İMÂm ali (A. S) R sûresi Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır


- İMÂM ALİ'nin (A.S) EL EMEĞİNDEKİ BEREKET



Yüklə 238,23 Kb.
səhifə16/56
tarix01.08.2018
ölçüsü238,23 Kb.
#59922
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   56

66- İMÂM ALİ'nin (A.S) EL EMEĞİNDEKİ BEREKET


207- Zürâre İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s) şöyle nakletmiştir; buyurdu:

"Adamın birisi Emirü'l-Müminin'in (a.s) bir çekirdek yükünün üzerinde oturduğunu gördü ve "Şu altındaki de nedir ey Ebe'l-Hasan?" diye sordu. İmâm (a.s) "Allah isterse yüz bin hurma ağacı!" buyurdu. İmâm Bâkır (a.s) şöyle devam etti: "Ali (a.s) onların hepsini ekti ve bir tanesi dahi boşa gitmedi."231[231]

208- İbn De'b'den şöyle rivâyet edilmiştir: "Ali (a.s) üç yüz hurma çekirdeğinin bulunduğu bir yük taşıyordu. "Bunlar da nedir?" diye sorduklarında şöyle buyurdu: "Allah isterse, üç yüz bin hurma ağacıdır" buyurdu. İmâm (a.s) Yenbu' mıntıkasına ait olan bu hurma çekirdeklerinin hepsini dikti ve bir tanesi dahi zayi olmadı (hepsi yeşerip hurma ağacı oldu)!"232[232]

209- Yine İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle rivâyet edilmiştir:

"Emirü'l-Müminin (a.s) hurma çekirdeği 'İnşallah hurma ağacıdır.' buyurdu. O çekirdeklerden bir tanesi dahi boşa çıkmadı (hepsi hurma ağacı oldu)!"233[233]

67- İMÂM ALİ'nin (A.S) CÖMERTLİĞİ


210- İbn Abbâs'ın hadisinde şöyle geçmektedir:

"Mikdâd, Hz. Ali (a.s) ile karşılaşıp ona 'Üç gündür ben hiçbir şey yemedim' deyince, Emirü'l-Müminin (a.s) dışarıya çıkıp kendi zırhını beş yüz dirheme sattı. Paranın bir miktarını Mikdâd'a verip, şaşkın bir vaziyette oradan ayrıldı. Yolda göçebe kılıklı birisi, Hz. Ali'ye 'Şu deveyi benden veresiye olarak satın al' diye seslendi. İmâm (a.s) deveyi yüz dirheme ondan satın aldı. Göçebe adam ayrılınca, bu sefer başka bir göçebe çıkıp, 'Şu deveyi 150 dirheme bana satar mısın?' deyince, İmâm (a.s) da sattı. Ardından kapıda durup 'Ey Hasan ve Hüseyin dedi, gidin şu göçebeyi bulun (getirin)'. Bu arada Allah Resulü (s.a.a) Hz. Ali'yi (a.s) gördüğünde, yüzünde tebessüm olduğu hâlde şöyle buyurdu: 'Ey Ali, deveyi satan göçebe Cebrâîl ve satın alan da Mîkâil idi. Ey Ali, aldığın yüz elli dirhemin yüz dirhemi devenin parası, elli dirhemi ise (zırh parasının) beşte birini Mikdâd'a verdiğin içindir."234[234]

211- Muhammed b. Fuzey b. Gazvân'dan şöyle nakledilmiştir:

"Hz. Ali'ye (a.s): 'Daha ne kadar sadaka vereceksin? Ne zamana kadar malını vereceksin? Biraz da kendini (düşünüp) kontrol edemez misin?' diye sorulduğunda şöyle buyurdu: 'Allah'a yemin olsun ki, Allah-u Teâlâ'nın benim, bir farzımı dahi kabul ettiğini kesin olarak bilseydim, kendimi sıkardım. Allah'a andolsun ki Allah'ın benden herhangi bir ameli kabul edip etmediğini bilmiyorum!"235[235] (Burada Emirü'l-Müminin Ali (a.s), insanın yaptıklarına bel bağlamaması ve sürekli onun lütuf ve merhametine sığınılması gerektiğinin önemini vurgulamaktadır.)


68- İMÂM ALİ'NİN (A.S) RÜKÛ HÂLİNDE VERDİĞİ SADAKA


212- Hasan b. Zeyd, babası Zeyd b Hasan'dan, o da dedesinden nakletmiştir; Ammâr b. Yâsir'in şöyle dediğini duydum:

"Hz. Ali b. Ebî Tâlib (a.s) müstehap bir namazın rükûsunda iken önünde bir sâil durup (yardım istedi). Hz. Ali (a.s) yüzüğünü parmağından çıkartıp sâile verdi. Sâil, Re-sulullah'ın (s.a.a) yanına gelip olayı anlattı. Ardından Peygamber'e (s.a.a) şu âyet nazil oldu: 'Sizin veliniz ancak Allah, O'nun peygamberi ve namaz kılan ve rükû hâlinde zekât veren müminlerdir. Kim Allah'ı, Peygamber'ini ve inananları veli kabul ederse, bilsin ki, şüphesiz hizbullah olanlar üstün gelirler.'236[236] Resulullah (s.a.a) de şöyle buyurdu: 'Kimin mevlâsı ben isem, hiç şüphesiz Ali onun mevlâsıdır. Allah'ım, onu seveni sev; ona düşman olana düşman ol."237[237]

213- Meşhur tefsirci İmâm Sa'lebî kendi tefsirinde şöyle rivâyet etmektedir:

"Abdullah b. Abbâs Zemzem kuyusunun yanında dur-muş 'Resulullah'tan (s.a.a) şöyle duydum, böyle duydum" şeklinde insanlara hadis naklediyordu. Bu sırada yüzünün de büyük bölümünü kapatan sarıklı birisi de oraya geldi. İbn Abbâs'ın Resulullah'tan (s.a.a) naklettiği her hadisin ardından o da 'Resulullah şöyle buyurdu' deyip bir hadis de o naklediyordu. Bunu gören İbn Abbâs, 'Allah aşkına, kimsin sen?' diye sorunca, sarığı yüzünden açıp şöyle seslendi: 'İnsanlar, beni tanıyan tanıyor; beni tanımayana kendimi tanıtıyorum. Ben Cündep b. Cünâde Ebûzeri'l-Gıfâ-rî'yim. Ben şu iki kulağımla işittim, aksi taktirde her ikisi de sağır olsun ve şu iki gözlerimle gördüm, aksi takdirde her ikisi de kör olsun ki, Hz. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular: "Ali insanların önderidir; Ali kâfirleri katledendir; ona yardım edene yardım olunur, onu yalnız bırakan yalnız bırakılır. Onun velâyetini inkâr eden melundur.

Bilin ki, bir gün benim Hz. Resulullah ile birlikte namaz kılmakta olduğum bir sırada, bir dilenci mescitte (yar-dım) talebinde bulundu; kimse ona bir şey vermedi. Bu sırada Emirü'l-Müminin Ali (a.s) rükû hâlindeydi. Elinin küçük parmağını ona doğru uzattı. O parmağına yüzük takardı. O dilenci gelip yüzüğü parmağından çıkarıp aldı.

Bunu gören Resulullah (s.a.a), Hz. Ali'nin nazmı sona erince başını göğe kaldırarak şöyle dua etti: 'Allah'ım, kardeşim Musâ sana dua etti ve 'Rabbim, göğsümü genişlet; işimi kolaylaştır; dilimdeki düğümü çöz ki, sözümü anlasınlar; ailemden kardeşim Hârûn'u bana yardımcı ver; onunla kuvvetimi artır; onu işime ortak kıl…" dedi.238[238] Sen de ona: 'Seni kardeşinle destekleyeceğiz ve size öyle bir kudret vereceğiz ki, âyetlerimiz sayesinde onlar size erişemeyecekler. Siz ve size tâbi olanlar üstün geleceksiniz' buyurdun.239[239]

Allah'ım, ben de senin peygamberin ve seçtiği Muhammed'im; benim de göğsümü genişlet; işimde kolaylık sağla; ailemden Ali'yi bana yardımcı ver, onunla kuvvetimi artır.

Ebûzer diyor ki: "Andolsun Allah'a, henüz Hz. Resu-lullah'ın (s.a.a) sözü tamamlanmamıştı ki, Cebrâîl inerek 'Ey Muhammed oku'' dedi. Allah Resulü (s.a.a) neyi okuyayım?' dediğinde şunu oku dedi:



"Sizin veliniz ancak Allah, O'nun peygamberi ve namaz kılan ve rükû hâlinde zekât veren müminlerdir. Kim Allah'ı, Peygamber'ini ve inananları veli kabul e-derse, bilsin ki, şüphesiz hizbullah olanlar üstün gelirler."240[240]

Yüklə 238,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə