62
Sınırlılık, tezahürün, dolayısıyla da gücün, ilk kanunudur.
Bu kanun yeterince anlaşılmamaktadır.
Çoğu
kişi spritüel gücün sınırsız olduğuna inanır ki bunun gerçekle uzaktan yakından ilişkisi yoktur.
Logos,
tezahür edebilmek için kendini sınırlar.
Yine de, spritüel güçler aşağı bir planın kapasitesinin o kadar
üstünde olabilir ki, o plana getirildiğinde tüm dirençleri kırabilir.
Bir enerjinin tezahür edebilmesi için bir forma veya bir vasıtaya ihtiyacı vardır.
Form için, söz konusu
planın hemen bir üstündeki planın maddesi kullanılır ve güç belli bir kanal boyunca çağrılır. Bir kuvveti
yönlendirmeden davet etmek, onun dağılmasına yol açar
. Gücün korunması, 'Sınırlılık Kanunu'nun iyi
bilinmesi ve doğru uygulanmasıyla sağlanır.
Bir hedefe ulaşmak için önce hedefi çok iyi tanımlamanız ve lüzumsuz şeylerden arınarak, kendinizi o
hedefe uygun bir şekilde sınırlamanız gerekir.
Şunu unutmayın ki, gücü geçirirken yapılması gereken ilk
şey, gereksiz olanı terk etmektir ki bu, konsantrasyonun bir başka tanımıdır
. İşte Sınırlılık Kanunu, gerekli
olmayan şeyleri temizlemek suretiyle gücün konsantre edilmesiyle ilgilidir.
Herhangi bir girişimde temel gereklilik, neleri yapamayacağınızı iyi bilmektir. Bu seçicilik anlamına gelir.
Sınırlılık Kanunu, gücü davet etmeye ilişkin kanunların kaçınılmaz sonucudur.
Bir girişimde bulunmanız gerektiğinde, önce konuyu detaylarıyla inceleyin ve ulaşmak istediğiniz sonucu
net bir şekilde belirleyin. Bu arada, sonuca ulaşabilmek için ihtiyacınız olan vasıtaları tespit edin.
Daha
sonra, hedefinizle ilişkisi olmayan tüm arzuları ve düşünceleri kendinizden uzaklaştırın. Bu çok önemli bir
noktadır. Başka bir deyişle, kendinizi tek yöne kanalize edin.
Bu arada belli bir süre için bazı meşru insani hedefleri bir kenara koymanız da gerekebilir. Bundan
rahatsız olmayın ve büyük bir acımasızlıkla, kendinizi ilgilendiğiniz konuya göre sınırlayın.
Öyle ki
hedefiniz sizin için önemli olan tek şey olsun ve diğer her şeyi geri plana itin.
Sonuca ulaşana kadar başka
hiç
bir şey düşünmeyin, başka bir şey hayal etmeyin.
İsteklerinizi tam anlamıyla kontrol altına aldıktan ve
bilinçlilik alanınızı böylece sınırladıktan sonra, uygulama için gerekli olan gücü davet edin ve bir anlık
flaş içinde dileğiniz olacaktır. Genellikle bu tür meselelerde hazırlık dönemine yeterince önem verilmediği
için, elde edilen sonuçlar da tatmin edici olmamaktadır.
(Çok net ve kesin)
Spritüel gizli güçler uyandırılmak istendiğinde, bilinçliliğin tümüyle bu konuya tahsis edilmesi gerekir.
Ancak şurası unutulmamalıdır ki, aşırıya kaçıldığı takdirde bilinçliliğin bu şekilde daraltılması doğal
dengelerin bozulmasına yol açabilir.
Bu nedenle konsantrasyon ve tümüyle dış yaşama açılma periyotlarının münavebe ile birbirlerini takip
etmesi gerekir. Böylece dış yaşama yönelişle genişleyen bilinçlilik ve geliştirilen karakter, spritüel güçleri
fizik planda tezahür ettirme arzusunun ne zaman desteklenmesi veya ne zaman sınırlandırılması gerektiği
konusunda daha güvenilir bir zemin oluşturacaktır. Periyodular arasındaki oranı koruyamamak ise
fanatikliğe ve dengelerin yitirilmesine yol açar.
.
(Çok önemli)
Gücün konsantre edilmesi için bilinçliliğin alanını sınırlamak gereklidir.
Ancak bu sınırlama ise
bilinçliliğin gelişmesi ve genişlemesi ile sağlanır; çünkü sınırlama aslında 'seçici olma' demektir ve bu
nedenle de bilinçliliğin sınırlanması, sınırlı bir bilinç anlamına gelmez.
Sınırlı bilinçlilik deneyim
eksikliğini ifade eder. Bilinçliliğin sınırlanması ise deneyimlerin seçilmesi ve ilginin, seçilen konuya
odaklanması anlamına gelir. Odaklama gücü denildiğinde akla Sınırlılık Kanunu gelmelidir.
Okült uygulamalara yeni başlayan bir kişinin karşılaştığı en büyük direnç, ataletin direncidir. Atalet
halinde olan bir şeyi harekete geçirmek için, Ego'nun benzer bir direnci devreye sokması gerekir. Böylece
63
atalet, ataletle dengelenmiş olur ve Ego'nun kinetiği ile dengeler değişir. Bu şekilde iradenin tek başına
gerçekleştiremeyeceği sonuçlar elde edilebilir.
Hiyerarşinin hizmetinde olanların maji konusunda bilgili olmaları önemlidir; çünkü maji uygulamaları
gücü çağırıp odaklamayı mümkün kılar. Bu bilgilerin kötü amaçlara yönelik kullanılması yasaklanmıştır;
ancak nizama uygun uygulamalarda 'enerji Tasarrufu’na imkân verirler.
O halde unutmamanız gereken nokta, her girişimde gücün sırrının sınırlamada yattığı gerçeğidir.
Bu her
zaman küçük şeyler peşinde koşmanız gerektiği anlamına gelmez. Daima çabalarınız Kozmos'la
korelasyon içinde olsun ve çalışmanızı bütünle bağıntılı olarak değerlendirin. Ancak bütünlük içinde
ilgilendiğiniz bölgeyi net bir şekilde sınırlayın. Sizden çok büyük varlıkların bulunduğu bir skala içinde
çalıştığınız zaman, büyük bir kütlesel ataletin ağırlığı altında kalırsınız
. Çalışma bölgenizi sınırladığınızda
ise, bütün içinde ulaşamayacağınız sonuçları parça parça elde etmeniz mümkün olur.
Bu sınırlamayı sağlamak için, doğal ayırım hatlarını, problemin kavşak noktalarını tespit etmeye çalışın.
Her konu için olguların birbirinden ayrılabildiği noktalar daima mevcuttur. Bazı noktalar ise böyle bir
ayırıma direnç gösterirler. Bu noktalar için, konuyla ilgili duyguların yer aldığı astral plana yönelin.
İlgilenilen konu tümüyle mental planda tasarlanabilir; ama ayırım hatları için astral plana bakmak
lazımdır. O anki arzunun objesi, daha uzak bir arzunun objesinden veya belli bir niteliği için arzu edilen
bir obje, farklı bir niteliği için istenen başka bir objeden astral planda ayırt edilebilir. Eğer bilinçliliği bir
noktaya sınırlarsanız, sınırlanmamış bir girişimin ayrım hatları boyunca odaklanmanız ve söz konusu
olayla parça parça ilgilenmeniz mümkün olur.
Gücü çağırmak ve o gücü kullanarak bir girişimi gerçekleştirmek, bilinçliliği odaklayarak sağlanır. Ancak
sonuca ulaşabilmek için, temelde, genişletilmiş bir bilinçlilik hali gereklidir.
Tepe noktasının sivriliği,
geniş bir tabanla desteklenmelidir. Bu çoğunlukla gözden kaçan bir noktadır.
25. SINIRLILIK KANUNU (İKİNCİ BÖLÜM)
Sınırlılık Kanunu okült uygulamalarının temelini teşkil eder. Gücün sırrı burada saklıdır; bu nedenle bu
bilgiler henüz deneme aşamasında olanlardan gizlenmiştir.
Onlara sonsuz bir güç kaynağından
bahsedilmiş ve sonra formu olmayan bu güç üzerine konsantre olarak tefekkür yapmaları öğretilmiştir. Bu
durum ise onların gücü değil, gücün onları kullanmasına yol açmıştır.
Ancak alt planlarla kanal bağlantısı kurarak bilgi toplanmaya başlandığında, gücü belli bir amaç
doğrultusunda yönlendirmenin
ve böylece gücü
Kişisellik
planlarından Kişilik planlarına aktarmanın
mümkün olduğu anlaşıldı.
Bu noktada, form oluşturmaya ilişkin metotların bilgisi önem kazanır.
Tezahür Etmemiş Olan tezahür etmeye karar verdiğinde, hareket, sonunda başladığı noktaya dönecek
şekilde bir çember üzerinde akmaya başladı. Somut mental planda bir form yaratabilmesi için, düşüncenin
de bir çember üzerinde hareket etmesi ve başlangıç noktasına dönmesi gerekir. 'Yukarıda ne varsa, aşağıda
da aynısı vardır.' Düşünce bir kavramdan başlayarak, çeper yönündeki ark üzerinde genelden özele,
merkez yönündeki ark üzerinde ise özelden genele doğru bir mantık döngüsü içinde hareket eder. Böylece
bir problemin iki yönünü de görür ve korelasyon uygular. Bu birinci aşamadır. Böylece gelişen kavram
duygu diyarına, yani Geçilmez Halka'ya, sevk edilir. Daha sonra bu kavram doğanın itici gücüne bırakılır.
Bu ise Kaos Halkası' na tekabül eder.
Kozmos Halkası mental planda bir kavramdır, Kaos Halkası, içgüdülerin itici gücüdür. Geçilmez Halka
ise Yüksek Astrala tekabül eder. Bu kavramlar üzerinde tefekkür yaparak pek çok şey öğrenilebilir.
.(Çok