60
Ancak bir kuvvetin daha yüksek bir plana transferine yol açan koşullar ortaya çıktığında, reaksiyon yeni
planın tesirine bağlı bir değer alır. Sonuç olarak, bir kuvvet süptilleştiğinde karesi kadar büyür; daha alt
bir dereceye indiğinde ise karekökü kadar azalır.
Merkez yönündeki ark üzerinde, derece düşürme evrimsel bir mekanizmadır. Ruhun, evrimini
değerlendirdiği inisiyasyon deneyimleri, kendi derinliğini tanıması için önemlidir.
Maddenin her atomu bir içe dönüşün ürünlerini içerir. Eğer bir maddenin atomlarını tamamen
parçalamanız mümkün olsaydı, bir onsluk kıl ile üzerinde yaşadığınız küreyi darmadağın edebilirdiniz. Bu
nedenle böyle bir deneyin yakın bir gelecekte gerçekleşmesi beklenmemektedir!
Her İlahi Kıvılcım içe dönüşün 'nadir'ine ulaştığında, artık insan niteliği taşıyarak evrim yolculuğuna
devam etmeye hazırdır. Bu niteliğiyle ise, sizin çok azını idrak edebileceğiniz potansiyelleri doğasında
içerir.
Öznel bilinçlilik, alışkanlık halinde fonksiyonların sürdüğü plandan bir sonraki plana yükseldiğinde, orada
mevcut 'kanun'a uymak durumunda kalır ve
mevcut atalet hali, iki ayrı kinetiğe dönüşür. Bir planın
bilinçlilik merkezlerinin, birdenbire ve topyekûn bir dönüşümde ortaya çıkan kuvvetleri karşılayabilmesi
çok ender rastlanan bir durumdur. Burada şu deyişi hatırlayalım: 'Benim yüzümü görüp de yaşayan kimse
olamaz.' Daha hafif veya kısmi bir dönüşüme ise kör edici bir ışık flaşı eşlik eder. Böylesi bir dönüşüm
normal koşullarda cereyan ettiğinde, 'çarpma' değil de 'toplama' yöntemi uygulanır.
Bir plandan diğerine dönüşüm kareler sistemine uygun olarak meydana geldiğinde, sonuç Mukaddes
Kitap'taki şu sözlerle ifade edilebilir: 'O, Tanrı ile yürüdü ve Tanrı'yla beraber değildi.' Eğer süreç, pek
çok kere tekrarlanan 'çarpma' yöntemini içeriyorsa, bu 'Yol'un normal yönüdür. İnisiyasyonun her
derecesi, bir 'çarpma' işlemine tekabül eder. 'Toplama' formunda bir süreç ise, 'Evrim'in normal nizamıdır.
İnisiyasyonun her derecesi bir ışık flaşı halinde idrak edilir ve bu flaş aracılığıyla ilgili alt planın imajı,
bilinç tarafından gerektiğinde kullanılmak üzere, bilinçaltına işlenir.
Güç belli bir plana yükseltildiğinde, bu gücü karşılayacak bir grubun varlığı gereklidir. Bir plandan
diğerine yükselen bir kuvvetin formu, oradaki grup zihni tarafından meydana getirilir. Eğer bir kuvvet
ikinci plana yükselirse, grupta ikinci derecenin mevcut olması gerekir. Her plan bir dereceye tekabül eder.
Bununla beraber, eğer bir kuvvet bir plan veya bir alt plan alçalırsa, tamamen farklı bir süreç söz
konusudur. Bir aşağıdaki plana indiğinde atalet halinde olan kuvvet, fonksiyon
göstereceği vasat olarak
doldurulmaya hazır, boş bir kanal bulur. Bu nokta, obsesyon olgusunu açıklama açısından önemlidir.
Obsesyon teriminin 'etki altına alma' şeklinde anlaşılması yanlıştır. 'Etki altına alma', bir varlığın diğeri
üzerinde denetleyici bir tesiridir. Obsesyon ise, bilinçliliğin derecesinin indirilmesi yoluyla ruh aşağı
çekildiğinde ortaya çıkar.
Bu nedenle gerçek bir obsesyon vakası söz konusu olduğunda, sadece işgalci varlığı dışarı atmak yeterli
değildir; ruhu da yeniden yükseltmek gerekir.
'Bir adamın içindeki şeytan kovulduktan sonra, bu sefer içine, evi boş bulan yedi şeytan yerleşmiş.'
Ruhun derecesinin alçalması, temasa geçilen alt evrim aşamalarındaki varlıklar nedeniyle olur.
Ancak
burada ruhun alçalmasına yol açan, bu varlıkların kasıtlı hareketleri değil, bu süreç zarfında kişinin
iradesinin sınırlanmasıdır.
İradenin kinetik değil de, kısıtlayıcı bir nitelikten hareketle işlev gördüğü
durumlarda, aşağı yöne bir çekimin devreye girme olasılığı mevcuttur.
Kısıtlanmış irade, aşırı serbest bir
61
iradeden daha tehlikelidir; çünkü böyle bir irade, sahibini insan ötesi güçlerin tesirlerine açık duruma
sürükler.
'Etki ve tepki birbirine eşittir' ifadesinin okült bazda taşıdığı anlam iki çeşittir:
Etki ve tepki sadece bir plan üzerinde eşittir; ancak yedi plan üzerindeki kuvvetler düşünüldüğünde böyle
bir eşitlikten bahsetmek mümkün değildir. Bir planda oluşan bir etkiye karşı reaksiyon farklı bir planda
ortaya çıktığında, değerlerde de bir farklılık gözlenir.
Eğer bir kuvvet tesirini bir plandan tamamen çekip başka bir plana uygularsa, dengelerde bir değişim
meydana gelir. Bu nedenle bu tür bir uygulamaya girişen kişinin, kuvvetlerin dengesini korumayabilmesi
ve bunun için de, kuvvetleri gerektiği şekilde derecelendirmenin yöntemini bilmesi şarttır. İşte bu nokta,
pratik okültizmde çok önemli bir yer tutar ve zıt niteliklerin dengeleyici güçlerinin değerlendirilmesi ile
alakalıdır.
'Sephiroth' (Kabala öğretisine göre varoluşun temelinde yatan onbir Tanrısal ışına verilen ad) tersine
çevrildiğinde 'Qliphoth' (Sephiroth'un karanlık yanı. Negatif güçlerin hüküm sürdüğü bölge olarak kabul
edilir) olur. Bu gerçek, pek çok konuya anahtar teşkil eder.
Büyük spritüel güçlerin davet edildiği her maji
işleminde, ihtiyaç duyulan nitelikleri taşıyan daha aşağı dereceden varlıklar kullanılır.
'Üstat' olarak
tanımlayabileceğimiz bir kişi, fiziksel plandaki çalışmalarında zorunlu olarak kendinden daha düşük
derecede bir varlığın Kişiliğini devreye sokar. Bozmak üzere olduğu dengeyi sağlamlaştırmak amacıyla,
sembolik bir ifadeyle, o varlığı kendi arkının 'nadir'i olarak kullanır. Ortaya çıkan kuvvet, o varlığın
yüksek niteliği tarafından alınır ve varlığın
Kişiselliğinin
en düşük ve en somut niteliği olarak dışa
vurulur. Varlığın Kimliği ise fiziksel plana dönüş yolunda kullanılır.
Buradaki mekanizma, çizgesel olarak 'Y' harfiyle tasvir edilebilir: Harfin iki kolu
Kişiselliği
ve Kimliği,
tabanı ise fiziksel plandan ayrılış ve geri dönüş kanalını temsil eder.
'Y' harfinin üzerine 'X' harfini yerleştirirseniz, çıkan ve giren kuvvetlerin sembolik gösterimini elde
edersiniz. 'X' harfi, sırt sırta iki 'C' harfinden oluşur. Soldaki 'C' dışa doğru, sağdaki ise içe doğru olan
akımı ifade eder.
Buradan da anlaşılacağı gibi, pratik maji uygulamalarında dikkatli ve kontrollü olmak önem taşır. Dönüş
yolu üzerinde Kimliğin en ilkel niteliklerinin ifadelendirilmesi sırasında ortaya çıkan kuvveti, Tanrı'ya
doğru yönlendirmek gereklidir. Bu uygulama, yüksek planlarda güç oluşturmak amacıyla süptilleşmeye
bir örnek teşkil eder.
Fiziksel planda kullanmak üzere yüksek bir plandaki Üstadından güç isteyen bir öğrenci, dengeyi
koruyabilmek için, gerektiği ölçüde bir kuvveti daha aşağı bir plandan yukarıda bir plana iletebilme
yetisine ve arzusuna sahip olmalıdır. Bu konuda yapılan ihmaller, okültle uğraşan kişilerde istenmeyen
niteliklerin fazlasıyla beslenmesine yol açmaktadır.
24. SINIRLILIK KANUNU (BİRİNCİ BÖLÜM)
( Mücahadesi olanın müşahadesi olurum, istese de, istemese de)