64
olduğunca doğadaki gibi çizilmeye çalışılmıştır. Şematik üslupta ise figürler basitçe
çizgisel olarak gösterilmiştir.
Anadolu mağara ve kaya resimlerinde ana konuyu av oluşturmaktadır. Av büyüsü
olarak yorumlanan bu resimlerde genel amaç hayvanlar üzerine egemenlik kurmaktır.
Dolayısıyla tarih öncesi mağara resimlerinin estetiğinden daha çok, etkinliği ön
plandadır. Resimler mağara sakinlerinin ilkel düşüncelerini yansıtmaktadır. Kaya
üzerinde resimler şüphesiz sembolik bir anlamı vardır. Bu figürlerin bazılarını tam
olarak anlaşılamasa bile sanatçının insan inançlarını basit bir şekilde anlatmayı denediği
görülmektedir. Kompozisyonlar genelde küçük boyutlu ve dağınık olmasına karşın
figürler arasındaki oran ve uyum beceriklidir. Şematik düzenleme Mezolitik ve Neolitik
Dönem’de değil aynı zamanda üst Paleolitik’in son aşamalarında da vardır. Konu
bakımından Latmos ve Borluk vadisi resimleri burada da farklılık göstermektedir.
Hiçbir hayvan figürünün bulunmadığı Latmos resimlerinin av ile ilişkili olmadığı
açıktır. Gerek teknikleri ve gerekse işledikleri konular ile bu iki merkez Anadolu
mağara resim sanatında ayrıcalıklı bir yere sahiptirler.
2.2. NEOL T K DÖNEM RES M SANATI:
Anadolu Neolitik Dönem resim sanatında Çatalhöyük duvar resimleri önemli bir yer
tutmaktadır. Anadolu platosunda bulanan Çatalhöyük Konya’nın 52 km. güney
doğusunda, çarşamba çayının kenarında bulunmaktadır. Höyük, adını kuzey ucundaki
çatallanan yoldan almaktadır.
92
Çift höyükten oluşan Çatalhöyük’ün esas höyüğü
doğudakidir. 13 hektarlık bir alanı kaplayan 450 m. uzunluğunda 275 m. genişliğinde
bir ovaldir. Ovanın şimdiki seviyesinden 17.5 m. yüksekliğinde olmasına karşın
Neolitik Çağ dolgusunun 19 m. ve daha fazlası olduğu düşünülmektedir. Bazı
tabakalarda yapıların duvarlarının 2 m.ye kadar korunduğu görülmektedir.
93
Çatalhöyük
92
Mellaart 2003, 9.
93
Mellaart 2003, 13.
65
Neolitik Dönem’de, kapladığı alan olarak hem Anadolu’da hem de Ortadoğu’daki en
büyük yerleşmedir.
94
M.Ö. 6500-5650 yıllarında iskan gören höyükte bin yıla yakın bir süreyi kapsayan on
iki yapı katı düzenli ve kesintisiz bir kültür gelişimini yansıtır. VIA tabakasından
sonraki geç yapı katlarında tespit edilen ciddi tadilat gerektiren yıkıcı yangınlar
nedeniyle zaman aralıklarının kısa olduğu anlaşılmaktadır. Mimari şaşılacak derecede
kalıplaşmıştır. Herhangi bir yapı katında bile planlı bir yerleşme olduğu anlaşılmaktadır.
Dikdörtgen planlı, olabildiğince dik ve düzgün kenarlı olan evler, ailelerin ihtiyacına
göre planlanmıştır. Depo gibi ikincil mekanlar gereksinime göre ana odanın çevresinde
inşa edilmiştir. Çatalhöyük’ün mimarisinde girişler damdandır ve yer seviyesinden giriş
yoktur. Bunun birincil nedeni savunma için olmalıdır. Burada masif bir duvar örmek
yerine yerleşme damdan girilen evlerin ve siloların kesintisiz devam eden dış duvarları
ile çevrilidir.
95
Çatalhöyük’te kerpiçten olan yapıların kendi duvarları vardır ve diğer yapılarla
çevrelenmiştir. Bu yapı sistemi sayesinde müstakil yapılardan daha uzun süre
dayanmaktadır. Odalardaki iç mimari öğeler, duvarlar, tabanlar ve tavanlar bugünde
kullanılan ve yörede ak toprak adı verilen beyaz ince ve yapışkan bir kil tabakasıyla
kaplıdır. Duvardaki sıva katmanlarını saymak olanaklıdır. Bu sıva katmanları yapı
katları arasında farklıklar göstermektedir.
96
Kabartma ve resimlerle süslü olan Çatalhöyük duvarları üç yatay kuşaktan
oluşmaktadır. Orthostat kabul edilebilecek olan alt kuşak ya düz renktir ya da geometrik
motiflerle bezenmiştir. Orta kuşak asıl betimleme alanı olup, desenler ve figürlerle
süslenmekte ve kısmen alt kuşağa doğru yönelmektedir. Üst kuşak bezemesizdir.
Geometrik motiflerden oluşan resimler hiç kuşkusuz kumaş ve halı dokumalarını örnek
almaktadır. Bu durum sadece Çatalhöyük ve çevresi için geçerli değildir, aynı şekilde
94
Mellaart 1962, 42, 57.
95
Mellaart 1988, 75.
96
Mellaart 2003, 48.
66
bugün bile Türkiye’nin her yerinde görülebilmektedir. Bu resimlerin, duvara asılmış
halıları taklit ettiği kabul edilmektedir.
97
Süslemeleri tapınaklara göre çok daha sade olan evlerde bezeme, ana platformun ve
kuzeydoğu köşedeki küçük platformun üzerinde yer alan 60-80 cm. enindeki alt şerit ile
sınırlıdır. Daha geniş olan orta şerit nadiren boyanmış üst şerit ise hiçbir zaman
bezenmemiştir. Evlerde genellikle kırmızının birkaç tonuyla boyanmış düz panolar
görülmektedir. Geometrik desenler ile el ayak baskıları nadir olarak görülür. Doğa
betimleri tapınaklara özgü olmasına karşın iki evde de karşılaşılmıştır. E.VI.B.44
numaralı evin merkezi panosunda kuşlar yer almaktadır. E.VI.B.66 numaralı evde ise
ortak merkezli daireler ile yıldızlar yapılmıştır. Kısmen daha sağlam ele geçmiş olan alt
tabakalarda duvarların boyanmasının yaygın bir gelenek olduğu anlaşılmaktadır.
Evlerde ve tapınaklarda karşılaşılan diğer bir bezme şekli ise stilize edilmiş boğa
başlarıdır (bukranium). Yabani boğaların (Bos primigenius) alın kemiği ile boynuzları
kerpiç dikmenin üzerine birleştirilerek oluşturulmuşlardır. Birkaç evde bulunmuş olan
bu başlar olasılıkla koruyucu bir simge olarak ana platformun kenarına
yerleştirilmişlerdir. Hiçbir evde tek bir parça halinde bulunamamış olmalarına rağmen
tapınaklarda çok sayıda boğa başlı dikme sağlam olarak ele geçmiştir. Olasılıkla evlerde
tek bir boğa başlı dikme bulunurken tapınaklarda ise bir sıra halinde bazen boyalı
dikmeler bulunmaktadır.
VI.B.1 numaralı tapınağın kuzey duvarının alt panosunda ilginç bir resim yer
almaktadır. 1 m. uzunluğunda 71 cm. yüksekliğindeki panoda bir yapı cephesinin
altında bir dizi insan kafatası ve kemiği betimlenmiştir. Devetüyü renginde zemin
üzerine kırmızı ve beyaz boya ile beş sütunla ayrılan dört semerdamlı yapı çizilmiştir.
Ölü insanların bu yapı içinde oldukları anlatılmaya çalışılmıştır. Resmedilen yapı
cesetlerin yerleşme içine gömülmeden önce yumuşak dokularının çürümesi için
bekletilen mekan olmalıdır. Yapılan analojiler sonucunda bu yapının benzerleri
günümüzde Konya’nın kuzeyindeki Eber gölü çevresindeki bataklık alanlarda yapılan
sazdan kulübelere benzedikleri saptanmıştır. Bunun yanı sıra Mısır’da Hanedanlar
97
Bingöl 1997, 9.
Dostları ilə paylaş: |