Yrd. Doç. Dr. Mustafa YÜCE
| 127
-----------Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt 15, sayı 2, 2013-----------
arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır.‛
71
Bu iki kavram da teslimiyet
ifade etmektedir. İslam teslimiyetin zahirî boyutunu, iman ise
teslimiyetin içten ve kemâl halini ifade etmektedir.
72
Daha sonraki dönemlerde İslam kavramına daha kapsamlı
tanımlar getirildiği görülmektedir. Örneğin Râğıb el-İsfehânî (v.
502/1108) İslam’ı ‚kalpteki inancı dille ifade edip fiillerle göstermek
suretiyle Allah’ı takdir ve hükmettiği her hususta O’na boyun eğip
teslimiyet göstermek‛
73
şeklinde tarif etmiştir. Seyyid Şerif el-Cürcânî
(v. 816/1413) de ‚Hz. Peygamber’in haber verdiklerini samimiyetle
benimseyip onlara uymak‛
74
şeklinde bir tanımı tercih etmiştir.
İslam kelimesinin semantik tahlilini yapan Toshihiko Izutsu’ya
(v. 1993) göre İslam, ‚kişinin bilerek ve samimiyetle kendisini Allah’a
teslim etmesi‛
75
demektir. İslam kavramının semantik tahlilini
merkeze alan Izutsu, İslam’la sağlanmış olan teslimiyetin, eskiden
başlayıp devam eden bir şeye değil yeni başlayan bir dönüşüme işaret
ettiğini ifade etmiştir. Bu durumda İslam’a teslim olan Müslim,
Allah’a kayıtsız şartsız teslim olmak suretiyle bir atılım cesaretini
gösteren kimsedir.
76
Bu sebeple İslam’ı, imanın ‚somutlaşması‛ veya
‚normatif toplumun arıtılması (sublimation)‛ olarak adlandırmak
mümkündür.
77
Buraya kadar İslam kavramı etrafında serdedilen görüş ve
tanımlar hemen hemen birbirini tamamlar niteliktedir.
71
Komisyon, (Şaban Ali Düzgün, Muammer Esen, Mahmut Ay), Sistematik Kelam,
Ankuzem, Ankara 2005, s. 166.
72
Recep Ardoğan, Delillerden Temellere –Sistematik Kelam ve Güncel İnanç Sorunları-
, Klm Yayınları, İstanbul 2014, s. 343.
73
Rağıb el-İsfehanî, el-Müfredat fî Garîbi’l-Kur’ân, s. 23.
74
Cürcânî, Seyyid Şerif, et-Ta’rifât, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut 2003, s. 21.
75
Toshihiko Izutsu, İslam Düşüncesinde İman Kavramı, (trc.: Selahaddin Ayaz)
Pınar Yay., İstanbul 2012, s. 115.
76
Izutsu, İslam Düşüncesinde İman Kavramı, s. 105.
77
Fazlur Rahman, Allah’ın Elçisi ve Mesajı-Makaleler I-, (trc.:Adil Çiftçi), s. 9.
128 |
İnanç-Ahlak İlişkisi Bağlamında İman, İslâm ve İhsan Kavramları
-----------Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt 15, sayı 2, 2013-----------
2.3. İslam-Ahlak İlişkisi
İslam başkasına ortak koşmaksızın her şeyin Allah’a ait
olduğunun kabul edilmesi ve her şeyin O’na boyun eğmesi
(inkıyad)dir. Bu genel tanımı insanla ilgili olarak değerlendirirsek,
diyebiliriz ki, İslam insanın a) nefsini, b) fiilini, c) dinini Allah’a teslim
etmesi
demektir.
78
Ahlak
ise
insanın
fıtratındaki
kötülük
(rezîlet/fücûr) yönünün arındırılması ve iyilik (fazilet/takva) yönünün
geliştirilmesi ve böylece insanlar arası ilişkilerin daha barışçıl bir
biçimde sürdürülmesi; ilahi inayet ve insani deneyimlere dayalı
olarak oluşturulmuş bulunan; insanların/toplumun ve vicdanların
çoğunluğunun değerini ve önemini kabul ettiği; düşünsel ve
duygusal haller, faydalı davranışsal etkinlikler ve bunların
gerçekleşmesine yönelik kurallar ve öğütlerdir.
79
Denilebilir ki, İslam, doğrudan ahlaki olarak nitelenemeyecek
inançsal boyutlarında bile insanın ahlaki ciheti ile doğrudan ilgilidir.
İnsanın bizzat kendisi de dâhil her şeyin Allah’a ait olduğunun kabul
edilip teslim olunması, aynı zamanda kişinin fiillerinin Rabb’e
teslimiyet duygusu içerisinde yapılması gereğini de içermektedir.
Dolayısıyla Müslüman olmak, hem Allah’a ve Resulüne inanmak,
hem de ahlaklı olmak anlamına gelmektedir. Açıktır ki, İslam,
inanmada ve yaşamada doğru yolu gösteren bir dinin adı olduğu
gibi, ahlâkın da hem bizzat kendisini sunması, hem de onun kaynağı
olması yönüyle, ta başından beri, ahlaki boyutu oldukça belirgin olan
bir din olmuştur.
Amaç birliği açısından İslam ve ahlakın hem teorik hem de
pratik yönleri bulunmaktadır. Hz. Peygamber (sas) İslam’ın inançtan
kaynaklanan davranışlar bütünü olmasından dolayı ‚Ben güzel
ahlakı tamamlamak için gönderildim.‛
80
buyurmuştur. İslam’da
emredilen bütün kuralların bir ahlakî yönü vardır. Bu yönüyle
78
Hanifi Özcan, ‚Mâtürîdî'ye Göre ‚İman-İslam-İhsan‛ ve ‚Küfür‛ İlişkisi‛,
Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1994, S.8, s. 185.
79
Cafer Sadık Yaran, Ahlak ve Etik, Rağbet Yayınları, İstanbul 2010, s. 9.
80
Muvatta, Husnü’l-Hulk, 8.
Yrd. Doç. Dr. Mustafa YÜCE
| 129
-----------Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt 15, sayı 2, 2013-----------
Müslüman, ahlaklı olma durumundadır. İslam en kâmil anlamda
dindarlığı, imanı, iyi ahlaklı olmanın temel şartı saymıştır. İbadetlerin
yerine getirilmesindeki hikmetlerden biri de insanları kötü ahlaktan
korumak ve kurtarmaktır.
81
Kur’ân-ı Kerim’de ‚Şüphesiz Allah
adaleti, iyilik yapmayı (ihsanı; yapılan işin kaliteli ve düzgün bir
şekilde yapılmasını) yakınlara yardım etmeyi emreder. Hayâsızlığı,
fenalığı ve azgınlığı da yasak eder. O, düşünüp tutasınız diye size
öğüt veriyor.‛
82
ayeti İslâm ahlakını özetlemektedir.
Ahlak ve din, insanın neyin iyi neyin kötü olduğunu bilmesini
yeterli görmez. Bu bilginin eyleme, pratiğe dönüştürülmesini ve
pratik bir çıkar sağlamasını ister. Ahlakî değerler eylemle
bütünleşirse bir kıymet ifade eder. Bu bağlamda din ve ahlak
biliminin, teorik yönü kadar eylemsel yönünün de önemli olduğunu
bilmek gerekir.
83
Bu bağlamda ‚insanîliğin‛ oluşmasında dinin
önemli bir yeri vardır.
84
Din bu noktada önemli bir görevi üstlenerek,
ahlakî ilkelerin yaşama yansıtılması için önemli bir motivasyon
kaynağı olacaktır.
3. İHSAN KAVRAMI
3.1. İhsan Kavramının Sözlük Anlamları
Sözlükte ‚güzel olmak‛ manasına gelen hüsn kökünden
türetilmiş if’âl kalıbının masdarı olup genel olarak ‚başkasına iyilik
etmek‛, ‚yaptığı işi güzel yapmak‛ ve ‚iyi, doğru, güzel ve yararlı bir
fiil işlemek‛ şeklinde üç farklı anlamı vardır. ‚Ahsene‛ fiili, ‚esâe‛
fiilinin zıddıdır.
85
Bir insanın gerçekleştirdiği işin ihsan seviyesine
81
Ankebût, 29/45
82
Nahl, 16/90
83
İbrahim Hakkı Aydın, ‚Seküler Ahlak Bağlamında Din-Ahlak İlişkisi‛, Atatürk
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, s:35, Erzurum 2011, s. 16.
84
Vahdettin Başçı, ‚İnsaniliğin oluşumunda Dinin Rolü‛, Felsefe Dünyası, s:33,
2001/1, s. 43.
85
İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab, XIII, 115; Asım Efendi, Seyyid Ahmed, Kamus
Tercümesi, İstanbul 1996, IV, 590.
Dostları ilə paylaş: |