56
etmek, yüceliklerine saygı göstermek ve varlığı için gerekli koşulları korudukları için minnettar olmak
durumundadır. Lordların hizmetçisi olarak nitelenen ve 'Elementaller' adı verilen bu düşünce formları,
insanlara hizmetlerinde zeka yansıtmazlar. Bir kişi onlara yaklaşmak istediğinde eterik dublesini kullanır.
Fakat bu temas genelde bir risk içerir; çünkü bu varlıklar önce belli nitelikleri canlandırır, sonra onları
massederler.
Şimdi, bu Elementaller Kişilikten
Kişisellik
geliştirme yolunda derece derece ilerlemektedirler
.
Elementallarla temasa geçen insanlardan bazıları, 'kara büyü' uygulayarak onların gelişmekte olan
kişiselliklerinden
faydalanma ve evrimsel süreci nizama aykırı bir şekilde hızlandırarak Tanrı'ya yaklaşma
çabası içine girebilirler.
Böyle bir temasta, obsesyonun bilinen şeklinin zıddı bir durum ortaya çıkar. Kişilik kaybedilir ve yerini
Elemental bilinçliliğe bırakır. Öyle ki, onların kalp yerine bir taş parçası, bir deniz dalgası, bir cennet
rüzgârı veya bir alev taşıdıkları söylenebilir. Elementaller, elementlerin aracılığıyla insanların ilkel
(elemental) yanına hitap ederler ki
, bu insanlık için daima bir sorun teşkil etmiştir.
Çünkü garip ve
elemental güçler taşıyan bu varlıklar, insanlığın tabi olduğu koşulları kabul etmek istemezler; onlar için
insan olmak bir çeşit çarmıha gerilmektir.
Sürekli olarak kendilerine ait bir 'krallık' peşinde koşarlar.
İnsanlarda kendilerine yararlı olacak nitelikleri uyandırmaya çalışırlar. Çok güçlü oldukları için de,
karşılık bulduklarında, kişilerde yıkıma yol açarlar.
Başka bir olasılık ise, bir Elemental ile temasa geçen kişinin obsede olmak yerine onunla eşleşmesidir. Bu
kişi, doğasının elemental yanıyla bağlandığı sevgilisi ile beraber olmak ister.
Böyleleri için büyük bir azap söz konusudur; çünkü bedenli olarak tatmin edilemeyen bir özlem taşırlar.
Sevgilileriyle buluşabilmek için eterik formlarını kullanmak zorundadırlar. Aslında
bu konuyla ilgili daha
pek çok şey söylenebilir.
Ancak, Elementalların Lordları ile temasa geçmek isteyen bir insan, doğasındaki elemental nitelikleri
rafine bir hale getirmek zorundadır. Dünya üzerinde sabit ve dengeli, suyun akışkanlığında hareketli,
rüzgâr gibi hızlı ve girişken, bir alev gibi parlak ve sıcak olmaya çalışmalıdır. Kendi içinde bu tür
niteliklerin Lord'u olduğunda, mikro kozmosta Elementlerin Lord'u olur. Bundan sonra ise makro
kozmosta Elementlerin Lordları ile yakınlaşıp, Elementlerin Elçileri' nin hizmetlerinden yararlanabilir.
Gerekli güce sahip olmadan 'İsimleri kullananlar ise kendilerini büyük tehlikelere maruz bırakırlar.
Formun Lordları, tüm fiziksel ve kimyasal olgular üzerinde hâkimdirler. Yukarıda anlatılanlar Formun
Lordları için de geçerlidir. Onların yardımıyla atomik ve kimyasal kanunlara ve cisimler arasındaki
ilişkilerin bilgisine nüfuz etmek mümkün olur; çünkü 'form' koordinasyon yansıtan bir ilişkidir.
Ateşin ve Formun Lortlarının karşılıklı etkileşimi çok önemlidir; çünkü Ateşin Lordları 'Yaşam'ın,
Formun Lordları ise 'Ölüm'ün şefkatli vericileridir. Formun Lordları, bize ölümün, kaçışın ve özgürlüğün
kanunlarını aktarırlar.
Ateş'in güçlerine hâkim olmak için Formun Lortlarının, 'Form'un güçlerine hâkim olmak için ise Zihnin
Lortlarının güçlerini davet etmemiz gerekir.
Formun Lordları 'sürtünmenin Lortlarıdır. Kuvveti sınırlayarak iş görmesini sağlarlar; ancak sürtünme ile
de kuvveti dağıtırlar. Potansiyel olarak mevcut olanı açığa çıkarırlar. Yaşayan varlıkları ölüm noktasına,
kinetik her şeyi durgun bir konuma getirirler. İşte bu nedenle onlara 'Ölümün Lordları' denilmiştir.
Formun Lordları 'Eğiticilerdir; disiplin olgusu onların inisiyatifi altındadır. Ancak 'ceza' yetkisi Zihnin
Lortlarına verilmiştir.
57
Formun Lortlarının Elementalları, tüm kimyasal elementlerin, bileşimlerin ve reaksiyonların doğasını
belirlerler.
Fizik kanunlarının ardında Ateşin Lordları, kimya kanunlarının ardında ise Formun Lordları yer alır.
Zihnin Lordları, biyoloji kanunlarından sorumludur.*
İnsanlığın Lordları ise sosyolojik kanunları denetlerler.
*Editörün Notu: Burada üçüncü kümenin biyolojik kanunlar üzerindeki tesirleri yer almamaktadır. Ancak
birinci ve ikinci kümelerin tesirleriyle paralellik kurarak, okuyucu bu konuda yeterli bir anlayışa sahip
olabilir.
22. İNSANLIĞIN KENDİ ÜZERİNDE UYGULADIĞI TESİRLER
Buradaki öğretilerin amacı, evrimle ilgili bilinen konuları tekrarlamak değil, genelde bilinmeyenleri
açıklamak ve aynı zamanda, az bilinen veya yanlış anlaşılan faktörlere netlik kazandırmaktır.
Bundan önceki bölümlerde insan öncesi evrimlerle, bunların insanlığa yansıttığı tesirler üzerinde durduk.
Bu bölümde ise insanlığın kendi üzerinde uyguladığı az bilinen tesirleri inceleyeceğiz.
Aynı gezegeni paylaşan evrimler söz konusu olduğunda şurası unutulmamalıdır ki, bilinçlilik fiziksel
planın ötesine yükseltildiğinde, Dünyanın küresinin dışına çıkar ve yeni plandaki Gezegensel Varlığın
'hükümranlığı' altına girer.
(Bu nokta, fiziğin horoskopu çıkarılırken göz önünde bulundurulmalıdır.)
Ancak burada sadece Dünya'nın küresinde etken olan tesirlerle ilgileneceğiz. Bu tesirler, merkez ve çeper
yönlerindeki süreçler sırasında eterik alt planlarda görülen aktivitelerin yol açtığı tesirlerdir.
Normal olarak, bir evrimin varlıklarının geçirdikleri bir safhanın koşullarına yönelmeleri, gerileme olarak
kabul edilir ve kaçınılması gereken bir durumdur. Dünyanın küresinin dışına henüz çıkmış olan varlıkların
geriye bakmalarına izin verilmez; aksi takdirde Dünya koşulları içine hapsedilirler
. İşte bu nedenle yeni
ölmüş varlıkların ruhlarıyla temasa geçmek, ancak ve ancak onların ruhlarının özgürleşmesine yardım
etmek amacını taşıyorsa kabul edilebilir. Aksi takdirde son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
Ancak, evrimin, sizce genel bir tanımlamayla 'Büyük Beyaz Locanın Çalışması' veya 'Üstatların
Çalışması' olarak bilinen ilginç bir modifikasyonu mevcuttur.
Normal bir evrim sürecinde tahtanın evrimi, ağaçların gelişimine bağlıdır. Başka bir deyişle, bireylerin
ruhlarının tekâmülü, grup yaşamının da tekâmülü demektir.
Ancak öznel bilinçliliğin gelişmesiyle, grup
yaşamında bir değişim göze çarpar. Bazı ruhlar kurtuluşun değil de, kurtarıcının yolunu seçerler.
Bu
ruhlar, emeklerinin ürünlerini toplamak çabası içine girmezler ve 'iyi karmaları', ait oldukları ırkın
karmasına eklenir.
Şurasını unutmayın ki, her evrim zaman içinde bir süreçtir. Başka bir ifadeyle, bir sebep-sonuç dizisidir.
Genelde evrim yolu o kadar geniştir ki, pek çok ruh eş dönemlidir; yine de evrim türleri açısından
aralarında belli farklar görülür.
Mevcut insanlığın bir evrim siklusunun üçte ikisini tamamladığı
söylenebilir.
Hem geçmişin bilgileri, hem de geleceğin potansiyeli her bireyin içinde saklıdır ve
geleceğe
yönelik potansiyellerin bir kısmı ise gerçekleşmenin eşiğindedir.