İMÂm ali (A. S) R sûresi Rahman, Rahim Allah'ın Adıyla "Şüphesiz biz, sana Kevser'i verdik. Şu hâlde Rabbin için namaz kıl ve tekbir alırken, namazda ellerini boğazına kadar kaldır. Doğrusu asıl soyu kesik olan, sana kin duyandır


- İKİ KADININ BİR ÇOCUK ÜZERİNDEKİ İHTİLAFI



Yüklə 238,23 Kb.
səhifə9/56
tarix01.08.2018
ölçüsü238,23 Kb.
#59922
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   56

36- İKİ KADININ BİR ÇOCUK ÜZERİNDEKİ İHTİLAFI


124- Rivâyet edildiğine göre Halife Ömer zamanında iki kadın bir çocuk üzerinde ihtilaf etti; her birisi çocuğun kendisine ait olduğunu iddia ediyordu ve hiçbirisinin şahidi yoktu. Meselenin hükmünü bilmeyen Halife Ömer, hüküm vermesi için Emirü'l-Müminin'e (a.s) sığındı. Ali (a.s), iki kadını yanına çağırdı. Onlara vaaz edip korkuttu. Kavga ve ihtilafta devam edince, 'Bana bir testere getirin!' buyurdu. Bunu gören kadınlar 'Testereyi ne yapacaksın?' diye sordular. Şöyle buyurdu: 'Çocuğu ikiye ayırıp her bir parçasını sizden birisine vereceğim.' Bunu duyan kadınlardan birisi susup bir şey söylemedi. Ama diğeri şöyle dedi: 'Ey Ebe'l-Hasan, seni Allah'a yemin veriyorum ki eğer illa da bunu yapacak isen, ben hakkımdan vazgeçip çocuğu ona bırakıyorum.' Ali (a.s) bunu duyunca 'Allah-u Ekber dedi, bu senin çocuğundur, onun değil; eğer onun olsaydı çocuğa acır ve ona şefkatli davranırdı.' Durum buraya varınca, diğer kadın da hakkın diğer kadından yana olduğunu ve kendisinin çocuğun sahibi olmadığını itiraf etti. Ömer buna sevindi ve hüküm vermedeki sıkıntısını giderdiği için Emirü'l-Müminin'e (a.s) dua etti."144[144]

37- BİR EMANET OLAYINDA VERDİĞİ HÜKÜM


125- Senetli bir şekilde Haneş b. Mu'temer'den şöyle rivâyet edilmiştir: "İki kişi Kureyş'ten bir kadının yanına gelerek yüz dinar onun yanında emanet olarak bırakıp şöyle dediler: 'Bu emaneti bizden herhangi birimiz tek başına gelip isterse, ona vermeyeceksin; ancak ikimiz bir arada gelirsek, emaneti teslim edeceksin.' Aradan bir yıl geçtikten sonra iki kişiden birisi kadının yanına gelerek şöyle dedi: 'Arkadaşım vefat etti; dolayısıyla dinarları bana teslim et.' Kadın bundan sakındı; ancak adam kadının akrabalarını devreye sokarak onun üzerinde baskı kurmaya çalıştı ve bilahare kadın vermeye mecbur kaldı. Sonra aradan bir yıl daha geçti. Bu sefer diğer adam kadına gelerek dinarları ondan istedi. Kadın onun cevabında şöyle dedi: 'Arkadaşın senin öldüğünü zannettiği için bana gelip dinarları istedi; ben de ona verdim.' Adam bunu kabul etmeyince aralarındaki ihtilaftan dolayı Halife Ömer'in yanında dava açtılar ve adam Halife'nin kadının aleyhine hüküm vermesini istedi. Ömer adamı haklı bularak kadına 'Sen sorumlusun (adamın parasını kendisine vermelisin)' dedi. Kadın şöyle dedi: 'Seni Allah'a yemin veriyorum, bizim hakkımızda hüküm verme ve bizi Ali b. Ebî Tâlib'in yanına gönder.' Ömer de öyle yaptı. Hz. Ali (a.s) o iki kişinin kadına hile yaptıklarını anlayınca, ona şöyle dedi: 'Siz ikiniz kadına 'emaneti bizden yalnız gelene verme' dememiş miydiniz?' Adam 'Evet' dedi. Bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Malın bizim yanımızdadır; git arkadaşınla birlikte gel, malınızı size iade edelim.' Hz. Ali'nin bu hükmü Ömer'e ulaşınca şu cümleyi kullandı: 'Allah beni Ali b. Ebî Tâlib'den sonra yaşatmasın."145[145]

imam Ali'nin (a.s) ibâdeti

38- İMÂM ALİ'NİN (A.S) İBÂDETİ


126- Emirü'l-Müminin Ali (a.s): "Ben, bu ümmetten kimse ibâdet etmeden, beş veya yedi yıl Allah'a ibâdet etmişimdir."146[146]

127- Emirü'l-Müminin Ali (a.s): "Bu ümmetten kimse ibâdet etmeden önce ben, Resulullah (s.a.a) ile birlikte yedi yıl Allah'a ibâdet ettim."147[147]

128- Senetli bir şekilde Abdullah b. Ebî Hüzeyl'in Hz. Ali'den (a.s) şöyle naklettiği rivâyet edilmiştir; buyurdu:

"Ben Peygamber'in dışında benden (önce) bu ümmetten Allah'a ibâdet edeni tanımıyorum; ben bu ümmetten kimse Allah'a ibâdet etmeden, dokuz yıl O'na ibâdet etmi-şimdir."148[148]

129- Câbir, Abdullah b. Yahyâ'dan, o da Hz. Ali'den (a.s) nakletmiştir; buyurdu:

"Ben kimse Peygamber'le namaz kılmadan önce, onunla birlikte üç yıl namaz kıldım."149[149]

130- İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "…Emirü'l-Müminin (a.s) secde hâlinde şöyle dua ederdi: '(Allah'ım,) önündeki zilletime ve sana olan yakarışıma ve insanlardan kapıldığım korkuya merhamet eyle ve benim yalnızlığımı kendinle gider, ey Kerîm!"150[150]

131- Bir rivâyette şöyle nakledilmiştir: "Hz. Ali (sala-vâtullahi aleyh), bu ümmette Resulullah'tan (s.a.a) sonra Allah'a ilk şükür secdesi yapan ve secdesinden sonra yüzünü ilk yere koyan kimsedir…"151[151]

132- Senetli bir şekilde İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: "Hz. Ali (salavâtullahi aleyh) secdeye kapandığında zayıf bir deve gibi eleri ile karnının arasını yere yapıştırmazdı."152[152]

133- Hz. Ali (a.s) şöyle dua ederdi: "İlahî, sana kul olmak izzet olarak bana yeter ve senin benim rabbim olman iftihar olarak bana yeter; sen benim istediğim gibisin. O hâlde sen de beni istediğin-sevdiğin gibi kıl."153[153]

134- Emirü'l-Müminin Ali (a.s): "Ey insanlar, Allah'a andolsun ki ben sizi (Allah'a) itâat olan bir şeye teşvik ettiğimde, sizden önce muhakkak kendim onu uygularım. Sizi (Allah'a karşı) isyan ve günah olan bir şeyden sakındırdığımda, mutlaka sizden önce kendim ondan sakınırım."154[154]

39- İMÂM ALİ (A.S), İLK NAMAZ KILAN


135- İbn Abbâs'tan şöyle nakledilmiştir; Resulullah (s.a.a) buyurdu: "Benimle ilk namaz kılan kimse, Ali b. Ebî Tâlib'dir."155[155]

136- Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye şöyle buyurduğu nakledilmiştir: "Bu, bana ilk iman eden, beni ilk tasdik eden ve benimle ilk namaz kılan kimsedir."156[156]

137- Zeyd b. Erkam'dan şöyle nakledilmiştir: "Resu-lullah (s.a.a) ile birlikte ilk namaz kılan, Ali b. Ebî Tâ-lib'dir."157[157]

138- Seleme b. Küheyl, Habbetü'l-Arenî'den, o da Hz. Ali'den (a.s) şöyle duyduklarını nakletmişlerdir: "Ben, Re-sulullah (s.a.a) ile birlikte ilk namaz kılan kimseyim."158[158]



Yüklə 238,23 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   56




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə