Kozmik Doktrin



Yüklə 1,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə18/42
tarix15.07.2018
ölçüsü1,67 Mb.
#56051
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   42

 

36 


 

Bu nedenle İlahi Kıvılcımlar, farklı türde atomları etraflarında toplamak için uzayda yer değiştirmek 

durumunda değildirler; çünkü her tür atom her yerdedir. Sadece başka bir plandaki atomların 

katılabileceği bir hareket oluşturacak şekilde hareket modlarını değiştirmeleri yeterlidir.  

 

Hareketler arasında, statik bir birimi, belli bir ritimde dönen bir halkaya dönüştürecek nitelikte bir 



koordinasyon oluştuğunda, bu ritim, daha aşağıdaki planlarda yer alan atomların hareketlerine yakın 

olduğu için, bu atomları kendine çeker.  

 

Örneğin


, bir asal atom

 teğetsel bir harekete başladığı anda, 

teğetsel bir atom olur

. Asal atomların bir 

organizasyonu teğetsel bir yörüngeye girdiğinde ise

, teğetsel bir molekül ortaya çıkar

. Bu molekül, 

teğetsel atomlardan daha büyük olduğu için, 

diğer atomları çeken bir merkez oluşturur

 ve etrafında bu 

atomlardan ibaret bir katman meydana gelir.

 İşte farklı katmanların oluşumu bu şekilde olmaktadır.  

 

Gezegensel Varlığın evrimine dönersek, başlangıçta bu varlık, ilk ortaya çıktığı planın atomlarından 



oluşan organize bir sisteme sahiptir. İlahi Kıvılcımların yeni bir grubu varlığın küresine eriştiğinde, bir 

yedinci plan gezegeni üzerinde yedinci plan cisimleriyle karşılaşır.  

 

Bu kıvılcımlar o gezegendeki evrimleri sırasında, 



etraflarına altıncı plan maddesinden katmanlar oluşturur

 

ve bu katmanlarla ilgili bilinçlerini organize ederek, grup bilinçliliği kazanırlar. Evrimsel süreç içinde bu 



gezegeni terk ettiklerinde ise, 

bu grup bilinçliliğini Gezegensel Varlığın bilincinde temel bir form olarak 

bırakırlar

Bu örnek form, kuvvet hatları boyunca altıncı plan maddesini toplayarak, varlık için ikinci bir 



beden oluşturur.  

 

Bu süreç, Gezegensel Varlık tüm bedenlerini kazanıncaya kadar evrimin her yeni safhasında tekrarlanır. 



Bu arada varlık, bir kıvılcım grubunun tüm evrimsel aşamalarının tesirlerini kaydetmiştir.  

 

Ancak Gezegensel Varlıklar, belli kıvılcım gruplarının form oluşturma süreci içinde ortaya koydukları 



aktivitelerin tesirini derinden özümsediklerinden, her biri evrimde farklı bir aşamaya tekabül eder. Bu 

nedenle, farklı karakterler sergilerler ve her birine ilişkin evrimsel süreçlerde de belirgin dominant 

özellikler gözlenir.  

 

Örneğin, bir yedinci plan gezegeninde ortaya çıkan tüm formlarda, yedinci planın karakteristik özellikleri 



dominanttır. O planın asal ritmi temel teşkil eder ve tüm diğer ritimler bu ritimden gelişir.  

 

Benzer şekilde, birinci plandaki bir gezegenin temel ritmi, o planın da ritmi olur; ancak bu ritim bir üst 



limit teşkil ettiğinden, kendinden gelişen varyasyonlar temel ritmin bir kesiri şeklindedir.  

 

Bir gezegende evrimini sürdüren bir kıvılcım grubu, başlangıçta gezegenle eşit sayıda bedene sahiptir; 



evrimi süresince bir beden daha geliştirir. Böylece gezegen de yeni bir bedene kavuşmuş olur. Maksimum 

yedi beden ortaya çıktığında ise terk süreci başlar; gezegenler ve İlahi Kıvılcımlar kendilerini 

bedenlerinden soyarlar. Bu konuya daha sonra değineceğiz.  

 

Fark edeceğiniz üzere, bir evrenin evrim aşamaları, Kozmos'dakinin tam tersi bir sıra takip eder; çünkü 



evren, bir Büyük Varlığın bilinçliliğinin yansımasıdır. Soyut hareket, Kozmos içinde formları oluşturur; 

formlar bir evrende soyut harekete yol açar ve böylece Kozmos'la bağıntı kurarlar.  

 

O halde, bir evrenin Kozmik seviyeye erişmesi için bir forma sahip olması şarttır. Bir evrenin amacı her 



atomunu Kozmik seviyeye çıkarmak ve böylece onların kendilerini yaratan Kozmik atomlarla bağ 

oluşturmalarını sağlamaktır. Bunun sonucu olarak Kozmik atomlardan Büyük Varlıklar ortaya çıkar ve 

Kozmos'un atomik planları gelişir.  

 



 

37 


 

İşte insanın tanrısallığının sırrı burada yatar. İnsan, salt kendi evreninin Tanrı'sıyla ('Düzen Kurucu'suyla) 

değil, Kosmos'daki belli bir atomla ('Yaratıcısıyla) da ilişki halindedir. Bu atom yaratıcıdır ama düzen 

kurucu niteliği yoktur; çünkü kendisi de, bir parçasını oluşturduğu Büyük Varlık tarafından 

koşullandırılmıştır. Ancak, bir evrenin atomu yaratıcısının doğasına benzer özellikler geliştirdiğinde, 

onunla birleşebilir ve o Kozmik atom Büyük Varlık tarafından yayınlanmış olan evrenin tüm koşullarını 

özümser. Bu evren de başlangıçta Büyük Varlık tarafından koşullandırıldığı için, Kozmik atom da Büyük 

Varlığı kopyalar.  

 

Artık bu atomun koşullandırılma süreci sona ermiştir. Şimdi kendi kendini koşullandıracağı bir aşamaya 



gelmiştir ve bu nedenle bağımsızdır. Kozmik planlardan özgür olmuş ve Büyük Varlığın hizmetinde 

olmak zorunluluğundan kurtulmuştur. 

Projeksiyon evrenindeki gelişmiş bir atomla olan bağı sayesinde, 

planındaki atomlardan daha yüksek bir statü kazanır ve gezgin bir atom haline gelir. Bağlı olduğu İlahi 

Kıvılcım'la beraber Kozmos'un ışınları boyunca turunu tamamlar ve kendisi de bir evren geliştirir. 

 

İşte bir evrendeki her atomun amacı budur: Bir İlahi Kıvılcım geliştirmek, projeksiyon evreninde insandan 



Tanrısallığa doğru bir evrimi tamamlamak ve Kozmik yaratıcısıyla birleşerek, Kozmik atomun önce bir 

gezgin atoma, sonra bir Büyük Varlığa dönüşecek şekilde gelişmesine yardımcı olmak.  

 

Burada detaylı olarak verilen bilgiler daha önce kimseye açıklanmamıştır. İnsan düşüncesi hiç bir zaman 



Düzen Kurucu Logos'un ötesine geçememiştir. Oysa burada açıklandığı gibi, bir evrenin yaratıcısının 

Logos oluşu gerçeğine karşın, o evrendeki her atom farklı bir Kozmik atom tarafından yaratılmıştır. Bu 

Kozmik atom, yaratıcılık deneyimiyle kendi evrim sürecine de katkıda bulunur.  

 

O halde, insanın 'Bilgi Ağacı'ndan beslenerek Tanrı haline gelebileceği bir gerçektir.  



 

Belirtilen amaca ulaşmak için aceleci davranarak evrimsel süreçlerini sekteye uğratabilecekleri 

düşüncesiyle insanlıktan şimdiye kadar sakınılan bu bilgi, belli bir aşamaya erişmiş olanlarınıza burada 

sunulmuştur.  

 

 

15. ATEŞİN, FORMUN VE ZİHNİN LORDLARININ EVRİMİ  



 

  

 



Bu noktada bir İlahi Kıvılcım'ın evrimini daha detaylı olarak incelemeye başlıyoruz.  

 

İlk olarak şunu açıklayalım ki, İlahi Kıvılcımların 



ilk kümesi

 daha sonrakilerden pek çok yönden farklılık 

gösterir.  

 

İlk küme, evrenin gezgin atomlarından meydana gelmiştir.



 Ayrıca, bu İlahi Kıvılcımlar Logos dışında 

başka hiç bir tesire maruz kalmamışlardır; çünkü henüz uydular oluşmadığı için Gezegensel Varlıkların 

tesiri mevcut değildir. 

Bu nedenle ilk kümedeki Kıvılcımlar, İlahi imajı başka tesirlerle karışmamış olarak, 

tüm arılığıyla taşırlar.  

 

Çapraz akımlar oluşturabilecek tesirlerin olmaması nedeniyle, ilk kümedeki Kıvılcımlar kendilerinden 



sonra gelenlere nazaran daha 

az çabayla 'İlahi İdeal'e yaklaşabilirler.

 Yapılarında Kozmos'un tesirleri 

dominant nitelik taşır. Sonraki her yeni küme ise, evrimini daha gelişmiş bir evren içinde 

tamamladığından, sadece Kozmos'un tesirlerine değil, evrende ortaya çıkan farklı tesirlere de maruz kalır.  

 

Başka bir nokta ise



, ilk kümedeki Kıvılcımlar bedenlerini, evrimlerini sürdürdükleri planın farklılaşmamış 

atomlarından oluştururlar.

 

Böylece bir sonraki plana geçerken bu atomları da beraber götürürler.  




Yüklə 1,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə