66
Y
akın
D
oğu
Ü
nİversİtesİ
İ
lahİYat
F
akÜltesİ
D
ergİsİ
geçiş için anlaşmalar imzalayan Mekke reisleri,
40
Arapların muhayyi-
lelerinde büyük tesirler bırakmışlardır. O nedenle, îlâf ve rihle sadece
Kur’ân’da değil İslam öncesi Arap şairlerin şiirlerinde de yer almış-
tır. Rivayetlerin bir kısmında sonradan Müslüman olan cahiliye şairi
Abdullâh b. ez-Zeba’rî’ye diğer bir kısmında da şair Matrûd b. Ka’b
el-Huzâî’ye nispet edilen bir şiirde, bu iki ticarî yolcuktan (rihle), ge-
çiş anlaşmalarından (îlâf), bu rihle ve anlaşmaları yapan Abdu Menâf
oğullarından (Hâşim, Abdi Şems, Abdulmuttalib ve Nevfel) medih ve if-
tiharla bahsedilmiştir.
41
Îlâf olayı da tıpkı Fil Hadisesi’nde olduğu gibi,
Kur’ân’ın muhtevasını, tasavvur ve teamüllerini inşa eden meselele-
rin büyük oranda tarihî, kültürel, içtimaî ve iktisadî yönden o günkü
Arapların hafızasında yer etmiş olgular olduğunu ortaya koymaktadır.
d. Öşür
İslam hukukunda öşür, onda bir manasında olmakla birlikte terim
olarak mutlaka onda bir yerinde kullanılmaz. Daha çok âşirin (öşür
toplayanın) muhtelif miktarlarda tahsil ettiği vergiler “sadakalar” ma-
nasında bir cins isim olarak istimal edilir. Bu cihetle onda bire öşür
denildiği gibi yirmide bire, kırkta bire de öşür ismi verilir. Bu tica-
ret mallarından farklı oranlarda vergiyi toplayan kişiye yahut kişile-
re onuncu manasına gelen “âşir/uşşâr” denilmektedir. Terim olarak
ise ticaret mallarından “zekât, sadaka” namıyla alınacak vergiler için
memleket dâhilinde bulunan malî müessesenin baş memurunu, vergi
tahsildarını ifade eder.
42
İslamî kaynaklarda öşür, zekât ile sadaka
manasında kullanılmış, zekât ve sadaka fasıllarından ayrı bir fasıl ola-
rak ele alınmamıştır.
43
Bu kavram, Asurlulara ait kitabelerde “eşrû/
ısh-ru-u”, İbraniler’de ise “ma’şîr/ma’asher” olarak yer almıştır.
44
İslam öncesi cahiliye döneminde görülen diğer vergi türlerinden biri
de öşürdür. Gerek ticarî gerek gümrük gerekse de ziraî vergiler onda
bir oranında alındığından dolayı genellikle vergiler onda bir (öşür) is-
40 Abdu Menâf oğullarının, kafilelerin emniyetini sağlamak için kabile reisleriyle, Şam,
Rum, Himyer, Gassân, Habeş, Yemen ve Fars krallarıyla anlaşmalar yaptıkları husu-
sunda ayrıca bkz. Ebu’l-Fidâ İsmâîl b. Ömer b. Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, Dâru’l-Fikr,
yy. 1986, c. II, s. 253-254; Abdulmelik b. Muhammed b. İsmâîl Ebû Mansûr es-Seâlibî,
Simâru’l-Kulûb fi’l-Mudâf ve’l-Mensûb
, Dâru’l-Meârif, Kahire ty., s. 116; Efğânî, Esvâku’l-
Arab
, s. 149.
41 Abdulmelik b. Hişâm b. Eyyûb b. el-Himyerî el-Meâfirî Ebû Muhammed Cemâlüddîn, es-
Sîretu’n-Nebeviyye
, (Tah. Mustafâ es-Sakâ vd.) Şirketu Mektebeti ve Matbaati Mustafâ
el-Bâbî el-Halebî, 2. Bsk., Mısır 1955, c. I, s. 78; Abdulmelik b. Muhammed b. İbrâhîm
en-Nîsâburî Ebû Sa’d, Şerefu’l-Mustafâ, Dâru’l-Beşâiri’l-İslâmiyye, 1. Bsk., Mekke 1424,
c. I, s. 323-324; Süheylî, er-Ravdu’l-Ünf, c. I, s. 135-136; Alî b. Ebi’l-Hasen Sadruddîn
Ebu’l-Hasen el-Basrî, el-Hamâsetu’l-Basriyye, (Tah. Muhtâruddîn Ahmed), Âlemu’l-Kütüb,
Beyrut ty., c. I, s. 155; İbn Kesîr, el-Bidâye, c. II, s. 253-254; İbn Manzûr, Lisânu’l-Arab, c.
IX, s. 113-114; Cevad Ali, a.g.e., s. XVIII, s. 58; Efğânî, Esvâku’l-Arab, s. 152.
42 Bilmen, a.g.e., c. IV, s. 72.
43 A. Grohmann, “Öşür”, İA, MEB, İstanbul 1964, c. IX, s. 482.
44 Cevad Ali, a.g.e., c. IX, s. 310; Grohmann, “Öşür”, İA, c. IX, s. 482.
Cahileye Döneminde Malî Yükümlülükler ve Bunların Kur’ân’daki Yansımaları
67
miyle bilinirdi.
45
Cahiliye Arapları arasında öşür vergisinin de bilindiği
hatta bütün Arap yarımadasında öşrün kabul görmüş bir vergi oldu-
ğu, hükümetlerin pazarlara bakan görevliler vasıtasıyla alışveriş ya-
pan tüccarın hâsılatından öşür aldığını görmekteyiz.
46
Öyleki Yemen
yolunda öşür toplayan Süheyl’in, tüccarlara zulmetmesinden dolayı
Tanrı’nın onu bir yıldıza meshettiğine dair itikatlar dahi teşekkül et-
miştir.
47
Öşür, yarımadanın çeşitli devirlerinde kurulan, Zî-Reydân ve
Hadrâmevt hükümetlerinde, Gataban, Sebe’
48
ve Himyer devletinde,
Debâ, Suhâr, Muşakkar, Aden, Sana
49
ve Dûmetu’l-Cendel pazarların-
da
50
hurma, hububat ve üzümden tahsil edildiği Asurlular’da
51
Samî,
İbranî ve diğer halklarda neredeyse tarihte bilinen en eski vergiler-
dendi. Hint, Cermen, Samî ve diğer halkların çoğunluğunda mallar-
dan, hayvanlardan, ürünlerden savaşlarda elde edilen ganimetlerden
öşür vergisi alınır ve bunlar ilahların ismine tahsis edilirdi. Dolayısıyla
öşrün, Tanrılara yaklaşmak ve mallarını temizlemek amacıyla kadim
halkların ilahlara taktim ettikleri eski bir zekât olduğu ve insanlık ta-
rihinde vergilerin en eskisi olduğunu
52
teslim etmek gerek. Öyleki ka-
dim bir vergi olması nedeniyle bunu, tarihte ilk ortaya koyanın kim
olduğu da tartışılmıştır. Bir rivayete göre bu kişinin, Hz. İbrahim dö-
neminde yaşayan Mısır kralı olan, Arapların ve Yemen ehlinin kendile-
rine nispet ettikleri Dahhâk (İzdihâk), başka bir rivayete göre Farsların
kendilerine nispet ettikleri Biyevrâsib, bir başka rivayete göre ise Hz.
İbrahim’i yakma teşebbüsünde bulunan Nemrut olduğu ileri sürül-
müştür.
53
45 Bakkal, a.g.e., s. 195.
46 Cevad Ali, a.g.e., c. IX, s. 307; Habbû, Târîhu’l-‘Arab, s. 241.
47 Ebû Abdirrahmân Halîl b. Ahmed b. Amr b. Temîm el-Ferâhîdî, Kitâbu’l-Ayn, (Tah. Mehdî
el-Mahzûmî-İbrâhîm es-Sâmurâî), Dâru ve Mektebeti’l-Hilâl, yy. ty., c. IV, s. 7, (s-h-l,
mad.); Herevî, Tehzîbu’l-Luğa, c. VI, s. 78, (s-h-l, mad.); Ebu’l-Kâsım el-Huseyin b. Mu-
hammed er-Râğıb el-İsfahânî, Muhâdarâtu’l-Üdebâ ve Muhâverâtu’ş-Şuarâ ve’l-Büleğâ,
Şirketu Dâri’l-Erkâm b. Ebi’l-Erkâm, 1. Bsk., Beyrut 1420, c. I, s. 197; İbn Manzûr,
Lisânu’l-Arab
, c. XI, s. 350, (s-h-l, mad.); Zebîdî, Tâcu’l-Arûs, c. XXIX, s. 235; Cevad Ali,
a.g.e
., c. IX, s. 308; c. XI, s. 143-144; c. XII, s. 394.
48 Bakkal, a.g.e., s. 202.
49 İbn Habîb, el-Muhabber, s. 265-266; Efğânî, Esvâku’l-Arab, s. 265, 270, 274; Habbû,
Târîhu’l-‘Arab
, s. 243-245; Salih Tuğ, İslâm Vergi Hukukunun Ortaya Çıkışı, AÜİF, An-
kara 1963, s. 10; Muhammed Hamidullah, İslâm Peygamberi, (Çev. Said Mutlu-Salih
Tuğ), İrfan Yay., İstanbul 1969, c. II, s. 203-204; Bakkal, a.g.e., s. 199.
50 Hıdır Abbâs el-Cemîlî, Kabîletu Kureyş ve Eseruhâ fi’l-Hayâti’l-Arabiyyeti Kable’l-İslâm,
Menşûrâtu’l-Mecmai’l-İlmiyyi, Irak-Bağdâd 2002, s. 126; Hamidullah, a.g.e., c. II, s. 203.
51 Kutsal Kitap, Tevrat, Zebur, İncil, Kitabı Mukaddes Şirketi, Yeni Yaşam Yayınları, Kasım
2011, Yaratılış, 28/22.
52 Cevad Ali, a.g.e., c. IX, s. 310; İslam hukukunda dil bakımından zekât, artmak, temizle-
mek ve güzel zikir manasında olup terim olarak “bir malın belli bir kısmını yine belli bir
zaman sonra hak sahibi bir kısım Müslümanlara Allah rızası için vermekten ibarettir”.
Bkz. Bilmen, a.g.e., c. IV, s. 77.
53 Ebu’l-Hasen Alî b. Ebi’l-Kerem Muhammed b. Muhammed b. Abdilkerîm b. Abdilvâhid Iz-
züddîn İbnu’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Târîh, (Tah. Ömer Abdüsselâm Tedmürî), Dâru’l-Kitâbi’l-
Arabî, 1. Bsk., Beyrut 1997, c. I, s. 68; İslam öncesi dönemde öşrü ilk ortaya çıkaran kral
hakkında ayrıca bkz. Taberî, Târîh, c. I, s. 196; Miskeveyh, Tecârubü’l-Ümem, c. I, s. 55;
Dostları ilə paylaş: |