İMÂm ali (A. S) R sûresi Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır



Yüklə 238,23 Kb.
səhifə13/56
tarix01.08.2018
ölçüsü238,23 Kb.
#59922
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   56

56- İMÂM ALİ'NİN (A.S) YEMEĞİ


182- Ahnef b. Kays'tan şöyle rivâyet edilmiştir:

"Bir iftar vaktinde Hz. Ali'nin yanına gittim. İmâm (a.s) içinde arpa unu olan, ağzı mühürlü bir torbayı istedi. Ben 'Ya Emire'l-Müminin, elinden alınmasından korktuğun için mi ağzını mühürledin?' dediğimde, şöyle buyurdu: 'Hayır, ancak Hasan veya Hüseyin'in onları hayvan yağı veya zeytin yağı ile yağlamalarından korkuyorum!' 'Onlar sana haram mı?' dedim. 'Hayır dedi, ne var ki İmâmlara halkın zayıf sınıfları ve fakirleriyle aynı yemekten yemelidir ki, fakir fakirliğinden şikâyet etmesin; zengin de zenginliğinden dolayı azmasın."203[203]

183- Yine şöyle rivâyet edilmiştir:

"Hz. Ali (a.s) her gün takriben üç kilo arpa (ekmeği) pişiriyor ve onları bir şeyin içerisine koyar ve ağzını mühürlerdi ve her iftar vakti ondan bir tanesini yerdi. Bazen de pişirilmemiş arpa unu yerdi. Ekmekleri koyduğu şeyin ağzını neden mühürlediği sorulunca, şöyle buyurdu: 'Hasan ve Hüseyin'in zeytin yağıyla yağlamasından korktuğum için."204[204]

184- Bir diğer rivâyette ise şöyle geçmektedir:

"Hz. Ali (a.s), yediği arpa ununu koyduğu torbanın ağzını mühürler ve şöyle derdi: 'Karnıma bilmediğim şeyin girmesini sevmem."205[205]

185- Adiy b. Sâbit diyor ki: "Emirü'l-Müminin'e (a.s) Pelte tatlısı getirildi. İmâm (a.s), onu yemekten çekindi ve şöyle buyurdu: 'Resulullah'ın (s.a.a) yemediği bir şey olduğu için ben de yemek istemiyorum."206[206]

186- Yine Habbetü'l-Aranî'den şöyle nakledilmiştir:

"Hz. Ali'nin önüne birileri tarafından Pelte tatlısı getirilip konulduğunda tatlıya hitaben şöyle buyurdu: 'Allah'a andolsun ki senin kokunda güzel, rengin de güzel, tadında güzeldir ama ben nefsimi alışmadığı bir şeye alıştırmak istemiyorum."207[207]

187- Sa'd b. Külsüm diyor ki: "İmâm Cafer-i Sâdık'ın yanında idim. İmâm (a.s) Emirü'l-Müminin'den (a.s) söz açtı ve lâyığıyla onu övdükten sonra şöyle buyurdu:

"Allah'a andolsun ki Ali b. Ebî Tâlib (a.s) ölünceye kadar dünyadan asla haram yemedi. Ona Allah'ın razı olduğu iki şey sunulduğunda, onlardan dini için en önemli ve en çetin olanı hangisi olursa, onu seçerdi…"208[208]

imâm ali'nin (a.s) adaleti ve beytülmal hakkındaki hassasiyeti

57- İMÂM ALİ'NİN (A.S) ADALETİ


188- Resulullah (s.a.a): "Ali insanların raiyet (idaresi altındaki insanlar) hakkında en adil olanıdır."209[209]

189- Hz. Ali'nin bir hutbesinde şöyle geçmektedir:

"Allah'a andolsun ki yedi iklimi, feleklerinin altında olanlarla birlikte bana verseler ve karşılığında benden bir karıncanı ağzından bir arpa kabuğunu almamı isteseler bunu yapmam. Hiç şüphesiz sizin dünyanız benim yanımda bir çekirgenin ağzında çiğnediği yapraktan daha değersizdir. Ne yapsın Ali fani olacak nimeti ve baki kalmayacak lezzeti?!"210[210]

58- İMÂM ALİ (A.S) VE MÜSLÜMANLARIN BEYTÜLMALİ


190- Senetli bir şekilde İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s), o da babalarından şöyle nakletmiştir:

"Emirü'l-Müminin (a.s) kendi hükümet yetkililerine şöyle yazdı: 'Kalemlerinizin ucunu inceltin; satırlarınızın arasını yaklaştırın, fuzuli şeyleri yazmaktan sakınıp asıl maksadınızı yazın ve sözü uzatmayın. Zira, hiç şüphesiz Müslümanların malı zarar ve ziyan kaldırmaz."211[211]

191- Hilâl b. Müslim-i Cühderî diyor ki: Dedem Hür-re (veya Hüvve)'den şöyle duydum:

"Ali b. Ebî Tâlib'i gördüm; yanına akşam vakti bir mal getirdiler. 'Şu malı Müslümanlara bölüştürün' diye emirde bulundu. Dediler ki: 'Ya Emire'l-Müminin artık akşam oldu. Bu işi yarına bıraksak' deyince, 'Peki benim yarına kadar yaşayacağıma garanti veriyor musunuz?' buyurdu. Onlar da 'bizim elimizde ne var ki?' cevabını verince, 'O hâlde geciktirmeden onu bölüştürün' duyurdu. Bunun üzerine bir mum yakarak, o malı geciktirmeden o gece taksim ettiler!"212[212]

192- Yine şöyle rivâyet edilmiştir:

"Ali (a.s), beytülmalde olan her şeyi, hiçbir şeyi göz ardı etmeden her Cuma günü dağıtırdı. Bir defasında beytülmalin bulunduğu yere girdiğinde orada bir miktar altın ve gümüş buldu ve şöyle dedi: 'Ey sarı (altın) sararadur ve ey beyaz (gümüş) ağaradur ve benden başkasını aldatmaya çalış, benim sana ihtiyacım yoktur."213[213]

193- Senetli bir şekilde Esbağ b. Nübâte'den şöyle nakledilmiştir:

"Emirü'l-Müminin Ali'ye (a.s) bir mal getirildiğinde o-nu Müslümanların mallarının bulunduğu eve bırakır; sonra müstahak olan kimseleri bir araya toplardı. Sonra elini mallara daldırır sağlı sollu elleriyle avuç avuç dağıtır ve şöyle buyururlardı: 'Ey sarı (altın) ve ey beyaz (gümüş); beni aldatmaya çalışma; benden başkasıyla uğraş…' Bilahare beytülmalde bulunan her şeyi dağıtıp ve her hak sahibinin istihkakını kendisine ulaştırırdı. Sonra malların toplandığı yerin süpürülüp su serpilmesini emrederdi. Sonra oracıkta iki rekât namaz kılardı ve dünyayı üç talakla boşardı. Namazının selâmını verdikten sonra şöyle derdi: 'Ey dünya benim peşimden gelme, bana boşuna heveslenme ve beni aldatmaya çalışma; zira ben seni dönüşü olmayan üç talakla boşadım."214[214]


59- İMÂM ALİ'NİN (A.S), KARDEŞİ AKÎL'E KARŞI TAVRI


194- Muhammed b. Müslim İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle rivâyet etmiştir:

"Hz. Ali (a.s) hilâfete geçtiğinde minbere çıktı. Allah'a hamd u senâdan sonra şöyle buyurdu: Allah'a andolsun ki ben Medîne'de bir hurma dalına sahip olduğum müddetçe sizin ganimetlerinizden bir şey eksiltmeyeceğim (kullanmayacağım). Kendinizi buna inandırın zannediyorsunuz ki ben kendimi mahrum bırakıp size mi vereceğim?"

O sırada Hz. Ali'nin (a.s) kardeşi Akîl ayağa kalkarak İmâm'a (a.s) hitaben şöyle dedi: 'Seni Allah'a yemin veriyorum, beni Medine'deki şu siyahla aynı mı tutacaksın?' İmâm (a.s) 'Otur dedi, burada senden başka konuşacak birisi yok muydu? Sen o siyaha ancak iyi bir geçmiş takvayla üstün olabilirisin."215[215]

195- Amr b. Alâ şöyle söylemiştir:

"Akil beytülmalde olan hissesini isteyince, Emirü'l-Müminin (a.s) 'Cuma gününe kadar sabret' buyurdu. O da bekledi. Cuma günü olduğunda Eminü'l-Müminin (a.s) Cuma namazını bitirdiğinde Akil'e hitaben şöyle buyurdu: 'Şunların (Müslümanların) hepsine top yekun hıyanet eden birisi hakkında ne dersin?' Akil de 'Ne kötü bir insandır böyle birisi' cevabını verince şöyle buyurdu: 'Sen bana diyorsun ki onlara hıyanet edip sana vereyim!"216[216]


Yüklə 238,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə