Prof. Dr. H.Mehmet Soysaldı
272
1.Kr.11:11 “Seninle yaptığım antlaşmaya ve kurallarıma bilerek uymadığın için
krallığı elinden alacağım ve görevlilerinden birine vereceğim” dedi.”
54
Tevrat’taki yukarıda zikrettiğimiz kısımlarda
ifade edildiği üzere, Süleyman
Peygamberin ömrünün sonuna doğru hanımlarına uyarak Tanrı’ya kulluk etmeyi terk
ettiği, başka tanrılara ibadet ettiği, hatta başka tanrılara ibadet için mabetler inşa ettiği,
Tanrı ona “
başka ilahlara tapma” diye uyarmasına rağmen bu uyarıyı dikkate
almadığı anlatılmaktadır. Kur’an’da ise, Tevrat’taki bu tahrifat düzeltilmiş ve Hz.
Süleyman’ın Allah’tan başka ilahlara tapmadığı, onun Allah’a yönelen
salih bir kul
olduğu şöyle anlatılmaktadır:
ٌباﱠوَأ ُﻪﱠﻧِإ ُدْﺑَﻌْﻟا َمْﻌِﻧ “…
Süleyman ne güzel bir kuldu! Doğrusu o, daima Allah’a
yönelirdi
.”
55
Kur’an’ın İncil’deki Tahrif Olan Bilgileri Düzeltmesi
Kun’an-ı Kerim, yine müheymin vasfıyla kendisinden önce Hz. İsa’ya indirilmiş
olan İncil’deki insanlar tarafından tahrif edilmiş olan birçok bilgiyi tashih etmiş,
düzeltmiştir. Konuyla ilgili pek çok örnek vardır. Ancak biz burada yapılan bu
tahriflerden sadece ikisine örnek vermek istiyoruz.
Örnek1:
Matta, 19:24 “Yine şunu söyleyeyim ki, devenin iğne
deliğinden geçmesi,
zenginin Tanrı Egemenliği’ne girmesinden daha kolaydır.”
56
Bu zikrettiğimiz İncil ayetinde görüldüğü gibi deve iğne deliğinden geçinceye
kadar zenginlerin cennete giremeyecekleri ifade edilmektedir. Yani zenginlerin
cennete girmeleri imkânsızdır. Kur’an, bu tahrif edilmiş bilgiyi tashih etmekte ve
düzeltmektedir. İnkâr edenler, deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete
giremeyeceklerdir. Yani inkâr eden insanların cennete girmesi imkânsızdır.
ﱠنِإ
ُﻬَﻟ ُﺢﱠﺗَﻔُﺗ َﻻ ﺎَﻬْﻧَﻋ اوُرَﺑْﻛَﺗْﺳاَو ﺎَﻧِﺗﺎَﻳﺂِﺑ اوُﺑﱠذَﻛ َنﻳِذﱠﻟا
ْﻟا َنوُﻠُﺧْدَﻳ َﻻَو ِءﺎَﻣﱠﺳﻟا ُباَوْﺑَأ ْم
َﺟ
ُﻝَﻣَﺟْﻟا َﺞِﻠَﻳ ﻰﱠﺗَﺣ َﺔﱠﻧ
َنﻳِﻣِرْﺟُﻣْﻟا يِزْﺟَﻧ َكِﻟَذَﻛَو ِطﺎَﻳِﺧْﻟا ﱢمَﺳ ﻲِﻓ
“
Bizim ayetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte
onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete
giremeyeceklerdir! Suçluları işte böyle cezalandırırız!”
57
Örnek2:
Matta, 22:30 “Dirilişten sonra insanlar ne evlenir, ne de evlendirilir,
gökteki
melekler gibidirler.”
58
54
Tevrat, 1.Krallar, 11:1-13.
55
Sad, 38/30; Bakara, 2/102.
56
İncil, Matta, 19:24; Markos, 10:25; Luka, 18:25.
57
Araf, 7/40.
58
İncil, Matta, 22:30; Markos, 12:25.
Kur’an’ın Önceki İlahî Kitapları Tasdik Etmesi
273
Bu zikrettiğimiz İncil ayetinde görüldüğü gibi insanların öldükten sonra melek
haline geleceği ve ahirette asla evlenmeyecekleri belirtilmektedir. Kur’an ise, ahiret
hayatında evliliğin olacağını şöyle bildirmektedir:
ِﻟَذَﻛ
َك
ٍنﻳِﻋ ٍروُﺣِﺑ ْمُﻫﺎَﻧْﺟﱠوَز َو
“
İşte
müminlerin cennetteki yeri böyledir. Hem onları iri gözlü Hurilerle de evlendiririz.”
59
Bu verdiğimiz örnekler, gerek Tevrat’ta ve gerekse İncil’de
birçok hakikatin
tahrif edildiğini açıkça göstermektedir. İşte Kur’an-ı Kerim, müheymin vasfı ile
önceki ilahi kitapların tahrif edilmiş yönlerini böyle tashih etmekte ve düzeltmektedir.
Sonuç
Günümüzde İslam, insanlar arasında son ilahi dinin adı olarak bilinmektedir.
Hâlbuki Kur’an, ilk peygamber Hz. Âdem’den başlayarak son peygamber Hz.
Muhammed (s.a.s)’e kadar bütün peygamberlerin tebliğ ettikleri ilahi dinin ortak
adının İslam olduğunu bizlere açıklamaktadır. Çünkü Yüce Allah, “(Resulüm!)
Sana
söylenen, senden önceki peygamberlere söylenmiş olandan başka bir şey değildir.”
60
,
“
Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin” diye Nuh’a tavsiye ettiğini, sana
vahyettiğimizi, İbrahim’e, Musa’ya ve İsa’ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı.
Fakat kendilerini çağırdığın bu (din),
Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah
dilediğini kendisine (peygamber)
seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.”
61
,
“
Biz Nuh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve
(nitekim)
İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, esbâta (torunlara),
İsa’ya, Eyyûb’e,
Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a vahyettik. Davud’a da Zebûr’u verdik.”
62
buyurmaktadır.
İnsanlık tarihi boyunca gönderilmiş peygamberlere verilen vahiyler, esas
itibarıyla birbiriyle uyuşmakta olup aynı ilkeleri insanlara iletmektedir.
Çünkü bütün
vahiylerin kaynağı birdir. O da elbette ki, Yüce Allah’tır.
Yüce Allah, her peygamberi ve kitabı, kendinden önce gelen peygamber ve
kitapla müjdelediği gibi kendinden sonra gelecek olan peygamber ve kitapla da tasdik
ettirmiş/doğrulatmıştır. Tabi ki tasdik edilen/doğrulanan ilahi kitaplar,
asli safvetini
yitirmeden, insanlar tarafından tahrif edilme ve değişikliğe uğramadan önceki
şeklidir. Önceki ilahi kitaplar din bilginleri tarafından çok basit dünyevî menfaatler
karşılığında tahrif edilip/değiştirildiği için Yüce Allah, başka bir kitap gönderme
ihtiyacını duymuştur. Yüce Allah’ın gönderdiği ilahî kitapların sonuncusu Kur’an-ı
Kerim’dir. Ondan sonra kıyamete kadar başka bir
kitap gönderilmeyeceği için
Kur’an’ın korumasını Yüce Allah bizzat kendisi üstlenmiştir.
63
Kur’an’ın getirdiği
hükümler evrensel olup kıyamete kadar geçerlidir. Artık kıyamete kadar gelecek
59
Duhan, 44/54.
60
Fussilet, 41/43.
61
Şura, 42/13.
62
Nisa, 4/163.
63
Hicr, 15/9.