oturanlar, o zamana deðin su baskýnlarýný, bilinmeyen
71
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
doðaüstü güçlerin ani öfkelerinin bir ifadesi olarak düþünürken,
giderek su baskýnlarýnýn nedenlerini anladýlar ve nehirlerin devirli
kabarmalarýný ve taþmalarýný önceden bilebildiler.
Safça (naïve) materyalist görüþler, giderek insanlarýn bilin-
cinde kendilerine bir yol açýyordu ve hatta çok kez ilk materyalist
öðretileri doðuruyordu. Örneðin, MÖ 2. binyýlýnýn ikinci yarýsýnda
evrenin yapýsý konusundaki dinsel anlayýþlarý yalanlayan materyalist
görüþlerin oluþtuðu görülüyor. Antikçað materyalist filozoflarý, evre-
nin öðelerden kurulmuþ olduðunu öne sürüyorlardý. Her þey di-
yorlardý, hareket halindedir ve iki kozmik gücün, yani Aydýnlýk ile
Karanlýðýn arasýndaki karþýlýklý etki sonucunda durmadan deðiþir.
Böylece yalnýz materyalizmin deðil, diyalektiðin de ilk filizleri beliri-
yordu.
[sayfa 80]
Egemen ideolojinin (efendiler sýnýfýnýn ideolojisinin) geniþ
halk yýðýnlarý üzerindeki etkisini azaltan ikinci önemli etken, emekçi-
lerin çetin yaþantýsýdýr. Sefaletten kurtuluþ yolu olmadýðý için, hak-
lardan yoksun olduklarý için, yalnýz köleci devlete karþý deðil,
rahiplere karþý da ayaklanýyorlardý.
Bilim ve Sanatlar
Salt ekonomik gereksinmeler, Asya ve Afrikanýn antik köle-
ci devletlerinde soyut düþüncenin ilkel biçimlerine dayanan bilim-
sel bilgilerin ana çizgilerini yaratýyor. Hesaplar yapma ve tarlalarý
ölçme zorunluluðu, matematiði (aritmetik ve geometriyi) ve gök-
bilimi (takvimler sistemini) doðurdu. Daha sonra, kimya ve fiziðin
öðeleri de geliþiyor. Babilde, örneðin matematik geliþmiþti ve bir
bakýma, Yunanlýlarda ve Romalýlarda daha sonra ulaþacaðý düzey-
den ileriydi. Burada, bütün sayýlarý, minimum iþaretlerle ifade et-
meye olanak saðlayan bir sayýlama sözkonusudur.
Yavaþ yavaþ, Asya ve Afrika halklarý, yazý yazmayý öðreniyor-
lar. Baþlangýçta tasvirî þekillerle yazýyý ya da piktografiyi kullan-
dýlar. Konuþulan dilden baðýmsýz olan ve figürlerle ifade edilen
sahnelerin birleþmesi, eþyanýn ve hareketin anlaþýlmasý olanaðýný
saðlýyordu. Piktografi (biçimleri çizerek yazma), yavaþ yavaþ bir sim-
gesel ideografi (fikirleri çizerek yazma) yazýsý haline, desen de sim-
ge haline geliyor. Geliþen köleci devlet, yasalarý ve yargýlarý kesinlikle
ifade etmek, zenginliklerin sayýmýný yapmak ve karakterlerini özel
72
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
olarak belirtmek, satýlan, satýnalýnan ya da depo edilen metalarýn
nitelik ve niceliklerini kaydetmek vb. gereðini duydu. Örneðin Eski
Mýsýrlýlar, ideografik yazý ile sessizlerle yazýnýn (yani yalnýz sessiz
harfleri temsil eden iþaretlerle yazýnýn) karýþýmý olan hiyeroglifi icat
ettiler.
Alfabetik yazý, ilkin, Fenikeliler tarafýndan icat edildi ve kulla-
nýldý. Bugünkü alfabelerimizin çoðunun ilkörneði
[sayfa 81]
olan Yunan
ve Elam alfabelerinin temelinde, Fenikelilerin alfabesi vardýr.
Mezopotamya halklarýnýn ideografi ve çiviyazýsý, edebiyatýn
açýlýp geliþmesine yardýmcý oldu.
Tarihçiler, Babilin Gýlgamýþ Destanýna karþý büyük bir ilgi
duyarlar. Yiðitlik dolu kahraman Gýlgamýþ, doðaüstü, hatta tanrýsal
güçlere kargý savaþým verdi, insanýn ölümsüzlük hakký uðruna
savaþtý.
Eski Asya ve Afrika halklarý, dikkat çekici sanat yapýtlarý, zen-
gin bir þekilde süslenmiþ seramikler, kemikten, taþtan, aðaçtan ve
baþka maddelerden heykeller, tapmak duvarlarý üzerinde ve me-
zarlarýn içinde gözalýcý freskler yarattýlar.
Londradaki Britanya Müzesi, Pariste Louvre, Batý Avrupanýn
ve Kuzey Amerikanýn birçok müzeleri, Asya ve Afrika kültürlerinin,
sömürgeciler tarafýndan çalýnmýþ ya da çok ucuz fiyatlarla
satýnalýnmýþ deðerli yapýtlarýný saklamaktadýrlar.
Mezopotamya, Mýsýr, Harzem, Urartu, Hindistan ve Çin gibi
antik devletlerin mimarlýðý, bize, zengin bir miras býraktý: çeþitli ya-
pýlar, oranlara uymanýn klasik örnekleridirler.
Antikçað Asya ve Afrika halklarýnýn, üretim, bilim, edebiyat,
sanat alanýnda gerçekleþtirdikleri þeyler, özellikle Akdeniz ülkeleri
ve hele günümüzün Avrupa devletlerini doðuran ülkelerin kültürleri
üzerinde büyük etki yaptýlar.
Her ne kadar bu evrim, oldukça yavaþ olduysa da yeni bir
toplumsal düzende Asya ve Afrika halklarý, maddî ve manevî kül-
türün öncüleri oldular. Öte yandan, Asya ve Afrika halklarýnýn de-
neyimi, Yunanistanýn ve Romanýn köleci toplumlarýnda üretici
güçlerin hýzla geliþmesine katkýda bulundu.
[sayfa 82]
Ekonomik ve Toplumsal Biçimlenme
Üretim iliþkilerinin niteliði, toplumun iktisadî düzenini belir-
Dostları ilə paylaş: |