İlkel, Köleci ve Feodal Toplum



Yüklə 0,53 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə31/63
tarix11.09.2018
ölçüsü0,53 Mb.
#67939
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   63

102
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
mitolojik anlatýmýnda da böyleydi.
Açýlýp geliþtiði ölçüde, mitolojinin dinsel temeli açýða çýkýyor-
du. Eski Yunanlýlarýn Olimpos dini baþlýyordu.
Mitolojik Olimpos Dini
Olimpos dini, Yunanlýlarýn oturduðu bütün bölgelerde azçok
türdeþ dinsel inançlarýn oluþtuðu MÖ 6. yüzyýla doðru ortaya çýktý.
Bu inançlar, en büyükleri Zeus olan tanrýlar ailesinin oturduðu ka-
bul edilen Olimpos daðýndan ötürü, Olimpos dini diye adlandýrýlan
dini oluþturdu. Olimpos dininde, herhangi bir örgütlenme, dogma-
lar  ya  da  sistem  halinde  kurulmuþ  ayinler  yoktu.  Çeþitli  tanrýlara
adanan  tapmaklar,  din  yaþamýnda  önemli  rol  oynuyorlardý;  ama
türdeþ bir sistem oluþturmuyorlardý. Özel bir rahipler kastý da yoktu.
Rahiplerin görevi, Meclisin seçtiði kiþiler tarafýndan görülüyordu.
Ýnsan-biçimcilik (antropomorphisme), tanrýlara yüklenen in-
sansý görünüþ, Olimpos dininin, halk yýðýnlarýnýn derinliklerine kök
salmasýna yardýmcý oldu. Olimpos tanrýlarýna tapýnma, giderek, Yu-
nan sitelerinin resmî dini haline geldi. Olimpos dini, kölelerin ve
yoksul emekçilerin sömürüsüne adanmýþtý. Haklardan yoksun halk
yýðýnlarý, sýk sýk, resmî dine karþý kendi koruyucu öztanrýlarýna tap-
ma dinini çýkarýyorlardý. Örneðin, tarýmýn koruyucu tanrýsý Diyonizos’a
tapma böyle oldu, onun onuruna halk þenlikleri düzenleniyordu.
Resmî dine karþý çýkan bu dinsel heterodoksi 
[sayfa 118]
 (hak tanýnan
mezheplere aykýrýlýk) geleceðin dinsel mezhep sapkýnlýklarýnýn il-
körneði oldu.
Mö 8. Yüzyýldan 6. Yüzyýla Deðin Kültürün Açýlýp Geliþmesi
13-6. yüzyýllarda Yunanistan’ýn ekonomik baþarýlarý, kültürel
yaþamýn açýlýp geliþmesi ile birlikte gidiyordu.
8. yüzyýlda, Fenikelilerin harflerinin kullanýlmasýna dayanan
Yunan alfabesi ortaya çýkýyor. Edebî yaratýcýlýk yeni bir döneme giri-
yor, ilyada ve Odiseus’a “nazire manzumeler” ve “Homeros türü
ilâhiler” eklendi. Bu yapýtlar, mitolojiye daha derinden baðlýydýlar,
ama, ozan Hesiodos’-un Çalýþmalar ve Günler adlý manzumesi, Yu-
nan toplumunun günlük yaþamýný yansýtýr. Yazar, zenginler ve güçlü-
ler tarafýndan ezilen basit bir çiftçinin yaþamýný anlatýr.


103
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
Ýlk edebî nesir yapýtlarý görünmeye baþlýyor. Önceleri aðýz-
dan aðýza dolaþan masallar, yavaþ yavaþ, yazýlýyor. Hayvanlar üstü-
ne  masallar  büyük  bir  ilgi  görüyor;  bunlar,  hep  hayvanlarýn
canlandýrýldýðý halk masallarýdýr. Bu masal anlatýcýlarý arasýnda eski
bir köle olan Ezop’u belirtelim.
MÖ 8. yüzyýldan 6. yüzyýla deðin süren dönem, sanatlarýn,
özellikle  mimarlýðýn  geliþmesinde  önemli  bir  aþama  gösterir.  Bir
önceki çaðýn ayýrdedici özellikleri olan aðaçtan tapýnaklarýn yerini,
taþ yapýlar aldý. Dorik ve Ýyonik biçimlerin oluþtuðu görülüyor. Pla-
stik sanatlarda gerçekçilik üstün geliyor. Heykelcilik, kaplarýn süs-
lenmesi yetkinleþiyor.
Doðanýn Bilimsel Araþtýrýlmasýnýn Baþlangýcý
Kültürel yaþamýn açýlýp geliþmesi, doða bilimlerinin dorusu
ile birlikte yürüdü. Doðan bilimsel bilgiler, henüz kollara ayrýlmamýþtý.
Özelleþmiþ herhangi bir bilim kolu yoktu. Yaþamýn bütün alanlarý,
gökbiliminden týbba deðin, hepsi birlikte, Yunan bilginleri için göz-
lem konusu idi. Doðayý 
[sayfa 119]
 bilimsel olarak keþfetmek giriþimleri,
ayný zamanda, doðanýn materyalist anlayýþýnýn bir belirtisi oldu. Ýnsa-
nýn tanrýsal güçlerin bir yaratýðý olmadýðýna, tersine, tanrýlarý insanýn
hayalgücünün yarattýðýna inanýlmaya baþlanýyor. Doða olaylarýnýn
gözlemi, materyalist anlayýþlarýn biçimlenmesine katkýda bulunuyor.
Materyalist Ýyon Okulu
Küçük Asya’nýn, Akdeniz kýyýlarý üzerinde kurulmuþ kentle-
rin, en baþta Milet, Efes, Foça’nýn hýzla geliþmesi, kültürel yaþamýn
çiçeklenmesine  olanak  verdi.  Materyalist  filozoflarýn  ilk  okullarý
(Ýyonya doða felsefesi) burada ortaya çýktý. Ýyon filozoflarý, sonsuz
çeþitlilikler içinde görülen kendilerim çevreleyen dünyanýn maddî
temelinden  baþkasýný  kabul  etmiyorlardý.  Baþka  bir  deyiþle,  ilkel
materyalizmin kendiliðinden yorumcularý oldular. En büyükleri Tha-
les, Anaksimandros ve Anaksimenes idi (MÖ 7. yüzyýlýn sonu ve 6.
yüzyýlýn baþlarý).
Ýyon okulunun temsilcileri, doða üzerine felsefelerinden ay-
rýlamaz; geniþ bilgilere sahiptiler. Bununla birlikte, onlarýn görüþleri,
hâlâ mitolojinin etkisi altýnda bulunuyordu.


104
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
6. yüzyýlýn sonunda, Ýyon materyalist felsefesi, Efesli Herak-
leitos’la yeni bir geliþme gösterdi. Herakleitos’a göre, varolan her
þeyin temeli ateþtir. Ýnsanlýk tarihinde, ilk olarak Herakleitos, evrensel
devinme fikrini, karþýtlarýn savaþýmý ve birliði fikrini ortaya attý: “ayný
ýrmaða iki kez girilemez”, “canlý ve ölü, uyanýk olan ve uyumakta
olan, genç ve yaþlý, bizde, tek ve ayný þeydir”, “çekiþmekte olanlar
birleþeceklerdir, birbirlerinden ayrýlanlar yüksek bir uyum oluþtura-
caklardýr ve bütün bunlar, savaþýmla tamamlanýrlar”. Dâhice sezgi-
sine karþýn, Herakleitos, karþýtlarýn birliðinin göreli bir deðeri olduðu
halde, savaþýmýn mutlak bir niteliði olduðunu anlamýyordu. Herak-
leitos’un görüþlerinde 
[sayfa 120]
 diyalektik materyalizmin ana çizgileri,
baþverip kendilerini belli ediyorlardý. Ýnsan bilgisinin niteliði soru-
nunu  ilk  ele  alan  Herakleitos  oldu;  ona  göre,  insan  bilgisi,  konu
olarak, doðayý almalýydý.
Felsefede Ýdealist Eðilimler
Matematiðe, en üstün derecede soyut bir düþünce biçimini
gerektiren bu bilime tutkusu olan bazý filozoflar, idealist eðilimi temsil
ediyorlardý. Bunlar, çeþitli idealist anlayýþlarýný kurmak için mate-
matikten  yararlandýlar;  örneðin,  sayýlar  üzerine  gizemli  bir  teori
geliþtirdiler. Bu ilk idealist filozoflar, Pitagoras ve onun öðretilileri
(MÖ 6. yüzyýl) oldular. Sayýlara ve matematik kavramlara gizemli
bir  nitelik  veriyorlar  ve  örneðin,  1  sayýsýnýn  kötülüðü,  2  sayýsýnýn
iyiliði, 10 sayýsýnýn yetkinliði açýkladýðýný, vb. ileri sürüyorlardý.
Güney  Ýtalya’da  bir  Yunan  kolonisi  olan  Elea’daki  idealist
okulun temsilcileri, kendilerini, varolan her þeyin deðiþmezliðini ka-
nýtlamaya adýyorlardý.
Felsefede Materyalist Ve Ýdealist Görüþler Arasýnda
Savaþým
Felsefede  materyalist  görüþ,  dinsel,  idealist  eðilime  karþý
amansýz bir savaþým içinde geliþiyordu. Materyalist filozoflar, mito-
lojik efsanelerin doða üzerine gözlemleri yansýlan bölümünden yarar-
lanmaya  çalýþýyorlardý;  vardýklarý  sonuçlar,  Asya  ve  Kuzey  Afrika
halklarýnýn birikmiþ bilimsel bilgilerine dayanýyordu.
Ýdealist filozoflar ise, Yunan mitolojisinin tanrýbilimsel, dinsel


Yüklə 0,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   63




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə