143
d)
Лицо её преобразилось: оно стало вдруг, в мгновение ока, и необычайно
красиво и страшно. (Тургенев)
162
Yüzünün ifadesi değişiverdi: yüzü bir anda hem çok güzel, hem de çok çirkin
oldu.
Bu deyim daha çok konuşma dilinde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde hareket belirteci niteliyeni (örnek a, b, c, d) olarak kullanılır.
Deyim sadece tekil halde kullanılmaktadır.
Витать в облаках
Türkçe anlamı = bulutların içinde yaşamak;
Türkçe karşılığı = boş hayaller peşinde koşmak, gerçekleri görememek,
olmayacak duaya amin demek;
Aslı = eski Slavca’dan alınmış taklit.
Eski Slavca’da витати fiili – yaşamak, bulunmak anlama geliyordu. Eski
Rus dilinde ise bu fiil bir çok sözcükle birlikte kullanılırdı. Çağdaş Rusça’da ise bu
fiil sadece bu deyim içinde kullanılmaktadır.
163
Örnek tümceler;
a)
Нороков лишён в её глазах всякой практической сметки, витает вечно
в облаках, беззаветно предан искусству. (Ю.Юрьев)
164
Norokov onun gözünde her tür pratik düşünceden yoksun, boş hayaller
peşinde koşan, sanata canı gönülden bağlı bir kişiydi.
162
E.A.Bıstrova, 1998, s. 36
163
N.M. Şanskiy, 1987, s. 27
164
Ö.Aydın Süer, 1999, s. 32
144
b)
Ты совершенно оторвана от реальной жизни. Не витай в облаках,
опустись на землю!
Sen hayatın gerçeklerinden çok uzaksın.
Boş hayaller peşinden koşmayı
bırak, ayakların yere bassın!
c)
Сюзанна лишена реальности жизни и витает в облаках с незимной
улыбкой... Я смотрю на неё и думаю: хорошо быть красивой и
богатой.
165
Suzanna hayatın gerçeklerinden yoksun ve semavi bir gülümsemeyle boş
hayaller peşinde koşuyor…Ona bakıyorum ve güzel ve zengin olmanın ne
kadar hoş olduğunu düşünüyorum.
d)
Не витайте в облаках, спуститесь на землю.
Boş hayaller peşinde koşmayın, ayakların yere bassın!
Bu deyim daha çok konuşma dilinde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde yüklem (örnek a, b, c) rolü yapar. Fiil витать olumlu (örnek a,
c) ve olumsuz (örnek b, d) olarak kullanılabilir.
Deyim hem tekil halde (örnek a, b, c) hem de çoğul halde (örnek d)
kullanılmaktadır.
Во время оно.
Türkçe anlamı = çok uzun zaman önce;
Türkçe karşılığı = çok önceleri, bir zamanlar;
Aslı = Eski Slavca’dan alınmış taklit.
165
N.V.Basko, 2002, s. 38
145
Deyim Eski Slavca’dan gelmektedir. Eski Slavca’da “oно” (ono) Çağdaş
Rusça’da “то” (to) – o anlamına gelmekte olup, eski dilde işaret zamirinin kısa
şeklini ifade etmekteydi ve çok uzun süre önce yapılmış bir olay ya da hareketi
anlatmaktaydı. Bu zamirin (он, она, оно; оный, оная, оное) şekilleri vardı.
166
Örnek tümceler;
a)
Во время оно жил да был в Москве боярин Михаил. (Лермонтов)
167
Bir varmış bir yokmuş çok önceleri Moskova’da boyar Mihail yaşarmış.
b)
Но впрочим, о любви мне говорить уж поздно. Во время оно я
влюбился, и серьёзно, в покойницу жену. (А.Писарев)
168
Ama yine de aşktan söz etmem için çok geç. Bir zamanlar merhume karıma
ciddi biçimde tutulmuştum.
c)
Что же касается до Лизаветы Семёновны, ты сама знаешь, душа моя,
причину eё гнева: во время оно я мог быть её мужем и ... и предпочёл
тебя. (Григорович)
169
Lizaveta Semyonovna’ya gelince, onun öfkesinin nedenini sen de bilirsin
canım, bir zamanlar onun kocası olabilirdim ve … ve seni seçtim.
d)
Поселенцы толкуют, что эта местность во времена оны была дном
морским.... (Чехов)
170
Kolonistler bu toprakların bir zamanlar denizin dibi olduğunu söylüyorlar.
Bu deyim edebi (kitap) dilde karşımıza çıkmaktadır.
166
M. Fasmer, Etimologiçeskiy slovar’ russkogo yazıka, Moskva, c-3, s. 140
167
A. . Molotkov, 1978, s. 82
168
Ö.Aydın Süer, 1999, s. 34
169
A. . Molotkov, 1978, s. 82
170
a.g.e. s. 82
Dostları ilə paylaş: |