Microsoft Word içindekiler doc



Yüklə 2,39 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə43/110
tarix28.08.2018
ölçüsü2,39 Mb.
#65015
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   110

Minahanım Esedli 
74 
ictimai keşf ve ezası tövkif edilmişdi. “Hilali-ehmer” faidesine yapılan propakandaya bu zamankı 
hissiyyatın tervici üçün en münasib bir vasite oluyordu. Bakı kadınlarından sırğalarını verenler olmuşdu. 
Genc müellimler ve telebeler derslerini atarak türk ordusuna könüllü gediyorlardı.”
27
 
Keyd etmek lazımdır ki, Rusiya hüdudlarında yaşayan türk-islam halklarının yardımı ile beraber, 
Balkan savaşlarında Rusiyanın türklük ve müslümanlık eleyhinde mövke tutması, her terefden artık 
Azerbaycan türkleri üzerinde tesirli oldu. 1911-ci ilde kurulmuş ve ilk üzvleri arasında Y. Z. 
Talıbzadenin de olduğu “Musavat” Partiyası, Balkan savaşı esanasında bir beyanname yayımlayarak, 
milleti oyandırmağa ve Türkiyeye yardıma devet edirdi.  
Sonralar müsavatçılarla “İttihad ve terekki” terefdarları ortasında tereddüd eden, daha doğrusu 
“Müsavatı”ın 1917 ve 1919-cu illerde keçirilmiş I ve II kurultaylarının prokramında ireli sürülen 
müddealardan çoh ittihadçılığa meyl eden Y. Z. Talıbzadenin, ilk olarak “Müsavat”da aradığı amilin 
islamla bağlı olduğunu göstermek üçün bu firkenin ilk prokramına nezer yetirmek kifayet edir. Evvela, 
“Müsavat”ın 1911-ci ildeki prokram ve beyanamesinin mahiyyeti Balkan herbi münasibetile neşr edilmiş 
intibahnamenin metninden de görünür. 1911-ci ildeki beyaname firkenin teşekkülünü bildirirdi. M. B. 
Memmedzadenin yazdığına göre “Müsavat”ın hemin il neşr edilmiş prokramı da beyanamedeki esaslara 
tamamile uyğun idi. 8 bendlik prokramın mahiyyetinde başdan-başa, islam ittihadı ve müslüman 
ölkelerinin karşılıklı yardım meseleleri dururdu.
28
 
1912-ci il Balkan müharibesi zamanı “Müsavat” yeni bir beyaname ile milleti oyanışa çağırırdı. 
M. E. Resuloğlu (Resulzade) bu hakda yazır ki, bu beyaname Oruc oğullarının metbeesinde sahiblerinden 
hebersiz, arkadaşımız Seyid Hüseynin yardımı ve partiyamıza mensub olan mürettiblerin elbirliyile bir 
gecede basıldı. Bu beyanamenin Kafkaz müslümanlarının merkezi sayılan Bakıda yayılmasını istemirdik. 
Abbas bey, bu beyanameleri götürüb Tiflise getdi. Orada bunları poçt kutularına atarak, bir gün sonra da 
geri döndü. Bu beyaname Kafkaz müslümanları arasında böyük bir heceyan yaratdığı kimi çar polisini de 
böyük bir telaşa salmışdı. Beyanamede Türkiyeye her cür ypardım gösterilmesi fikri ireli sürülür ve 
yardım edilmesi istenilirdi. “Behs edilen beyaname, arkadaşımız Yusif Ziya terefinden İstanbula 
götürüldü. Sebilürreşad mecmuesi bu beyanameni eynen neşr ederek Kafkaz müslümanlarının Türkiyeye 
karşı gösterdikleri ilgiden dolayı memnuniyyetini beyan yollu setirler yazdı.”
29
 
Yusif Ziyanın  İstanbula apardığı “Sebil-ür-Reşad” mecmuesinde çap olunmuş beyanamede 
vurğulanırdı ki, yegane ümidimiz ve nicat çaremiz Türkiyenin istiklal ve terekkisindedir. Biganelik 
göstersek, islamiyyet ve milliyyetimiz rezil bir hala düşer. “Cemi alem bilir ki, islam hilafetine sahib olan 
Türkiyeye karşı bu müharibeni Balkanın ufak ve kiçik hökumetleri elan etmemişler. Çünki şir ne keder 
zeif olsa da, çakkallar ve tülküler ona yahın gelmeye cüret etmezler. Bu işleri işleyen, islamiyyet ve 
insaniyyet düşmeni ve “dünya jandarmı” lekebi ile meşhur olan şimal ayısı müstebid Rusiya hökumetidir 
ki, her gün tibb levazimatı, hekimler ve könüllülük adı altında bölük-bölük nizamiler gönderir.”
30
 
 Yusif  Ziyanın “Müsavat” Partiyası ve Heyriyye Cemiyyetleri vasitesile apardığı tebliğat ve 
teşvikat işi öz behresini verimş, her halda sonrakı illerde Türkiyede yaşanan her hadise, her inkişaf 
Azerbaycanda eks-seda salmağa başlamışdır. Hemçinin Azerbaycan-Türkiye münasibetlerindeki bu 
yahınlaşma, o cümleden milli oyanma, milli şüurun terpenişi, kardaş halka marak ve mehebbetin artması 
– bütün bunlar Balkan savaşları esnasında ilk behresini vermişdir. Balkan müharibesi illerinde 
Azerbaycan türkleri ister maddi, isterse de menevi olarak Türkiyeye yardım etmiş, yuharıda 
tohunduğumuz kimi, bir kisim azerbaycanlılar Balkan herbinde könüllü olarak savaşmışlar. Türkçülük 
                                                 
27
 M. E. Resulzade, age., s. 23. 
28
 M. B. Memmedzade, Milli Azerbaycan Herekatı, Bakı, Nicat, 1992, s. 44-45. 
29
 M. A. Resulzade, “Müsavat” Partisinin Kuruluşu, “Azerbaycan” (Ankara), Azerbaycan Kültür Dernegi Aylık Yayın Orkanı, 
S. 167 (2), Şubat 1966, s. 14. 
30
 M. B. Memmedzade, age., s. 45-46. 


Ahund Yusif Ziya Talibzadenin Türkiyedeki Dini, Siyasi ve Herbi Fealiyyetleri (1906-1918) 
75 
fikrinin ön plana çıhdığı bu dövrde I Dünya Müharibesi başlamış ve Osmanlı Dövletinin Rusiyaya karşı 
müharibeye girmesi, hetta başlanğıcda müeyyen üstünlükler kazanması hadiseleri Azerbaycan türklerinin 
milli müstekilliye olan ümidlerini artırmışdır. Ancak Türk ordusunun Sarıkamışdakı meğlubiyyeti bu 
arzularla yaşayanları meyus etmişdir. 
Lakin mövzu ile bağlı menbelerde bezen bir-birine uyğun gelmeyen melumatlara da rast gelinir. 
Meselen, Azerbaycanın istiklal mücahidlerinden ve mühacir ziyalılarından olan Hüseyn Baykara “Türk 
kültürü” (Türkiye) dergisinde Osmanlı türklerine olan reğbeti nezerde tutarak yazır ki, “Bu simpatiya 
ancak sözden ibaret olarak kalmırdı. Balkan herbi sıralarında, bu herbi rus hökumetinin provakasiya 
etdiyini Kazan, Krım, Daşkend ve Bakı türk metbuatı rus senzurasından keçire bileceyi bir dille kapalı 
şekilde müslüman halka yayınlayır ve kardaş Türkiyeye yardıma koşulmağı telkin edirdi. Bu sebeble 
bütün rus esiri türk ölkelerinden İstanbula könüllü ahını başlanmışdı. Azerbaycan, Dağıstan ve Küzey 
Kafkazdan gelen könüllüler üçün “Kafkaz Könüllü Hissesi” adı ile bir esgeri birlik kurulmuşdu. O çağın 
idealizmine bir misal vermek üçün Azerbaycanın, böyük milli şairi Cavad Ahundzadenin, pedakok ve 
şair Abdulla Şaikin de könüllüler arasında bulunduklarını bildirmek yerinde olardı.”
31
 Akademik K. 
Talıbzade ise çıhışlarında defelerle keyd etmişdir ki, H. Baykaranın hemin mekalesinde Ahund Yusif 
evezine Abdulla Şaik getmişdir. Çünki Balkan herbine Abdulla Şaik yoh, mehz böyük kardaşı Ahund 
Yusif getmişdir.  
Teessüf ki, elimizde ele bir tekzibedilmez fakt, ilkin menbe yohtur ki, hekiketin hansı terefden 
olduğunu öyrenek. Amma Hüseyn Baykara diger bir eserinde de fikrini tesdikleyir. O yazır ki, “1912-ci il 
Balkan müharibeleri başlamış, Osmanlı dövleti dahilinde balkanlı, türkiyeli türk kardaşları kederli, 
böhranlı, facieli günler yaşamakda idiler. Azerbaycanda kurulan “Kafkaz könüllü hissesi” sıralarında 
Ehmed Cavad, Azerbaycan klassik edib ve şair pedakoku Abdulla Şaikle birlikde, Trakiya cebhesinde 
soydaşları olan Türkiye “Mehmed”lerile sengerlerde çiyin-çiyine döyüşe girmiş ve düşmenle mübarize 
aparırdı. Balkan müharibesi kurtardıkdan sonra Yusif Akçura oğlu, her iki Azerbaycan şairine, 
Azerbaycanda onlara daha çoh ehtiyac duyulduğunu ve öz doğma yurdlarına dönerek halkına hidmet 
etmelerini tövsiye edir. Bu tövsiyeden sonra her iki edib Azerbaycana dönür.”
32
 Eyni müellifin tekrar-
tekrar bir neçe menbede eyni faktı tesdiklemesi ile A. Şaikin oğlu, akademik K. Talıbzadenin tekzibini 
tehlil ederken her iki variantın mümkünlüyünü ehtimal etdik. K. Talıbzadenin variantını kebul etsek, 
demeli, H.Baykara yanlışlığa yol vermişdir. Amma heç bir menbede, H. Baykara Talıbzade familiyasını 
yazmır ki, burada yalnız adların sehv düşdüyünü güman edek. Ya da onda H.Baykara şifahi söz-söhbetler 
esasında ona çatan informasiyaları karışdırarak kardaşları sehv sala biler. Belke ikinci menbedeki Yusif 
Akçura ile Ahund Yusifin adları deyişik düşüb? Her iki kardaş Türkiyede olub, sadece Ahund Yusifin 
mesleheti ile Abdulla Şaik sonradan geri dönüb. İkinci variantı mümkün saysak, o zaman H. Baykaranın 
yazdıklarını tesdiklemiş oluruk. Kamal Talıbzadenin 1923-cü ilde anadan olmasını, Türkiye barede 
danışmağın mümkünsüzlüyünü ve Ahund Yusife göre bütün ailenin tekib olunması faktlarını nezere 
alsak, A. Şaikin K. Talıbzadeye 1911 – 1912-ci illerde olub keçenler barede danışmamasını mümkün 
hesab etmek olar. Ehtimal olunan bu variantlar içerisinde tam gerçek olan budur ki, Ahund Yusif Balkan 
müharibesinde ve I Cahan Herbinde Osmanlı Ordusu sıralarında vuruşub.  
Onu da keyd edek ki, H.Baykaraya istinad eden sonrakı araşdırıcıların çohu bu faktı 
tekrarlamışlar. Misal üçün Betül Aslan yazır ki, “Azerbaycandan gelen könüllüler içerisinde 
Azerbaycanın böyük Türk şairlerinden Ehmed Cavad da bulunuyordu. Ahmed Cavad, Azerbaycanın 
klassik edib şairi ve pedakoku olan arkadaşı Abdullah Şaikle birlikde, Balkan savaşlarında Türk 
kardaşlarıyla birlikde omuz-omuza savaşmış ve daha sonra Azerbaycana geri dönmüşdür.”
33
 
                                                 
31
 H. Baykara, Türk Ordusunda Azerbaycan Esgeri Hisseleri, “Türk Kültürü”, 1964, S. 22. 
32
 H. Baykara, Azerbaycan İstiklal Mübarizesi Tarihi, Bakı, Azerneşr, 1992, s. 175-176. 
33
 Betül Aslan, age., s. 52. 


Yüklə 2,39 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   39   40   41   42   43   44   45   46   ...   110




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə