42
hareketlerindeki özgürlük alabildiğine gelişmiş ve reaksiyonlardaki varyasyonlar nedeniyle, karşılaştıkları
kümelerde sebep oldukları gelişmeler de o ölçüde çeşitlilik kazanmıştır.
Böylece, ilk üç kümenin gelişim sürecini birinci plana kadar izlemiş olduk. Şimdi planlar boyunca dönüş
yolculuklarını inceleyeceğiz.
Hatırlayacağınız gibi, Ateşin Lortları İlahi tesirin küresine dönmeden önce bir siklusu/devinimi
tamamlamış olurlar.
Formun Lortları her seferinde biraz daha uzun süren yolculuklar dizisiyle evrimlerini sürdürürler. İlk
yolculukta altıncı plana kadar ilerler ve İlahi tesir küresine dönerler. İkinci çıkışlarında, iki küre boyunca
ilerleyerek beşinci plana ulaşırlar ve bu böylece, altıncı yolculuklarında birinci plana erişmelerine kadar,
devam eder. Anlaşılacağı üzere, çepere doğru yaptıkları son yolculuklarında, tüm planların reaksiyon
kapasitelerini doğalarına kaydetmiş durumdadırlar ve bu yönde kazanacakları başka bir şey yoktur. Artık
sadece dönüş yolculuklarının deneyimine ihtiyaçları vardır.
Zihnin Lorları’nın evrimi de Ateşin Lorları’nın geçirdiğine benzeyen sürekli bir yolculuk sürecini içerir;
ancak bunlar, planlar boyunca ilerleyebilmek için sıralarını beklerken, reaksiyon kapasitelerine yeni
faktörler ekleme fırsatını bulurlar.
Görüleceği gibi, ilk kümenin merkeze doğru yolculuğunun başladığı andan itibaren her kürede daima aynı
anda iki çeşit evrim yaşanır.
İleri aşamada süren bir evrim, diğerlerini belli açılardan derin bir şekilde etkiler. Bu ise 'inisiyasyon' denen
sürecin prototipini teşkil eder.
Daha önce açıklandığı üzere, İlahi Kıvılcımlar her planda yeni bir reaksiyon modu edinirler. Planı tam
olarak tanırlarken, aynı zamanda o planın koşullarıyla sınırlandırılırlar. Dönüş arkı boyunca artık planlara
nüfuz etmek çabası içinde değildirler. Aksine, planlardan uzaklaşmak, daha önce kazandıkları reaksiyon
kapasitesini korurken, kendilerini sınırlayan koşullardan özgür olmak arzusunu taşırlar.
Ancak bir kümenin belli bir plandan tamamen özgür olabilmesi için, o kümenin grup ruhunun plandaki
tüm reaksiyonları mükemmel bir şekilde sentezlemiş olması gerekir. Böylesi bir sentez içinde
reaksiyonlar, karşılıklı dengeleme sonucunda otomatik bir nitelik kazanır ve artık bireysel ayarlamalara
gerek kalmaz. Böylece edinilen alışkanlık hali, Kıvılcımları bilinçaltına iter. Bilinçlilikleri daha yüksek bir
planın reaksiyonlarına yönlendirilmiş olan Kıvılcımlar, bu üst planın doğasına göre hareket etmeye
başlarlar. Bunun sonucu olarak alt planın atomları, artık o planda yerleşik olarak kalamaz ve dağılırlar.
İşte Ateşin Lorları’nın planlardan uzaklaşması böyle cereyan eder.
Formun Lortları daha farklı bir evrim şekli uygularlar. Edindikleri her deneyimi Logos Bilinçliliğine
aktarır ve kendilerini ileriye fırlatan impuls niteliği taşıyan Logos imajının karşı tesirini beklerler.
En son
plana da ulaşıp altıncı defa merkeze döndüklerinde ise, Logos bilinçliliğine son mesajlarını vermiş olurlar.
Yedinci yolculukları artık onlar için bir tekrar niteliğindedir ve Logos bilinçliliğine yeni bir şey
eklemeyecektir. Ancak, her planın tezahür evreninde yer alan biçimlenme kuvvetlerine katkıda bulunmayı
görev edindikleri için yolculuklarını sürdürürler. Reaksiyonları temelde formları stenotipleştirmeye
yöneliktir ve her kürenin Gezegensel Varlığının bedenini teşkil eden atomlar üzerinde derinlemesine tesir
uygularlar.
Ateşin Lortları, bulundukları kürede gelişmekte olan 'Yaşam Kıvıcımları'nı etkilerler. Formun Lortları ise
bunlara dokunmaz, doğrudan küreye tesir ederler. Eğer durum böyle olmasaydı,
formun
43
stereotipleştirilmesi süreci, İlahi Kıvılcımların evrimine engel olurdu. Mevcut durumda ise, Gezegensel
Varlıkların elemanlarına uygulanan formsal stereotipleşme sonucunda, bir çekim merkezinin etrafında
maddenin toplanmasından ibaret son derece basit bir yapıya sahip olan küresel bir tezahür birimi ortaya
çıkar.
Zihnin Lortları ise herhangi bir plandaki kümeler üzerinde dominant tesir kaynağını teşkil ederler.
Bireysellik niteliği geliştirdikleri için, sadece grup zihnine tesir etmekle kalmayıp, tek tek Kıvılcımlar
üzerinde etkili olabilirler.
17. İNİSİYATÖR OLARAK ZİHNİN LORDLARI
Kendilerinden daha yavaş bir ritme sahip olan nesneleri, kendi vibrasyonları ile uyumlu kılma eğilimi,
tüm titreşimsel nesnelerin belirgin özelliğidir. Bu faaliyetlerinde tek sınırlayıcı faktör ise sahip oldukları
titreşimsel kapasiteleridir.
Ateşin Lorları’nın titreşimsel faaliyetleri geliştirme potansiyelleri, sahip oldukları toplam grup reaksiyonu
ile sınırlıdır. Zihnin Lortları söz konusu olduğunda ise, bazı özel reaksiyon kapasitelerine sahip olan
Kıvılcımlar, bireysel olarak titreşimsel faaliyetler içine girebilirler. Böylece gelişen Kıvılcımlar, bir
parçasını oluşturdukları 'Yaşam Kümesi' üzerinde İnisiyatör olarak derin bir tesir uygularlar.
Evrimin çeper yönündeki arkı üzerinde inisiyasyon, dönüş yönündeki kümedeki yaşamla temas
sonucunda ortaya çıkar. İnisiyatör (*İnisiyatör: Başlatan), çeper yönündeki evrim arkını keserek, sempatik
(uyumlu) indüksiyon yoluyla belli reaksiyon kapasitelerine yol açar. Dönüş arkı üzerindeki inisiyasyon ise
daha farklı bir süreç içerir. Bu konuyu yeri geldiğinde inceleyeceğiz.
Çeper arkı üzerinde yer alan inisiyatörlerin fonksiyonu, kümelerinin yeni planın koşullarına daha hızlı bir
şekilde adapte olmalarını sağlama yönündedir; çünkü bu koşulların doğası hakkında belli bir kavrayışa
sahiptirler.
Şimdi, İlahi tesir küresine bir kere daha dönen ilk kümeyi çevreleyen koşulları araştıralım. Bu küme
Kıvılcımlardan oluşan bir bulut neşrettikten sonra, manyetik, çizgisel, merkezcil, merkezkaç ve
vorteks
kuvvetlerinin organize bir topluluğu halinde ve bir kütlesel momentumla merkeze döner.
Bu noktada Logos, tesir açısından kendininkine yakın olan bir organizasyonla karşı karşıyadır. Bu nedenle
Logos'un kendi evrenine uygulayacağı tüm tesirler, ilk kümenin organize reaksiyonu ile karşılaşır. Ancak
Logos, kendi yarattığı bir unsura karşı zıt bir faaliyete girişmez. Bunun yerine, tesiri altında olduğu
Kozmos ile, şimdi kendi evreninde koşullayıcı bir etki kaynağı olan organizasyon arasında sentezleyici bir
rol üstlenir.
Bu organizasyonun algılanması, Logos bilinçliliğinde paralel bir yansıma yaratır ve böylece Büyük
Varlık, kendi evreninin etkisiyle koşullanmış olur. Bunun sonucu olarak tüm Kozmik tesirler, evrene
iletilmeden önce bu koşullamanın etkisi altında değişime uğrarlar.
Şimdi Logos, evrimleşmiş kümenin planlardaki deneyimleri sonucunda edindiği reaksiyon kapasitelerini
aynen kazanmıştır. Bu nedenle Büyük Varlık ve tezahürü, senkronize bir şekilde titreşirler ve
birlik
içindedirler. Belli bir dengeleyici etki/tepki periyodundan sonra ise bir ritim geliştirirler. Logos titreşimleri