60
Y
akın
D
oğu
Ü
nİversİtesİ
İ
lahİYat
F
akÜltesİ
D
ergİsİ
Kur’ân’ı, tarihî ortamından bağımsız sadece harf, kelime, terkip vb.
literal ifadelerinde sıkışmış bir tefsir metodunu mu, yoksa onu nazil
olduğu dinamik tarih içinde, doğduğu toplum ve coğrafi yapının ya-
şayan kültüründe okumayı önceleyen bir yorumlama/diyalektik yön-
temi mi tercih etmemiz noktasında, mevcut belirsizliğin çözülmesine
katkı sunacağını düşünmekteyiz.
Aynı şekilde bu çalışmamızla, Kur’ân’ın, malî yükümlülüklerde ca-
hiliye çağının tasavvur ve teamüllerini dikkate alıp almadığının, aldıysa
bunun hangi oranda olduğunun, neleri tashih edip dönüştürdüğünün,
neleri ilga ve ibka ettiğinin, gerçekten ibdâ’ ve îcâd mahiyetinde hüküm-
ler bina edip etmediğinin de aydınlanmış olacağını ümit etmekteyiz.
Çalışmada şöyle bir yöntem takip edeceğiz. Klasik kaynaklardan ve
modern çalışmalardan cahiliye döneminde vergi sistemlerinin nasıl ol-
duğuna, hangi tür vergilerin yer aldığına dair malumatı derleyeceğiz.
Sonra Kur’ân’daki malî yükümlülüklerin cahiliyedeki vergi kültür labo-
ratuvarındaki sistemlerle bağlantısının olup olmadığını analiz edip bir
senteze, bir başka ifadeyle tek tek parçalardan bütüne, olgulardan ilahî
nassa varacağız. Cahiliye Araplarında görülen vergileri genel olarak top-
rak mahsullerinden, ticarî gelirlerden ve hayvanlardan alınan vergiler,
ilahlara ve mabetlere sunulan dinî, içtimaî vergiler, mağlubiyet netice-
sinde kabile yahut devlet tebaasından can, mal ve ırz emniyeti karşılı-
ğında alınan baş vergileri şeklinde üç ana başlık altında el alacağız.
1. TOPRAK MAHSULLERİNDEN, TİCARÎ GELİRLERDEN VE
HAYVANLARDAN ALINAN VERGİLER
a. Haraç
İslam hukukunda haraç, lugatta kira, galle manasında olup, ıstılah-
da haracî araziden ve ihya edilen bir kısım mevât arazisinden belli ölçü-
lere göre beytülmal adına alınan, haracı mukâseme (üründen alınan) ve
haracı muvazzaf (araziden alınan) vergiyi ifade eden bir terimdir.
4
Topraktan alınan haraç vergisi kadim devirlere kadar uzanmakta-
dır.
5
Cahiliye döneminde “haraca” denilen toprak vergisinin alındığı,
bu vergiye daha kadim toplumlarda İrem dilinde Talmud’da “harcâ”
denildiği ve bu kelimenin Sasanilerde de toprak gelirlerinin vergisi
anlamında kullanıldığını
6
görmekteyiz. Pehlevîce’de de toprak vergisi
4
Ömer Nasuhi Bilmen, Hukukı İslâmiyye ve Istılahatı Fıkhıyye Kâmusu, Bilmen Basım ve
Yayınevi, İstanbul 1985, c. IV, s. 75.
5
Ebû’l-‘Ûlâ Mardin, “Harâç”, İA, MEB, İstanbul 1987, c. V/I, s. 224.
6
Cevad Ali, el-Mufassal fî Târîhi’l-‘Arab Kable’l-İslâm, Dâru’s-Sâkî, 4. Bsk., yy. 2001, c. IX,
s. 304-305; Fars krallarının toprak gelirlerine, buğday, arpa, üzüm, yaş ve kuru hurma
zeytin vb. toprağın ürün türüne ve gelirine göre yarım, üçte bir, dörtte bir, beşte bir ve
onda bir gibi haraç vergisi koydukları Kubâz ve Kisrâ Ânu Şirvân’ın bu konuda bir düzen-
Cahileye Döneminde Malî Yükümlülükler ve Bunların Kur’ân’daki Yansımaları
61
anlamında istimal edilmiştir.
7
Bu vergiye “itâve” de denilmiş hatta ha-
racın itâve (urbân) ile aynı şey olduğu da ifade edilmiştir.
8
Talmud’da da genel olarak toprak vergisi haraç için “taska/taskâ”
kelimesinin kullanıldığı ve bu kelimenin aynı anlamda Farisîlerde de
yer aldığı
9
görülür. Aslında bu kelimenin Fars kökenli olduğu,
10
İbrani-
lerin bu kelimeyi Farslardan aldığı da ileri sürülmüştür. Benzer şekilde
Hz. Ömer’in Müslüman olan iki zimmî hakkında “o ikisinden baş vergisi
cizye almaktan vazgeç, arazilerinden task al” şeklinde Osman b. Hanîfe
gönderdiği mektubunda yer alan ifadelerde de “task” kavramı toprak-
tan belli ölçülerde alınan haraç anlamında kullanılmıştır.
11
Kelime ma-
nası itibariyle “topraktan çıkan şey” anlamında kullanılan “harâç”ın,
Arapça’ya aslında Akkadca veya Aramîce’den yahut Süryânîce aracılı-
ğıyla Grekçe’den geçtiğine dair görüşler de
12
Kur’ân’da yer alan bu vergi
sisteminin oldukça eskilere dayandığının bir göstergesi olsa gerektir.
Dolayısıyla pek çok konuda tebdil ve tağyiri kolay olmayan malî
ve idarî kadim nizamlara dokunmayan Kur’ân, bu vergiyi devam et-
tirmiş, yılda bir, toplumun malından çıkarıp verdiği şeyi ifade eder
şekilde “harç” yahut “harâç’” ıstılahları Kur’ân Arapçasında yer almış-
tır.
13
Bakara sûresinde çekimli fiil halinde topraktan çıkarılan mah-
lemeye gittiği ifade edilir. Bkz. Ebû Hanîfe Ahmed b. Dâvûd ed-Dîneverî, el-Ahbâru’t-
Tıvâl
, (Tah. Abdulmun‘im Âmır), Dâru İhyâi’l-Kütübi’l-Arabiyyi, 1. Bsk., yy. 1960, s. 71;
Muhammed b. Cerîr b. Yezîd b. Kesîr b. Ğâlib el-Âmilî Ebû Ca’fer et-Taberî, Târîhu’t-Tab-
erî
, Târîhu’r-Rusûl ve’l-Mülûk, Dâru’t-Türâs, 2. Bsk., Beyrut 1387, c. II, s. 150-151; Ebû
Alî Ahmed b. Muhammed b. Ya’kûb Miskeveyh, Tecârubü’l-Ümem ve Teâkubü’l-Hümem,
(Tah. Ebu’l-Kâsım İmâmî), Sirûş, 2. Bsk., Tahrân 2000, c. I, s. 186-187; Cemâlüddîn
Ebu’l-Ferec Abdurrahmân b. Alî b. Muhammed el-Cevzî, el-Muntazam fî Târîhi’l-Ümem
ve’l-Mulûk
, (Tah. Muhammed Abdulkâdir Atâ-Mustafâ Abdulkadîr Atâ), Dâru’l-Kütübi’l-
İlmiyye, Beyrut 1992, c. II, s. 135.
7
Cengiz Kallek, “Haraç”, DİA, İstanbul 1997, c. XVI, s. 71.
8
Amr b. Bahr b. Mahbûb el-Kinânî el-Leysî Ebû Osmân el-Câhız, el-Hayavân, Dâru’l-
Kütübi’l-İlmiyye, 2. Bsk., Beyrut 1424, c. VI, s. 391; Ali Bakkal, İslam Öncesi Cahiliyye
Çağı Hukuku
, Basılmamış Doçentlik Çalışması, İsam Kütüphanesi, Fotokobi Nusha, yy.
ty., s. 195.
9
Ebû Nasr İsmâîl b. Hammâd el-Cevherî, es-Sıhâh Tâcu’l-Luğa ve Sıhâhu’l-Arabiyye, (Tah.
Ahmed Abdulğafûr Attâr), Dâru’l-İlm li’l-Melâyîn, 4. Bsk., Beyrut 1987, c. IV, s. 1517,
(t-s-k, mad.); Mecduddîn Ebu’s-Saâdât el-Mubârek b. Muhammed b. Muhammed b. Ab-
dilkerîm eş-Şeybânî el-Cezerî İbnu’l-Esîr, en-Nihâye fî Ğarîbi’l-Hadîs ve’l-Eser, (Tah. Tâhir
Ahmed ez-Zâvî-Mahmûd Muhammed et-Tanâhî), el-Mektebetu’l-İlmiyye, Beyrut 1979,
c. III, s. 124, (t-s-k, mad.); Muhammed b. Mükrim b. ‘Alî Ebû’l-Fadl Cemâlüddîn İbn
Manzûr, Lisânu’l-‘Arab, Dâru Sâdr, 3. Bsk., Beyrut 1414, c. X, s. 225, (t-s-k, mad.); Ze-
bîdî, Tâcu’l-Arûs, c. XXVI, s. 87, (t-s-k, mad.); Cevad Ali, a.g.e., c. IX, s. 304-305.
10 Cevherî, es-Sıhâh, c. IV, s. 1517, (t-s-k, mad.); İbnu’l-Esîr, en-Nihâye, c. III, s. 124, (t-s-k,
mad.); İbn Manzûr, Lisânu’l-‘Arab, c. X, s. 225, (t-s-k, mad.); Zebîdî, Tâcu’l-Arûs, c. XXVI,
s. 87, (t-s-k, mad.).
11 Cevherî, es-Sıhâh, c. IV, s. 1517, (t-s-k, mad.); İbnu’l-Esîr, en-Nihâye, c. III, s. 124, (t-s-k,
mad.); İbn Manzûr, Lisânu’l-‘Arab, c. X, s. 225, (t-s-k, mad.); Zebîdî, Tâcu’l-Arûs, c. XXVI,
s. 87, (t-s-k, mad.).
12 Kallek, “Haraç”, DİA, c. XVI, s. 71.
13 İbn Manzûr, Lisânu’l-‘Arab, c. II, s. 251, (h-r-c, mad.); Zebîdî, Tâcu’l-Arûs, c. V, s. 509,
(h-r-c, mad.).
Dostları ilə paylaş: |