67
öncesi sanatta betimlenen kamış kulübelere ve Güney Irak’taki bataklık bölgede
yaşayan Arapların kamış mimarisine benzediği görülmektedir. Bütün bunlardan yola
çıkarak resimde yer alan yapının köşe dikmelerini oluşturan kamış demetlerinin
üzerlerinin ahşap ve hasır ile kaplanmış olduğu ve dörtgen bir dizi yapıyı canlandırdığı
söylenebilir. Kamış sütunlarının bağları ile duvarları oluşturan hasır örgüsü gibi detaylar
resmedilmiştir. Semardamların tepesindeki çiçek benzeri çarpılar olasılıkla tepede
birleşen kamışların stilize çıkıntılardır. Kapı girişinde yer alan tuhaf desenler kapıyı
örtmek için kullanılan dokumalar olmalıdır. Semardam üzerindeki dört yapraklı cisimler
ile dokuma üzerindeki el figürü kötülüğü kovmak amacıyla çizilmiş olmalıdır.
98
Çatalhöyük duvar resimlerinde çizgi teknik ve siluet teknik bazen tek bazen de birlikte
uygulanmıştır. Her iki teknik de belirli bir motif veya belli bir dönem için karakteristik
değildir. Ancak insan ve hayvan figürlerinin çoğunlukla siluet tekniğinde verildiği
görülmektedir. Kült merkezinin E VI 1 no.lu doğu odasında olduğu gibi insan
başlarında çizgi tekniği de kullanılmıştır. Burada önden betimlenmiş bir erkek başı
mevcuttur. Figürün vücudu, koyu renk saçlı başından ayrılmıştır. Sakallıdır, gözleri
kapalı olup kırmızı bir ağzı vardır. Bu başın yanındaki boya kalıntıları bir kadın başının
varlığını işaret etmektedir.
99
Çatalhöyük’te tabaka X’a ait evin altındaki yapı molozlarında en erken duvar boyası
parçaları bulunmuştur. En geç olarak tabaka II’nin duvarlarında tespit edilmiştir.
Çatalhöyük’te boya kullanımı oldukça yaygındır. Duvarların yanı sıra, kabartmalar, kil
heykelcikler, iskeletler, tahta, sepet ve çanak çömleklerde boyanmıştır.
Boyalar:
Çatalhöyük’te kullanılan boyalar temelde minerallerden elde edilmişlerdir.
Demir oksitler:
Kırmızı, kahverengi ve sarı aşı boyası.
Bakır oksitler:
parlak mavi azurit ve yeşil malakit.
98
Mellaart 2003, 45.
99
Bingöl 1997, 9.
68
Cıva oksitler:
Koyu kırmızı renkli zincifre.
Kırmızı boya olasılıkla hematitten, leylak rengi veya mor manganezden, kurşuni gri
galenadan elde ediliyordu. Zemin rengini oluşturan krem veya mat beyaz renkte sıva göl
yataklarından sağlanıyordu. Siyah ise kumdan elde edilmekte idi. Boyalarda hayvan
yağı, bitkisel yağ veya yumurta akı gibi bağlayıcı malzemeler kullanılmamış doğrudan
doğruya duvar üzerine uygulanmıştır. Bazı resimler üzerindeki ince fırça darbelerinin
izleri görülse de genelde düz yüzeylerde boya sürülerek kullanılıyordu.
Resimler herhangi bir ön çalışma yapılmadan direkt boyanacak yüzeye yapılıyordu.
Aynı desenin birkaç kez kullanılması, geyik avı gibi karmaşık sahnelerin tekrar tekrar
yapılabilmiş olması, keçe, deri veya kumaş gibi maddelerin üzerlerine desenlerinin
çizildiği düşünülmektedir.
Tapınaklarda ve evlerdeki duvar resimlerinin dinsel ayinlerle ilişkili olduğu
düşünülmektedir. Bir resim bir duvarda bir senede ya da bir kutlama töreni sonunda
işlevini tamamlıyor ve daha sonra üzeri beyaz sıva ile kaplanıyordu. Aynı alan daha
sonra tekrar boyanıyordu. Bu nedenle aynı duvarda bir düzineden fazla duvar resmi
görülebilmektedir.
Çatalhöyük’teki duvar resimleri altı grupta incelenmektedir.
1.
Üzerinde motif bulunmayan tek renge boyanmış panolar. Genellikle kırmızı,
turuncu, pembemsi kırmızı veya kahverengimsi kırmızı tonlar kullanılmıştır.
Siyah panolar ise sadece tapınak VII.21’de görülmüştür.
2.
Basit veya karmaşık geometrik desenlerin tekrarından oluşan tek renkli ya da
çok renkli panolar.
3.
Simgeler içeren desenler. çi dolu daireler, dört yapraklı motifler, mazgal deseni,
stilize yıldız ya da çiçek simgesel desenleri içeren panolar.
4.
Tek başına veya gruplar halinde natüralist ya da geometrik panoları çevreleyen
insan eli desenleri.
69
5.
Natüralist duvar resimleri: insanlar, tanrıçalar, boğalar, kuşlar, akbabalar,
leoparlar, geyikler gibi figürler tek başlarına ya da av sahneleri, gömü ritüelleri
sahnelerinde yer alırlar.
6.
Kent, yanardağ, ölü evleri gibi peyzaj ve mimari betimlemeler.
1. grupta yer alan düz renk panolar X-II tabakalarında görülür. Kırmızı boyanın ritüel
bir anlamı vardır. 2. grup geometrik desenli panolar ve 3. grup resimler de X-III
katmanlar arasında görülmektedirler. 4. gruba giren insan elleri VI A’dan sonraki
tabakalarda görülmemiştir. 5. grubu oluşturan figüratif resimler ve siyah bir boğa
katman IX görülür. Akbabalar yalnızca VIII. ve VII. tabaklarda görülür. nsan sahneleri
alt tabaklarda enderdir. Av sahneleri gibi karmaşık kompozisyonlar yerleşimin sonlarına
tabaka IV-III’e aitmiş gibi görülmekte ve dört tapınakta işlenmektedir.
100
Üst üste yer alan sıva tabakalarından, bu resimlerin dinsel amaçlara hizmet ettiğini ve
daha sonra beyaz bir tabakayla örtüldükleri anlaşılmaktadır. Burada görülen kırmızı
renk, birçok kültürde olduğu gibi, kan ve yaşamı simgelemektedir. Erkekler kırmızı
vücutlar ve siyah saçlarla, kadınlar ise kırmızı veya beyaz vücutlarla betimlenmektedir.
Benzer şekilde genelde boğalar kırmızı, öküzler siyah ve akbabalar ise kahverengidir.
Beyaz çizgilerle sınırlandırılmış alanlardaki siyah ve kırmızı üçgenler–siyah dikey ve
kırmızı yatay kum saati motifleri veya çarpı işaretli kareler olarak da nitelendirilebilir-
kilim veya halı desenlerinden alınmıştır.
101
Açılmış kanatlarıyla, başsız insan figürlerini gagalayan akbabaların oluşturduğu
kompozisyonda tematik bir anlatım mevcuttur. Başsız insanlar ve akbabaların
betimlenmesi Çatalhöyük’ün gömü gelenekleriyle ilişkilendirilebilir. Başsız insanlar
ölümü temsil ediyor olmalıdır. Çatalhöyük’te ölüler, odalarda oturma sekilerinin altına
gömülüyordu. Akbabaların tasvir edildiği kutsal mekandan gömüler de ele geçirilmiştir.
Gerek hoker tarzı gömülerde gerekse uzanmış cenazelerde başlar noksan değildir. Diğer
iskeletler de başlarıyla gömülmüştür. Resimlerdeki başsız bedenler, bunların ölü
100
Mellaart 2003, 101-102.
101
Mellaart 2003, 59-65.
Dostları ilə paylaş: |