82
bulunmadı ına da dikkat edilmelidir. Winterwerp
davasında ba vuru sahibi, “mutlak olarak
gerekenden
daha
uzun
bir
süre
alıkoyulmamasının sa lanması için” bu maddede
uygun tedavinin yapılması gerekti ine ili kin
zımnî bir hüküm bulundu unu iddia etmi tir. Öte
yandan,
Ashingdane
davasında
A HM,
“özgürlükten mahrumiyete izin verilmesinde
itibar edilen gerekçeyle alıkonulan yer ve
alıkoyulma artları arasında bir açıdan ili ki”
olması gerekti ine karar vermi tir. Bir ba ka
deyi le, aklî dengesi yerinde olmayan bir ki inin
özgürlü ünden mahrum edilmesine ili kin bir
kararın uygulanması da hukuka uygunluk artının
bir parçasıdır. Ancak, alıkonulan ve aklî dengesi
yerinde olmayan bir ki inin tıbbî tedavisinin
yapılmaması da Sözle menin “insanlık dı ı
muameleyi” yasaklayan 3. Maddesi kapsamında
gündeme getirilebilir.
Serseri ki iler konusu, De Wilde, Ooms ve
Versyp-Belçika davasında A HM’ye getirilmi tir.
A HM ilke olarak, 5. Madde 1. Paragraf (e)
fıkrası çerçevesinde, Belçika Ceza Kanununda
serseri ki ilerle ilgili tanımı kabul etmi tir. Bu
tanıma göre, serseri, “sabit bir ikâmetgahı,
düzenli bir geliri, i i ya da mesle i olmayan
ki i”dir. Guzzardi- talya davasında A HM,
talyan idaresinin, mafya mensubu olduklarından
üphelenilen ki ilerin gelir kaynaklarının tespit
edilememesinin bu ki ilerin “serseri” tanımı
çerçevesinde de erlendirilmeleri do rultusundaki
iddiasını kabul etmemi tir. Belçika davasında ise,
ba vuru
sahipleri
kendi
rızalarıyla
alıkonulmu lardır. Bu davada A HM, özgürlük
hakkından feragat edilemeyece inden hareketle,
alıkonulan ki i bizzat özgürlükten mahrumiyete
rıza gösterse de bu do rultuda bir yargı kararı
olması gerekti i kanaatine varmı tır.
Her ne kadar uyu turucu ba ımlılarının,
alkoliklerin alıkoyulmasına ya da bula ıcı bir
hastalı ın yayılmasının önlenmesi amacıyla bir
ki inin alıkonulmasına ili kin birkaç ikayet
bulunsa da bu ba vurularda da A HM’nin aklî
dengesi
yerinde
olmayan
ki ilerin
alıkoyulmalarının usule uygun olup olmadı ında
benimsedi i yakla ıma benzer bir yakla ım
83
içinde oldu u zımnen dü ünülebilir. Witold
Litwa-Polonya davasında 5. Madde 1. Paragraf
(e) fıkrası çerçevesinde “alkolik” kelimesinin
anlamının belirlenmesiyle ilgili olarak A HM u
kanaate varmı tır:
Tıbben “alkolik” olarak tanımlanmayan
ancak, alkollüyken sergiledikleri tavır ve
davranı ları kamu düzeni ya da kendileri
açısından bir tehlike olu turan ki iler,
kamu düzeni ve sa lık durumları ya da
ki isel
güvenlikleri
bakımından
kendilerinin
korunması
amacıyla
gözaltına alınabilirler.
Ancak A HM, bu durumun 5. Madde 1.
Paragraf (e) fıkrası uyarınca “bir ki inin yalnızca
alkol alması sebebiyle alıkonulması” anlamına
gelmedi ine de i aret etmi tir. Ayrıca A HM, söz
konusu davada ba vuru sahibinin bir ayıltma
merkezinde alıkoyulmu olmasının da ba vuru
sahibinin davranı larının kamu düzeni ya da
kendisine zarar verebilecek türde oldu u
kanıtlanmadı ı ve ulusal kanunlarda sarho bir
ki i hakkında alınabilecek alternatif tedbirler
dikkate alınmadı ı için, keyfî bir uygulama
oldu unu tespit etmi tir. A HM, ulusal kanunlara
göre “sarho bir ki i, polis tarafından bir sa lık
kurumuna ya da ikâmet adresine ula tırılabilece i
için, böyle bir ki inin özgürlü ünden mahrum
edilmesine gerek olmadı ını” belirlemi tir.
Sonuç olarak A HM, ba vuru sahibinin bir
ayıltma merkezinde alıkoyulmasının hukuka
aykırı oldu unu tespit etmi tir.
141
141
4 Nisan 2000.
84
IV. Bölüm:
Yakalanma
sebebinin anında ki iye
bildirilmesi görevi
Sözle menin 5. Madde 2. Paragrafında bir
ki inin özgürlü ünden mahrum edilmesine ili kin
yetkinin suiistimalini önlemeye yönelik çok
önemli bir hüküm bulunmaktadır: Yakalanan her
ki iye, yakalama nedenleri ve kendisine
yöneltilen her türlü suçlama en kısa zamanda ve
anladı ı bir dilde bildirilir. Bu ekilde, bu
uygulamaya maruz kalan ki iye ba ına geleni ve
bu uygulamaya ne ekilde itiraz edebilece ini
anlama imkânı sa lanmalıdır. Haklı bir
gerekçeyle özgürlükten mahrumiyetin söz
konusu oldu u pek çok durumda, ki iye
yapılacak açıklama, ki inin direnmesinin do ru
olmadı ını anlamasını sa layacak ve dolayısıyla
da yetkililerin görevini kolayla tıracaktır. Ayrıca,
bu tür bir tedbirin neden alınmı oldu unun
açıklanması gere i, kamu görevlilerini yetkileri
dahilinde hareket edip etmediklerine dikkat
etmeye ve haklı bir gerekçesi olmayan
hareketlerde bulunmaktan kaçınmaya te vik
edecektir. Elbette, ileri sürülen sebepler – ya da
herhangi bir sebep ileri sürülememesi – de
özgürlükten mahrumiyetin kabul edilebilir olup
olmadı ını kararla tıracak yargı mercii açısından
son derece önemli bir unsur olacaktır. Sebep
gösterme yükümlülü ünü yerine getirmede, asıl
dikkate alınması gereken unsurlar, bu görevin
hangi ko ullarda ortaya çıktı ı, yapılması
gereken açıklamanın özellikleri, bu açıklamanın
söz konusu ki i tarafından ne ölçüde anla ıldı ı
ve bu açıklamada bulununcaya kadar ne kadar bir
süre geçebilece idir.
1. Açıklama yapma görevi ne
zaman ortaya çıkar
Alıkoyulma sebeplerinin açıklanmasına
ili kin bir yükümlülük getirirken, 5. Madde 2.
Dostları ilə paylaş: |