İlkel, Köleci ve Feodal Toplum



Yüklə 0,53 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə32/63
tarix11.09.2018
ölçüsü0,53 Mb.
#67939
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   63

105
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
bölümüne dayanýyorlardý. Asya ve Afrika halklarýndan çeþitli dinsel
öðretiler alýyorlardý.
Bütün eski Yunan ve helenizm tarihi boyunca sürüp giden
iki felsefe eðilimi arasýndaki savaþým, bu döneme deðin uzanýr. Bu,
ideolojik  savaþýmda  yansýyan,  toplumsal  ve 
[sayfa  121]
  siyasal
gruplaþmalarýn savaþýmýydý. Yunan toplumu geliþtikçe, bu savaþým
da çeþitleniyordu.
Bilimin Kollara Ayrýlmasýnýn Baþlangýcý
Kültürün Açýlýp Geliþmesi
MÖ 5. yüzyýl Yunanistan’ýnda, iktisadî ve siyasal yaþamýn hýz-
la ilerlemesi, kültürün geliþmesine katkýda bulundu. 4. yüzyýlda, iç
çeliþkilerin keskinleþmesi, bu ilerlemeyi yavaþlatmadý. Artýk, mate-
matik, gökbilim ve týp ilerliyordu.
Antikçað matematikçileri, büyük bir pratik ve teorik önemi
olan fikirler ileri sürdüler. Bunlar arasýnda, sonsuz küçüklükler fikri
ile, akla-uygun olmayan (irrasyonel) sayýlar hakkýndaki çaðdaþ teo-
rinin ilkörneði olan, sonsuz (ortak ölçüleri olmayan) büyüklüklerin
birbirleriyle iliþkisi konusundaki Knidoslu Evdoksus’un teorisini be-
lirtelim.
Gökbilimde bilimsel varsayýmlarýn, özellikle yeryüzünün ve
öteki gökcisimlerinin yuvarlaklýðý konusunda varsayýmlarýn doðduðu
görüldü. Meton, 365 
1
/
2
 günlük bir güneþ takvimi yarattý. Bu takvimi,
ilkçað Romasý’nýn Jelyen takviminin kabulüne kadar korundu.
Hippokrates, týbbýn her alanýnda, önemli pratik gözlemlerde
bulundu,  bu  gözlemlerini  birkaç  cilt  içinde  topladý.  Ýnsan,  insan
yaradýlýþýnýn (mizacýnýn) dört öðesi teorisini Hippokrates’e borçlu-
dur.
Heredot ve Tukidides gibi bu çaðýn bazý yazarlarý, yapýtlarýný,
tarihsel olaylara ve çaðlarýnýn olaylarýna ayýrdýlar.
MÖ 5. ve 4. yüzyýllarda, edebiyat ve plastik sanatlar, ileri bir
düzeye ulaþtýlar. Eski dinsel bayramlar, tiyatro oyunlarýna kaynak
oldu. Trajedi yazarlarý, Ahileos, Sofokles, Euripides, güldürü ozaný
Aristofanes, evrensel kültürü etkilemekten geri durmadýlar.
Bu  çaðda,  ünlü  heykelci  Miron,  Fidias  ve  Polikletes,  daha
sonra Praksiteles, sanatlarýný yarattýlar. Yunan mimarisinin 
[sayfa 122]
dikkate deðer anýtlarý, zamanýmýza deðin korunmuþtur.


106
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
Eski Yunanlýlar müziði çok seviyorlardý. Telli, nefesli ve vur-
malý çalgýlara sahiptiler.
Materyalizm Ýle Ýdealizm Arasýndaki Savaþýmýn Belirginleþmesi
Demokritos’un  Çizgisi
Ýdealist ve materyalist filozoflar arasýndaki savaþým belirgin-
leþiyor. Bu, köleci Yunanistan’ýn iki eðiliminin, siyasal yaþamýn iki
kampýnýn temsilcileri arasýndaki kavga oldu. Materyalist filozoflar,
demokratik biçimi içinde köleci toplumun, yani Atina tipindeki de-
mokratik sitenin ideologlarý idiler. Ýdealistler ise, Isparta tipindeki
oligarþik siteyi temsil ediyorlardý.
Materyalist filozoflar, yaþamýn getirdiði sorulara yanýt bulmak
istiyorlardý. Bu sorulardan bir tanesi, maddenin yapýsý sorunu idi.
Maddenin yapýsý, Anaksagoras (MÖ 500-428’e doðru), Empedokles
(483-423), Demokritos (MÖ 460-370’e doðru) gibi büyük doða bil-
ginlerinin inceleme konusu oldu. Anaksagoras’a göre, varolan her
þey, “homeomeriler” (“türdeþ parçalar”), bütün cisimlerin “tohum-
larý” dediði maddî parçacýklardan (particules) oluþmaktadýr.
Empedokles’e göre, dünya, dört maddî öðenin (“kökler”in),
yani toprak, hava, su ve ateþin bir bileþimidir. Bu “kökler”, sonsuza
deðin bölünebilirler. Aþk ve kin gibi iki maddî güç tarafýndan hare-
kete getirilirler. Empedokles’in, organik dünyanýn bu “kökler “den
baþlayarak doðuþu konusundaki fikrine deðinelim. Bu fikrin daha
sonraki geliþmesi, bir ölçüde, en uygunlarýn kalýmlýlýðýný saðlayan
doðal seçme kavramýna baðlanýyordu.
Demokritos, daha önce öncellerinden biri olan Lökipos ta-
rafýndan ortaya atýlan atomlar, bölünmez maddî parçacýklar fikrini
geliþtirdi. Bütün doðal olaylarýn temeli olan 
[sayfa 123]
 atomlar, bu teo-
riye göre, nitelik bakýmýndan türdeþ olan öðelerdir ve birbirlerinden
ancak nicelikleri, uzay içindeki durumlarý ve bileþim düzenleri ile
ayrýlýrlar. Demokritos’a göre, maddenin kendinden ayrýlmaz devin-
me zorunluluðu, bütün olaylarýn nedeni, maddenin en önemli özel-
liðidir. Demokritos, maddenin öncesizliði ve sonrasýzlýðý fikrini ileri
sürüyordu: “Hiçbir þey yoktan varolmaz, hiçbir þey yokolmaz.” De-
mokritos, hayvanlar âleminin kökenini materyalist bir biçimde açýk-
lamaya ve insan “ruh”unun maddî niteliðini ve beden gibi ölümlü
olduðunu kanýtlamaya çalýþtý. MÖ 5. ve 4. yüzyýllarda, Demokritos’un,


107
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
en  göze  çarpan  temsilcisi  olduðu  materyalist  eðilim,  güçlenerek
ilerliyordu. Demokritos’un uyandýrdýðý eðilim, idealist anlayýþlara karþý
savaþýmda dayanýklýlýk kazanýyordu.
Materyalist  Filozoflarýn  Tanrýtanýmazlýðý
Materyalist felsefe ilerledikçe, tanrýtanýmaz dünya anlayýþý da
geliþiyordu. Köleci demokrasinin ilerleyip geliþmesi de, bu dünya
anlayýþýnýn siyasal temeline hizmet etti.
Filozoflar, materyalizmi tutkuyla salýk verirken, “tanrýsal ne-
den”e hiç yer vermiyorlardý. Herakleitos, çevresindeki dünya hak-
kýnda, evren hakkýnda: “Dünya birdir, ne bir tanrý, ne de bir insan
tarafýndan yaratýlmýþtýr, bir yasaya göre yanan, bir yasaya göre sönen,
baþý ve sonu olmayan canlý bir ateþ olmuþtur, ateþtir ve ateþ olacak-
týr.” diye yazýyordu.
Materyalist filozoflar, ruhu, maddî bir ilke sayýyorlardý. Top-
lumsal olaylar alanýnda ise, tanrýlarýn iradesi yerine, insan usunu
koydular.
Ýdealist Eðilimlerin Geliþmesi
Platon’un  Çizgisi
Ýdealist, çizginin temsilcileri, her çareye baþvurarak, mate-
ryalist filozoflarýn etkisini gidermeye çalýþýyorlardý. 
[sayfa 124]
 Atina, on-
larýn savaþýmýnýn baþlýca arenasý oldu.
Ýdealist görüþler, sofistleri, “bilgelik ustalarýný”, her ne kadar
bunlar hâlâ bazý tanrýtanýmaz ve materyalist fikirler taþýyorlarsa da,
karakterize ediyorlardý. Sicilya’nýn dikkate deðer sofisti Gorgias (MÖ
483-376’ya doðru), dünyayý, genel olarak nesnel gerçekliðin (verite)
varlýðýný tanýma olanaðý olduðunu kabul etmiyordu. Felsefî öðretiler
ile yaþam arasýndaki baðý yadsýyarak, felsefeyi güzel söz söyleme
oyunu yapan sofistler pek çoktu. Sokrates (MÖ 469-399), sofistlerin
idealist ilkesini geliþtirdi, “ben”i, bilginin kaynaðý yaptý. “Kendi ken-
dini taný” diyordu. Sokrates, doða olaylarýnýn ve toplumsal yaþamýn
materyalist açýklamasýna karþý koyuyordu. Ýdealist eðilim, Sokrates’in
öðretilisi Platon (MÖ 429-347’ye doðru) ile, doruðuna vardý. Bu, bize,
“Platon’un çizgisi”ni, “Demokritos’un çizgisi” ile karþý karþýya koy-
ma  olanaðýný  verir.  Platon,  duyulabilen  maddî  dünyayý  “gerçek


Yüklə 0,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   63




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə